Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Kişisel Gelişim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
sevgi, yaşam

Yaşam Ve Sevgi

Eski 07-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yaşam Ve Sevgi



İnsan her yaşta çocuk gibidir Başı daima sevgiden bir yastık arar

La Rochfoucauld

Gerçek Sevgi, yayılan ışığa benzer
Güneş gibi, iyiyi ve kötüyü, haklıyı ve haksızı ayırt etmeksizin aydınlatır

İnsanlar tarih boyunca devamlı bir düzen arayışı içinde olmuşlardır
Ancak, bir kısmının düzen dediği husus diğerleri için kargaşa olmuştur
Bu, bugün de böyledir, yarın da böyle olacaktır
Bu bakımdan birey olarak görevimiz, insanlara bir sistem dayatmayıp,
karşıt görüşlü insanlar arasında parelellikleri yakalamak,
ayrılıkçılğı arka plana atarak sevgi bağlarını güçlendirmektir
Dünyanın değişen değerleri arasındaki değişmeyecek tek şey Sevgidir

Yaşamı, doğumla başlayan süreçte,
önümüze bir varış noktası olarak konulan ölüme karşı bir direnme olayı gibi
algıladığımızda; yaşam, bir eylemden çok bir düşünce akışı olayıdır
Bu şekildeki bir düşünceye başlangıç noktasında yaşam, bir zaferler, başarılar,
üstünlük gösterme dizisi değil, bir mücadeleler, çatışmalar, iletişimsizlikler,
anlaşmazlıklar ortamıdır Oysa sevginin ne başarı ile ne de çatışma ile ilgisi vardır?
Çünkü o, kesintisiz mutluluk aracıdır

SEVGİ KAVRAMINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

Tarih boyunca sevgi kavramın sayısız tanımı yapılmış,
ancak hiçbiri bu kavramı tam olarak anlatamamıştır
Gönülden bağlanmayı sağlayan bu üstün bireysel duyguyu kısaca tanımlamak
onu sınırlamak demek olacaktı
Başlangıçta, sevgi sözcüğüne ilişkin tarifleri çoğaltarak çalışmama başlamak istedim
Ancak, sonra bu tanımları herkesin kendine bırakmanın daha uygun olacağını
değerlendirdim

İnsan yaratıcı bir varlıktır
Yaratma duygusu her zaman beraberinde bir tatmin ve haz duygusunu da getirir
İnsanı obje, yaratıcılık ve yaratmayı da amaç kabul edersek;
insanı bu amaca ulaştıran araç da sevgidir
İnsan sevgi ile yükselir ve ancak sevgi ile yaratır Sevgi yaratıcı ve yapıcıdır
Sevginin dünyamızda yeşerip gelişebilmesi için üç aşamanın varlığı söz konusudur

1 Kendini Sevme: İnsan ilk yaratılıcığı kendi üzerinde sergilemeli,
kendi kişiliğini şekillendirmeli ve kendini tanımalıdır Böylece insanoğlu,
önce en birinci obje olan kendisine sevgi ile yaklaşmayı becerebilmelidir
Kendini seven, kendisine sevgiyle yaklaşan insan kendini daha iyi tanıyıp,
eksikliklerini gidermeye, daha iyi olmaya çalışacaktır
Ayrıca kendine karşı acımasız olmayıp, hoş görülü ve bağışlayıcı da olacaktır

2 Başkalarını Sevme: Kendisi sevgi ile güçlenen insan,
çevresindeki diğer insanlara birşeyler verebilmek,
onların yaradılışlarına katkıda bulunmak, onlara sevgi vermek ister
Böylece, Başkalarını Tanıma aşamasına gelinir
Çünkü başkalarını sevmek, onları tanımaya başlamakla ilk hızını alır
Tanımadan sevemeyiz, tanıdıkça severiz, tanımak için ise, ilgi göstermek,
anlamaya çalışmak ilk koşuldur Unutulmamalıdır ki, Sevgi, bilgi gibidir
Vermekle, paylaşılmakla tükenmez
Nasıl bilgi bizde varsa ve başkalarına öğretmekle yok olmayacaksa,
sevgi de bizde olduğu sürece, başkalarına vermekle tükenmez
Bununla birlikte, yaşamımızda vereni mağrur, alanı mahcup etmeyen tek olgu Sevgidir
Kendinden emin olmayan insan, sevgiyi kendisinde değil, karşısındakinden bekler

