07-22-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Gebelikte Artmış Tükürük Salgısı...
Pityalizm, gebelik sırasında tükürük salgısının fazla miktarda mineral içermesine bağlı olarak yoğunluğunun artması sonucu ağızda metalik acı bir tat oluşmasıdır Bu rahatsızlık gebeliğin ikinci veya üçüncü haftasında birden bire başlamasıyla karakterizedir Gebeliğin ilk üç ayında azalıp kendiliğinden kaybolabilir Ancak gebeliğin sonuna kadar devam eden vakalar mevcuttur Tükürük salgısındaki yoğunluk yutmayı güçleştirir ve sık tükürme ihtiyacının yanında, bulantı-kusmaya neden olabilir Ağızda ve özellikle dilde kuruluk, tükürük bezlerinde şişlik, ağızda tahriş ve konuşmada zorlanma olabilir
Bu durumu oluşturan nedenler tam olarak bilinmemekle birlikte gebelik hormonlarının artması ve gebelikte oluşun bulantı nedeniyle yutmada isteksizliğin sebep olabileceği belirtilmektedir
Alınacak Önlemler:
Pityalizm in bilinen kesin tedavisi olmadığından belirtilere yönelik tedavi yapılması önerilmektedir Bu maksatla ağız hijyenine önem verilmesi ve salgı azaltıcı ağız sıvılarının kullanımı faydalı olabilir Nişastalı hamur işi yiyeceklerinin kullanımının kısıtlanması ve dengeli beslenme önerilebilir
Eğer aşırı tükürük salgısı varsa hekime müracaat edilerek ağız yaraları, bademcik iltihabı, mide, pankreas ve karaciğer hastalıklarına yönelik ileri tetkiklerin yapılması ve ona göre tedavi edilmesi önerilebilir
Gebelikte Ayaklarda ve Ellerde şişme
Nedenleri
Gebelik ilerledikçe hücrelerarası sahada sıvı miktarı artar ve bu da dokuların daha "şiş" hale gelmesine neden olur Özellikle ayak bilekleri gibi uterus basısı nedeniyle oluşan dolaşım yavaşlamasından çok etkilenen bölgelerde ödem adı verilen şişlikler ortaya çıkar Ödemli bölgeye parmakla basıldığında bu bölgenin kolayca içe göçtüğü ve bir çukurluk oluştuğu, bu çukurluğun bir süre değişmeden kaldığı gözlenir Ödemler çalışanlarda özellikle akşam saatlerinde daha belirgindir ve istirahatle hafifler
Öneri: Ayaklardaki şişmeleri etkili bir şekilde önleyecek bir tedavi yöntemi yoktur Eskiden uygulanan tuz kısıtlaması, idrar söktürücü ilaç kullanımı gibi öneriler artık çağdışı olarak kabul edilmektedir Zira ayaklardaki ödem gebeliğin fizyolojik değişiklikleridirler Ancak ellerde, yüzde ve diğer bölgelerde oluşan şişliklerin preeklampsi habercisi olabileceğini unutmayın
Gebelikte eelrde ve ayaklarda şişme problemleri genellikle önemli bir probleme bağlı olmayabilir protein eksikliğine bağlı olarak özellikle ayaklarda şişlikler oluşur protein takviyesi ile bu sıkıntılar azaltılabilir fakat öncelikle gebelik hipertansiyonu ve böbrek rahatsızlıkları gibi gebelikte hayati tehlike yaratabilecek rahatsızlıklar ekarte edildikten sonra semptomatik tedavi yöntemleri uygulanabilir
Eller ve ayaklardaki şişlikler aşırı kilo alımı ile beraber seyrediyorsa gebelik diyabeti ve gebelik hipretansiyonu mutlaka araştırılması gereken hastalıklar olarak araştırılması gerekir
Bacağa Vuran Ağrılar ve Bel Fıtığı
Bel Fıtığı
