![]() |
Descartes-Töre Üstüne Mektuplar |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Descartes-Töre Üstüne MektuplarDescartes, Prenses Elizabeth'e 4 ağustos 1645 günlü mektubunu yazmamış olsaydı bunu hiçbir zaman bilemeyecektik ![]() ![]() Prenses Elizabeth'e yazdığı kısa mektup, sonradan Töre Üstüne Mektuplar (Lettres sur la Morale) adlı bir kitaba alınarak Descartes'ın bütün bir ömür boyun eğişinin amacı biraz olsun aydınlatılabilmiştir ![]() Descartes bu mektubunda asıl töreye, asıl erdeme, gerçek mutluluğa erişebilmek için şu ilkeleri koymaktadır: 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() Geçici kurallarıyla sağladığı rahatça düşünmek süresi sonunda Descartes'ın vardığı bu kesin ilkelerden erdemin tanımını çıkarabiliriz ![]() ![]() ![]() ![]() Descartes, İsveç Kraliçesi Christin'e yazdığı 20 kasım 1647 günlü mektubunda, vardığı bu sonucu daha da açıklıyor: Böylelikle eskilerin en ünlü ve en karşıt iki görüşünü uzlaştırdığımı sanıyorum Madam ![]() ![]() ![]() Bütün kötülükler bilgisizlikten doğan ve pişmanlıklar doğuran kararsızlıktan geldiğine göre erdem, iyi sandığımız şeyleri işlemekte gösterdiğimiz karardan ibarettir ![]() ![]() ![]() ![]() Övülmeye değer biricik şey erdemdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şu halde onu iyi kullanma, bütün iyilerin en büyüğüdür ![]() ![]() ![]() Descartes'ın yaptığı, bir yıkma ve yeniden kurma işidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İçinde rahatça oturulabilecek bu geçici ev şudur: Tanrının, çocukluğumdan beri içinde yetişmeme izin verdiği ve bana bağışladığı dine sıkıca bağlı kalmak (aynı kitap ve bölüm) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Varız, çünkü düşünüyoruz ![]() ![]() Günümüzde olduğu gibi, XVII ![]() ![]() Descartes, bir dostuna yazdığı mektupta şöyle yakınmaktadır: Tanrının varlığını kanıtlamaya çalıştığımı kanıt olarak ileri sürmekten başka hiçbir kanıt gösteremeyenler beni Tanrısızlıkla suçluyorlar (Chanut'ye Mektup, 1 kasım 1646) ![]() ![]() ![]() Buna karşı, onu büyük bir Tanrıcı sayanlar da vardır ![]() Descartes'ı inceleyen Charles Adam, incelemesini şu sözlerle bitirmektedir: Descartes sadece bilim alanında önemli bir yer tutmakla kalmaz, bütün çağların metafiziği de ona çok şey borçludur ![]() ![]() ![]() Fizik, bu temel olmadan, eski ahlak gibi, kocaman bir yapı olurdu, ama sadece kum üstüne otururdu (Charles Adam, Descartes'ın Hayatı ve Yapıtları) ![]() İt ürür kervan yürür deyimince ufaklıklar saldıradursun, Descartes güzel yeni evinin temellerini atmaktadır ![]() O, olağanüstü bir mimardır ama, ne edelim ki XVII ![]() ![]() Nitekim on üçüncü ilkeden sonra tuğlalarını dizmeye başlamıştır: Tanrı bilinmedikçe başka hiçbir şey hakkında kesin bir bilgi elde edilemez (on üçüncü ilke) ![]() Peşin yargılar, çoğumuzun, var olmak zorunluğunun Tanrıdan geldiğini anlamamıza engel olur (on altıncı ilke) ![]() Bir şeyde ne kadar olgunluk varsa o şeyi meydana getiren Tanrıda da o kadar olgunluk vardır (on yedinci ilke) ![]() Tanrının varlığı, sadece bununla bile, bir daha kanıtlanabilir (on sekizinci ilke) ![]() Tanrıda bulunanları tümüyle anlayamadığımız halde hiçbir gerçeği, onu bildiğimiz açık seçiklikle bilemeyiz (on dokuzuncu ilke) ![]() Biz kendi kendimizi yaratmadık, yaratanımız Tanrıdır ve sadece bu