Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kavram, soyutlama

Kavram Ve Soyutlama

Eski 07-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kavram Ve Soyutlama



Kavram, soyut bir fikirdir, yani gerçeğin zihin tarafından yalıtılmış bir cephesini temsil eden bir fikirdir
Soyut fikir, tam da soyut olduğu için geneldir

Örneğin, insan fikri geneldir İnsan, ne Pierre’dir, ne Jean ne de René O, aynı zamanda hem Pierre, hem Jean, hem René, hem bütün diğer insanlardan söz etmek için uygun olan genel bir kavramdır O halde insan fikri tümel olarak bütün insanları ifade eder Bundan dolayı Ortaçağ filozofları soyut fikirlere tümeller adını vermekteydiler

Mantıkçılar bir kavramı iki bakımdan ele alırlar: içlem ve kaplam Bir kavramın içlemi onun tanımıdır, yani onun içine aldığı özelliklerin toplamıdır Eskiler, örneğin, insanın akıllı bir hayvan olduğunu söylemekteydiler (Hayvan "yakın cins", akıllı "türsel ayrım", yani insanı diğer hayvan türlerinden ayıran özelliktir) Bir kavramın kaplamı ise, bu kavramın kapsadığı bireylerin listesidir

Kavramların içlem ve kaplamları ters yönde değişirler İnsan kavramının hayvan kavramından daha zengin bir içlemi vardır, çünkü o hayvan cinsinin bütün diğer özelliklerine bir de "akıllı" özelliğini ekler Bu nedenle de onun kaplamı daha yoksuldur: Çünkü "insan" kavramı "hayvan" kavramından daha az sayıda bireyi içine alır Varlık fikri, en büyük kaplama (O, var olan her şeyi kapsar), buna karşılık en küçük içleme (tek bir özellik, varlık özelliği) sahiptir Kavramın tersine bir birey, tanımlanamaz Onun kendisini bireyselleştiren, kendisine özgü olan özellikleri vardır Bireyin hiçbir kaplamı yoktur

Sokrates olan tek bir kişi vardır: Sokrates’in kendisi Buna karşılık onun içlemi sonsuzdur Bireyin içlemini vermek, onu tanımlamaktan çok betimlemektir, çünkü tanımın konusu birçok bireyde ortak olan genel özelliklerdir Birey, tikel olandır, somut olandır

Ancak soyutlama problemini psikolojik açıdan -yani meydana gelişi açısından- ortaya koymalıyız
Soyutlama hangi zihinsel işlemler sonucu gerçekleşir?
Soyutlama nasıl mümkündür?
Ayrı başına verilmiş olmayan bir şeyi ben nasıl ayrı başına bir varlık olarak düşünebilirim?


a Empirist bakış açısı

Empiristler bu probleme köklü ve olumsuz bir çözüm teklif ederler Onlar saf ve basit olarak soyutlamayı inkar ederler "Genel olarak insan fikri nasıl mümkündür?"

sorusuna empirist,

"Genel olarak insan fikri mevcut değildir" diye cevap verir Örnek olarak, Berkeley’in bize söylediği budur: "İnsan"ı düşündüğümde küçük veya büyük, iri veya ufak, zayıf veya atletik yapılı tekil bir bireyi, somut deney tarafından bana verilmiş olan bir imgeyi gözümün önüne getiririm

O halde genel fikir bir yanılgıdır Ancak gene de bu yanılgının nasıl mümkün olduğunu açıklamak gerekir Bu konuda empiristler bize şu açıklamayı verirler: Yanılgının kaynağı kelime, isimdir

Örneğin ben, Pierre’in, Jean’ın, René’nin önünde aynı "insan" kelimesini telaffuz ederim Kelimenin kendisi somuttur, telaffuz ettiğimde o özel bir gürültü, sesli bir imgedir; alışkanlık sonucu, benim farklı görsel imgelerle, Pierre’in, Jean’ın, René’nin imgeleriyle birleştirdiğim sesli bir imgedir Sözüm-ona genel fikirde var olan tüm şey, somut imgeler ve bir isimdir, o kadar Empiristin, nominalistin bakış açısı budur Nominalizm tarih boyunca çoğu kez az veya çok radikal bir tarzda savunulmuştur

