07-17-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Misak-İ Milli ( Ulusal And )
Misak-ı Millî, 28 Ocak 1920’de, son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ınca kabul edilen, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde, ülkenin bütünlüğü ve ulusal bağımsızlığı konusunda alınan kararlar doğrultusunda hazırlanan savaşım programı; Ahd-ı Millî’nin (Ulusal Ant) belgesidir
I Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu, dayatılan Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzaladıktan sonra, emperyalist devletler ülkeyi işgal etmeye başladı Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde ulus çapında dile getirilen kısıtsız ulusal bağımsızlık istemi, yabancı bir devletin koruyuculuğunu ya da manda statüsünü dışlayan ve yabancılara tanınan ayrıcalıkları kaldırmayı hedefleyen bir istemdi Bu istem, Osmanlılık, İslâm Birliği, Turancılık siyasetleriyle birlikte önemli ölçüde Wilson öğretisini de reddediyordu
Sivas Kongresi’nde seçilen Mustafa Kemal başkanlığındaki Heyeti Temsiliye’nin Osmanlı hükümeti temsilcileriyle yaptığı görüşmelerde, Meclis-i Mebusan’ın yeniden toplanması kabul ettirildi Seçimler sonucu oluşan meclisteki 175 milletvekilinden 116’sı ulusal kurtuluş hareketi yanlısıydı ve meclis çalışmaları için İstanbul’a gelmeden önce Ankara’ya yerleşmiş olan Heyeti Temsiliye adına Mustafa Kemal ile görüştüler Mustafa Kemal bu görüşmede milletvekillerine Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde benimsenen ilkeleri anlattı ve Misak-ı Millî’yi oluşturacak olan taslakları verdi Meclisin en önemli çalışması 28 Ocak 1920’de Misak-ı Millî’yi kabul etmesi oldu
Atatürk Misak-ı Millî’yi, «Ulusun tam bağımsızlığını sağlayıp ülkenin bütünlüğünü kapsayan ve bunları bozabilecek tüm engelleri ortadan kaldıran bir and» olarak tanımlar Misak-ı Millî’nin kabulü, Müttefikler’in hoşnutsuzluğunu arttırdı Bu gelişmeye Anadolu’da çetecilerin artan direnişi de eklenince, İstanbul’a giren işgal kuvvetleri Meclis-i Mebusan’ı dağıttı İstanbul’dan kaçabilen Meclis üyeleri ile Anadolu’da yeniden seçilen üyeler Ankara’da T B M M ’ni oluşturdular T B M M Misak-ı Millî’ye bağlılık andı içti ve Türkiye’nin bağımsız ve Misak-ı Millî ile belirlenen sınırlar içinde bir bütün olduğunu açıkladı – Osmanlı Devleti’nin, özellikle Arap çoğunluğun oturduğu ve 30 Ekim 1918 tarihli ateşkesin imzalandığı sırada düşman ordularının işgali altında bulunan topraklarının geleceği, halkın özgürce açıklayacağı oylarına uygun olarak belirlenmelidir
Adı geçen ateşkes kapsamında din, ırk ve soyca bir olan, birbirine karşı karşılıklı saygı ve özveri duyguları ile dolu, geleneksel ve toplumsal hukukla, çevre koşullarına tümüyle saygılı olan Osmanlı İslâm çoğunluğunun bulunduğu toprakların tümü, gerçek ya da varsayım olarak hiçbir nedenle ayırım kabul etmez bir bütündür
Madde 7 - Musul ve Kerkük ülkemizin ayrılmaz parçalarıdır
|
|
|