Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Bayanlara Özel > Kadın Sağlığı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
akıntıları, hakkında, kadınlarda, meme

Kadınlarda Meme Akıntıları Hakkında...

Eski 07-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kadınlarda Meme Akıntıları Hakkında...



Bazı hastalıklardan oluşan meme başı akıntısı , pek çok kadının şikayetlerinden bir tanesidir, meme başı akıntıları önemsenmelidir, memede kitle ile ağrı şikayetleinden sonra karşımıza çıkan bir problemdirMeme ile ilgili nedenlerle polikliniğe başvuran hastalarda bu oran %3-5 olup, bu sebeple meme ameliyatı geçirenlerin oranı ise %7-8 oluşturmaktadırYaş olarak da en sık 25-45 yaşları arasında görülür

Meme başı akıntısı daha çok iyi huylu hastalıklarla birlikte olmasına karşın akıntının bir memeden ya da her iki memeden olması, kendiliğinden veya uyarımla olması, sürekli ya da aralıklı olması, tek bir kanaldan ya da birçok kanaldan akıntının gelmesi, akıntının kanlı veya kansız olması altta yatan olası kötü hastalığı ortaya çıkarmak açısından önemli noktalardır

Adet döneminin başlamasından itibaren gebelikte,laktasyonda(süt verme dönemi) ve menopoz sonrası dönemde memelerde fonksiyonel(beklenen) ve patolojik(normalin dışında) değişiklikler olur Bu patolojik değişikliklerden birisi de meme başı akıntısıdır, gebelik ve laktasyon dışında ortaya çıktığında patolojik olarak kabul edilir

Meme başı akıntıları genel olarak üç grup altında incelenebilir;
Galaktore
Kansız akıntı
Kanlı akıntı

Galaktore

Her iki memeden, spontan (kendiliğinden) olarak, tüm kanallardan sütlü akıntı gelmesi galaktore olarak adlandırılır Memelerden sütlü akıntı gelmesi gebelik sırasında veya gebelik bittiğinde görülebilirBu yaklaşık iki yıl kadar sürebilir ve emzirme bittiğinde kesilir Gebelik veya emzirme olmaksızın memelerden sütlü akıntı gelmesi fizyolojik, farmakolojik (ilaçlara bağlı) veya endokrinolojik (hormonal) nedenlere bağlı olabilir

Fizyolojik olarak;aşırı meme manüplasyonu (elle uyarılması), meme başlarının emilme şeklinde uyarılması buna yol açabilir Tanı ve tedavi için uyarı kesilerek akıntının devam edip etmediğine bakılır

Farmakolojik nedenler ise başka problemler nedeniyle kullanılan ilaçların galaktoreye sebep olmasıdır Bu ilaçlar arasında en sık ülser ilaçları, doğum kontrol ilaçları, antiemetikler (bulantı giderici ilaçların bir kısmı) ve antidepresanlar sayılabilir Ayrıca kronik morfin kullananlarda da görülebilir

Endokrinolojik sebeplere gelince bir grup kadında galaktorenin sebebi kolayca açıklanamaz Böyle durumlarda serum prolaktin seviyesi oldukça yardımcıdır Prolaktin, hipofiz ön lobundan salgılanan bir hormondur Görevi memeden süt salınımını sağlamak, diğer hormonlarla birlikte memenin gelişimine katkıda bulunmaktır

Gebelik sırasında prolaktin seviyesi yükselerek doğumdan hemen sonra 200 ng/ml ye ulaşır Gebelik ve doğum olmaksızın prolaktin seviyesindeki artış hipofize ait tümoral bir kitleyi düşündürmelidir Hastalarda kitleye bağlı baş ağrısı ve görme bozukluğu vardır Tanı için görme alanı muayenesi yapılırKafa grafisi ile büyük bir hipofizer kitle ortaya çıkarılabilir Daha küçük kitleler için bilgisayarlı tomografi ya da magnetik rezonans çekilebilir Kitlenin boyutuna ve medikal(ilaç) tedavisinin sonucuna göre cerrahi eksizyon ve radyoterapi(ışın tedavisi) planlanabilir

Bunların dışında hipotalamik kitleler, enfeksiyonlar, vasküler (damarsal) ya da dejeneratif hasarlar, ektopik (normal yeri dışında) prolaktin salgılayan bronkojenik karsinoma, göğüs duvarına ait lezyonlar; herpes zoster, cerrahi skarlar da galaktoreye sebep olabilir

Eğer galaktore kontrol altına alınamıyor, hastanın sosyal ve seksüel yaşamını etkiliyorsa ayrıca gelecekte gebelik planı yoksa cerrahi ile tüm kanallar çıkarılabilir

