Prof. Dr. Sinsi
|
Şifalı Bitkiler 1
Çay
Çay, güçlü AO özelliğinden dolayı son yıllarda bilim adamlarının büyük ilgisini çekmiştir Sıvı tüketiminde sudan sonra ikinci sırada olduğu düşünülen çay, dünya çapında oldukça yaygın bir içecektir Dünya çay tüketiminin % 7 oluşturan siyah çay, batı ülkeleri ve bazı Asya ülkelerinde tüketilirken, yeşil çay % 20 oranında Çin, Japonya, Hindistan ve bazı Afrika ülkelerinde tüketilmektedir Çay tüketimimi kalan % 2'lik oranı ise pek yaygın olmayan oolong çayıdır,
Çay tüketimiyle kalp-damar hastalıklarından ölüm riskinin ters orantılı olduğu rapor edilmiştir Çayın antipiretik (ateş düşürücü), diüretik (idrar söktürücü) ve diğer bazı İlkleri daha önceleri bilinmekteydi Ancak, son yıllarda çayın farmakolojik özellikleri yeniden incelenerek çay bileşenlerinin antioksidatif, antikanserojenik, antimutajenik, antitoksik antihipertansif, antiviral, antienflamatuar, antibakteriyal, antifungal, antihepatotoksik, hipokolesterolemik ve kapiller direnç aktivitesi gibi aktivitelere de sahip olduğu belirtilmiştir-
Çay bileşenlerinin, biyolojik dokulardaki yağların peroksidasyonunu (bozulmasını) engelledikleri, ağır metallerin zehirli etkilerini azalttıkları ayrıca HIV virüsünün çoğalmasını belli oranda inhibe ettikleri kaydedilmiştir
Yeşil çay bileşenlerinin birçok gıda maddesini otooksidasyona karşı koruduğu tesbit edilmiştir
Siyah çayın AO aktivitesi yeşil çayınkinden daha azdır Bunun sebebi, yeşil çayın siyah çay haline dönüştürülmesi esnasında uygulanan işlemlerdir Her ne kadar değişikliğe uğrasa da, siyah çay da AO özellik gösterir
Ayrıca, siyah çayın C vitamini ve aminoasit (özellikle teanin) miktarının yeşil çaydan çok daha az olduğu ve bu farkın da çayın işlenmesiyle oluştuğu belirtilmiştir
Biz, yaptığımız bir araştırmada yeşil ve siyah çay dahil bazı baharatların AO aktivitelerini kekik > yeşil çay > ıhlamur > ada çayı > siyah çay şeklinde bulduk
Yukarıda anlatılan çay bileşenleri ağız yolu ile alımı takiben bağırsaklardan emilirler Bu bileşenlerin hiçbir metabolik ve toksik etkisi rapor edilmemiştir Çok büyük miktarlarda alınmadıkça ciddi bir yan etki göstermeleri muhtemel değildir
Bunların dışında çay ve kahvede bulunan kafein idrar söktürür, mide salgısını artırır, kas ve sinirleri uyarır ve metabolik hızı artırır, ishali azaltır Yağ dokusunu harekete geçirir Yağların yanmasını sağlar Bu özelliklerinden dolayı çay ve kahvenin hem faydalı hem de zararlı etkileri bulunabilir
Mesela, ülseri olan kişilere kesin zararlı iken ishali olan kişilere faydalıdırlar Bu durumlarda kişiler kendi ihtiyaçlarına göre hareket etmelidirler
Dereotu çayı tam bir ilaç
Mide ve bağırsak gazlarını giderir ve idrar söktürür
Mide ve bağırsak gazlarını gideren ve idrar söktüren dereotunun fayda listesi hayli kabarık Özellikle uyku problemlerini düzenlemekte rahatlatıcı etkisi var Bunun yanı sıra dereotunun hazmı kolaylaştırdığı, mideyi rahatlattığı ve sinirleri güçlendirdiği bilinmektedir Yapılan çalışmalar kan basıncını ve kolesterolü düşürdüğünü göstermektedir
10 DAKİKA DEMLEYİN
Lahana
Beyaz lahananın çok önemli iyileştirici özellikleri vardır % 92 su, mineraller, vitaminler, nişasta, hardal yağı glikozu ve organik asitlerden meydana gelir Bol miktarda B, C ve E vitamini ve potasyum içerir U vitamini olarak tanımlanan etken bir madde içerir
