Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
din, felsefesinin, temellendirilmesi

Din Felsefesinin Temellendirilmesi

Eski 07-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Din Felsefesinin Temellendirilmesi



ADİN FELSEFESİNİN KONUSU


Din felsefesi, dini konu edinen, dinin temellerini ve öğelerini ele alan, sorgulayan felsefe dalıdır Başka bir deyişle din felsefesi, dinin felsefe açısından ele alınması, din hakkında düşünme ve açıklamadır Din felsefesi dine ahlak ve sanat felsefelerinde olduğu gibi rasyonel, objektif ve eleştirel olarak yaklaşır
Dine Felsefi Açıdan Yaklaşım:
Dine felsefi yaklaşım her şeyden önce din gerçeğini kabul eden ve anlamladırmaya çalışan bir yaklaşımdır Dini dinin temel kavramlarını ve inançlarını değerlendirmek, din gerçeğine eleştirel bir gözle yaklaşmakla olur Bunu da felsefe yapabilir
Din felsefesi, dini tanımlamaya, açıklamaya ve anlamlandırmaya, dinsel kavramları ve davranış biçimlerini felsefi temeli üzerinde savunmaya ya da eleştirmeye, dinlerin kullandığı dili çözümlemeye yönelik felsefe araştırmalarından meydana gelir

Teoloji İle Din Felsefesinin Farkı:
Teoloji (ilahiyat) de tıpkı din felsefesi gibi dini ve Tanrıyı konu alır Teoloji, doğrudan doğruya inanca dayanır; inancın sınırları dışına çıkmaz Teoloji açıklamalarında Tanrının gönderdiği kutsal kitaplara, peygamberlerin bildirdiklerine ve din alimlerinin yorumlarına dayanır
* Teoloji dogmatik ve otoriteye dayalıdır, din felsefesi özgür düşünme, nesnel olma ve sorgulamayı temel alır
* Teolojinin amacı inananların inançlarını güçlendirmektir, din felsefesi ise dinin ilkelerini sorgular kişilerin dindar olmalarına çalışmadığı gibi inançları sarsmaya da kalkışmaz
* Teoloji belli bir dini ele alırken, din felsefesi genel olarak din ya da dinleri ele alır

Dinin Felsefi Temellendirilmesi:
* Felsefe dini temellendirirken dine rasyonel açıdan bakmak zorundadır Akla dayanmalıdır Tutarlı olmalı çelişkilere düşmemelidir
* Felsefe dini temellendirme çabasında nesnel olmak ve eleştirel bir tavır takınmak durumundadır
* Felsefe dini temellendirirken, konuya olabildiğince geniş kapsamlı ve kuşatıcı bakışla yaklaşmalıdır
* Din felsefesi nesnel olmak zorundadır Nesnel olmak, dogru olana varmak amacıyla taraf tutmadan inceleme yapmak, yargıda bulunmak demektir

BDİN FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Tanrı: Evrende var olan herşeyin yaratıcısı olduğuna ve tekliğine inanılan yüce varlık
Mucize: Mucize, insan aklının ölçülerini aşan, doğa yasalarının dışına çıkın, düşünce ilkelerinde değil de, dini inanca dayanan bir oluştur
Vahiy: Peygamberlere gelen ilahi ilham anlamına gelir İlahi bir nitelik taşıyan ana düşünce, vahiy yoluyla peygamberlere bildirilir
Peygamber: Peygamber, her dinde Tanrı’nın buyruğnu insanlara bildiren elçidir
İman: Dinin ortaya koyduğu doğrulara inanmaya denir
İbadet: Tanrının buyruklarını yerine getirmeye ibadet adı verilir
Yüce: İncanca ölçüleri aşan, sınırlanamayan, önünde eğinilen üstün varlık anlamına gelir
Kutsal: Din açısından saygıya değer olan, Tanrı ya da peygamberler tarafından kutsanmış olandır

