|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
dâhiden, mugiretebni, olan, sahabi, su’be, ünlü |
![]() |
Ünlü 5 Dâhiden Biri Olan Sahâbî: Mugire-Tebni Su’Be |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ünlü 5 Dâhiden Biri Olan Sahâbî: Mugire-Tebni Su’BeMeşhûr Arap dâhilerinden Mugîre der ki: Biz Araplar içinde, dînine son derecede bağlı ve Lât putunun hizmetçisi bir kavimdik ![]() ![]() ![]() Hiç kimse yanında değil! Onlarla birlikte ben de, gitmek üzere hazırlanmıştım ![]() ![]() - Kardeşlerinden hiç kimse senin yanında değil! Ben, onun sözünü dinlemedim ![]() ![]() ![]() ![]() Mukavkis, bana baktı ve birisine, kim olduğumu ve ne istediğimi öğrenmesini emretti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra, Mukavkis bizi çağırdı ![]() ![]() ![]() ![]() - Bütün bunlar, Mâlikoğullarından mıdırlar? - Evet! Ancak, bir tek kişi müttefiklerdendir ![]() Sonra beni gösterdi ![]() ![]() - Sizinle benim aramda bulunan Muhammed ve Eshâbının, sizi takiplerinden nasıl kurtulabildiniz? - Onlardan korkumuzdan ötürü, deniz yolunu tercih ettik! - Onun, sizi kabûle dâvet ettiği şey hakkında ne yaptınız? - Bizden hiçbir kimse Ona tâbi olmadı! - Niçin tâbi olmadı? - O, şimdiye kadar ne atalarımızın, ne de hükümdarların tutmamış olduğu, sonradan çıkma bir din getirdi bize! Biz, atalarımızın tuttukları dîne bağlıyız! - Onun dâvetini, kavmi nasıl karşıladı? - Ona, kavim'in gençleri tâbi oldular ve Onu, kavminden ve başka Araplardan olan muhâliflerine karşı korudular ![]() - Siz, Onun kabûle dâvet ettiği şeyleri, bana dosdoğru haber verir misiniz? - O, atalarımızın yapa geldikleri ibâdeti bırakmaya ve kendisine hiçbir şeyi şerik koşmadan bir Allaha ibâdet etmeye, bizi dâvet ediyor ![]() - Namaza ve zekâta mı dediniz? Bunlar için vakit ve adet belli edilmiş midir? - Geceli gündüzlü her gün, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı vakitlerinde olmak üzere, beş kere namaz kılarlar ![]() Zekât verirler Her yirmi miskal doldukça, altından kırktabirini, beş deveyi buldukça bir koyun zekât verirler! Bütün malların zekât nisâblarını bildirdiler ![]() Mukavkis, Mâlikoğullarının namaz vakitleri ve zekât nisâbı hakkında verdikleri bilgiler üzerine, sorularına şöyle devam etti: - Onun, almış olduğu zekâtı, nereye koyduğunu, nerelere harcadığını biliyor musunuz? - Yoksullara veriyor ![]() ![]() Zafer Onun olacak! Onların bu cevapları üzerine Mukavkis dedi ki: - O hâlde, O, bütün insanlara gönderilmiş bir Peygamberdir! Eğer O, Kiptîlere ve Rumlara gelmiş, erişmiş olsaydı, onlar, Ona tâbi olurlardı ![]() ![]() ![]() Neticede zafer Onun olacak, kendisine kimse karşı koyamayacak, dînini, ayakların bastığı her yere eriştirecek, kavmi Onu, mızrakları ile koruyacaktır! Mâlikoğulları dediler ki: - Bütün halk, Onun dînine girmiş, Onun yanına toplanmış olsalar da, biz, Onun dînine girmeyiz, yanına varmayız! Mukavkis hayretinden başını salladı ve aralarında şu konuşma geçti: - Siz boştasınız ve