Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ile, ilgili, müşahade, tavsiyelerim, zikir, şahsi

Zikir İle İlgili Şahsi Müşahade Ve Tavsiyelerim.

Eski 07-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Zikir İle İlgili Şahsi Müşahade Ve Tavsiyelerim.



Çeşitli kaynaklardan edindiğiniz kadarıyla "zikir" adı verilen birtakım dualar öğrenmiş oldunuz ve şiddetli bir şekilde sizde bu konuda da merakla birlikte cahil cesareti de baskın halde ise siz de bu konunun adayları arasındasınız demektir
kelime anlamına ve terimsel durumuna değinmeye gerek yok zira çağımızda zikrin ve terimsel olarak ne manaya geldiğini bilmeyen neredeyse yoktur
Zikir işlevinin veya amelinin gayesi nedir neden yapılmalıdır,ne gibi kazanımları
olur,nelere zikir denir,nelere denmez?
Temel manada inceleyeceğimiz konular bunlar olmakla birlikte günümüz aksanıyla meseleyi ehl-i mana nın da izah buyurduğu temeller üzerinde inşaallah izah etmeye çalışacağız
Öncelikle zikir adı verilen çalışmalar çok geniş bir alanı işgal etmektedirİslam inancının temelinde de Zikir adı altında farklı türevlere ayrılmış ve vasıflandırılmış çeşitli ibadet adı verilen çalışmalar da bu gurubda yer almaktadır
Arz içinde "ALLAH(cc) ilmini takdiri üzre kavrayabilme ve bunun gereğini tatbik edebilme" yetkisi anlamına da gelen halifelik misyonu yanlızca insana hastırSeyr-i enfüsi adı verilen öze yönelik seyr de özellikle insanın başarabileceği ve arzda idrak edebileceği özelliktedirBununla beraber bu ilmi gelişim ise belirli açılımlara indirgenmiş ve bu açılımlar da belirli vesilelere bağlanmıştırNasıl ki insan karnının açlığını gidermek için mutfaktan veya yiyecek olan bir yerden bunu temin etmek üzere hareket ediyorsa bilinç de ilimsel ihtiyacını ve bu halifelik yetisini de zikirle elde edebilmektedirİster Esma-ül Hüsna zikri diyin,ister İbadetleri yerine getirin(ister derken keyfinize kalmış demiyorum),isterseniz de birtakım Ayetleri Kur'an dan okuyun her yol toplamda aynı kapıya çıkacaktırFarz adı verilmesi de işin emr boyutunun insan yaratılmazdan evvel hükme bağlanması sebebiyledirBir başka deyişle bu yapılan çalışmalar zaten "imtihanla mükellef varlıkların" yapısında "tanımlanmış " haldedirTıpkı şifreli bir yayını seyretmek veya geçici süreli programa şifre girmek gibi düşünebilirsinizBu süreçsellik de temel ve tümel manada zikir adıyla işaretlenmiştir ki o birime hakikatini hatırlatabilsin
Arzda bir dağ için hakikatini biliş söz konusu değildir her ne kadar bilinç sahibi olursa olsun bunu kullanabilecek işlevsel bir özelliği yokturDağa tekme atarsanız dönüp size söylenemez yahut karşıt bir fiille cevap veremezAğaç kestiğiniz için ardından kütükleriyle kafanıza vuramazİşte bundan ayrı bir de tepki verebilen varlıklar söz konusudur ki bunlar da kedi,köpek gibi varoluş misyonları tamamen hikmetsel ve kulluğa dayalı varlıklardırLakin bu gruptaki varlıklar da kendi Rablerini bilme ve aradaki bağlantıları kavrayabilme yetisine sahip değillerdirKedi için zikir söz konusu değildir ve cennet gibi ahiretsel kavramlar da onda geçersizdirCin grubu için ise tıpkı insan misali mükellefiyet sözkonusu ve gereğinin yapılması zaruri kılınmıştırYani her ne kadar hilafet Ademoğlu'nda olsa dahi evvelinde yaratılmış olan cin taifesi de imtihanla mükellefiyet sahibi olmuşturKonumuzdan çok ayrılmadan zikrin ne gibi kazanımları olur ve türleri hakkında birkaç şahsi fikrimizi paylaşalım inşaallah