Omurganın bel kısmı beş adet omur ve diskten oluşur Burası vücut ağırlığını en fazla taşıyan yerdir Herhangi bir zorlanmayla ortasında çekirdek ve bunu koruyan kapsülden oluşan disk yırtılır Çekirdek doku arkaya, kanala doğru fıtıklaşırsa sinirlere baskı yapar ve bel fıtığı oluşur
Bel ağrıları son derece yaygın sağlık sorunlarından biridir Baş ağrılarından sonra en fazla görülen ağrılar arasında yer alan bel ağrıları insanların yüzde 85’inde yaşamlarının bir döneminde ortaya çıkar Bel ağrıları bel fıtığının yanı sıra, karın iç organlarındaki rahatsızlıklar, jinekolojik sorunlar, bazı enfeksiyon hastalıkları, romatizmal hastalıklar gibi nedenlerin yanında omurganın bel bölgesindeki bazı sorunlardan da ortaya çıkabilir
En önemli bel ağrısı nedeni olan bel fıtığını tanımlamak için öncelikle omurganın yapısının ve görevlerinin bilinmesi gerekmektedir Baştan kalçaya kadar uzanan omurganın, omur denen kemikler ve bunları birbirine bağlayan disklerden oluşmaktadır
Diskler esnek bir yapıya sahip kıkırdak dokudan oluşur Omurga insan vücudunu ayakta tutarak vücudun yükünü taşır Gövdenin her yöne hareketini sağlar İçindeki kanal yapısıyla omuriliği korur Omurganın bel kısmı beş adet omur ve diskten oluşur Vücut ağırlığını en çok taşıyan burasıdır Dolayısıyla buradaki diskler daha kolay yıpranır Disk ortada çekirdek ve bunu koruyan kapsülden oluşur Herhangi bir zorlanmayla koruyucu kısım yırtılıp çekirdek arkaya kanala doğru fıtıklaşırsa buradan bacaklara giden sinirlere basarak bu sinirlerin çalışmasını engeller ve sonuçta belde ve bacakta ağrı, uyuşukluk, kuvvetsizlik oluşabilir; işte buna bel fıtığı denir
Aşırı kilo ve gebelik bel fıtığı nedeni
Sağlıklı yetişkinlerin yüzde 20-30’unda bel fıtığı görülebiliyor Ancak her bel fıtığı ağrıya neden olmuyor Bel fıtığının görülme sıklığı açısından kadın ve erkekler arasında bir farklılık gözlenmiyor
Diskin fıtıklaşmasına neden olacak etkenlerin başında, buraya binen yükün miktarının geldiği belirtilmektedir Aşırı kilo, gebelik gibi vücut ağırlığının arttığı durumlarda diskler dengeli bir şekilde bu ağırlığı bacaklara naklederler Ani bir hareketle bu dengede bozulma olursa, diskin bir kısmına yük fazla binecektir ve orada fıtıklaşma olacaktır Yüksekten düşme, trafik kazası gibi nedenlerle de disk fıtıklaşabilir Ayrıca iltihap, romatizma gibi nedenler de diskin koruyucu kısmını gevşeterek fıtıklaşmaya neden olur
Gebelikte aşırı kilo alımı mevcut olan fıtık keselerinde veya fıtık öncüsü bel lezyonlarında atışa neden olarak bel bölgesinde ağrı ve ayağa vuran siyatik ağrılarına neden olabilir Gebelikte bel fıtığı doktor kontrolleri altında uygun fizik tedavi,ilaç kullanımı,yatak istirahatı ile tedavi edilmeye çalışılır nadiren cerrahi tedavi yöntemleri uygulanması gerekir Bel fıtığı mevcut olan gebe hastalarda genellikle sezaryen ile doğum tercih edilmektedir
Bel fıtığının belirtileri
Bacak ağrısı beldeki sinirin bası altında bulunduğunun ve fıtığın en sık görülen bulgusudur Bası altındaki sinirin dağıldığı alanda uyuşukluk görülür Bacakta sinirin çalıştırdığı adalede kuvvetsizlik, yine aynı adalede çalışmamaya bağlı incelme görülebilir Bunun yanı sıra idrar ve büyük tuvaleti yapmayı sağlayan sinirler bası altında kalmışsa idrar ve büyük tuvaleti yapamama ve hissetmeme gibi ciddi belirtiler de ortaya çıkabilir
