![]() |
Türklerin Mülüman Oluşu |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türklerin Mülüman OluşuTurklerin Musluman Oluşu Göktürk’lerden Uygur’lara ve Karahanlı’lara doğru gelişen Türk topluluğu büyük siyasi, askeri ve iktisadi tecrübe ile gelişip olgunlaşarak, Batı Uygurlar (Karahanlı(lar) yönünden daima temas halinde bulunduğu İslâm dininin ilkelerini kabullenmeye, benimsemeye hazır hale gelmişti ![]() 634’de Arabistan sınırlarından taşan İslâmiyet, yarım yüzyıl içinde ticaret, fetih ve kültür yolları ile Türk dünyasına tesir etmeye başlamış ve yüz elli yıllık bir zaman içinde Türkler bu dini incelemek ve tanımak imkânını bulmuşlardır ![]() Karahanlı Devletinin Başkanı Satuk Buğra Han 940 yıllarında Müslüman oldu ve İslâmiyet'i resmi devlet dini olarak ilân etti ![]() İslâm dininin Türkler tarafından kabulü ve Türk dünyasında süratle yayılması şu ana sebeplerden dolayı mümkün olmuş ve bu inkılap, dünya çapında, dini, siyasi, iktisadi ve sosyal bir devrim manâsı kazanmıştı ![]() Yüzyıllar süren denemelerden sonra Türk toplumu, Türk karakteri ve kültürü, İslâm'ın yüksek ilkelerini, anlayacak ve kabul edecek şekilde olgunlaşmıştı ![]() İslâmiyet bir “birlik” dini olarak, ilkel Asya dinlerinin dağıttığı Türk topluluklarını politik ve ekonomik birliğe kavuşturacak ve Türk’ü ebedileştirecekti ![]() ![]() İslâm ülkelerine Türkleri çeken siyasi, askeri, iktisadi sebepler vardı ![]() ![]() Yüzyıllar boyunca yeryüzündeki bir seri “Kara İmparatorlukları” kuran Türkler, geleceğe ve ebediyete yönelen yaşam ve muvaffak olma, dünyaya şekil verme ve hâkim olma ihtirasıyla bu büyük arzuyu gerçekleştirme şartı olarak “açık denizlere” ve devamlı bu “Tarım Ülkesi”ne kavuşmak istiyorlardı ![]() ![]() Orta Asya Türkleri binlerce yıldan beri, atlı, çevik ve süratli tüccar bir toplum olarak Anadolu ile irtibat kurmuşlardı ![]() ![]() Türklerden önce daha birçok Asya ve Yakın Doğu kavmini Anadolu köprüsüne çeken çağrıya dünya imparatorluğu kurmak isteyen Türklerin uymaması düşünülemezdi ![]() ![]() ![]() Dünya çapında ve o zamanki dünya ekonomisinin birinci derecede önem taşıyan en zengin ticaret yolunu, dünyanın bir ucundan öbür ucuna kadar uzanan büyük geçidi izleyerek ve elde bulundurarak mevcut iktisadi ve ticari yeryüzü dengesini kendi lehlerine çeviren Türkler bu jeopolitik başarıyı İslâmiyet'i benimsemek ve İslâm dünyasına hakim olmak suretiyle yapabilirlerdi ![]() Nitekim öyle oldu ve bu büyük dünya inkılâbı başarıldı ![]() Daha önce Orta Asya Türkleri, bir yandan Çinlilerle diğer taraftan İranlılar ve Araplarla müştereken kurdukları ve Türkçe olarak “Ortak” adıyla anılan ticaret şirketleriyle, denizlerde ve karalarda sistemli şekilde ilk defa milletlerarası ticaret faaliyetinin esas ve hakim unsuru olmuşlardı ![]() ![]() 921 yılında ![]() ![]() Bütün ticarete ve iktisadi tecrübe Türk-İslâm ülkelerinin mali kudretini çok artırmıştır ![]() Artık Orta Asya’dan, Hazar’ın güneyinden gelen Türkleri Doğu Anadolu yakınlarında Müslüman Türkler olarak görüyoruz ![]() Daha önce 374 sıralarında Hazar denizinin kuzeyinden dolaşarak Avrupa ve Batı Anadolu’ya Trakya’ya sarkan Hun Türkleri, Atillâ orduları, Avarlar, Hazarlar, Macar ve Peçenek Türkleri ve Bulgar Türkleri, birbirini izleyen hakimiyet yılları sonunda Avrupalıları arasında ve Hıristiyan etkisi altında erimişlerdir ![]() ![]() Türklerin Anadolu’ya gelmeden önceki ekonomik-sosyal yaşantıları üzerine yazdıklarımıza nokta koymadan önce şu hususları da kaydetmek istiyoruz ![]() ![]() Asya Türklerinin, bazılarını iddia ettikleri gibi göçebe-çoban toplumları olmadıklarını biliyoruz ![]() Daha o zamanlardan ele geçen toprakları kumandanların yönetiminde işleyen Türkler böylece tımarlı sipahi sisteminin temellerini atıyorlardı ![]() Burada bilmediğimiz ve ilerde hatırlamamız gereken husus tımar sisteminin orduya dayana bir toprak sistemi değil, toprağa dayalı bir askeri organizasyon olduğudur ![]() Anadolu’ya girmek ve burada fetihlere başlamakla dünyanın jeopolitik, kültürel ve ekonomik dengesinde büyük sarsıntı ve değişiklik yapan Türklerin Anadolu macerasındaki bu büyük rollerini konumuz çerçevesinde ele almadan önce, kendi bünyesinde ve dünya çapında bir inkılâp olan İslâmiyet'i kabul etmekle, benimsedikleri İslâmi iktisat anlayışını ve İslâm'ın ekonomik dünya görüşünü tarihi esasları açısından kısaca incelemek zorundayız ![]() alıntı ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|