Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Kişisel Gelişim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gücü, karşı, konulmaz, sözün

Söz'ün Karşı Konulmaz Gücü.

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Söz'ün Karşı Konulmaz Gücü.



“SÖZ” ÜN
KARŞI KONULMAZ GÜCÜ

*Sözler vardır bir insana şifa verir Sözler vardır bir ulusu şaha kaldırır Sözler vardır hasta eder, bozguna uğratır Zamanında ve yerinde söylenmiş bir söz, aslında en büyük silahlardan daha etkileyicidir Kutsal Kitapta söylendiği gibi “Başlangıçta söz vardı
*Atatürk “Ya istiklal, ya ölüm” derken aslında İstiklal Savaşının kaderini belirlemiş oluyordu Ya da “Ne mutlu Türküm diyene” derken, Türk ulusuna kendine inanmayı ve güvenmeyi aşılamış oluyordu İnsan tamamen bir telkin varlığıdır Söz bir tohumun toprağa ekilmesi gibi bilinç altına ekilir ve bir süre sonra meyve verir Söz iyiyse meyve iyi, kötüyse de meyve kötü olacaktır şüphesiz

Söz söylemek bir tür büyü yapmaktır Bu gün artık bilim sözlerin insan üzerindeki etkilerini araştırdığında bu olağanüstü gücü bir kere daha tespit etmiş oluyor Sözler bir süre sonra yargılara, yargılar kararlara, kararlar inançlara dönüşüyor Ve inanç insan ruhunda kesin bir YAP-YAPMA emri olarak yerini alıyor O halde daha mutlu ve verimli bir hayat için insanın özüne uyan güçlendirici sözlerin bulunup, kullanılması gerekiyor Günümüzde artık “Doğru Sözlere” ihtiyacımız var İnsanın daha çok sevmesine yardımcı olacak, insanın başarmasına yardımcı olacak sözlere
Pekiyi nedir “Doğru Söz?” Doğru Söz, Gerçek Söz’dür İnsan için bilinecek en önemli gerçeklerden birisi de, Tanrının Sevgisinden var edildiği gerçeğidir Yani insan özde iyidir, güzeldir Ve yine aynı gerçekten hareketle bütün insanlar eşittir ve aynı haklara sahiptirler O zaman “Türk milleti çalışkandır Türk milleti zekidir” dediği zaman Atatürk gerçeği söylüyordu Ve onun hedefi Türk ulusunun özüydü
TARİHİ DEĞİŞTİREN SÖZLER

İkinci Dünya Savaşı sırasında Winston Churchill Alman bombardımanı altındaki İngiliz halkına bu savaşın “En Güzel Saat” olduğunu söylemişti
Gorbaçov, açıklık ve yeniden yapılanma kavramlarını ortaya attığında, hiç kimse birkaç yıl sonra komünist rejimin çökeceğini düşünemezdi
İsa “Tanrı’nın saltanatının yeryüzünde kurulacağını” söyledi Ve onun peşinden milyonlarca insan “Komşunu kendin gibi sev” sözlerindeki olağanüstü cazibeye kapılarak onun izinden gittiler
Muhammed “Allah birdir ve O’ndan başka Tanrı yoktur” derken, insanların bütün yaşama biçimlerini değiştirecek anahtar sözü bulduğunu (Cebrail ona söylediği için) pekala biliyordu
Fransız ihtilali “Eşitlik, Özgürlük, Kardeşlik” sözleriyle sloganlaştırılmış bir hareketin patlak vermesinden başka bir şey değildi İyi düşünülmüş, zamanında söylenmiş bir söz insanlar tarafından anlaşılabilir bir karar haline geldiği zaman işte böyle tarihin akışını değiştirecek etkiler yaratabiliyor