Tanı esas olarak muayene sonucu konulmaktadır Bası altında bulunan sinire yönelik muayene yapılır Sırt üstü yatan bir hastada bacak düz olarak yukarı kaldırıldığında bası altındaki sinir gerilmeye bağlı olarak bacaktaki ağrı şiddetlenir Sinirin dağıldığı alandaki duyu ve karşı taraf aynı alan duyusu karşılaştırılarak uyuşukluk olup olmadığına bakılır Sinirin çalıştırdığı adalenin gücüne bakılır Örneğin 5 Sinir kökü ayağın bilekten geriye doğru hareketini sağlar Bu sinir bası altındaysa bu harekette zayıflık olur Muayene sonucu sinirin bel bölgesinde bası altında kaldığı kararına varılırsa direkt grafi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme, myelografi gibi görüntüleme yöntemleriyle tanı konulur
Hastaların çoğu ameliyatsız tedavi ediliyor Bel fıtığı tanısı konmuş hastaların yüzde 80’i ameliyat yapılmadan iyileşiyor Tedavide ilk olarak yatak istirahatı öneriliyor Yatak istirahatında amacın, vücut ağırlığını disk üzerinden kaldırmak böylece diskin çekirdeğinin tekrar kendi yerine dönmesini sağlamaktır İstirahat süresi 15 gündür Hasta rahat edeceği bir yatakta yatar Yatma şekli ve sağa-sola dönme hareketleri önemli değildir Ancak hasta yalnızca tuvalet ihtiyacı için ayağa kalkmalıdır Hasta yatarken ağrı duyuyorsa, ağrı kesici ve adale gevşetici ilaçlar verilir İstirahat bitiminden sonra hasta rahatsa, bel ve karın adalelerini güçlendirecek egzersiz programına alınır
Ne zaman ameliyat öneriliyor?
Günümüzde gelişmiş ameliyat teknikleri ve mikroskoplar sayesinde bel fıtığı ameliyatları başarıyla yapılıyor Bacakta kuvvet kaybı, idrar ve büyük tuvaletini yapamama ve hissetmeme gibi durumlarda istirahat denenmeden ameliyata karar verilmektedir Yatak istirahatından fayda görmeyen, 3 aydan daha uzun sürede ağrısı geçmeyen, yılda 4 defadan fazla şikayetleri tekrarlayan hastalarda da ameliyata karar verilir Bel fıtığı ameliyatları ameliyathane şartlarında genel anestezi ile gerçekleştiriliyor Konusunda uzman bir hekim tarafından gerçekleştirildiğinde bel fıtığı ameliyatlarındaki risk son derece düşüktür Yapılan ameliyat tekniğine göre, yüzde 1 oranında tekrarlama olasılığı vardır Bu durumlarda tekrar ameliyat gerekebilir
Peki, bel fıtığı ameliyat edilmezse ne olur?
Bel fıtığı tedavi edilmediği taktirde bası altında kalan sinirler zaman içinde görevlerini yapamaz hale gelir Sinir kökünün seviyesine göre bacakta hissizlik, felç, idrar ve büyük abdest yapmada sorunlar ortaya çıkar Bunlar kalıcıdır Ameliyat yapılsa da bir düzelme görülmez Bu nedenle ilerleyici his kaybı, kuvvetsizlik gibi şikayetler tespit edildiğinde hızlı bir şekilde ameliyat kararı verilmelidir
Koruyucu önlemler
Bel ve karın adalelerini güçlendirmeye yönelik egzersizler yapın Bu en etkili koruma yöntemidir
Güçlü bel ve karın adaleleri diskin üzerine binen vücut ağırlığının yüzde 30’unu azaltır
Fazla kilonuz varsa verin Bu sayede disk üzerine binecek fazla yükten kurtulabilirsiniz
Eğilme hareketinde dizlerin kırılması ile bele binen yükün kalçalara dağıtılması gerekir
|
|
|