![]() |
Şifalı Bitkiler Hakkında Hadisler Ve Öğütler |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şifalı Bitkiler Hakkında Hadisler Ve ÖğütlerŞİFALI BİTKİLER HAKKINDA HADİSLER VE ÖĞÜTLER Şifalı bitkilere dair 40’ın üzerinde bitki mevcuttur ![]() ![]() Elinizdeki eser 40’ın üzerinde kitabın taranması olduğu gibi halkın bizzat deneyerek elde ettiği bilgileri de bulunmaktadır ![]() ![]() Bitkilerle tedavi binlerce yıllık tecrübe ile ortaya çıkmış ve bugün yeniden alakamızı celbederek günlük hayatımızda daha sıkça kullanılmaya başlanmıştır ![]() ![]() Bitkilerle tedaviye başlamadan önce hastalığın teşhisinin konulmasından yarar vardır ![]() ![]() ![]() Şunu da akıldan çıkarmamak gerekir, her bitki her insanin bünyesine ayni şekilde faydalı olmayabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı basit bilinen hastalıkların bitkilerle tedavisinden kısa zamanda netice alınabiliyorsa teşhis için bir doktora başvurmak gerekir ![]() ![]() Peygamber (s ![]() ![]() Yol göstericiliğin bir işaretidir zaten insan sihhate olmazsa varlığı neye tarar dünyevi ve uhrevi muvaffakiyetler vücudun sıhhatine bağlıdır ![]() Halk içinde muteber bir nesne yok, devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes, sıhhat gibi ![]() Sıhhat hayatın mekanizmasıdır, her muvaffakiyet ona bağlıdır ![]() ![]() ![]() Rasulullah’ın (es alüke afvel afiye) hadisi şerifi de bize Allah’tan af ve afiyet isteyin buyurması bize afiyetin en büyük bir nimet olduğunu göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisede de Allah afiyette olmanızı sever, buyurmuştur ![]() ![]() - Allah’tan af ve afiyet isteyiniz ![]() ![]() Buyurmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Rasulullah kıyamet gününde Allah’ın insanlara vermiş olduğu nimetlerden en evvel sorulacak şey ( senin vücuduna sıhhat verdim mi ) suali olacaktır buyurmuştur ![]() Rasulullah iki nimet vardır ki insanların ekserisi bundan gafildir ![]() ![]() Yine bir hadisi şeriflerinde hastalık gelmeden evvel sıhhatin kıymetini bil, meşguliyet gelmeden boş zamanın kıymetini bil buyurmuşlardır… ŞARKIN BÜYÜK ADAMI İBNİ SİNA Şarkın büyük adamı İbni Sina hiçri 370 miladi 980 senesi Ağustos ayında buhara Khormisen Kasabasında doğmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eserlerini Arapça yazdığı için İbni Sina’ya araptır diyen bazı garp mütefekkirleri oluşmuştur halbuki İbni Sina Türktür ![]() İbni Sina biraz büyüdükten sonra babası ile birlikte Buhara’ya döndü orada tahsile başladı ![]() ![]() ![]() ![]() Durmadan çalışıyor, okuyor ve yazıyordu ![]() ![]() Bu şekilde çalışan İbni Sina daha sonraları metafiziğe başladı ![]() ![]() ![]() İbni Sina’nın fikir inkişafında Samanoğulları sarayının büyük tesiri olmuştur ![]() Hastalanan Saman oğlu Nuh, İbni Sina’nın tedavisi ile iyi olmuştur ![]() ![]() ![]() Babasının ölümünden sonra Harzem’e gitti ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün tedrisle uğraşan meşhur bir üstad, veya hastaları ile uğraşan tabib yarın memleketin idaresini yüklemiş vezir, ertesi gün hükümdarın takibatından kurtulmak için saklanan hapis ![]() Ama o dershanesinde ve kliniğinde olduğu gibi, nezaret masasında da hapishane köşelerinde de daima düşünen bir alim yazan bir müellif olarak kalmıştır ![]() Onun korkunç kasırgalar önünde sürüklenen bir hayat içinde bitmeyen tefekkürü, daimi didinişi dimağ ve bünyesinin ne payansız bir enerji ve hayatiyete sahip olduğunu göstermektedir ![]() İrfan sahasının genişliği anlatan eserlerinin listesini tetkik ettiğimizde karşımıza sistem sahibi bir feylesof, alim bir tabib, kudretli bir mantıkçı keskin nazarlı hey’et şinas bir riyaziyetci, tecrübe ve müşahedeyi rehber edinen bir alim yükselmektedir ![]() Gariptir ki eserlerin en kıymetlilerini ya taibata uğradığı veya bir kalede mahpus kaldığı zamanlarda yazmıştır ![]() İbni Sina ilmen olduğu kadar ahlaken de üstün bir insandı ![]() ![]() Genç yaşlarında bazı islama uymayan fikirleri vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yarabbi vuku bulunduğu kimseyi dar bir maişet çerçevesi içine alan fitneden sana sığınırız ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyaya da işte dünya dediğin budur, kenetlenmesi kırılmak ve yapılması yıkılmak içindir ![]() ![]() ![]() Sahte gururunu bir türlü yenme kudretini kendinde bulamayan garp süfli hurafeler içinde boğulurken şarkın ilim sultanı kainatın değişmez kanunlara bağlı olarak olduğunu arz kabuğunun orogenik ve tektonik kuvvetlerle tekevvün ettiğini izah etmişti ![]() Kitaplarından başta “KANUN” ve “URCUZE” olmak üzere bir çocuğu Latince’ye daha sonra İngilizce’ye, Fransızca’ya, Almanca’ya tercüme edilmiş ve müteaddit defalar basılmıştır ![]() 1023 tarihinden itibaren alaüddevle ebu Cafer-Kaküveyhin yanında günlerini geçirmiştir ![]() ![]() ![]() “Yiyiniz, içiniz israf etmeyiniz ![]() ![]() -DAVUD-İ ANTAKİ (bin Ömer’ul basir) KİMDİR ? Meşhur tıp alimi ve hekim olup hicri 950 tarihinde Antakya’da doğmuş riyaziye ve tabiiye ilmi ile fenni tıbbi ve Yunan lisanı öğrendikten sonra Şam’ın her tarafını gezerek oranın ulemasından muhtelif ilimler tahsil etmiş ve sonra Mısır’a giderek oraya yerleşmiştir ![]() Tabiplikte ve diğer ilimlerdeki üstün bilgisi ile böyle şöhret kazanmıştır ![]() Mekke Şerifi Hasan Bin Ebi Nümey tarafından davet olunarak Mekke-i Mükerreme’ye gitmiştir ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|