GÜNDELİK HAYATTA SÖZ
Şüphesiz bu etkili sözler rastlantıyla söylenivermiş şeyler değildir Bu insanlar o sözleri söylemeden önce uzun uzun düşünmüşler, insanların günlük sıradan gerçeklik düzeyini aşmışlar, gerçeğe, öze uygun sözcükleri bulup, formüle etmişlerdir
Oysa gündelik hayatta bizler “kestirip atmak”, “vaziyeti idare etmek” için havadan sudan kavramlarla yaşıyoruz Bize öğretilenleri hiç düşünmeden klişe halinde tekrar ediyoruz Sonuç olarak hayatımız da “tekdüze, donuk, renksiz ve pırıltısız” sürüp gidiyor
Normal bir Türk insanının konuşurken kullandığı sözcüklerin toplamı 200’ü geçmiyor Belki bazılarımız bunu 1000’e çıkartıyoruz
Şöyle bir oturup duygularımızı tarif edecek bir liste çıkartmaya kalksak, en fazla 15 sözcük bulabiliyoruz Oysa sözlükleri taradığımızda insan duygularını tarif eden en az 200 sözcük bulabiliriz Bu da yaşadığımız olayları çok kaba bir yelpazede değerlendirdiğimizi gösteriyor Belki de ancak isimlendirdiğimiz duyguları hissedebiliyoruz Diğerleri bizim bilinç alanımıza çarpmıyor bile
Oysa kullanabileceğimiz o kadar çok sözcük var ki! Örneğin Kitab-ı Mukaddes’de 7200 sözcük kullanılmıştırİngiliz şair John Milton yazılarında 17000 kelime kullanmıştır William Shakspeare’in ise 24000 üzerinde kelime kullandığı, bunların 5000’ini yalnızca bir tek kere kullandığı söylenmektedir
Örneğin bazı yerli Amerika dillerinde “Yalan” için bir sözcük yoktur Bu kavram onların dilinin bir parçası değildir Düşünce ve davranışlarının bir parçası da değildir Filipinlerdeki Tasabay Kabilesinin dilinde “nefret”, “sevmeme”, “savaş” sözcükleri de yoktur İngilizce’de “sevgi” sözcüğü aynı zamanda aşkı da ifade eden Love sözcüğü ile ifade edilir
O halde hayatımıza sokmak istediğimiz kavramları kullanarak bizi yücelten, özümüze yaklaştıran sözleri kullanarak, dilin bu sihrinden yararlanabiliriz Bu sözcükleri kullanarak düşüncelerimizi, davranışlarımızı, inançlarımızı yenileyebiliriz Sözcükleri rastgele amaçsızca değil, bilerek, düşünerek söyleyebiliriz
SÖZÜN TİCARİ BAŞARISI
Bir nakliyat şirketi, Dr W Edward Deming’den çok önemli bir sorunu araştırması için yardım istedi Şirket yöneticileri nakliye işlerinin % 60’ının yanlış sevkiyat olaylarıyla dolu olduğunu, bu işin kendilerine yılda çeyrek milyon dolardan fazla bir paraya patladığını hesaplamışlardı Dr Deming uyguladığı bir yöntemle, kısa bir süre sonra yanlış nakliyat olaylarını % 10’un altına düşürdü Şirket bir yıl içinde çeyrek milyon dolar tasarruf etmeyi başardı Pekiyi ne yapmıştı Dr Deming?
Sadece bir sözcüğü değiştirdi İşçilerin kendilerine kamyoncu yerine “zanaatçı” demelerini sağladı Bu şekilde insanın kendisini önemli ve değerli görmesini, çalışma gücünü ve dikkatini arttıracağını biliyordu