Ortaçağ’da Roscelinus, Occam’lı William, XVII yüzyılda Hobbes, XVIII yüzyılda Berkeley, Condillac, XIX yüzyılda Taine, nominalistlerdir

Nominalizm şüphesiz köktenci biçimiyle savunulamaz Eğer kelime somut imgeye bir şey ekliyorsa, bunun nedeni tam da onun boş bir ses olmamasıdır, bir fikre göndermesidir
Abelardus’un daha kendi zamanında Ortaçağ nominalistlerine söylediği şuydu:

Kelime, bir anlamı olduğu için, bir sesten fazla bir şeydir Kendi düşüncemle ilgili kavramım, fikrin kelime ve imgeleri büyük ölçüde aştığını bana kolayca göstermektedir Kelimeler aradığımda, düşüncemi sembollerle ifade ettiğimde, bu ifadelerin ve sembollerin düşüncemin zenginliğini tüketmekten uzak olduklarını fark ederim

Bu problemi açıklığa kavuşturmak için Binet (denekler olarak kızları Armande ve Marguerite ile) kışkırtılmış içe bakış yöntemini uygulamaktaydı

Örneğin, deneğe şunu soruyordu: Adalet fikrini düşündüğünüzde aklınıza ne geliyor? Bazı denekler gözleri önüne somut bir şeyin, örneğin bir terazinin veya kırmızı külahlı bir yargıcın geldiğini söylemekteydiler Ancak bu yoksul imgelerin adaletten anladıkları şeyi tüketmekten uzak olduğunu da kabul etmekteydiler

Binet şu sonuca varmıştır (Aklın Deneysel İncelemesi, 1903) :


"İnsanlar yüz bin franklık düşünceleri ile ilgili dört kuruşluk imgelere sahipler" Ayrıca bazı başka denekler imgeleri göz önüne getirmeksizin düşünmektedirler Onlar sözünü ettiğimiz soruya adaletin tanımıyla cevap vereceklerdir

"Düşünmek Epinal katedralinden aşağı bakmak değildir",
insanın zihnini bağıntılara, yargılara, anlamlara yöneltmesidir

Aynı dönemde Wurzbourg okuluna, düşünme psikolojisi (Denkpsychologie) okuluna mensup Alman psikologlar, Watt, Bühler, Külpe de benzeri sonuçlara varmışlardır: İnsan imgesiz düşünebilir Somut imgelere ihtiyaç göstermeyen, soyut bir kural, bağıntı bilincine, zihinsel bir doğrultuya indirgenen saf düşünceler (Bewussheit) vardır (Burada Husserl’in yönelimsellik temasının psikoloji alanına aktarılmasıyla karşılaşmaktayız)

Bu tür analizler açık olarak düşüncenin, algının bilincimize yerleştirdiği somut tasavvurların edilgen oyununa indirgenemeyeceğini göstermektedir
Düşüncelerimin altında yatan psikolojik bir dinamizm, zihinsel bir etkinlik vardır

Yalnız, Binet ve Wurzbourg okuluna ait psikologlar, bu altta yatan etkinliğin derin doğası hakkında bize fazla açıklama vermemektedirler


*

Alıntı Yaparak Cevapla

Kavram Ve Soyutlama

Eski 07-22-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kavram Ve Soyutlama



AslansemaTeşekkürler bilincine

*
b Biyolojik soyutlama kuramı

Eğer her soyutlama öznenin bir etkinliğini gerektiriyorsa, bu etkinlik eğilimlerimizin, hayati ihtiyaçlarımızın etkinliği değil midir? Bazıları bize şu çelişik düşünceyi teklif etmektedir: Eğer soyutlama, genel kavramlara sahip olma gücümüz varsa, bunun nedeni özellikle salt bir ruh olmamamız, ihtiyaçlarımız ve tepkilerimizin düşüncelerimizi şekillendirmesidir

