Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ortaköy

Ortaköy

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ortaköy



Bir yanda asırlık tarihi yapılar, diğer yanda modern cafe'ler Yavaş ve telaşsız tarihi dokuya karşılık zamanla yarışan, bir yerlere yetişmeye çalışan insanların koşturmacası… Tam ortada bütün haşmetiyle bize tepeden bakan Boğaz Köprüsü, ayaklarını yere sağlam basıyor… Zıt renklerin biraraya gelmesiyle oluşan nefes kesici resimler gibi, Ortaköy de bu zıtlığı zarafetle kucaklıyor…



Yıllar sonra tekrar buluşacaktık lisede aynı sıraları paylaştığım arkadaşlarımla Adını bile unuttuğun, yıllardır görmediğin eski arkadaşları neredeyse zorla buldurtan internetteki yeni nesil arkadaşlık siteleri sayesinde biraraya gelecektik Sanal alemden gerçeğe geçiş yapıyorduk yıllar sonra Başdöndürücü bir hızla ilerleyen iletişim teknolojisinin insanları bireyselleştirmesi ve uzaklaştırmasına inat, kanlı canlı görüşecektik işte Lise döneminde sıra arkadaşım olan Erol'un önerisiydi Pazar sabahı Ortaköy'de buluşmak Sonradan öğrenecektim kendisinin artık Ortaköy'de oturduğunu Uyanık arkadaşım tüm eski dostlarını nerdeyse evinin kapısının önünde toplayacak ve bizler de İstanbul'un dört bir yanından Ortaköy'e ulaşmaya çalışacaktık

ÇAY BAHÇESİNDE KAHVALTI
Pazar sabahı yağmurla uyanıyor, meydana varıyorum Şemsiyenin altından izliyorum gelen geçenleri, yaşı bana yakın olanları daha bir dikkatli süzüyorum Sonunda Erol geliyor, başka da gelen olmuyor İnternetin buluşturması bu kadar oluyor demek ki Meydandaki çay bahçelerinden birini gözümüze kestirip giriyoruz içeri Çay bahçeleri meydanın demirbaşlarından Burasının tercih edilmesinin en büyük nedeni, İstanbul'un en güzel seyredilebildiği yerde kahvaltı edebilme lüksü Kahvaltı sonrası arkadaşımla programımızı yapıyoruz "Yağmura aldırmaksızın Ortaköy turu" yapacağız birlikte



GÖRKEMLİ BAROK ZARAFETİ
Meydanda ilk gözümüze çarpan, semtin simgesi haline gelmiş, barok tarzda inşa edilmiş olan Büyük Mecidiye Camii ya da halkın verdiği ismiyle Ortaköy Camii Cami, Abdülmecid tarafından 1853'te Mimar Nigoğos Balyan'a yaptırılmış Boğaziçi'nde eşsiz bir konuma yerleştirilmiş olan bu yapı, bütün selatin camilerinde olduğu gibi harim ve hünkar bölümü olmak üzere iki kısımdan oluşuyor Geniş ve yüksek pencereler, Boğaz'ın değişken ışıklarını caminin içine taşıyacak biçimde düzenlenmiş Merdivenle çıkılan yapının tek şerefeli iki minaresi var Duvarları beyaz kesme taştan yapılmış Kubbenin pembe mozaikten duvarları ise ve ince bir işçiliğin ürünü Statik açıdan narin bir yapı olan cami, bu yüzden tarihinde üç kez onarımdan geçmiş Abdülmecid ve Abdülhamid, Cuma namazı için bu camiye gider, sonra ince saltanat kayıklarıyla karşı kıyıdaki Beylerbeyi Sarayı'na veya Küçüksu Kasrı'na geçerlermiş

ENTEL PAZARI
Ortaköy meydanının bu kadar popüler olması ve haftasonu İstanbullularla dolup taşması eski semt sakinlerinin rahatını biraz kaçırmış görünüyor Caminin önünde oturmuş keyif yapan eski bir İstanbul beyefendisiyle sohbetimizden anlıyoruz bunu Doksanlı yılların başında meydanda tezgah açarak incik boncuk, el işi ürünler satanları, dönemin ilk açılan özel televizyonu haber yapıyor ve Ortaköy'deki “entel pazarından” bahsediyor Bu “entel pazarı” ifadesi, büyülü bir deyiş gibi tüm İstanbul'u kendine çekiyor Tabii ki “entel pazarından” pay almak isteyen diğer satıcıları da Ardından eski esnaf, dükkanlarını tek tek devrediyor Yerlerine barlar, gece kulüpleri, restoranlar açılıyor Semt, çok kısa bir sürede İstanbul'un en önemli eğlence merkezlerinden ve çekim noktalarından biri haline geliyor Hem esnaf hem yerleşim açısından dışarıdan da büyük bir göç alıyor Eski huzur ve sessizliğin yok olması da Ortaköylüleri huzursuz ediyor doğal olarak Meşhur Entel Pazarı'nı biz de turlamaya başlıyoruz Tezgahlarda cam işçiliği ürünler, şapkalar, eşarplar, takılar, oyuncaklar, maketler Cafe'lerin duvarlarına açılmış tezgahlar, görsel olarak da uyum içinde sokaklarla Caminin yan tarafında balık tutanları seyrederken meşhur gezi teknelerinden yükselen “hemen kalkıyor, 1 saatte Boğaz turu” sesine doğru yöneliyoruz, yağmura aldırmaksızın Boğaz köprüsünün heybetli görüntüsüne doğru yol almaya başlıyor gezi teknesi



