![]() |
Agnostik Bakış Açısı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Agnostik Bakış Açısı![]() Nesnelerin kendiliklerinin hiç bir zaman bilinemeyeceğini ileri süren felsefe akımı ![]() ![]() Terim, daha sonra, geriye götürülerek bütün bilinemezci öğretileri kapsamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Her kişinin duyusu kendine göre olduğundan her kişinin bilgisi de zorunlu olarak kendine göre olacaktır, herkes için geçerli bir bilgi olamaz ![]() ![]() Antikçağ Yunanlıları, tarihsel koşulları içinde, bu tepkiyi göstermekte haklıydılar ![]() Ne var ki ![]() ![]() Kant'a göre ancak görünen bilinebilir, öz bilinemez: "Bizler sırlarla dolu bir evrende bir rüyanın rüyasını görmekteyiz ![]() Gerçekte bildiğimiz hiç bir şey yoktur ![]() ![]() ![]() Amerikalı pragmacı William James'e göre, "İnsanın evrendeki durumu, bir kedinin kitaplıktaki durumu gibidir ![]() ![]() Pozitivist Auguste Comte'a göre, "Nesneler üstü metafizik kadar nesnelerin kendisi fizik de bilinemez ![]() ![]() Akıma adını koymuş olan on dokuzuncu yüzyıl İngiliz düşünürü Huxley de aynı kanıdadır ![]() Yirminci yüzyılın Fransız düşünürü Camus'ye göre de, "Evren uyumsuzdur ve bilinemez ![]() ![]() ![]() Bilim, giderek bize elektronların bir çekirdek çevresinde toplandıkları görünmez bir gezegenler takımından söz edecektir ![]() ![]() ![]() ![]() Metafizik bilinemezcilik haklıdır, çünkü metafizik birtakım gerçekdışı tasarımlarla uğraşır, gerçek olmayan şey yok dernektir ve yok olan şey de elbette bilinemez ![]() Oysa bilimci olduklarını iddia eden bütün bilinemezcilikler bilimdışıdırlar, çünkü bilimin konusu olan nesnelerin kendilikleriyle bilimin amacı olan bilinebilir ligi yadsımaktadırlar ![]() Bu bilinemezcilik'lere, çağdaş diyalektikten çok önce, Alman düşünürü idealist Hegel gereken karşılığı vermiştir: "Bir nesnenin bütün niteliklerini biliyorsanız nesnenin kendiliğini de biliyorsunuz demektir ![]() ![]() ![]() Bununla beraber Kant, yaşamının son yıllarında, "inana yer bırakmak için bilgiyi sınırlandırmak" istediğini itiraf etmiştir ![]() Gerçekten de bilinemezcilik her zaman Tanrıbilimden ve dolayısıyla egemen sınıflardan yana olmuştur ![]() ![]() Ünlü bir diyalektikçi şöyle der: "Böylesine görüşlerin niçin ileri sürüldüğü sorulabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Antikçağ Yunan felsefesinde şüphecilik biçiminde belirmiş olan bilinemezcilik giderek bilimi yadsımaya varmış ve bilmeye uğraşmaktansa bilinemez saymanın kolaylığı ve rahatlığı içinde hızla yayılmıştır ![]() Şüpheciler ya şüphe ettikleri için bilinemez sayıyorlar ya da bilinemez saydıkları için şüphe ediyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ünlü bir diyalektikçinin dediği gibi, "kauçuk yapıyoruz, demek ki kauçuğun ne olduğunu biliyoruz" ![]() "Kavranamaz nesneler, bilimin dev adımlarıyla ilerlemesi sırasında kavrandılar, çözümlendiler, üstelik yeniden üretildiler ![]() ![]() ![]() * |
![]() |
![]() |
|