![]() |
Meditasyon Ve İman |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Meditasyon Ve İmanMeditasyon her ne kadar "Uzak Doğu Öğretilerine" dair bir ibadet olarak lanse edilse de gerçekte öyle değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O zaman soru şu : “Meditasyonun doğru biçimi nedir?” Şeyhimiz İbni Teymiyye bu konu hakkında şunları söylüyor : Tasdik, zikir ve bunu hafızada canlı tutmak, ilmi ve yakîni kemale erdirir ![]() Bu bakımdan ashabı kiramdan olan Ömer b ![]() "Allah'ı zikretmemiz, O'na hamdetmemiz ve O'nu tesbih etmemiz, imanımızın artmasıdır ![]() ![]() Durum onun dediği gibidir ![]() ![]() "Birlikte oturalım da, bir süre bile olsa iman edelim" derdi ![]() Yüce Allah da şöyle buyurmaktadır: "Kalblerine bizi anmaktan yana gaflet verdiğimiz, heva ve heveslerine uymuş, işinde haddini aşmış kimselere de itaat etme ![]() "Sen öğüt verip hatırlat, çünkü öğüt ve hatırlatma mü'minlere faydalıdır ![]() Yüce Allah bir başka yerde de şöyle buyurmaktadır: "Korkan kimse öğüt alacaktır ![]() ![]() Diğer taraftan insan daha önce bildiği şeyleri hatırlayıp gereğince amel ettikçe, bundan önce bilmediği şeylerden farklı başka şeylerin bilgisini de elde eder ![]() Allah'ın isimlerinin ve ayetlerinin anlamları konusunda önceden bilmediği şeyleri bilir ![]() "Her kim bildiği şeylerle amel ederse, Allah ona bilmediklerini de öğretir ![]() Bu her mü'minin kendi nefsinde tesbit edebildiği bir durumdur ![]() Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu sahih olarak sabit olmuştur: "Rabbini zikreden kimseyle Rabbini zikretmeyen kimsenin benzeri, hayat sahibi olan kimseyle ölü kimsenin benzeri gibidir ![]() Yüce Allah da şöyle buyurmaktadır: "Ayetleri karşılarında okunduğu zaman da bu onların imanlarını artırır ![]() Çünkü bu ayetler onlara, bundan önce bilmedikleri şeyleri öğretir ve böylelikle bilgilerini artırır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beyan olunur ki, Tirmizi'nin de rivayet ettiği gibi; zikrin en gerçek ve efdali: "Lâ ilahe illallah" dır Tirmizi'nin ve diğer muhaddislerin zikrettiği hadis-i şerifşöyledir: "Zikrin en efdali "la ilahe illallah", duanın en faziletlisi ise "Elhamdülillah" dır" (İbn Mace Edeb: 55; Tirmizi Deavat: 8 ![]() Muvatta ve diğer hadis kitaplarında Ubeydullah oğlu Talha'dan rivayet edildiğine göre, Allah'ın Rasulü şöyle (s ![]() ![]() "Benim ve benden evvel gelen Rasûllerin söylediklerinin en faziletlisi: "Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerike lehu lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve huve alâ külli şey'in kadîr"dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her kim zan ve iddia ederse ki bu, avam halkın zikridir, havasın (ileri sûfilerin) zikri müfred isimdir ![]() ![]() ![]() Bazılarının, Allahu Teâlâ'nın: "Sen, "Allah" (o kitabı indirdi) de, sonra onları bırak, bâtıl dedikodularında oynaya dursunlar" (En'am: 6/91) ayetini alıp da iddialarına delil getirmeleri, bunların en açık ve büyük yanılgılarıdır ![]() Çünkü ayetteki "Allah" ismi, istifhamın, yani sorunun ve acabanın cevabındaki emirde zikredilmiştir ![]() "Musa'nın nur ve insanlara hidayet olarak getirdiği kitabı kim indirdi?" şeklindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sana kim geldi? diye