Uzay Gemimiz O Dünyaya İnince |
07-22-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Uzay Gemimiz O Dünyaya İninceTÜM KURGU-BILIM yazarlarının büyükbabası sayılan Jules Verne bugün dünyaca ünlü bir yazardır Fantezileri çoktan kurgu-bilim olmaktan çıkmıa, seksen günde yapılabileceini düsündügü dünya çevresindeki yolculuk, astronotlarca seksen altı dakikaya indirilmistir Biz de, bu ileri görüslü yazarın yöntemini izleyerek, uzay gemisiyle ileride yapılacak bir yolculukta neler olabileceini düsünmeye çalısalım Elbette sözünü ettiimiz yolculugun gerçeklesmesi, Jules Verne'in düslerinin gerçeklesmesinden çokdaha kısa bir süre alacaktır Bununla birlikte, uzay gemimizin 150 yıl sonra bilinmeyen bir yıldıza gitmek için dünyadan ayrıldıgını düsünelim: Gemimiz, deniz asırı gemiler büyüklügünde ve 99800'ü yakıt olmak üzere, 100000 ton kalkısagırlıgında olsun imkânsız mı? Hiç sanmam! Daha bugünden parça parça yörüngeye sokulan uzay gemileri, dünya çevresinde dolasırlarken birlestirebiliyor Hem bu birlesme islemi yirmi yıldan az bir süre sonra gereksiz kalacak; çünkü aya inecek dev gemileri yerde hazırlamak bir sorun olmaktan çıkacak Üstelik yarının roket atma islemi için sürdürülen temel arastırmalar, tam yolla ilerliyor Bu arastırmalardan anlasıldıına göre, gelecegin roket motoru, gücünü nükleer enerjiden alacak ve ısık hızına yakın bir hıza ulasacak Aynı alandaki yeni atılımlar arasında uygulama imkânı, basit parçalar üzerinde yapılan fiziksel deneylerle ispatlanan 'Foton Roketi' de var Gövdesinde taıdıı yakıt, roketi ısık hızına öylesine yaklastırıyor ki, göreliligin her etkisi, özellikle fırlatıldıı yerle, kendisi arasındaki zaman farkı açıkça görülebiliyor Roket çalısınca yakıt elektromanyetik radyasyona dönüsüyor ve salkım biçimi bir itici güç olarak, ısık hızıyla gövdeden ayrılıyor Teorik olarak bu sistemle donatılmısbir uzay gemisinin ısık hızının %99'una ulasması gerekir ve bu hız, günessistemimizin sınır kapılarını ardına kadar açmak için yeterlidir Akıllara durgunluk veren bir düsünce! Ancak yeni bir çagın belkemigi sayılabilecek olan yirminci yüzyıl insanı, büyükbabasının tanık oldugu ve akıl almaz buldugu tren, elektrik telgraf, otomobil ve uçak gibi teknolojik gelisme ürünlerinin, bugün olaganüstü bir yanı kalmadıını aklından çıkarmamalıdır Aynı sekilde kendisi de ilk radyo yayınlarına, renkli televizyondan izlenen ilk uzay yolculuklarına ve dünya çevresinde dönüp duran uydulara tanıklık etmis, her halde birçounu akıl almaz bulmustu Kuskusuz onun çocuklarının çocukları gezegenler arası yolculuklara çıkacaklar ve üniversitelerin teknik bölümlerinde kozmik arastırmalar yapacaklardır Gelelim hedefi uzak bir yıldız olan uzay gemimiz yolculuguna: Her seyden önce gemi tayfasının, vakit öldürmek için ne gibi yollar tuttugunu düsünmeye çalısalım Çünkü Einstein'ın izafiyet Teorisine göre ısık hızının hemen altında yol alan bir uzay gemisinde zaman, dünyada kalanlara göre çok daha yavasgeçer Inanılmaz gibi görünüyor ama, uzay gemimiz ısık hızının %99'una varan bir hızla gidiyorsa, dünyada geçen bir yüzyıla karsılık, geminin içinde ancak 14,1 yıl geçiyor demektir Zaman böyle agır agır akıp giderken gemi adamları hem görevleri geregi hem de vakit öldürmek için, yanından geçtikleri gezegenleri inceleyerek, onların yerlerini belirleyecek, görüntü analizleri yapacak, yerçekimlerini hesaplayacak ve yörüngelerini ölçeceklerdir Son olarak da kos ulları dünyamıza en çok benzeyen bir gezegeni inisyeri olarak seçeceklerdir Bunda amaç, tükenmeye yüz tutan yakıtlarını yenilemektir Inilecek gezegenin dünyamıza çok benzedigini kabul edelim Bunun olmaması için hiç bir neden yoktur Gezegen, dünyamızın 8000 yıl önceki durumuna benzememekte ve üzerinde uygarlık da aynı asamayı yasamaktadır Elbette bütün bunlar inisten önce, gemideki araçlarla belirlenmistir Inilecek alan, 'bölünebilir madde kaynaklarına' en yakın olan bölgedir Gemideki araçlar, uranyum madenlerinin hangi dagsıralarında bulunabilecegini de güvenilir ve çabuk bir biçimde gösterirler Inis tasarlanan biçimde gerçeklestirilir Gemi adamlarının gözüne çarpan ilk sey, tastan araçlar yapan, mızraklarla vahsî hayvan avlayan, otlaklarda koyun ve keçi sürüleri güden, ilkel biçimde çanak çömlek ve ev gereçleri yapan birtakım yaratıklar olur Acaba bu ilkel yaratıklar, gökten inen canavar ve içinden çıkan garip seyler hakkında ne düsünürler? Her halde ilk yapacakları sey yerlere kapanıp yüzlerini topraga gizlemek olacaktır O güne kadar aya ve günese tapmıslardır Ama simdi olan, korkunç bir seydir: Tanrılar gökten inmislerdir! Olayın ilk heyecanı geçince, ilkel yaratıklar bir kaya ardına geçip olanı biteni izlemeye koyulurlar Az ötelerinde kafalarında çubuklu sapkalar tasıyan, (antenli baslıklar); geceyi gündüze çevirebilen (ısıldaklar) tanrılar harıl harıl çalısmaktadırlar Yabancılar hiç güç harcamadan göge yükselirken (roketli kemerler) gezegen sakinleri neredeyse küçük dillerini yutarlar Bilinmeyen 'hayvanlar' homurdana vızıldaya gökte uçmaya baslayınca da (helikopterler ve her ise yarayan tasıtlar) yüzlerini yine topraga gömerler Son olarak tüyler ürpertici bir 'bumm' sesi duyulur (deneme patlaması) Yaratıklar çil yavrusu gibi dagılarak magaralarına kaçısırlar Artık astronotlarımız onların gözünde yüce birer tanrıdır !!! COK KEYIFLENDIM ! -------------------- Acaba bu dünyamizda oldu mu ? Bu Zeus lar Apollon lar Mars lar filan böyle miydi ? |
|