CDİN FELSEFESİNİN TEMEL PROBLEMLERİ

1 Dinin Tanımları: dinler kaynaklarında bulunan Tanrıya göre tanımlarınlar, tek Tanrılı (monoteist) ve çok Tanrılı (politeist) söz edilmektedir
2 Tanrının Varlığı Problemi: Din, Tanrının var olduğu inancına dayanır Ban göre dinin temellendirilebilmesi için , Tanrının varlığının kanıtlanması gerekir Din felsefesinin de temelinde Tanrının var oluşuyla ilgili kanıtlamalar bulunmaktadır Tanrı var mıdır? Tanrının varlığını gösteren kanıtlar nelerdir?
3 Tanrının Temel Niteliklerinin Tanımlanması Problemi: Bu konuda Tanrının evrene aşkın ya da içkin olduğu şeklinde farklı yaklaşımlar görülür Tanrı, bir olan, yaratılmamış olan, ezeli ve ebedi, her şeye gücü yeten, her şeyi bilen varlık olarak tanımlanır
4 Vahyin İmkanı Problemi: İnsan ile Tanrı, iki ayrı kategoride varlıktırlar İnsanın sonlu, ölümlü, bir yanıyla da maddi varlık olduğu yerde, Tanrı sonsuz, ölümsüz ve tümüyle manevi bilinen bir varlıktır Bundan dolayı vahiy açıklamasına ihtiyaç duyulmaktadır
5 Tanrıyla Evren Arasındaki İlişkinin Ne Olduğu Problemi: Tanrı doğaya aşkın bir varlıkmıdır yani doğaüstü bir varlık mıdır yoksa panteistlerin (tümTanrıcılar) söylediği gibi Tanrı evrenin içinde midir?

6 Evrenin Yaratılışı Problemi:Evren Yaratılmış Mıdır? Yoksa evren öncesiz ve sonrasız mıdır? Bazı görüşler Tanrı tarafından yaratıldığını söylerken bazıları ise yaratılmadığını ezeli ve ebedi olarak var olduğunu söylerler

7 Ruhun Ölümsüzlüğü Problemi: insan ruhu acaba beden yok olup gittiği zaman ortadan kalkar mı yoksa başka bir yerde var olmaya devam eder mi? Bu konuda da diğerleri gibi iki görüş ortaya çıkmıştır


*

Alıntı Yaparak Cevapla

Din Felsefesinin Temellendirilmesi

Eski 07-22-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Din Felsefesinin Temellendirilmesi



Tanrının varlığı ilgili yaklaşımlar
Tanrının varlığı konusunda üç temel yaklaşım bulunmaktadır

1 Tanrının Varlığını Kabul Edenler: Tanrının varlığını kabul eden yaklaşımlar üç tanedir Teizm, Deizm, Panteizm



a) Teizm: Tanrıya inanma anlamına gelir, Tanrıya inanmama anlamına gelen Ataizm’e karşıdır Teizm, Tanrının varlığını ve onun evrenin yaratıcısı, koruyucusu ve egemeni olduğunu kabul eden dini felsefedir Teizme göre Tanrı öncesiz ve sonrasızdır Dünyayla sürekli ilişki içindedir Evrende olup biten her şey onun iradesinin ürünüdür Tanrının varlığını akıl yoluyla kanıtlamak için kanıtlar ileri sürülmektedir bunlar;

Ontoloji Kanıt: Kanıtın ontolojik olması Tanrının varlığından hareket edilmesinden kaynaklanmaktadır İlk kez öne süren St Anselmus’tur Tanrı tasarlanabilen en yetkin (mükemmel) varlık olarak tanımlanır Tanrı kendisinden daha büyük ve yetkin olan bir varlığın tasarlanamayacağı varlıktır Yetkin bir varlık, var olmadığı takdirde yetkin olamaz İşte bu anlaşıta, Tanrının var oluşu Tanrı tanımından zorunlu olarak çıkacaktır Descartes de bu kanıtı kullanmıştır

* Kozmolojik Kanıt: İlk neden kanıtı olarak da bilinen bu kanıt, aynı zamanda nedensellik ilkesine dayanır Hiçbir şey nedensiz olamaz, var olan her şeye mutlak olarak, kendisinden önce gelen bir şey neden olmuştur Kozmos (evren) de bu şekilde dir Evrenin var olduğunu bildiğimize gir onu bu günkü durumuna bir dizi neden ve sonucun getirmiştir Neden sonuç ilişkisindeki sonuç ilk nedenin Tanrı olduğudur