sorulduğu zaman, cevaben Zeyd denildiği gibi ![]() ![]() ![]() Sonra tek bir isim, ister şahıs zamiri, isterse gayb zamiri olsun, tam bir kelam ve mana ifade eden bir cümle değildir ![]() ![]() Bu çeşit tek kelime ne iman, ne küfür, ne emir, ne nehiy ifade etmez ![]() Bu tarz (çeşit) zikri, selefden ve ashabdan hiç bir kimse yapmamış ve Allah'ın Rasûlü (s ![]() ![]() ![]() Bir tek özel ya da sıfat isimini zikretmek, kalbde bir (marifet) bilgi meydana getirmez ve kişiyi faydalı biri yapacak hale sokmaz ![]() ![]() (Yani, Allah, Allah, Hu, Hu, deyince, hiçbir mana kasdedilmiş olmaz ![]() ![]() ![]() Bizatihi mana ifade etmez, kalbe bir bilgi ve marifet kazandırmaz ise, böyle bir zikir faydasız ve boşuna yapılmış olur ![]() Şeriat ise, bizatihi (tek başına) manalar ifade eden zikirleri meşru saymıştır ![]() ![]() Şüphesiz, bu çeşit tek isim, "Allah, Allah; Hu, Hu" zikrine devam edenlerin bazısı çeşitli "ilhada" (dinsizliğe), çeşitli "ittihada" (vahdet-i vücuda, Allah (c ![]() ![]() " Nefyi(yok) ile isbat arasında ölmekten korkuyorum" sözleri bu kabilden sözlerdir ![]() ![]() ![]() İşte böyle bir te'vil sakattır ![]() ![]() ![]() ![]() Allah'ın Rasûlü (s ![]() ![]() "Lâ ilahe illallah" kelâmı şerifini telkin etmeyi emretmiş ve: "Bir kimsenin son sözü "La ilahe illallah" olursa, cennete girer" buyurmuştur ![]() ![]() Eğer bu mübarek cümle zikredilmesi mahzurlu bir cümle olsaydı; o, söylerken her an ölmesi beklenen bir kimseye telkin edilmez, kötü bir şekilde ölmesine meydan verilmez ve bu kelâmın yerine müfred bir isim telkin edilirdi ![]() Özetle: yalnızca (münferid) tek isim olarak, "Allah, Allah; Hu, Hu; Hay, Hay, diye zikretmek sünnetten çok uzak, bid'atın en içinde ve şeytanın dalâletine (sapıklığına) en yakın düşen bir faaliyettir: Çünkü bir kimse, "ya hu, ya hu"; veya "hu, hu" (Ey O, Ey O; veya O, O,) dediği zaman, bu zamir (O zamiri) ancak kalpten geçen anlama, manaya göre şekil alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Füsus sahibi Muhyiddin-i Arabî bir kitap yazarak adını "Kitabu'l-Hu" koymuştur! ![]() ![]() ![]() Bunlardan bazısı Âli İmran süresindeki yedinci ayet olan "Ve mâ yâ'lemu te'vilehu illallah"ın manasını "Lehu" isminin tevilini Allah (c ![]() ![]() ![]() Ayetin manası ise, "O müteşabih ayetlerin tevilini(gerçek manasını) Allah (c ![]() ![]() "Eğer bu, sizin dediğiniz gibi olsaydı,ayeti kerimede "Te'vilehu" diye bitişik yazılmaz da; "Te'vile-hu" diye münferid (ayrı) yazılırdı ![]() Kur'an'da Allah Teala şöyle buyurmaktadır mealen: "Hem Rabbinin ismini zikret, hem de yalnız O'nu yücelt" (Müzemmil: 73/8) "Yüce Rabbinin ismini tesbih (tenzih) et ![]() ""Temizlenen (zekat vererek malını temizleyen) ve rabbinin ismini zikredip de namaz kılan şüphesiz felaha ermiştir ![]() "Azim olan Rabbinin ismini tesbih et" (Vakıa: 56/74) Bunların benzeri ayeti kerimelerde emredilen zikirlerin tek isim olarak (Allah, Allah) gibi yapılması iktiza etmez (gerekmez) ![]() "Azim olan Rabbinin ismini tesbih et" (Vakıa: 7) ayeti kerimesi nazil olduğu zaman, Allah'ın Rasûlü (s ![]() ![]() "Bunu secdenizde yapınız" (Ebu Davud ve Ahmed) diye emir buyurmuştur ![]() Bunun üzerine müslümanlar için rükuda: "Sübhane rabbiye'l-azim" (azim olan Rabbimi tesbih ve tenzih