oyalanıyorsunuz ![]() - O, kavminin soy sop yönünden en üstünü ve seçkinidir ![]() - Mesîh yânî Hazret-i Îsâ ve bütün Peygamberler de, böyle, mensup bulundukları kavimlerin soy sop yönünden üstün ve seçkinleri arasından seçilip gönderilmişlerdir ![]() - Doğru sözlülüğünden dolayı Ona Emîn adı takılmıştır ![]() - Bakınız şu işinize! Aranızdaki işlerde doğru ve doğru sözlü olan bir kimsenin, Allaha karşı yalan söyleyebileceğini mi sanıyorsunuz? Ona tâbi olan kimlerdir? - Gençlerdir! - Mesîh ve daha önceki Peygamberlere ilk tâbi olan, bağlananlar da, gençlerdi! Tevrat sâhibi olan Medîne Yahûdîleri, Ona karşı ne yaptılar, nasıl davrandılar? - Ona aykırı davrandılar ![]() ![]() ![]() - Onlar kıskançlık yapıyorlar, Onu kıskanıyorlardır ![]() Bâzısını üstün tuttular Mâlikoğulları, hediyelerini Mukavkis’in önüne koydular ![]() ![]() ![]() Bana gelince, kıstılar ![]() ![]() ![]() Hazret-i Mugîre diyor ki: Mukavkis’tan işittiğimiz sözlerden, Muhammed aleyhisselâma karşı rezil rüsva ve süklüm püklüm olduk ![]() ![]() ![]() Peygamberlerden gelmeyen kim? İskenderiye’de oturduğum müddetçe, girmedik kilise bırakmadım ![]() ![]() Bunlardan biri de, Ebû Guseym kilisesi reisi Kibtî papazı idi ![]() ![]() ![]() - Peygamberlerden, gelmeyen kim kalmıştır? Bana haber ver! - Olur! O, Peygamberlerin sonuncusudur ![]() ![]() O Peygamber, ümmîdir ve Araptır ![]() ![]() ![]() ![]() Kendisi, ne çok beyaz, ne de esmerdir ![]() ![]() Onun yanında, kendilerini Ona fedâ eden, Onu, kendi evlâtlarından ve babalarından daha çok seven Eshâbı bulunacaktır ![]() O, Selem ağaçlarının yetiştiği yerden, Harem’den çıkacak, bir Harem’e gelecek, çorak ve hurmalık bir yere hicret edecektir ![]() - Bana, Onun sıfatını biraz daha açıklasan olur mu? - O, kendisinden önceki Peygamberlerde bulunmayan birtakım haslet ve imtiyazlarla, kendisi mümtaz kılınmıştır ![]() Orada namazını kılacaktır Bütün yeryüzü Ona mescid ve temiz kılınacaktır ![]() ![]() Hâlbuki kendisinden önceki Peygamberler, namazlarını, kiliseler ve havralardan başka yerlerde kılamazlardı! Hazret-i Mugîre diyor ki: Onun ve başkalarının bütün bu söylediklerini aklımda tuttum ![]() Mâlikoğulları, ailelerine hediyeler satın aldılar ![]() ![]() ![]() Yola çıktılar ve yanlarına da, içki aldılar ![]() ![]() ![]() Tâif’e dönünce, kavmime, Mukavkis’in beni hor, hakîr gördüğünü haber verecekler diye, Mâlikoğullarını öldürmeyi tasarladım ![]() ![]() ![]() Ben de, “Başım ağrıyor!” dedim ![]() ![]() - Başım ağrıyor, ben, içemeyeceğim ![]() ![]() Medîne’ye geldim Hiç itiraz etmediler ![]() ![]() ![]() ![]() Ben de, onların üzerlerine çöküp, hepsini öldürdüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Urve’nin kardeşinin oğlusun galiba? Ben de, “Evet! Allahtan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Resûlullah olduğuna şehâdet ediyorum!” dedim ![]() - Allaha hamdolsun ki, seni hidâyete kavuşturdu, İslâmiyete ulaştırdı ![]() Hazret-i Ebû Bekir sordu: - İskenderiye şehrine