![]() |
Occam'ın Usturası ,Sade Bir Yaşam |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Occam'ın Usturası ,Sade Bir YaşamSadeliğin sadece gardrobunda, kitaplığında, mutfağında büyük temizlik yapmak isteyenlerin derdi olduğunu mu sanıyorsunuz? Veya parlak kariyerinin bir noktasında trenden atlayıp inzivaya çekilmeye, gidip bir balıkçı kasabasında yaşamaya karar veren genç borsa komisyoncularının hedefi mi sadelik sadece? Değil ![]() Sadece sanatta değil, bilimde ve felsefede de daha yalın, daha basit olanı arayanlar olmuş daima ![]() ![]() ![]() 14 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diyor ki: "entia non sunt multiplicanda praeter necessitatem" yani yaklaşık olarak; "unsurlar gereğinden fazla çoğaltılmamalıdır" Örnekleyelim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bazen sadece bilim değil, iş dünyası da Occam'ın usturasının peşinden gider ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diyelim ki araç sigortası yapan bir sigorta şirketi olarak elimizde geçmişteki sigortalılara ve onların şirketimize maliyetine dair onbinlerce kayıttan oluşan bir veritabanı var ![]() ![]() ![]() Biri diyor ki: 1)[(yaşı 30'un üzerinde VE cinsiyeti kadın) VEYA (yaşı 40'ın üzerinde VE cinsiyeti erkek)] VE yaşadığı kentin nüfusu 5 milyondan düşükse risk faktörü = "orta"dır 2)[(yaşı 30'un üzerinde VE cinsiyeti kadın) VEYA (yaşı 40'ın üzerinde VE cinsiyeti erkek)] VE yaşadığı kentin nüfusu 5 milyondan fazlaysa risk faktörü = "yüksek"tir 3)[(yaşı 30'un altında VE otomobil kategorisi = "çok lüks" ise risk faktörü = "çok yüksek"tir ("babam sağolsun faktörü") 4)bıdı bıdı bıdı VE vıdı vıdı vıdı ![]() ![]() ![]() 5)bla bla bla ![]() ![]() ![]() 6) ![]() ![]() ![]() Diğer teori ise diyor ki: 1) sigortalı yaşı 35-55 arası VE otomobil kategorisi = "orta" ise risk faktörü = "orta" 2) geriye kalanların hepsinde risk faktörü = "yüksek" tir ![]() Ve ister inanın, ister inanmayın; her iki teori de riskli sigortalıları eşit oranda (diyelim ki x,5 oranında) doğru tahmin ediyor ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat biz şu iki analisti baş başa bırakalım da, yine bilime ve onun gerçekliği açıklarken sade olma çabasına geri dönelim ![]() Neden bilim çevremizde olup bitenleri açıklamaya çalışırken bu kadar kolaylıkla karmaşanın kucağına düşüyor? Neden bugün doğruluğuna somut kanıtlarla inanılan bir teori yarın tam tersini söyleyen bir diğeri tarafından çürütülüyor? Neden insan, doğa ve evren hakkında bunca karmaşık ve bazen birbiriyle çelişir gibi görünen teori var? yanıtı : "Doğanın bütün yasalarını bilseydik, belli bir noktadaki tüm sonuçları açıklamak için sadece bir fenomenin tanımının veya tek bir gerçeğin yeterli olması gerekirdi ![]() ![]() ![]() (Doğanın) Yasa(larına) ve ahenk(ine dair) anlayışımız belirlediğimiz örneklerle sınırlıdır ![]() ![]() Söyleyeni tahmin edebilirsiniz ![]() ![]() ![]() ![]() Doğanın tüm yasalarını bileceğimiz güne dek (eğer başarabilirsek tabii bunu) elimizdekileri olabildiğince sade, olabildiğince anlaşılır tutmak herhalde doğru olacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() * |
![]() |
![]() |
|