yüzden bile Tanrı vardır (yirminci ilke) ![]() Bir an için var olduğumuza göre bir an sonraki varlığımızı saklayan bizden başka bir güç var demektir, buysa Tanrıdır (yirmi birinci ilke) ![]() Tanrının nitelikleri ancak doğa ışığında bilinebildiği kadar bilinebilir (yirmi ikinci ilke) ![]() Tanrı, cisim ![]() ![]() Önemli olan, Descartes'ın, bu metafizik tuğlaların arasına insan özgürlüğü harcını nasıl karıştırdığıdır ![]() Descartes'ı yetkiyle incelemiş bulunan La Bertoniere bunu şöyle belirtiyor: Önce, pratik bir güçlüğü karşılaması gerekiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Descartes, insan gücünü, gene İlkeler kitabında, yavaş yavaş Tanrı gücünün arasından şöylece çekip çıkarmaya başlar: Kuşkulandığımız şeylere inanmaktan sakınmamızı sağlayarak aldanmamıza engel olan özgür bir irademiz vardır (altıncı ilke) ![]() Sonsuzu anlamaya çalışmak hiç de gerekli değildir ![]() ![]() Tanrı, yanılmalarımızın nedeni değildir (yirmi dokuzuncu ilke) ![]() İnsanın başlıca olgunluğu özgür bir iradeye sahip olmasıdır, insanı övülür ve yerilir kılan da bu özgür iradesidir (otuz yedinci ilke) ![]() İrademizin özgürlüğü, kendinden edindiğimiz deneyle, kanıtsız olarak bellidir (otuz dokuzuncu ilke) ![]() Kırkıncı ilkeye gelince ![]() ![]() ![]() Çatışma, zorunlu olarak, başlıyor: Tanrının her şeyi önceden düzenlediği kesindir ![]() ![]() ![]() Descartes, bizlerden önce davranmak telaşı içinde, kırk birinci ilkede, gerekli soruyu ortaya atmaktadır: Özgür irademiz, Tanrının kurduğu bu düzene nasıl uydurulabilir? ![]() ![]() Sorunun karşılığını verirken, aradan bunca yüzyıl geçtiği halde, zavallı Descartes'ın nasıl terlediğini gözlerinizle görebilirsiniz: Tanrının sonsuz, düşüncemizin sonlu olduğunu göz önünde tutarsak bu güçlükten kurtulabiliriz ![]() ![]() Özgürlüğümüzden kuşkulanamayız ![]() ![]() ![]() Filozofumuz, Düşünceler adlı kitabının Doğru ve Yanlış Üstüne başlığını taşıyan dördüncü bölümünde gene bu konuya dönmek ve gene böylece kıvranmak zorunda kalmıştır ![]() Tanrının bizi aldatması mümkün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öyleyse biz yeteneklerimizi iyi kullanamıyoruz ![]() Algımız (müdrikemiz) ve irademiz ayrı ayrı yetkindirler, yanlış yapamazlar ![]() ![]() İrademiz, bilgimizin sınırı içinde kaldıkça doğru, bu sınırı aşınca; yanlış işler ![]() ![]() ![]() Ne edelim ki, yanılmamak gücünü de verdiğine göre, yanılmamıza engel olmadığından ötürü yakınmaya hakkımız olmamalıdır (Les Méditations Métaphysiques Touchant la Première Phllosophie, dördüncü düşünce) ![]() ![]() Descartes'ın bütün bu sözlerinden çıkan sonuç nedir? ![]() ![]() Bilmiyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim, İlkeler kitabında, o büyük üslupçulara özgü terbiyeli deyişiyle, bunu açıklamaktan da çekinmiyor: Tanrının dünyayı niçin yarattığı üstünde durmayacağız ve büyük amaçlara yönelen nedenleri felsefemizden büsbütün çıkaracağız ![]() ![]() ![]() ![]() Başka bir yapıtında da şunları söylemektedir: Sağduyulu insan, bütün kitapları okumak zorunda değildir ![]() ![]() ![]() İnsan, yöntemini bilirse, bütün yaşamı boyunca gerekli olan bilimi kendisinde bulabilir ![]() İşte ben yalnız bu yöntemi öğretiyorum (La Recherche de la Vérité par la Lumiére Naturelle, önsöz) ![]() * Orhan Hançerlioğlu-Düşünce Tarihi |
![]() |
![]() |
|