Tümel manada zikrin ibadet,Esma-ül Hüsna ve Kur'an ve Rasulullah(sav) uygulamaları temelli olduğunu söylemiştikŞimdi bunu biraz açalım inşaallah
1)İbadet=Zikri yapının amel ve bilinç algı sistemi üzerinde muazzam etkisinin gözlendiği ibadetler ile kişinin dünyevi meyli dizginlenmeye çalışılırBu konuda detaya girmeyi lüzumlu görmüyorum zira hangisinin ne şekilde kazanım getirdiğini az çok herkes bilir
2)Esma-ül Hüsna=Ehlinin tespitlerine göre işin sırrını ihtiva eden ALLAH(cc) a ait isimler topluluğudur ve bu isimleri zikretmek kişiye sevap kazandırır
İşin ilmi boyutuna göre ise ;
Her isim belirli bir mana ihtiva eder ve bu manaların o birimde muhakeme gücü üzerinde tasarrufu söz konusu olurMisal Batın ismini zikreden bir zakir zaman içerisinde muhakeme gücünde değişimler gözlemlerBirtakım meselelerin gizli sırani yorumları ve bu meselelerin birbiriyle ilişkileri hakkında ilim sahibi olabilirBasir ismini zikreden bir zakir ise yine takdiri süreç içerisinde basiret adı verilen işe ilmi pencereden bakış konusunda mesafe kateder müşahademize göre
Bu isimlerin rastgele zikredilişlerinde ciddi bir sorun olmamakla birlikte "500 ve fazlası" nın aynı gün içerisinde zikri o birimde ciddi açılımlara sebep olabilirHer ismin tecellilendiği birtakım yeryüzünde de varlıklar sözkonusudur eğer o birim hakikatte "ALLAh(cc)ı bilmiyorsa" (Nefsin en azında Mülheme seviyesindeki tevhidlemeler grubunda)
bu sefer her ne kadar dili ALLAH(cc) zaman ve mekandan münezzeh dese de O'nu gökyüzünde var sayan bağımsızlık ideallisi bir bilince sahip olması sebebiyle frekans aralıkları içselleşmez ve dışsallaşırİşte bu nedenle o birimden zikirle meydana gelecek açılımlar etrafında ve yakınındaki varlıklar tarafından "farkedilebilir"Bunu bir ampülün ışığını yavaş yavaş artırıp uzaktan seyredermiş gibi düşününKaranlık içerisinde bunu uygularsanız yakınlarda birşeyler olduğunu en azından sanırım düşünürsünüz
Genelde bu tür istemdışı iletişimlerin de temel kaynağını maalesef bu bakış hatası oluşturmaktadırTüm İsimler ve ibadetlerin gayesi kişiyi "varsaydığı " bağımsız ve hesap vermekle mükellef olduğunu sanmayan bilincin ıslahı ile alakalıdırO kişinin bilinci ise dışarıdan değil tamamen özünden ıslahiyyete kavuşacaktırZira bu konuyla ilgili çokça eser yazılmış ve bilincin ıslahı konusunda da ehli hakikat in çok ciddi tespit ve uyarıları sözkonusudur dileyen ve merak eden araştırsınBiz işin ilmi yorumuna devam edelim inşaallah
İşte bu İsimlerin tamamiyle bilinçsiz zikri neticesinde o birim kendisinde birtakım açılımlar ümid ederken(bu ilim olur,işte takva olur vs) bilincinin seviyesinin düşük olması sebebiyle(ekseri levvame ve emmare)kandırılması muhtemeldirÇeşitli kimselerin tavsiyye niteliğinde 1000 Alim çek birşey olmaz demeleri de bu kimseleri böyle bir uçuruma itmelerinden başka birşey değildirZikir nedeniyle beyinde birtakım manasal açılımlar sözkonusu olur ki bu alan mutlaka ve mutlaka ilimle alakadar edilmelidirKur'an ezberlenebilir yahut dua öğrenilebilir veya bilincin ıslahı ile ilgili makaleler okunabilir
Akabinde konu ile ilgili birtakım zikirsel çalışmalar yapılabilir