Faydaları
? Mide ve on iki parmak bağırsağı ülseri tedavisinde etkilidir
? Mide yanmasını ve mide ağrılarını tedavi eder
? İnce ve kalın bağırsak iltihaplarına iyi gelir
? Bağırsak tembelliğinde etkilidir
? Lahana salatası yenerek veya özsuyu içilerek ergenlik sivilceleri, bronşiyal nezle; hatta romatizmal rahatsızlıklara karşı olumlu sonuçlar alınabilir
? İyileşmeyen açık baldır yaralarında, lahana yaprağı kompresiyle iyileşme sağlanır
? Yaprakları haşlandığında suyu içilerek toksinlerden arınılır
? Kolon kanserini önler
? Kan şekerini kontrol altında tutmaya yardımcı olur
? Romatizma hastalarına iyi gelir
? Kükürt ve vitaminler sayesinde kanı temizler, cildi gü-zelleştirir
? İdrar söktürücüdür Bu sayede vücuttaki suyu ve zehirli maddeleri idrarla dışarı atar
? Kansızlığı giderir
? Kansere karşı etkilidir
? İçinde bulunan U vitamini sayesinde, mide ve bağırsakların iç yüzeyini korur
? Yaşlanmayı önler
? Kalp krizine karşı koruyucudur
? Selenyumun kaynağıdır
? Cildin sağlıklı olmasını sağlar
? Cinsel gücü arttırır
? Yorgunluğu giderir Enerji vericidir
? Zayıflamada ve selülit tedavisinde kullanılır
Lahana Kürü
Taze yapraklar ince ince kıyılır Mutfak robotundan geçirilen yapraklardan özsuyu elde edilir Elde edilen su, yemeklerden sonra içilir Hasta, aynı zamanda hafif bir diyet uygular Gün boyunca toplam 1 litre özsuyu içilir Bu kür her kullanım için taze yapılmalıdır Bu küre, 4-5 hafta devam edilmesi gerekir
Bu özsu sayesinde, mide yanması ve rahatsızlıkları sona erer İnce ve kalın bağırsak iltihapları tedavi edilir Lahana Yaprağı Kompresi
Zona, dolama ve açık baldır yarası olanların bu kompresi yapması tavsiye edilir
Lahana yaprağının kalın damarları ayıklanır Yaprak bir merdane ile ezilir Ezilen yaprak, yaranın üzerine sıkı olmayacak şekilde bağlanır Günde 2-3 defa bu yöntem tekrar edilir Yaranın üzerine yaprak konmadan evvel yara temizlenir Bu kompres sayesinde yaradaki iltihap azalır ve zamanla yara kapanır
Beyaz Lahana
Hiçbir sebze ve meyvede bulunmayan "U vitamini" ve "biyoformasyon etkisi" nedeniyle beyaz lahanayı
"her derde deva" olarak niteleyen Prof Dr Saraçoğlu, uygulamayla ilgili sorularımızı yanıtladı:
- Beyaz lahana kürünün özellikleri nelerdir?
- Zayıflama ve selülitleri yok etme özelliği bulunan beyaz lahana, aynı zamanda antioksidan olduğundan bağırsak kanserini önleyici gücü var Kan şekerini düşürme ve dengeleme özelliği var Kan dolaşımını düzenler, hormonları dengeler Enfeksiyonlara karşı vücuda direnç kazandırır Toksin arttırır Kanser hastalarında kemoterapi ve radyoterapi sonrası takviye oluşturur Bağırsak mukozasını temizler Cilde tazelik ve güzellik verir Toksin atıcı ve kolon kanserini önleyicidir Beyaz lahana içeriğindeki U vitaminiyle güçlü bir antioksidandır
Lahana nasıl zayıflatıyor?
Beyaz lahana aynı zamanda "aquaretik"tir Yani bitkiler genelde diüretik olduklarından hem su hem de tuz atarken beyaz lahana tuz dengesini bozmadan sadece su atar Bu da verilen kiloların kalıcı olmasına yardımcı olur Menopoz ve regl dönemlerinde değişen hormon dengesizliğine karşı beyaz lahana kürü mükemmel bir takviyedir
Biyotransformasyon kilo vermeyi hızlandırıyor mu?
