Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kutsal, matematik, pythagoras

Pythagoras Ve Kutsal Matematik

Eski 07-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Pythagoras Ve Kutsal Matematik



İsa’dan önce 520 yılında Güney İtalya’dayız O zamanlar bu ülkeye Büyük Yunanistan deniyor Kroton kentinde yıldızlı, sıcak, sessiz bir gece

Büyük bir tapınağın taraçasında, dokunaklı bir ses konuşuyor Dinleyenler arasında kendinden geçenler, bayılanlar, letarjiye tutulanlar var Kocaman neft lambaları, taraçanın ortasındaki Persephone heykelini aydınlatmaktadır Öğrenciler, uçsuz bucaksız bir mutluluk denizinde yüzüyorlar
Dokunaklı ses, usta öğretmen Pythagoras’ın (Fisagor, İÖ 580-504) sesidir Öğrettiği de şudur:


Evren, bir sayı uyumudur

Pythagoras, gizli bir din okulu kurmuştur
Öğrencilerine ahlak, siyaset ve din öğretmektedir Bu bilimlerin tümüne mathematalar adını veriyor İlk anlamı, insan bilgisinin tümünü kuşatan demek olan matematik sözcüğü de buradan gelmektedir

Anaksimandros’la din bilgini Ferekydes’in de öğrencisi olduğu bilinen Pythagoras’a göre, ilk ilke (arché) sayı’dır Eşya, duyulur hale gelmiş olan sayılardır Bilimin amacı, her varlığı karşılayan sayıları bulmaktadır Örneğin akıl belli bir sayıdır, ruh belli bir sayıdır, adalet belli bir sayıdır

Evren, bir sayı uyumudur Doğadaki bütün karşıtlıkların kökü, birle çok arasındaki karşıtlıktır Oysa, salt (mutlak) bir, ne tek ne de çifttir, hem tek hem de çifttir Bir başka deyişle, salt bir, teklikle çiftlik birlikteliğidir İlk varlık, olan bir, noktadır Nokta hareket ederek çizgi; çizgi, hareket ederek satıh; satıh, hareket ederek cisim olmuştur Şu halde her başka cisim, bir başka sayının karşılığıdır

Pythagoras’ın gizli din tarikatına girmek pek zordur İsteklinin erdemli, akıllı, ağırbaşlı, sır saklayabilecek bir yapıda bulunması gerekir Önce, istekliye belli, etmeden uzun ve gizli bir soruşturma yapılır, sonra da istekli bir dağ başına götürülerek sınavlardan geçirilir İstekli, ıssız dağ başında, bir gece geçirmek zorundadır Bu sırada istekliyi korkutmak için birçok araçlara başvurulmaktadır Korkmadan dayanabilmesi isteklinin iradesini gösterecektir Daha sonra düşünsel sınavlar başlayacak, isteklinin bilgisi ve görgüsü yoklanacaktır Örneğin bir yuvarlağın içine çizilen bir üçgenin ne demek olduğu sorulmaktadır
Yeter karşılık alınınca da alaylar, takılmalar, küçümsemeler başlar İsteklinin bütün bunlara ses çıkarmadan göğüs gererek irade gücünü kanıtlaması gerekir Hermetisme sınavlarının sadeleştirilmiş biçimleri olan bu sınavlardan başarıyla sıyrılabilen istekli, noviciat adı verilen ilk dereceye alınabilir


Pythagoras, ilk derecede öğrencilerine hemen hiçbir şey öğretmemekte, sadece onları dilediği biçime hazırlamak için yoğurmaktadır Düşüncesine göre, önce, gençlerdeki sezgi (intution) yeteneğini geliştirmek gerekir Daha sonra onlara, ana baba ve dost sevgilerini, bu sevgiler aracılığıyla da tanrı sevgisini aşılamak yoluna gidilebilir Bu aşılamada müzikten de yararlanılır Genç öğrenciler, her sabah ve her akşam, şu şarkıları dinlemektedirler:
Ölümsüz tanrılara dön, kendini eşsiz aşklara bırak, inanını koru Bil ki, çeşitli uluslarda ve çeşitli dinlerde dağıtılmış görülen tanrılar, tektir Evrenin tek tanrısı vardır Hepsine hoşgörüyle bak, ama gerçeğin ne olduğunu da bil Gizlilik aleminde bütün dinler birleşirler