Her ismin belirli bir mana ve frekans aralığında nursal(ilimsel) açılım yaptığını söyledikten sonra bunun dışsallığının tehlikeli olduğunu ve kazanımlarının zor olduğunu belirtelimElbette bu zikirler sadece Esma zikri olmayabilir daha uzun ve dua şeklinde olanları da sözkonusudur ki bu da tümel zikir kapsamına girmektedirÖrneğin hergün yapılan zikirler vardır ki bunlara vird denir bunların belirli zamanları ve günleri de olabilenleri sözkonusudurKişi bir kere bunlara başladığı zaman son nefesini verene kadar devam etmesi edeptendir derler bazılarıBazıları ise vird ahiddir bu nedenle ahdin bozulması felakete yol açar demektedirlerKonuyu dallandırıp budaklandırmadan genele doğru dönelim ki kafalar karışmasın
Her duanın içerisinde belirli gayelere yönelik ya ayetlerden yahut Esma'lardan alınmış lar sözkonusudurBunların belirli süreç boyunca zikri ise o mananın o birimde belirli bir açılım yapmasına yol açar ki bu ya ilmi bir frekans aralığıdır veya rızka yöneliktir yahut korunmaya yöneliktirAçılan ilmi frekans aralığı ile bilincin algı yönü değişkenlik göstererek muhakeme kuvvesinde artık o manaya da danışırBahsettiğimiz süreç çok kısa anlık bir haldir ki kişi bunu o an kavrayamazLakin alınan ilim ile artık o birim hakikatini mevcut frekans aralığından alınan bilgiyle yeniden düzenler ki bu gruba "mukarrebun" derler
Yeryüzünde fazla yoktur denir ama en doğrusunu ALLAH(cc) bilirBu grubun ötesinde Marifet adı verilen işin hakikatini kavramaya yönelik sırlar da o akla muhakeme etmesi için verilir ki bunun dahi zikirleri vardırKişi ilerleme usulüyle bu ders benzeri etapları geçtikçe bilincin dalga boyu genişler ve adeta yeni bir deryada yüzmeye başlarBilincin ıslahı aşamalarında da marifete ait sırlar ilmi ve ilhami şekilde akla böylece emanet edilirBu süreç kiminde 1saat sürer kiminde 1gece kiminde 1sene yahut 1ömrün son demlerine kadar ALLAH(cc) bilirNormalde sistem genelde bu şekilde yürümez ben size ender olanını izah etmeye çalıştımGenelde yaşanan ise o birimin bir ehile tabi olup O'nun gözetimi ve direktifi ile ilmi gözlemi altında bu çalışmaların yapılması halidir ki ilk yola göre daha kolay ve daha kısa sürebilirTarikatlerde verilen zikirler "o birimin yapısına veya grubunun yapısına yöneliktir"Şeyh veya modern ismiyle Öğretici o kimseyi irdeler ve birtakım sualler sorar yahut daha ilk oturduğunda o kimse ile ilgili sinyalleri okuyup onun bilinçsel grubunu farkedebilirBasirete ait olan bu hadise neticesinde ekseri ya emmarenin son demleridir veya levvamenin başlarıdır ki bu bilinç seviyelerine uygun sayıda o müride zikirler emanet edilirYapması gereken sayılar ve adetler tespit edildikten sonra o kimse bunları hergün belirli sayıda ve saatte zikrederAtıyorum bir hafta veya ay veya yıl sonra durum tespiti yapılır ve o kişi ile ilgili kontroller yapılırEğer gelişim sözkonusu ise (seviye değişmeye yaklaşmış ise) yeni seviyeyle ilgili zikirler verilirYok değil ise bu sefer o bilincin daha fazla zikirle muhattap olması gerekir diyip hastalığı iyileştirmek gayesiyle sayı artırılır
Eğer kişi zaten kafir değilse ve kendisini şartlandırmamış ise(bu dahi çok nadirdir) muhakkak bu zikirler onda da tesirini belirli bir dönemde gösterecektir tıpkı doktorun 1 haftada tedavi olayı gibiTarikatlerdeki sistem genelde bu şekilde işler tabii usül ve tatbikat Öğreticinden Öğreticiye fark edebilir
Normal şartlarda bu öğreticiler bilinci hakikati konusunda tatmin olması hasebiyle en az 4cü seviyede irşada mamur kılınmış kimselerdirMisal Hacı Bektaş-ı Veli
Bu aşamadan sonra da zaten altsınıfın dertlerini ve hastalığın şifa reçetesini ehlinin de tecrübelerini aktardığı eserlerden istifade ederek bilirler
Çok kafa karıştıran mesele hakkında da şahsi kanaatimizi beyan edelim