* Düzen ve Amaç Kanıtı: Bu kanıt çevremizde doğal dünyaya baktığmızda, her şeyin kendi işlevini yerine getirecek şekilde, en ince ayrıntısına kadar düzenlenmiş ve ayarlanmış olduğunu göreceğimizi belirtir İşte bu durum bir yaratıcının var oluşunu kanıtlar Gözün yapısındaki düzen ve amaç bu kanıtı örneklendirir Düzen ve amaç kendi kendine ortaya çıkmaz, belli amaca hizmet eder, irade sahibi Tanrı tarafından gerçekleştirilir

* Ahlak Kanıtı: Tanrı olmasaydı her şey mübah ( sevap ya da günah olmayan) olurdu İyi ve kötünün bir anlam ifade edebilmesi için karşılıklarının görülebilmesine bağlıdır İyi ve kötünün karşılığının teminatı ise Tanrı’dır

* Dini Tecrübe Kanıtı: Bir çok insan Tanrının varlığının kanıtı olarak iç duygularını ve sezgilerine başvurmaktadır Tasavvufta da Mevlana, Yunus Emre gibi düşünürler bu gruba girerler Tanrıyı ispat etmeye gerek yoktur O zaten sezgiyle kavranabilir



b) Deizm: Deizm, Tanrının varlığına inanmakla birlikte Tanrının evrenden aşkın (transandantal) olduğunu, evrenin dışında olduğunu, bir kez yaratıp sonradan evrene müdahale etmediğini savunur Deizm iki temel ilkeye dayanır

* Varlığı akılla bilinen Tanrı anlayışı

* Evrenin yaratıldıktan sonra kendi yasalarına göre işleyişi

Deizm dine akılcı açıdan yaklaşmıştır Mucizelere karşıdır Batıl inançlara ve dogmalara itiraz eder Locke, Rousseau ve Voltaire bu görüşün savunucularıdır



c) Panteizm: Panteizim, Tanrı ile evreni bir kılan, her şeyi Tanrı olarak gören felsefi öğretidir Tanrı evrenden ayrı değildir, tam tersine evren ile bir ve aynıdır Tanrının doğanın dışında olması mümkün değildir Tanrı evren ile özdeştir En önemli temsilcisi Spinozadır İlk panteist filozof ise Xenofanes’tir

2 Tanrının Varlığını Reddedenler:
Tanrının varlığını reddeden görüşlere ateizm, kişilere de ateist adı verilir Ateizm “Tanrıtanımazlık” olarak dilimize çevrilmiştir Genel anlamda dini inançsızlığı ve tüm dinlere karşı olmayı ifade eder Din felsefesinde ateizm evreni yine evrene dayanarak açıkladığından Tanrı ya da doğal güç diye birşeyi mümkün kabul etmez Ateizmin felsefi temeli Materyalizmdir Tanrının var olmadığını savunan kanıtlar bulmaya çalışır Bunlar:

* Kötülük Kanıtı: İçinde yaşadığımız dünyada kötü olarak nitelediğimiz oluşumlar vardır Savaşlar, hastalıklar, depremler, açlık vb Ateist bu noktada kötülüğün karşısında nasıl olup da mutlak iyi olan bir Tanrıdan bahsedileceğini sorar Olsaydı bu kötülüklere karşı çıkardı der Ateizmin karşısındaki filozoflar bu kanıta “Bu dünyada kötülüğün var oluşu, daha yüksek ahlaki iyiliklere yol açtığı için haklı kılınabilir Buna göre eğer yoksulluk olmasa, yoksullara yardım etme gibi ahlaki bakımdan iyi olan eylemler temelsiz kalırlar Savaşlar, işkence ve toplu kıyımlar vardır ama, kahramanlar, azizler ancak bunlar sayesinde ortaya çıkar

* Ahlaki gerekçeler Kanıtı: Bu çerçevede içinde değerlendirmemiz gereken iki düşünür vardır Nietzsche ve Sartre İki düşünür de felsefelerinde ahlakı ön plana çıkarmışlardır Ahlak söz konusu olduğun da ise, insanın Tanrı tarafından önceden belirlenmiş bir özü bulunmadığını, insanın özünü kendisinin yarattığını savunmuşlardır