emniyet ve selâmetle vardınız mı? - Evet! - Seninle birlikte bulunan Mâlikoğulları ne yapıyorlar, nasıllar? - Onlarla bizim aramızda olan, bâzı Araplar arasında olan şeydir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah efendimiz buyurdu ki: - Senin Müslümanlığını kabûl ettim ![]() ![]() ![]() Kendinden öncekini siler Peygamber efendimiz böyle buyurunca, dedim ki: - Yâ Resûlallah! Ben, ancak kavmimin dîninde bulunduğum sırada onları öldürmüş, sonra da, Müslüman olup, şimdi huzurunuza gelmiş bulunuyorum! Resûlullah efendimiz tekrar buyurdu ki: - İslâmiyet, kendisinden önce olup bitenleri düşürür, siler! Mukavkis’in söylediklerini, Kibtî, yâni Mısırlı ve Rum din adamlarına sorduğum soruları ve onlardan işittiklerimi Peygamber efendimize haber verdim ![]() ![]() ![]() Hazret-i Mugîre, Müslüman olduktan sonra, Peygamberimizin yanında bulunup, Ona hizmet etti ![]() ![]() ![]() ![]() Mekke’nin fethine, Huneyn gazâsına ve Tebük seferine katıldı ![]() ![]() Önce sen git! Sakîfliler durumu Resûlullaha arz ettiler ![]() ![]() Tâif’e yaklaştıkları zaman Ebû Süfyân, Mugîre’ye dedi ki: - Kavminin yanına, önce sen var! Ebû Süfyân’in kendisi ise, Zilherem’de kaldı ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Mugîre, eline, bir balta aldı ![]() ![]() ![]() O sırada, Ebû Süfyân da oraya geldi ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Mugîre, elindeki balta ile, Lât’a bir darbe indirdi ![]() - Vah vah sana! Eyvahlar olsun sana! Hazret-i Mugîre titrer gibi yaparak arkasının üzerine yıkıldı ![]() ![]() - Allah, Mugîre’yi rahmetinden uzak etsin! Rabbe, onu öldürdü! Hazret-i Mugîre’nin yıkılıp düştüğünü görmelerine çok sevindiler ![]() - Sizlerden, ona yaklaşmayı, onu yıkmaya kalkışmayı göze alabilecek kim var? Vallahi, ona güç yetirilemez! Hayır! Siz, Rabbe’nin, kendisini koruyamayacağını, savunamayacağını sanıyordunuz! İşte o, kendisini korumuş ve savunmuştur! Birer taştırlar Mugîre, bir müddet o hâl üzere kaldıktan sonra, silkinip oturdu ![]() - Ey Tâifliler! Araplar, "Arap kabîleleri içinde sizlerden daha akıllı bir kabîle yoktur” derlerdi ![]() Yazıklar olsun size! Lât ve Uzzâ dediğiniz nedir ki? Şu taşlar gibi birer taştırlar! Taştan, kerpiçten ibârettirler! Onlar, kendilerine kim tapıyor, kim tapmıyor bilemezler! Yazıklar olsun size! Lât, hiç işitir mi? Hiç görür mü? Hiçbir yarar veya zarar verir mi? Geliniz, Allahın affına ve lütfuna sığınınız! Ona ibâdet ediniz! Hazret-i Mugîre, Tâiflilere, putların hiçbir şey yapamadıklarını belirttikten sonra, yanındakilerle birlikte Rabbe’yi yıkmaya, taşları, birer birer yere indirmeye devam etti ![]() ![]() Lât’in kapıcısı ve bakıcısı olan Aclân bin Attâb, Mâlikoğullarındandı ![]() ![]() - Göreceksiniz ki, temeline inilince, temel öyle bir kızacaktır ki, o kızgınlıkla, onları yerin dibine batıracaktır! Temeline kadar indi Hazret-i Mugîre bunu işitince, temelini de kazmaya başlayıp, adam boyunun yarısına kadar kazdı ![]() ![]() ![]() Putun