Bu kuram Laporte tarafından savunulmaktadır Daha önce de Bergson tarafından ana çizgilerinde ortaya atılmıştır İçki kavramını göz önüne alalım Eğer çok susamışsam ve bana bir kadeh kırmızı şarap, bir bardak bira ve bir tas soğuk su ikram edilirse bu üç farklı sıvı karşısında aynı hareketi, aynı davranışı gösteririm Onlardan herhangi birini alıp dudaklarıma götürürüm O halde içki kavramının kaynağı biyolojiktir Söz konusu üç sıvıda ortak bir şey olduğunu bana keşfettiren şey, susuzluğumdur Onların üçü de "içki"dir, çünkü üçü de susuzluğumu giderir

Soyutlama her algıda tohum halinde bulunur, çünkü algı eylemin hizmetindedir ve her algı, şeyler dünyasında onların canlı varlığa faydalı olan yönlerini soyutlamaya yönelir Doğa zengin, karmaşık, sonsuz derecede çeşitlidir, ama eğilimlerimiz sonlu sayıdadır Uygarlığın en değişik içkileri istifademize sunmasına karşılık içme hareketi her zaman aynıdır ‹htiyaçlarımızın her biri tüm bir nesneler sınıfı tarafından doyurulma imkanına sahip olduğu için şeyler arasındaki benzerlikleri ortaya çıkaran şey eğilimlerimiz, hareketlerimiz ve duygularımızdır

Bergson, "gereksiz olandan hareket ederek algıda zorunlu olanı soyutlayan"ın eğilimlerimiz olduğunu söylemekteydi O, "genel olarak otun otçulları kendine çektiği"ni ileri sürmekteydi

Gerçekten de ister gölgede, ister güneşte olsun, ister nemli, ister kuru olsun, ot daima ottur, yani otlanılacak bir şeydir O halde soyut "ot" kavramı otçul hayvanın davranışında tohum halinde bulunmaktadır

Öte yandan psikanalizin kısa bir incelemesi bize duygusallık düzeyinde kendiliğinden soyutlamaların olduğunu göstermektedir Baba kompleksinden acı çeken çekingen, baba imgesinin "yerine geçen" ve sırasıyla üzerinde otoritelerini icra eden öğretmenleri, subayları, şefleri önünde aşağılık duygusundan doğan tepkilerini sürekli olarak tekrarlar


Çocuklukta kazanılmış bu kompleksler, bu nevrozluya davranış kalıplarını, sürekli tekrarlanan değişmez davranış şemalarını kabul ettirir Daha genel olarak, bizi çok genel tepki cinsleriyle donatan alışkanlıklarımız, tıpkı eğilimlerimiz gibi irade-dışı ve bilinç-dışı genellemelerin kaynağıdır Eğilimler ve alışkanlıklar durumların karmaşıklığını birbirinden ayrı ve soyut temalara böler

Ancak genel kavramın bu tür ruhsal kaynaklı oluşumu bizim için yeterli değildir Soyutlamanın uzak kaynağının eğilimler, duygular ve alışkanlıklar olduğunu kabul edebiliriz Gene de yaşanan, eylemde oluşturulan soyutlama ile düşünülen soyutlamayı birbirine karıştırmamak gerekir Bergson’un çok doğru olarak işaret ettiği gibi, "ister mermer, ister tebeşir olsun kireç karbonatı üzerine her zaman aynı şekilde etkide bulunmasından dolayı hidroklorik asidin soyutlama gücüne sahip olduğu söylenemez" Biyolojik soyutlama kuramını sosyolojik bir kuramla tamamlamakla da yetinemeyiz Şüphesiz toplumsal hayatın talepleri her zaman soyutlama gücü gerektirir Genel kavramlar, grubun bütün üyelerinde ortaktır ve doğa üzerine kolektif eylemde bulunmaya imkan verirler (Oysa somut ve tikel sezgiler bizi yalnızlığa ve güçsüzlüğe mahkum eder)

Toplumsal hayatın, somut bireyseli bastırmaya bizi zorladığı ve düşüncelerimizde soyut tümeli desteklediği tartışılamaz Ancak toplum, bizden kavramlar yaratma gücümüzü harekete geçirmemizi talep ederse de onu tamamen olmuş bitmiş bir biçimde yaratmaz Biz de biyolojik ve toplumsal eğilimlerden ayrı bir şeyin, aklın kendisi olan, bağımsız bir soyutlama ve genelleme yeteneğinin var olduğunu kabul etmemiz gerekir
*
alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.