Sartre’a göre evrende kendi kendini yaratan tek varlık insandır Her nesnenin bir özü, bir varlığı bir de varoluşu vardır Ona göre yalnız insanda varoluş özden önce gelir İnsan önce vardır, sonra şöyle ya da böyle olur Çünkü özünü kendisi yaratır (Varoluşculuk – Egzistansiyalizm)

Nietzsche’ye göre insan gücünün bir değeri olacaksa, insan için bir özgürlük ve ahlaktan söz edilebilecekse, soncuzca güce sahip olan bir varlığın var olması gerekir İnsanın kendisini özgürce yaratabilmesi için Tanrıdan vazgeçmek gerektiğini söyler



3 Tanrının Varlığının Bilinemeyeceğini Ya da Yokluğunun Bilinemeyeceğini Öne Süren

Tanrıya ilişkin bilgiye sahip olunamayacağını, dolayısıyla Tanrı’nın var olduğunun da var olmadığının da kanıtlanamayacağını savunan öğretiye felsefe de agnostisizm (bilinemezlik) adı verilir Tanrının var olduğunun ya da olmadığının ilke olarak bilinemeyeceğini öne süren bir görüştür Bu görüşü ilk olarak Sofist Protogoras vermiştir

*
Alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla

Din Felsefesinin Temellendirilmesi

Eski 07-22-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Din Felsefesinin Temellendirilmesi



Felsefe İSLAM a göre küfürdür
Felsefeciler 10 akıl olduğunu birinin yaratıcı akıl olduğu gibi bir takım görüşler öne sürmüştür
İmam-ı Gazali'nin ??? ???? ??? ünlü bir felsefecinin “akıl kâdimdir” demesi sebebiyle küfrüne fetva verdiği rivayeti vardır

Bu iş akılla olsaydı izafiyet teorisini bulan ünlü fizikçi Einstein ve niceleri kurtulurdu Halbuki hiçbir şeyden habersiz ihtiyar bir nine dahi bu teorileri bilmediği halde ebedi Cennete gidebilmektedir


Temel bir kaide şudur : Din akılla bulunmaz , akılla anlaşılır

Felsefenin temel kaynağı : akıldır
Dinin temel kaynağı ise : vahiydir

İlk Felsefe yapan şeytandır :
"ALLAH: "Sana emrettiğim halde secde etmene ne engel oldu" dedi
"Ben ondan hayırlıyım, beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan" dedi" (Araf /12)
Dolayısıyla felsefecilerin öncüsü odur

eflatun:
Felsefecilerin atası (tabiri caizse başkomutanlarından) eflatun, Hz İsa ??? ????? ? ???? ?????? nın Peygamber olduğunu bilmiş ancak akıl yürüterek iman etmemiştir

Kendisine gelen halk "Bir Zat çıktı Peygamberim diyor ölüleri diriltiyor" demiş
o "ölüleri dirilttiğini gördünüzmü ?" halk "evet" demişler
o "biz tıp ilminde zirveye çıktık ancak hala ölüleri diriltemiyoruz eğer gerçekten diriltiyorsa ona uyun" demiştir Halk "önden siz buyursanız" deyince
eflatun "biz yolumuzu bulmuşuz" demiş reddetmiştir



İmam Gazali Hzleri ???? ???? :
İLİMLER İKİ KISIMDIR :
Birincisi Şer'î ilimler(Din ilmi), ikincisi ise sosyal ilimler ve san'atlardır Şer'î ilimler, Peygamberlerden ????? ?????? öğrenilirler Bunlar akıl, tecrübe ve duyularla elde edilemezler Sosyal ilimler ve sanatlar ise, bu yollarla kazanılırlar Şer'î ilimler ise, Kur'ân, Sünnet, İcmâ ve Ashabın ??? ???? ???? sözleridir Alimlerin bir konuda görüş birliği etmesi demek olan icmâın kaynağı Kur'ân ve Sünnettir Onun ilim ve delil olması da bu yüzdendir Ashâb'ın ??? ???? ???? sözlerinin ilim sayılması ise şundandır: ALLAH Rasûlü’nün (??? ???? ???? ????) din ve dava arkadaşları olan bu insanlar vahyin inişine şâhid olmuşlar ve ALLAH Rasûlü’nün (??? ???? ???? ????) onunla ilgili tefsir, yorum ve tatbikatını bizzat görmüşlerdir Bu durum, onlara daha sonrakilerin (akılla) bilemeyeceği bazı incelikleri bilme imkânını kazandırmıştır ( Huccetül İSLAM imam-ı Gazali ??? ???? ??? - İhya-u Ulumiddin )