3 Paylaşılan Sevgiye Erişmek: Sevgiyle dolu, güçlü,
yaratıcı ve yapıcı nitelikteki insanlar, başkalarına da aynı sevecenlikle
ve vericilike yaklaşıp ellerini uzattıkça, uzanan ellerin yolları kesişecek,
insanlar sevgilerine karşılık beklemedikleri halde kendilerine de aynı
duygularla bakan insanların varlığı ve çokluğu nedeniyle ihtiyaçları olan sevgiyi
fazlasıyla alabileceklerdir Bu sevgiye, insanları birbirlerine çeken kuvvet de diyebiliriz
Böylece sevgi veren, verdiğinden de fazlasını alabilen insanların yaşadığı
sevgi dolu bir dünyanın oluştuğunu bütün varlığımızla hissedebiliriz

Çoğumuz sanki sevgiyi öğrenmemiş gibi davranmayı sürdürürüz
Oysa sevgi, çoğu kez her insanın içinde hareketsiz yatar
ve tüm güzellikleriyle çiçek açmak üzere esrarlı bir dönemi bekler
Bazıları bunu ömürlerinin sonuna dek beklerler
Çoğumuz yaşamımızı sevgiyi aramakla, sevginin içinde yaşamaya
ve onu bulmadan ölmemeye çabalamakla geçirdiğimiz gerçeği ile
yüz yüze kalmayı reddeder gibi görünürüz

Sevgi, Prof Leo Buscaglia'ya göre, bir garanti olmadan kendimize yüklenimde bulunmak,

karşı kişide bizim sevgimizle sevgisinin oluşacağı umuduyla kendimizi tümüyle vermek,
bir şeyler beklememek, paylaşmaktır Sevgi bir ayna gibidir
Bir kişiyi sevdiğinizde o kişi sizin aynanız, siz de onun aynası olursunuz
Bu aynalar bir diğerinizin sevgisini yansıtırken sizler de sonsuzluğu görürsünüz
(Buscaglia’nın, üniversitede verdiği sevgi dersinde,
sınıfındaki bir öğrencisinin onu etkileyen bir tanımlaması)

Sevginin üç temel unsuru mevcuttur

1 Sevginin etken yapısında almaktan önce vermek vardır
Ancak kişi sahip olmadığı şeyi veremez Sevgiyi verebilmek
ve paylaşımda bulunabilmek için sevgiye sahip olmak gerekmektedir

2 İkinci unsur ise İlgidir (Seven kişinin sevdiğine duyduğu ilgi)
Bunu sevmenin eylemi olarak da algılayabiliriz İlginin varlığı,
sevginin de varlığına delildir Kişiler uğruna emek harcadığı şeyleri sever,
sevdikleri için emek harcarlar

3 Sorumluluk, Saygı ve Bilgi, beraberce sevginin diğer bir unsurudur
(Bir insandan sorumlu olduğunu hissetmek, onu olduğu gibi görebilmek
ve o insanı bilmeye, tanımaya çalışmak diye tanımlanabilir)