Sır, söylenmemiştir Oysa körpe kafalar o sırra belki de kendiliklerinden varabilecek bir biçimde hazırlanmaktadır Öğrenci, tanrının ruhunu kendi ruhunda görmeye başlamıştır Elinde, heptakord adı verilen yedi telli bir saz vardır Bu yedi telli sazdan yedi ses çıkmakta, bu yedi sesten de yedi gizli ses birleşimi elde edilmektedir
Yedi ses birleşimi, ışığın, yedi rengini, yedi gezegen yıldızı, varlığın yedi biçimini karşılamaktadır
Eğer insan ruhu, bu yedi sesle akort edilir, uyumlu kılınırsa ruhunuzdan dinleyeceğiniz şarkı, gerçeğin şarkısı olacaktır


İkinci derecede öğrenci, sayılar bilimiyle karşılaşmaktadır İlk derecede ortalıkta görünmeyen Pythagoras, ikinci derecede yüzünü göstererek öğretmenliğe başlayacaktır Öğrencinin ikinci dereceye yükseldiği güne, altın gün denilmektedir Kutsal ve gizli sayılar biliminde sayı, soyut bir varlık değil, mutluluğumuzu sağlayacak kutsal bir anahtardır Kutsal sözler gibi, kutsal sayılar da eski Mısır ve Asya tapınaklarından gelmektedirler


İnsanlar bir’le sayar, bir’le düşünürler Bir, insanla Tanrı arasında ortak bir ilkedir
Bir, bilenle bilineni, düşünenle düşünüleni birleştiren ortak bir ölçüdür Peki, bu ortak ölçünün öbür ucu niçin görünmüyor?

Onu görebilmek için onunla birleşmek gerekir (Aynı sonuca varan Hermetisme’i ve İslam mistikliğini hatırlayınız) Ona benzemeye çalışarak ona yaklaşılabilir İnsan, eşya gibi edilgin (münfail) değil, onun gibi etkin (fail) olmalıdır İnsan, kendisini böylesine yüceltmek için çalışmalıdır (İnsanca ölümlü, Tanrıca ölümsüz olmak da elimizde, diyen Hermes’i hatırlayınız):

Yaratıcı düşünce ve o yaratıcı düşünceyle sarmaş dolaş ruh, can (l’ame) ve ben Evrenin her yönünde rastlayabileceğiniz bu üçlükle, o üçlüğün ilkesi olan teklikten başka bulabildiğiniz hiçbir şey yoktur Evrensel üç leme, tanrısal birliktelik (vahdet) içindedir

Pythagoras’ın beden, can (l’âme), ruh (l’esprit) üçlemesi Hint’in Brahma Vişnu Siva üçlemesine uygun olduğu gibi, Hıristiyanlığın baba oğul ruhülkudüs üçlemesini hazırlamıştır (teslis) Bu üçlüğün ortak ilkesi de Hermes monoteisme’inin buluşu olan teklik’tir

Teklik, üçlüğü özetlediği gibi, üçlükle birleşerek dörtlük görünüşünde de bulunabilir İşte Pythagoras’ın sayılar biliminin ana ilkeleri bu ilk dört sayıda toplanmaktadır Öteki sayılar, bu dört sayının birbirleriyle çarpılması ve toplanması sonunda elde edilebilirler Örneğin kutsal yedi, üçle dördün toplanmasından meydana gelir ve insanın Tanrı’yla birliğini belirtir Katsalon, ilk dört sayının toplamına eşittir ve Tanrılığın sürekliliğini anlatmaktadır

Pythagoras da, Hermes gibi, dünyanın güneşin çevresinde döndüğünü biliyordu Değil sadece dünyanın, bütün gezegenlerin güneşin çevresinde dönmekte olduklarını biliyordu Durgun yıldızlardan her birinin de bağımsız bir güneş topluluğu olduğunu, onların da bizim güneş topluluğumuzun yasalarına bağlı bulunduğunu, en küçük varlıkların bile bir güneş topluluğundan farksız olduğunu ve aynı yasalara göre yaşadıklarını biliyordu

Ancak bu bilgiler, yaygın bilgiye aykırı bulunduğundan bir sır olarak titizlikle saklanmış, yazıya geçirilmek şöyle dursun, kulaktan kulağa fısıldanmakla yetinilmiştir

*
Orhan Hançerlioğlu-Düşünce Tarihi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.