Dikkat edinizki zamanımızdaki ilahiyat profösörleri akıl ve mantıkla hareket ettiklerinden , çok tehlikeli insanı Dinden çıkaracak fikirler ortaya atmaktadır

Zamanımızdaki ilahiyat fakültelerinde (40 senelik Alimin dahi anlayamadığı) bir yöntem uygulanmaktadır ki , yöneticilerin ve eğitimin başındakilerin dahi bundan haberi yoktur İlahiyat fakültesi soru cevaplarını kalın kitaplardan incelemiş biri olarak: Amaç İlahiyattaki talebelere son derece cesaret vererek kendilerini Müctehit sanarak bir takım akli yorumlar getirmelerini sağlamak Ayrıca akli yorumlarını ve mantığını geliştirmeyi sağlayacak bir eğitim (delil isteyene isbata hazırız- burada uzatmayalım)

TEMEL KAİDE ŞUDUR : DİN NAKİLLEDİR , AKILLA DEĞİLDİR
Dinin Akılla yorumlanması : batılı İSLAM düşmanlarının yüzyıllardır İSLAMın içine sokulmak için mücadelesini verdiği şeydir

Ayrıca ilahiyat mezunu bir takım hocaların bu ayrıntıları bilmeden maalesef felsefeye merak saldığı görülmektedir

Türkiyede en meşhur Tarihçi der ki :"Din ve emirleri sorgulanmaz, ya inanırsınız ya inanmazsınız"

Alıntı Yaparak Cevapla

Din Felsefesinin Temellendirilmesi

Eski 07-22-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Din Felsefesinin Temellendirilmesi



Paylaştığın bilgiler için teşekkürler kitabeYalnız bu ilime karşı ,bilime karşı olan belli bir bakış açısıdır
İşte belli bir bakış açısına göre felsefe bakış açısını genişletmek için gereklidirÇünkü hayatı dogmatik yaşayanlar kalıplaşmış öğretilerden hareket eder
Kur'an bile anlamı ile tanınmalıdırAnlam arayışı da felsefenin gereğidir

Gazali ve Farabi felsefeye farklı açılardan yaklaşır
*
Farabi'ye göre, ilk varlık, Tanrı, varlık taşkını yoluyla evrendeki bütün varlık düzenini 'doğal bir zorunlulukla' meydana getirir Evren Tanrı'nın değerine hiçbir şey katmaz Yetkin bir varlık olan Tanrı'nın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur Tanrı'yla evren arasındaki ilişkiyi, evrenin Tanrı'dan sudur, türüm yoluyla ve zorunlulukla çiktigini söyleyerek açıklayan Farabi'ye göre, evren aynı zamanda Tanrı'nın sonsuz cömertliğinin bir sonucudur

Tanrı, Farabi'nin sisteminde herşeydir Tanrı seven, sevilen ve sevgidir O bilen, bilinen ve bilgidir Tanrı herşey olduğuna ve hiçbir şeye ihtiyaç duymadığına göre, Farabi bu noktada, mümkün varlıkların varoluşları için, Tanrı'nın yalnızca kendisini konu alan bilme faaliyetine başvurur Buna göre, yaratıklar, Tanrı'ya en yakın 'akıllar' halinde Tanrı'dan çikip varlığa gelirler Onun sudur, türüm anlayışına göre, Tanrı'nın kendi tözünü bilmesinden birinci akıl doğar; bu aklın Tanrı'yı bilmesinden ise, ikinci akıl türer Böylelikle, ortaya sırasıyla 10 akıl çikar; onuncu akıl, etkin akıldır (aklı faal)