bulunduğu yerdeki mallar, bir araya toplanınca, Hazret-i Mugîre, Ebû Süfyân’a dedi ki: - Resûlullah efendimiz, bu maldan, Urve ile Esved’in borçlarını ödemeyi sana emretmişti ![]() ![]() Hazret-i Mugîre, Tâif’i küfür karanlığından nûra kavuşturup, Mekke’ye, Resûlullahın yanına döndü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bundan dolayı, “Resûlullahtan son ayrılan insan benim” derdi ![]() Kureyşli müşrikler, Benî Sakîf kabîlesi reisi olan amcası Urve bin Mes’ûd’u elçi olarak gönderdi ![]() ![]() Hazret-i Mugîre, amcası Urve’ye kılıcının ucuyla müdâhale ederek, Resûlullahın mübârek sakalına dokunmaktan menetti ![]() Amcası, onun Resûlullaha olan sevgisi, muhabbeti ve bağlılığı karşışında hayrete düştü ![]() Sefirlik yaptı Hazret-i Mugîre, Hazret-i Ebû Bekir’in hilâfetinde, yalancı peygamberlik iddiasında bulunan Müseylemet-ül-Kezzâb ve dinden dönen mürtedler üzerine gönderilen orduda vazife aldı ![]() ![]() ![]() Hazret-i Ömer’in hilâfetinde Irak’ta yapılan fetihlere de katıldı ![]() ![]() Zulüm üzerine kurulan İran Sâsânî kumandanlık sarayının şaşaası ve kumanda heyetinin süslü elbiselerine karşı, Mugîre’nin sâde kıyâfeti ve vakarlı hâlini gören İran kumandanları şaşırdılar ![]() Hazret-i Mugîre, Sa’d bin Ebî Vakkâs tarafından sefir olarak gönderilmişti ![]() ![]() - İslâmiyetin esaslarına göre, herkes Allahü teâlâ indinde bir kul olarak eşittir ![]() ![]() Yaltakçılık yapmışlar Mugîre hazretlerinin bu sözlerini dinleyen İran heyeti, şaşkın bir vaziyette birbirlerine bakıp, ne söyleyeceklerini ve ne yapacaklarını şaşırdılar ve telâşa düştüler ![]() - Sefir hazretleri, bu kılıç çok insanlar tarafından birçok kere öpülmüştür ![]() Bu söz karşısında büyük bir dâhî olan Hazret-i Mugîre şöyle cevap verdi: - Senin kılıcını öpenler, yaltakçılık yaparak kılıcını değil, onun kınını öpmüşlerdir ![]() Sonra kendi kılıcını göstererek dedi ki: - Bu kılıç ondan daha keskin ve daha çok bilenmiştir ![]() Bu görüşmelerden sonra anlaşmaya varılamadı ve yapılan Kadısiye Meydan Muharebesinde, Müslümanlar galip geldi ![]() ![]() Mugîre hazretleri bir kadınla evlenmek istemişti ![]() - Onu gördün mü? - Hayır yâ Resûlallah ![]() - Onu gör! Zîrâ birbirinizi görmeniz, aranızdaki muhabbeti artırır ![]() Hazret-i Mugîre buyurdu ki: - Bir kimse evine girdiği zaman selâm verirse, şeytan, “Artık, benim burada duracak bir yerim kalmadı” der ![]() Sofraya oturup yemek yemeye başladığı zaman, Allahü teâlânın adını anarsa, yâni Besmele-i şerîfeyi söylerse, şeytan bu sefer de, “Benim burada ne duracak yerim, ne de yiyecek bir şeyim kaldı” der ![]() Eli boş çıkar Su içeceği zaman, Allahü teâlânın adını anarsa, şeytan bu sefer de şöyle der: “Artık burada benim için ne durak, ne yemek, ne de içmek kaldı ![]() ![]() Hazret-i Mugîre, dâhi olup, teşkilâtçı bir Sahâbiydi ![]() ![]() ![]() Dînî ilimlere vâkif, tedbir sahibiydi ![]() ![]() ![]() Vefâtına kadar Kûfe vâlisi kaldı ![]() ![]() alıntı |
![]() |
![]() |
|