![]() |
Heykel../Condillac |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Heykel../Condillac![]() XVIII ![]() Dışarıda kentin gürültüsü, damlarda şakırdayan yağmur, soğuktan buğulanmış camlar, sıcak bir oda, yumuşak bir halı, yardımcı bir sevgili, çözümlenen insan ![]() ![]() ![]() Etienne Bonnet de Condillac (1715-1780) böylesine mutludur ![]() Matmazel Ferrand, elindeki çiçeği uzatırken, sevgili filozofuna ne duyduğunu soruyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Condillac şu anda sadece burundur ![]() ![]() ![]() Condillac, duyularımızı incelemek için bir heykel tasarlamıştır ![]() Bu heykel, insanların bütün alışkanlıklarından yoksun, taştan bir heykeldir ![]() ![]() Bu heykele bir menekşe uzatırsak o bize göre menekşe koklayan bir heykel, ama kendine göre sadece menekşe kokusu olacaktır ![]() ![]() Heykelimizin, karşılaşabileceği türlü değişmeler hakkında henüz hiçbir düşüncesi yoktur ![]() ![]() ![]() Heykelimiz, biri şimdiki duyumla, öteki artık var olmayıp izlenimi sürüp giden duyumla ilgili iki var olma biçimi içinde bulunacaktır ![]() ![]() ![]() Kokuların çoğalması bilgileri de çoğaltacaktır ![]() ![]() Heykel, sadece koku alma duyusundan yola çıkarak birçok soyut düşüncelere de erişebilmektedir ![]() ![]() ![]() Koku alma duyusuna, birer birer, öteki duyular da eklenerek deneyler ilerletilince düşüncelerin daha da geliştikleri görülmektedir: Hele dokunma duyusunun katılması insan aklının gerçekleşmesini tamamlayacaktır ![]() ![]() ![]() Bilgi, duyuların gücü ya da sayısıyla orantılıdır ![]() Duyumculuk (sensualisme) alanında Condillac'ın yeniliği, bu alana deneyciliği sokmuş olmasındadır ![]() ![]() İ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çağdaşı büyük kuşkucu Protagoras da onun düşüncesine katılmış, felsefesini bu duyumcu temele dayamıştı ![]() Sonra, Aristoteles'ten (İ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Condillac'ın bu heykel tasarımını, Diderot'nun sağırlar ve dilsizler hakkındaki mektubundan aldığı söylenmiştir ![]() ![]() ![]() Condillac'ın heykeli, tek duyuyla bile, aşık olabilir, kin güdebilir, umuda kapılabilir, korkabilir ![]() ![]() Gerçekten de bizim ilk düşüncelerimiz sadece hazdan ya da elemden ibarettir ![]() Haz duymasaydı, heykelimiz, hareket etmesini hiçbir zaman istemezdi ![]() ![]() Demek oluyor ki, onun hoş ya da hoş olmayan duygularla her zaman karşılaşması gerekir ![]() ![]() ![]() Kendisine acı veren hoş olmayan kokudan, hoş olmayan sesten de tiksinecektir ![]() ![]() Umutla korku da, aşkla tiksinmenin doğduğu aynı ilkeden doğarlar ![]() Heykelimizin hoş ya da hoş olmayan duyumları duymasını sağlayan alışkanlık, kendisine, bu duyumlardan daha da duyabileceğini düşündürür ![]() Düşünülen bu duyum hoşa giden bir duyumsa umuda, hoşa gitmeyen bir duyumsa; korkuya yol açar ![]() Heykelimiz sadece bunlarla da yetinmez, uyur, düş görür, hastalanır, sarhoş olur ![]() ![]() ![]() Sadece koku alma duyusu bulunan heykel eğer kendisine çok acı veren bir kokuyla karşılaşmışsa artık başka hazları düşünemez, tek düşündüğü bu acıdan bir an önce kurtulabilmektir ![]() ![]() Nasıl ki bizler de önceleri büyük isteklerle aradığımız hazları ağır hastalıklarımızda istemez oluruz, artık sadece yeniden sağlığa kavuşmayı düşünürüz ![]() ![]() ![]() Heykelimiz erdemlidir ![]() Condillac'a göre iyilik ve güzellik sözleri, eşyanın hazlarımıza ne suretle yol açtıklarını anlatırlar ![]() Duygulu her yaratığın güzellik ve iyilik üstüne kendine göre bir düşüncesi vardır ![]() Gerçekten de koku alma ya da tat alma duyusuna hoş gelen her şeye iyi; görme duyusuna, işitme duyusuna ya da dokunma duyusuna hoş gelen her şeye de güzel denir ![]() ![]() Tutkuları okşayan şey iyi, zihnin tat aldığı şey güzeldir, hem tutkuların hem de zihnin hoşuna giden şeyse hem iyi hem de güzeldir ![]() ![]() ![]() Gördüğü, işittiği, dokunduğu, zihninin de haz duyarak bildiği nesneleri de bilmektedir ![]() Öyleyse onun güzellik üstüne de bir düşüncesi vardır ![]() ![]() Bunlar, kendilerini yargılayan kişinin huyuna, suyuna, yapısına bağlıdırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Orhan Hançerlioğlu |
![]() |
![]() |
|