Sevme isteği, sevmek değildir Sevgi, yaptıklarıyla belli olur Sevgi bir irade olayıdır,
yani sevgide hem niyet vardır hem de eylem
Çocukluğumuzdan beri herhangi bir çaba hacayışımızda bir ödün beklememiz bize öğretilmiştir Eğer bir yerde çalışırsak uygun bir ücret bekler, bunu alamazsak işten ayrılırız Bir yere bitki veya ağaç dikersek ondan çiçek veya meyve vermesini bekleriz Vermezlerse söker atarız
Bir işe zamanımızı ayırırsak bir sevinç ya da övgü bekler,
bu olmazsa o işi yeniden yapmaya karşı çıkarız
Gerçekte ortaya konan ödünler çoğu kez öğrenmenin itici gücü olur
Oysa sevgi böyle değildir Yalnızca sevgiyi bir beklentimiz olmadan veririz
Örneğin, sevdiğimiz kişinin de karşılık olarak sizi sevmesine ısrar edemezsiniz
Bu düşünce yapısı anlamsız olur ve mizah sayfalarını süsler
Bununla birlikte bilinçsiz olarak çoğu kişinin yaptığı budur
Eğer gerçekten seversek bu durumda sevgimizin karşılık göreceğine inanmak, güvenmek, umut vermek ve bu fikri benimsemekten başka seçeneğimiz kalmaz

Sevgi, dostluğun bağı ve toplumsal birliğin temelidir Kötülükleri, çekişmeleri,
çatışmaları, kini, kıskançlığı, bencilliği, umursamazlığı giderir
Sevgi sözcüğünün karşıtı olan nefret ise, yiyeceklerden aldığımız tadı bile kaçırır


Erich Fromm ve diğer yazarların da üzerinde durdukları gibi
bizi toplumumuzda sevmeyi öğretmekten alıkoyan unsurlardan en belirgini bizim
“pazar eğilimimizdir” Biz sevgiyi satın almak ve satmak için kullanırız
Bunun bir kanıtı birçok anne-babanın çocuklarına bakmalarına karşılık ondan
sevgi beklemeleridir Doğal olarak eğer anne-babası israr ederse,
çocuk da yalandan bazı sevgi gösterilerinde bulunmayı öğrenecektir,
ama eninde sonunda bir bedel olarak istenen sevginin aslında
sevgi olmadığı ortaya çıkacaktır
Bu tür bir sevgi sadece “kumdan yapılmış bir kaledir”
ve genellikle de çocuklar genç yetişkinliğe geçtikleri zaman büyük bir gürültüyle çöker

Sevgi, bütün kapalı kilitleri ve kapıları açan bir anahtardır Açılmadı mı?
Bir kez daha, bir daha çevirmeye çabalayalım anahtarı,
sonuçta hem kilidin hem de sevgiye yönelen kapının açıldığını görebiliriz

Dünyaya geldikten sonra, ölüme kadar insanın yaşamasını sağlayan sevgi değilmidir?
İnsan önce anne-babasını, kardeşlerini, arkadaşlarını, öğretmenini, karşı cinsini,
eşini, çocuklarını, komşularını, akrabalarını sever
İnsana yaşama sevinci veren bu sevgidir Bu öyle bir sevgidir ki, hiç bitmez, tükenmez,
son nefese dek sürer Öldükten sonra da dağıttığı sevgi oranınıda insan anılır
ve ölümsüzleşir Çünkü, hiç bir şey ölmez, her şey yaşar Sevgi gibi

Dünya, bizlerin doğumuyla birlikte, bizden kurtulmak için adeta özel bir çaba harcar
Takvimden her eksilen yaprak, onun bu ısrarının en büyük kanıtıdır
Ama bizler nedense bir sevgi açlığı içinde,
hep dünyayı kurtarma çabası içinde olmayı yeğleriz
Hem de onun bizi tükettiğini bile bile
Amaçlarımız, beklentilerimiz, eylemlerimiz bu dünyanın üç boyutu içinde sıkıştıkça,
sevginin itici gücünü kullanmadan kendimizi aşmamız olanaklı olmaz

ve bizler bir süre sevilip sonra unutulacağız
Yaşayanlar ve ölüler için bir alan ve aralarında tek kurtuluş olan
ve tek anlam taşıyan sevgi köprüsü bulunmaktadır” Thornton WILDER

Sevgi dolu bir yaşam dileğiyle


*

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.