Tarikatler eğer ilmi ve şifai bir gaye güdüyor ve bu amaca hizmet edip manevi şifa dağıtıyorlarsa bu konuda böyle kıymetli bir vesilliyata sanırız kimse karşı çıkmazALLAH(cc) ın velisi olmuş kimseler elbette ALLAH(cc) ın kubbesi altındadırlar ve Onlar mahzun olmaz veya darda kalmaz zira benlik kavramları Onlar'da zaten yok olmuştur
Böyle kimselerle oturmak dahi ufkunun açılmasında kişiye ciddi yarar sağlarLakin dikkat buyurulsun bu kimselerin mahareti değildir bu Rab'lerinin dileği ve tasarrufudur
Nasıl ki evde oturup "Beni ALLAh(cc) iyileştirsin " diye doktora gitmemezlik etmiyor iseniz ,manevi sorunlarla ilgili de eğer ihtiyaç hasıl olmuş ise "bir doktora gitmekte" sakınca değil muhakkak faide vardırŞifayı veren nasıl ALLAH(cc) ise manevi şifayı da veren O dur
Her ne hikmetse işin bu kısmını görmeyenler meseleyi tek gözlü değerlendirip sanki ALLAH(cc) ile aralarına birileri giriyormuş veya meyilliymiş gibi düşünebiliyorlarÇalışmak ,evlenmek,yemek içmek,gezmek dahi hep böyledirBu dünya hikmetler alemidir ve her şeyin bir şeyde sırrı vardırBaş ağrısının devası atıyorum X otta,ona ait bilgi X kitapta,onu okuyan X hekim adayında ,O da hastanedeki odasında işte bu silsilenin nasiblisini beklemektedir ki şifaya vesile olsun sanılmasın ki bunların hepsi kendinden marifetli
Ne otun marifeti var ne kitabın ne de hekimin hepsinin Sahibi Marifet Sahibi ki O böyle dilemiş böyle bu işler yürüyor
Gemiye binmeden denizden geçiliyor mu? muhakkak hayırALLAh(cc) beni geçirsin ben gemiye muhtaç mıyım denebilir mi denemez
Neyse konu çok dallanıp budaklanmasın biz zikir mevzusuna geri dönelim inşaallahİşte bu tarikatlerdeki sistem ve şifa müessesesi de şifaya muhtaç kimselere vesilelerini vermek üzre taliplerini beklemektedirOrdaki hadise ile ilgili birkaç bilgi daha verelim biiznillah
Çeşitli kardeşlerin tamamen iyi niyetli lakin konu hakkında bilgisi olmaması nedeniyle bilgisizce paylaşımları söz konusuYukarıda değindiğimiz "hertürlü zikri" paylaşıyorlar
Bu derece sık ve karmaşık zikir ağlarından bilgi edinilebilir mi diye sormak lazım?
Zikir ile büyü arasında da ince bir çizgi söz konusudurİnsanın kendi iradesi üzerinde ıslahiyyet çalışmalarının tümüne zikir denebilir fakat
Bir başkasının iradesi üzerinde "ben böyle istiyorum" temelli ve hatta "ama sevgilimdi,kocamdı,arkadaşımdı,çok seviyorum" bahaneli hallerin konusu zikri oluşturmaz
Birbaşka deyişle bu konuların temeli zikrin haram olan kısmı büyü ile alakalıdır
Hoşunuza gider yahut gitmez sevgilinizle aranız bozulur X yıl süren ilişkiniz atıyorum nişan arifesinde sona erebilirİşin hikmetini kavramayı bir yana bırakıp orda burda "geri gelsin yeter ki mantığıyla" her türlü büyüsel yolları denemek hatta bunu da "evleneceğim canım ne var" şeklinde değerlendirmek bir müslümanın yapmaması gerekenler arasındadırTürkçe konuşalım ve şöyle diyelim ; Bunu yapan inancını sorgulasın
ALLAH(cc) her yaşanacak hadiseye bir hikmet ihsan buyurmuştur ki bakanlar İzzet-i Kibriyyasını idrak edebilsin diyeAdını ne şekilde değiştirirseniz değiştirin iradenin elinden alınması olayı ve olmadık bir sebeple o kimseye o işin yaptırılması olayına ben ters zikir derimBu tıpkı "içki haramdır" konusna benzerBiz "viski içiyoruz abisi"İçki denmiştir yani ana teması beynin muhakeme kuvvesini zayıflatıp karar merciini düşüren hale sürükleyen bir vesiledir içkiAdına ne derseniz diyin sizi bu hale düşürmesi asıldır yoksa üzerinde içki yazmasını beklemeyin
Eşimden ayrılacağım ama ne yapayım?