ederim) secdede: "Sübhane rabbiye'l-a'lâ" (Yüce olan Rabbimi tesbih ederim ![]() ![]() Sahih olan rivayete göre Allah'ın Rasûlü (s ![]() ![]() ![]() ![]() Hülâsa; (Demek ki), yüce olan Rabbin ismini tesbih etmek ve Allah (c ![]() ![]() Nasıl ki bir sahih hadis-i şerifde de Allah'ın Rasûlü şöyle buyurmaktadır: "Kur'an-ı Kerimden sonra en faziletli kelâm: "Sübhanallah, vel-hamdülülah ve lâilahe illallahu vallahu ekber (Allah'ı tesbih ve tenzih ederim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer bir sahih hadis-i şerifde şöyle buyrulmaktadır: "İki kelime vardır ki, dilde hafif, fakat mizanda, keyfiyette ağır ve Rahman'a göre sevgilidir ![]() ![]() Başka bir sahih hadisde şöyle buyurulmuştur: "Her kim günde yüz defa; "Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerike lehu, lehü'l-mülkü ve lehu'l-hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadir" (Allah (c ![]() ![]() Allah o kimseyi o gün şeytanın şerrinden emin kılar, ta akşamlayıncaya kadar, kendi gibi veya kendinden fazla söyleyenden başka hiç kimse o adamdan daha faziletli olamaz ![]() ![]() Başka bir hadisde de şöyle buyurulmuştur: "Her kim günde yüz kere: "Subhanallahi ve bihamdihi sübhanallahilazim" (hamd ile Allah'ı tesbih ve tenzih ederim; azim olan Allah noksanlardan münezzehdir) derse o kimselerin hataları silinir isterse deniz köpüğü kadar olsun" ![]() Malik'in (Allah (c ![]() ![]() ![]() "Ben ve benden önceki nebilerin söylediği en faziletli kelâm: Lâ ilahe illallahu vahdehu lâ şerike lehu, lehü'l-mülkü ve lehu'l-hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadir" kelamıdır" İbni Mace'nin ve diğerlerinin sahih hadis kitaplarında Allah'ın Rasûlü (s ![]() ![]() "Zikrin en efdali ve faziletlisi "lâ ilahe illallah"; duanın en faziletlisi "Elhamdülillah" dır ![]() Zikir ve dua konusunda bunlara benzer hadis-i şerifler çoktur ![]() Kur'an-ı Kerim'de de birçok ayet-i kerime zikir ve duayı talim ve beyan buyurur ![]() ![]() ![]() Müslümanlara namazlarında, ezanlarında, bayramlarında bir tek ismin zikredilmesi emredilmemiştir ![]() ![]() Mesela müezzin; "Allahu ekber Allahu ekber, eşhedü enlâ lâ ilahe illallahu ve eşhedu enne Muhammeden Rasûlüllah" demektedir ![]() Namazda ise; "Allahu ekber, sübhane rabbiye'l-azîm, sübhane rabbiye'l-alâ, semiallahu li-menhamide, rabbena leke'l-hamd, ettehiyyatü lillahi", ve hac yapmakta olanın; "lebbeyk Allahumme lebbeyk" ve diğer ibadetlerimizdeki bütün zikirler hep bir mana ifade eden cümleler halindedir ![]() ![]() ![]() ![]() Hülâsa, maksadımız, anlatmak istediğimiz şudur: Allah (c ![]() ![]() ![]() ![]() Bu çeşit zikir; (kalpleri takviye eder ve kalbin sahibine iyi işler yaptırır) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu çeşit zikir ile daha nice yüksek arzular ve büyük maksatlar hasıl olur ![]() ![]() Bu isterse "Allah, Allah" gibi tek isim, isterse "hu, hu" gibi zamir olsun, (üstün önderlerin) hassların ve ariflerin zikri olduğu şöyle dursun, bu çeşit (tek isim veya zamirle yapılan) zikirlerinhiçbir aslı esasıyoktur ![]() Tam aksine bu çeşit zikir, çeşitli dalâlet ve bid'atlara vesile ve vahdet-i vücud ve ilhâd (zındık) ehlinin fasit hallerine ve tasavvurlarına, niyetlerine bir vasıtadır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|