ETİKETLEME
İnsanların kendi hakkında ya da başkaları hakkındaki yargılarını ifade eden sözler çok önemlidir Eğer kendinize “ben dikkatsiz biriyim” etiketini yapıştırırsanız, aksi olmanız imkansızlaşır “Ben sinirli biriyim” dediğinizde bu sözcük bilinçaltınıza bir emir olarak gidecek ve siz her olay karşısında sinirli bir insan gibi tepki vereceksiniz Üstelik başka insanlar da size “o sinirli biri” diye etiket vurarak başlangıçta sizin kendi kendinize yaptığınız bu yargıyı kendi kaderiniz haline getireceksiniz
O halde kendi kendimize olumsuz etiketler kondurmak tuzağına düşmeyelim Tam tersine olumlu ve pozitif sözcüklerle kendimizi isimlendirelim “Ben başarılı bir insanım”, “Ben şanslı bir insanım” gibi
Hatta bu etiketlendirmeler bir süre sonra o insanın kimliğini meydana getiren genellemeler haline geliyor Bunlar kendinizi hangi gözle gördüğünüzü belirten sözcüklerdir “Ben zavallının tekiyim” şeklinde bir tanımlandırma o kişiyi gerçekten zavallı bir hale getirmeye yetecek hareketi başlatan tetik görevi görür Oysa “Ben güçlü ve olgun bir insanım” şeklinde kendinizi değerlendiriyorsanız, bir süre sonra gerçekten öyle olacaksınız demektir
ALTERNATİF SÖZCÜKLER LİSTESİ
Gündelik hayatta bilmeden, düşünmeden kullandığımız bizi kötü etkileyen bir çok sözcük vardır Bunların bir kaçı için yeni sözcükler düşünerek bir liste hazırladım:
Kavanoz dipli dünya-Üzerinde rahatça dolaştığımız
Kahpe felek-Benim seçtiklerim
Bunalımdayım-Yeni bir dönem yaşıyorum
Nasılsın? Diye sorulduğunda “Ehh! Fena değilim” yerine “çok iyiyim”,
Çok sinirlendim-biraz bozuldum
Yine başaramadım-Acaba yine neyi eksik yaptım?
Ve bunu gibi sözcükler……
Bu listeyi siz kendiniz, kendi hayatınızda kullandığınız sözcükleri düşünerek geliştirebilirsiniz şüphesiz

İÇİ BOŞALTILMIŞ SÖZCÜKLER
Anlamları düşünülmediği zaman ne kadar doğruyu ve gerçeği ifade ederse etsin sözler içi boşaltılmış kavramlara dönerler Tanrı sözcüğü bile üzerinde düşünülmediği, gerekli gereksiz kullanıldığı zaman anlamını yitirebilir İnsanlar görünüşte çok önemli ve değerli şeyler konuşuyormuş gibi gözükse de düşünülmeden yapılan bir konuşma etkileyici olmaz Havada uçup, kaybolup giderler
Fakat asıl işin tehlikeli yanı bu önemli sözleri söyleyen insanların bir süre sonra kendilerini bilgili sanmaya başlamalarıdır Gerçekte olup biten şey karşılıklı uçuşan sözcüklerden başka bir şey değildir Sözler kulağı geçip, akla oradan gönle gidemezler Bir çok insan ağzı dolu dolu “Demokrasi”, “İnsan Hakları”, “Laiklik”, “Adalet”, “Din”, “Özgürlük” sözleri eder Ama üzerinde iyi düşünülmediklerinde bu kavramları ancak dar bir çerçeveden hatta belki çarpıtılmış olarak algılarlar O zaman belki de aynı şeyi söyleyen iki insan bile sözcüklere farklı anlamlar yüklediği için, anlaşamayıp, tartışabilirler
SONUÇ: Kendi hayatımızla, dünya ile insanlarla ve Tanrı’yla ilgili kavramları ele alıp, onları en doğru şekilde kullanmak için şüphesiz önce düşünmek gerek
Sonra bulduğumuz sözü en güzel şekilde kullanıp, hayatımıza sokmak, sonra da bu sözün ateşlediği hareketle her şeye yeni bir can, yeni bir hareket, yeni bir perspektif kazandırıp, yeni bir gerçeklik yaratmak
Yani özümüze uygun bir dünya yaratmak:
İyi, güzel, doğru bir Dünya!

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.