Eğer eşinizden ayrılmanız sizin için hayırlı ise(siz biz bilemeyiz ALLAH(cc) bilir) bunun vukua gelmesinden neden rahatsızsınız anlamak zorMühim olan ALLAH(cc) ın rızası mı yoksa bizim nefsi rızamız mı acaba? Önce bunun kararını verelim
300 kere şunu söyle sevgilin gelsin,bin kere şunu de bilmemnen gelsin benzeri hertürlü uygulamanın kökeninde büyü vardır ki illa büyü otla saçla olmazNeticede o kimsenin karar verip irade gösterdiği bir meseleyle ilgili aksi yönde karar vermesini sağlıyorsunuz bu X dua vesilesiyle(ters zikir yani büyü)
Dünyalığı istemeniz sebebiyle bu size verilebilir lakin ahiretten nasibinizi kesersiniz
Dikkatle zaten irdelenirse bu tür ters zikirlerde de ya bir cin veya belirli bir varlığın ismi geçmektedirKur'an ın belirli ayetleriyle yapılan da büyüler sözkonusudur da konumuz büyü olmadığı için detaylarına girmeyeceğim
Bu tür zikirler kişiye dünya ve nefs kazancı getirirken ahiret kaybı ve nefs zulmü de getirmektedirÖnemli olan şu kısa dünya aleminde zikrin hayırlısıyla ALLAH(cc) a yönelip geride kalan tüm meyl ve sevgileri kalpten silebilmektirEğer bunu yapabilirseniz ALLAH(cc) a vasıl olabilirsinizYok işi sadece şekli boyuta indirgerseniz kimseyi kandırmaz ancak kendinizi kandırırsınız ki ehli bu konuda ciddi uyarılarda bulunmuştur
Zikrin bir diğer usülü de Kur'an ve Rasulullah(sav) ın ilmi akabinde bizlere tavsiyye buyurduklarıdırElbette O'nun varislerinin de tavsiyyeleri vardır da konu çok uzamasın diye daha detaya girmeyi uygun bulmuyoruz
Kur'an-ı Kerim şahsi müşahademize göre -kendi türümüzden bahsedelim- insana adeta armağandır ki Hakikatini bulabilsin diye
İkram olunmuş bu nadide armağan arz üzerindeki hükmü boyutu detaylarıyla bildirip insana ve imtihanla mükellef tüm varlıklara yürünmesi gereken Sırat-ı Mustakim yolunu tekrar tekrar hatırlatıp tarif etmektedirBununla birlikte misaller vermekte ve bu misallerde insanın azılı düşmanı vehmi yenebilmenin yollarını da mecaz/teşbih şeklinde aradan asırlar geçmesine rağmen aynı güzellik ve incelikte talipleriyle paylaşmaktadırKur'an ile ilgili şahsi müşahadelerimiz daha da uzar ama konumuz zikir ile alakasına biz dönelim inşaallahHer ayet söylediğimiz üzre hükmü boyutun hükümlerini ifade etmektedir ki Kurulmuş sistem tamamiyle bu hükümlerle devamlılığını sürdürmektedirRasulullah(sav) ise bu nadide ikramı en ciddi ilmi seviyede okumuş beşer olarak bizlere çok ciddi tavsiyelerde bulunmuşturBirtakım zikir önerileri ve türleri de bunlar arasında söylenebilir
"La ilahe illallah" ,"dinin direği namaz" vs gibi örnekler arttırılabilirAyrıca konunun ehli de bunları müşahade etmiş ve bu tavsiyelerden yola çıkarak yine nasibi olanlara önerilerde bulunmuşlardır
Zikir yapılmazsa ne olur?
Zikrin yapılmaması kişiyi dünyaya sürükler ve aklın nefs-i vehmani üzerinde tasarruf sahibi olmasını engellerBöyle tüm fiiller tamamiyle oluşageldiği gibi zahire çıkar ki bu sefer kişi zina,içki,kumar etraflı fiillerle ömrünü tüketirOysa bu filleri işlemesi ona ahirette hiçbir faide sağlamayacaktır zira bu fiiller sadece nefsin vehimsel(varsayımsal) tatmini için mevcutturEn güzel hanımla/beyle yaşayın(nikahsız) bir süre sonra bıkarsınız,en iyi arabaya sahip olun bir süre sonra yenisini isteyip sahip olduğunuzda o garajınızda çürüyecektirMilyar dolar servetiniz olsun azalsın istemezsiniz fakat bir yandan da nefsinizi tatmin etmek gayeli sürekli harcarsınızHep olsun ve artsın temelli bir yapı hiçbir zaman tatmin olmayacaktırZira ne güzelin ne de yeninin sonu gelecektirHer güzelin daha güzeli ve her yeninin de yenisi sürekli karşınıza çıkacaktır imtihan alemindeO halde bu bilincin tatmini için yeterli değilse ne yapılmalı?
İşte hakiki sır ve sual burda gizlidir bizlerin müşahadesine göreEğer bilinç hakikatini kavramaya yönelik çalışmalar yapar ise bu sefer bu hadiselerin hakikatini göreceğinden adeta haddini ve hiçliğini farkedebilecektirAksi takdirde ise sürekli bir sahip olma güdüsü ve kaybediş ile yüzyüze gelecektir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.