YALILAR VE HAMAMLAR
Sahilde ilk olarak Esma Sultan Yalısı karşımıza çıkıyor 1875 yılında Sarkis Balyan tarafından Abdülaziz'in kızı Esma için yaptırılan bu güzel yalının, 1975 yılındaki yangından sonra günümüze sadece dış cephesi kalıyor Ancak, yapılan restorasyon sonucu, içi camla kaplanarak çok değişik ve modern bir görüntüye kavuşturulan yalı, bugün çeşitli toplantı, konser, düğün ve partilere ev sahipliği yapıyor Saraydan bağımsız bir yaşamı yeğleyen Hatice Sultan'ın yaptırdığı Hatice Sultan Yalısı, Ortaköy'ün ayakta kalmayı başarabilen tek sağlam yalısı Yalının bugüne dek yıkılmadan varolmasında, 2006 yılına kadar İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü olarak kullanılmasının payı büyük Bugünlerde ise yalı İstanbul Valiliği'nce turizme açılmış durumda Tekne turu sonrası, soluğu kumpircilerin yanında alıyoruz Sıra sıra kumpir ve gözleme dükkânlarının uzandığı alana yaklaştığımızda kumpirciler, tezgahlarının arkasından bizi çağırmaya başlıyorlar Ortaköy'e gelip kumpir yemeden dönmek pek mümkün olmuyor Satıcılar aklınızı çelme konusunda kumpir yapımındaki kadar maharetliler Kumpircilerin hemen karşısında Mimar Sinan'ın eseri olan Ortaköy Hamamı bulunuyor Sadrazam Kara Ahmed Paşa'nın kethüdası Hüsrev Kethüda tarafından 1556 yılında yaptırılan hamam, aynı zamanda Ortaköy'deki en eski yapı

ETNİK HOŞGÖRÜNÜN RESMİ
Türk, Rum, Ermeni ve Yahudiler, Ortaköy'de yüzyıllarca birarada dostluk içinde yaşamışlar İstanbul'un diğer birçok semtinde olduğu gibi Ortaköy'de de cami, kilise, sinagog üçlemesi birarada bulunuyor Meydan ve Dereboyu Caddesi arasında bir Ermeni Katolik kilisesi, bir Ermeni Gregoryen kilisesi, iki Rum kilisesi, iki sinagog, iki de cami bulunuyor Ortaköy'ün en önemli yapılarından biri de Abdülaziz tarafından Mimar Sarkis Balyan'a 1871'de yaptırılan Çırağan Sarayı 1910'da yandıktan sonra yıllarca boş ve harabe olarak kalan saray, onarım sonrası, bugün 5 yıldızlı bir sahil oteli olarak hizmet veriyor
Meydanın hemen bitişiğindeki Feriye Sarayları şehzadeler ve Çırağan Sarayı'nda çalışan hizmetkarlar için yapılmış Şimdiki Galatasaray Üniversitesi ve Kabataş Erkek Lisesi binaları da eskiden birer Feriye sarayıymış
Yağmur, gün sonuna doğru yerini kış güneşinin son demlerine bırakmıştı Meydandaki banklardan birine oturduk, köprü ve muhteşem Boğaz manzarasını, bir de gün batımının kızıllığını karşımıza alarak eski okul günlerimize geri döndük “Barok mimarili caminin gölgesinde otururken Doğu ile Batı'nın kucaklaştığı bu semti yeniden keşfetmenin, yıllar sonra okul arkadaşlarıyla buluşup onları yeniden keşfetmeye alternatif olabileceğini düşünüyordum İnternetin buluşturamadığı arkadaşlarımın yerini Ortaköy doldurmuştu, ya da internet farkında olmadan beni Ortaköy ile buluşturmuştu




Yazı: UFUK SARIŞEN Fotoğraf: USTUDIO

skylife dergisinden

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.