Birinci aklın varlığı, Tanrı dolayısıyla zorunlu, ama kendi özünde mümkündür; ilk akıl, kendini bu niteliğiyle bildiği için, onun maddesinden birinci gök katı, formundan da (suretinden de) o gök katının ruhu sudur eder Böylelikle on akıldan her birinin karşilığı olarak bir gök katı türer Madde de Tanrı'dan sudur etmiştir Belirsizlik demek olan madde, Tanrı'ya en uzak olan varlıktır Etkin Akıl insan ruhunun da nedenidir

İnsan anlayışında, Farabi insanın ruh ve bedenden meydana geldiğini söyler Bedenin yetkinliği ruhtan, ruhun yetkinliği ise akıldan kaynaklanmaktadır Ruhun başlıca görevleri eylem, anlama ve algılamadır Ona göre, bitkisel, hayvani ve insani olmak üzere, üç tür ruh vardır Bitkisel ruhun görevi, bireyin yetişme ve gelişmesi ile soyun sürdürülmesi, hayvansal ruhu görevi iyinin alınıp kötüden uzak durulması, insani ruhun görevi ise güzelin ve yararlının seçilmesidir

Farabi ahlak anlayışında, insanın akıl yoluyla iyi ve kötüyü ayırt edebileceğini savunur İnsan için amaç mutluluk, en büyük erdem de bilgeliktir Farabi'ye göre, en yüksek iyi olan mutluluk, etkin akıl ile birleşmek yoluyla gerçekleşir Zira, insan kendisini anlamak için evreni anlamak, evreni anlamak için de evrenin amacını kavramak durumundadır Evrenin esas ve en yüksek amacını anlamak, insan için gerçek mutluluktur


İnsanın kendisini ve evrenin amacını anlamaya kalkışması ise, bilim ve felsefe yapmakla ilgili bir şeydir İnsan aklının en yüksek düzeyde yetkinleşmesi, insan aklını Etkin Akıl'a yaklaştırır


FARABİ

Alıntı Yaparak Cevapla

Din Felsefesinin Temellendirilmesi

Eski 07-22-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Din Felsefesinin Temellendirilmesi



İlime karşı olan bir davranış yazmışsınız şöyle diyeyim :

Bu mezkur ilimler bu gün bir şey diyor en doğru bu diyor , yarın ise başka birşey çıkınca aaa bu doğruymuş diye değişiyor
Onun için değişmesi mümkün olan ve kesinliği belli olmayan ilim üzere bir şey bina edilebilir mi ?

Bu felsefecilerin akaide muhalif olarak dedikleri şeyler tamamen zanlarına dayalı şeyler Kendilerine bütün ilimlerde kamilen verilmediğine göre zanla bina yapılır mı ? Ayrıca Sahabei Kirama bakalım ??? ???? ???? bir tanesinden bu gibi fikirler çıkmış mı ?

Gazali hzleri , Felsefenin en yaygın olduğu dönemlerden birinde ortaya çıkmışı yazdıkları ile felsefik akımlara set çekmiştir

Farabi ve İbni Sina ya gelince : Ehli Sünnet Alimleri onlara itibar etmez ve yoldan çıkmış olduklarını söylerler yani itibar edilmez

Alıntı Yaparak Cevapla

Din Felsefesinin Temellendirilmesi

Eski 07-22-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Din Felsefesinin Temellendirilmesi



Bu sizin tercih ettiğiniz bakış açısı kitabe
Gazali'yi biz bugün liselerde ders kitabında entüisyonist,sezgici bir filozof olarak alıyoruz
Yaşadıkları dönemdeki gazali ve farabi uzlaşmazlığı bilinmektedir
Ama takdir edersiniz ki ne siz Gazali'siniz ne de tek doğru budur anlayışı kabul edilebilir
Felsefenin özü aynı konuya farklı bakış açıları ile yönelmekBöylece hayatın,insanın,varlığın çok yönlü anlaşılmasını sağlamakDolayısıyla sizin beklediğiniz tarzda din felsefe çatışması varsayarak art niyetle olaya yaklaşamam
Ameller niyetlere göredir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.