Kansız akıntılar

Pürülan Akıntılar: Sıklıkla çocuk emzirme döneminde görülmekle beraber postmenapozal kadınlarda da görülebilir Memede ağrı, huzursuzluk ve bir çok kanaldan kaynaklanan, spontan, tek taraflı akıntı enfeksiyon (iltihap) belirtileri ile birlikte mevcuttur Enflamasyona ait klinik ve laboratuar bulguları ile tanı koyulabilir

Tedavi için kültür alınarak uygun antibiyotik ve antiinflamatuar (iltihap giderici) verilir Eğer apse oluşmuşsa insizyon ve drenaj gereklidir Ayrıca inflamatuar kanser açısından dikkatli olmak gerekmektedir

Kanlı akıntılar

Bu hastalarda sıklıkla
%481 İntraduktal papillom
%329 Fibrokistik değişiklik
%143 Kanser
%48 Duktal ektazi

saptanmıştır

Meme duktus ektazisinde (meme kanallarının genişlemesi) bu tür akıntı görülürBu grupta akıntılar farklı renklerde ,spontan , yapışkan ,bilatera l(iki taraflı) ve bir çok kanaldan olur Çocuk doğurmuş, meme başı uyarımı olan, 37-53 y arasında ki kadınlarda daha sıklıkla görülür Akıntı sıklıkla farklı renklerde karşımıza çıkarken genellikle yeşil hakimdir Sırasıyla sarı, beyaz ,kahverengi-gri ve kırmızımsı kahverengi olabilir Bu son renk kanlı akıntı ile karışabilir

İntraduktal papillomlar da bu tür akıntılara sebep olabilirGenellikle 20-40 yaşlarında görülürler Çoğunlukla meme başına yakın bir kist ya da genişlemiş bir duktus içinde gelişen genellikle 1 cm'den küçük lezyondur Bazen papillomlar birçok duktusda ve duktusun farklı yerlerinde de olabilir Fizik muayene ile akıntının geldiği duktus saptanmaya çalışılır Tanıda mamografi yalnız başına yetersizdir Duktografi (kanallardan ilaç verilerek görüntüleme) ve histopatolojik (parçanın alınarak mikroskop altında incelenmesi) tanıda önemlidir

Bu akıntılar sıklıkla kanserle veya prekaseröz mastopati ile birliktedir Akıntı tek taraflı , tek kanaldan kaynaklanıyor, kitle var ise sitolojik ve mamografik bulgular da değerlendirilerek kanser ayırıcı tanısına gidilmelidir

Akıntı serösanginöz (sulu-kanlı gibi) ya da kanlı ise 50 yaşın altında iyi huylu olma olasılığı artarken, 50 yaşın üstünde kötü bir hastalık ile birlikteliği sıktır Yaş artışı ve kitle varlığı kanser olasılığını akla getirmelidir

Meme başı akıntısında tanı

Eğer akıntı çamaşır üzerinde spontan fark edilmişse bu hastanın aktivasyonu örneğin jimnastik sonrası fark edilenden daha önemlidir Akıntının menstruel siklus (adet kanamaları), ovulasyon ve mevcut gebelik ile ilişkisinin olması nonkanseröz (kanser dışı) lezyon ayırımında önemlidir Akıntının rengi, travma (hasara maruz kalma), cerrahi, herpes zoster gibi enfeksiyonlarda ayırıcı tanıda önemlidir Hikayede ilaç kullanımı araştırılmalıdır

Hasta yaşı ve ailede kanser hikayesi meme kanseri gelişiminde artmış bir risktir Tüm menapoz sonrası akıntılar önemlidir

Her iki memenin fizik muayenesi nazik ve dikkatli biçimde yapılmalıdır Akıntının geldiği kadranın demonstrasyonu önemlidir Akıntının rengi ve konsantrasyonu gözlenir Sitoloji yapılabilir fakat yalancı negatif sonuç oranı yüksektir Sitoloji şüpheli, kitle tespit edilememişse kesin tanı için akıntının geldiği meme duktusu çıkarılarak tanıya gidilmelidir Tüm palpe edilen (ele gelen) kitlelerde ince iğne aspirasyon biyopsisi gereklidir Histopatolojik tanı daha değerlidir ve bizi kesin tanıya götürür Mammografi öncelikle yapılmalıdır Duktografi özellikle intraduktal papillom tanısında yardımcı olabilir

Sonuç olarak tek taraflı, kendiliğinden olan, kanlı akıntılarda mutlaka tanının konması gerekmektedirAyrıca unutmamamız gereken önemli bir nokta ise, akıntının gelip gelmediğini kontrol için kesinlikle meme başını uyarmamalıyız Akıntı var ise zaten gelecektir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.