Bu bir tek beyaz lahana da bulunuyor Yoğurttan içtiğimiz suya kadar hiçbir yiyeceğimiz saf değil Bu zehirli maddeler karaciğer, akciğer, böbrekler ve yağ dokusunda depolanır Bunların suda çözülme özelliği yoktur sadece yağda çözünür (Sadece yağda çözüldüklerinden vücutta depolanır)
Biriken bu toksinlerin suda çözülme özelliği göstermesine "biyotransformasyon" diyoruz Yağda çözülen zararlı toksinlere suda çözülme özelliği kazandıran beyaz lahana, biyotransformanyon özelliğiyle terleme, solunum, idrar ve dışkı yolları ile bu zararlı toksinleri dışarı atar
Meme kanserini önler mi?
Amerika'daki Harvard Health Letters Dergisi'nde 1994 yılında yayınlanan bir makalede; Asyalı kadınlarda Amerika'da yaşayanlara göre 8 kat daha az meme kanseri görülmesinin nedeni soya fasulyesi olarak açıklandı Soyada bulunan maddelerin büyük bir kısmı, beyaz lahanada da bulunuyor Bu da östrojen hormonunu zararsız olan zayıf östro-jene dönüştürür Yapılan klinik çalışmalarda beyaz lahana tüketenlerde kanser oluşumunun gerilediği tespit edildi
Peki, lahana kemoterapi ağrılarını hafifletir mi?
Birçok kanser hastası, ameliyatsız veya ameliyat sonrası radyoterapi, kemoterapi veya hormon tedavisi görmektedir Özellikle radyoterapi veya kemoterapiden sonra hastalar kendilerini yorgun ve halsiz hisseder Birçoğunda dolaşım bozukluğu şikâyetleri de olur Radyoterapi veya kemoterapi sonrasında uygulanacak beyaz lahana kürü, vücudu arındırır, oluşan toksinlerin vücuttan atılmasında mükemmel bir yardımcı olur
Toksin Atarak Yenilenin
Kaynamakta olan yarım litre suda 5-6 adet beyaz lahana yaprağını parçalamadan, 10 dakika ağzı kapalı olarak hafif ateşte haşlayın Sabah ve akşam, günde 2 kez, aç veya tok karna birer su bardağı için Bu işlemi 5 gün boyunca ve her seferinde yeniden hazırlayarak devam edin 3 gün ara verip yeniden 5 günlük bir kür daha uygulayın 10 günlük kürün bir yıl boyunca 4 kez yapılmasını tavsiye ediyorum
Kürün yapılmaya başlandığı 2 veya 3 gününde vücudunuzun terlediğini; özellikle yüz kısmınızın yağlı olduğunu fark edeceksiniz Endişelenmeyin, bu yağ, toksinleri de attığınızı gösterir Bu kürü uygularken daha sık banyo veya duş yapmalısınız Ne kadar çok toksin atarsanız vücudunuz o kadar fazla kendini yeniler
Ölümcül hastalıklar için umut
Kanseri önlemeye yardımcı polifenol maddesi içeren ve Elazığ, Van ile Erzurum’da yetişen Işgın bitkisi, İngilizlerin araştırmasına göre ürkütücü hastalık için umut ilaç olabilir
İngiliz bilim adamları yaptıkları araştırmada, Türkiye’de özellikle Elazığ, Van, Erzurum’da yetiştirilen bir bitki olan ’Işgın’ın kanserle mücadelede çok etkili olduğunu, bu bitkinin kanserli hücrelerin gelişmesini önlediğini ortaya çıkardı
Sheffield Hallam Üniversitesi’nin araştırmasına göre, ışgında diğer kırmızı sebzelerde olduğu gibi kanseri önlemeye yardımcı olan kimyasal maddeler bulunuyor Polifenol adlı bu kimyasal maddeler başta lösemi olmak üzere birçok kanser türünü önleyebiliyor
Araştırmayı yürüten Sheffield Hallam Üniversitesi Biyomedikal Araştırma Merkezi Başkanı Dr Nikki Jordan-Mahy, Daily Telegraph gazetesine, “Araştırmalarımız ışgın özellikle pişirildiğinde polifenol miktarı bakımından oldukça zengin olduğunu gösterdi Bu bitkiden elde edeceğimiz polifenollerle oluşturulacak bir ilaç da kanserle mücadelede kullanılabilir” diye konuştu İngiltere’de oldukça popüler olan ışgının sapları ve kökleri tüketiliyor Ülkede bu bitkinin, pastası, tartı hatta kokteyli bile yapılıyor
|