El-Vedûd (C.C.) |
07-17-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
El-Vedûd (C.C.)Vedûd: Seven, bütün mahlukatın hayrını isteyen, onlara ihsan eden[1] İyi kullarını seven, rızasına erdiren ve sevilmeye en lâyık olan[2] Al-Wadud: The Loving One who loves good servants, and bestows its compassion upon them Cenab-ı Hak buyuruyor: "Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tövbe edin Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, çok sever" [3] "O, çok bağışlayan ve çok sevendir" [4] âyet-i kerîmelerinde Allah'ı niteleyen bu isim, sevgi anlamına gelen "vûdd" ve "mevedde" masdarlarından türemiş mübalağa sigasında bir sıfattır[1] Istılahta bu isim, alimler tarafından "salih kullarını çok seven" ve "kulları tarafından çok sevilen" şeklinde açıklandığı görülmektedir Diğer taraftan yüce Allah'ın sâlih kullarını sevmesi, "kendilerinden râzı olup amellerini kabûl etmesi ve onları diğer kullarına da sevdirmesi" şeklinde açıklanmakta ve bu, "İman edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah, (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır" [13] âyet-i kerîmesi ile de desteklenmektedir[5][1] Kur'an-ı Kerimde Yüce Allah kendini iki yerde Vedûd olarak tanıtır Vedûd kelimesi iki anlama gelmektedir Nimetleri gereği kullarını sevendir Çünkü O, kendisine tövbe eden ve yönelen kimseyi sever Yine O, sevilendir Kul, Allah'ın gayretiyle Rabbi'ni sevince, Allah'ta onu bir başkasının sevgisiyle mükafatlandırır İşte bu, gerçekte tam bir ihsandır Çünkü sebe?p de O'dur, müsebbeb de O'dur Bundan maksat karşılıklı sevgi değildir Bu ancak kullarından şükredenleri ve şükürleri sebebiyle Allah'ın onları sevmesidir Bunların hepsi kulun maslahatı ve iyiliği içindir Sevgiye yaratan ve onu müminlerin kalbine yerleştiren yüce Allah çok mübarektir Daha sonra O, bu sevgiyi dostlarının kalbinde öyle bir noktaya ulaştırır ki, artık bu noktada diğer bütün sevgiler çok küçük ve değersiz bir hale gelir ve onların bağından kurtulurlar, bela ve musibetler onlara hafif gelir, ibadet ve taatlerin zorlukları onlara zevk verir ve sonunda sevgilerin en yücesi olan Allah sevgisini, Allah rızasını elde etme ve Allah'a yakın olma gibi çeşitli kerametlerden dilediğini elde eder[6]:[1] Allah insanları Kendisine kulluk etmeleri için yaratmıştır Fakat buna rağmen kimisi Allah'ı inkar eder, kimisi de ölene kadar içten bir samimiyetle O'na sadık kalır Allah, Kendisine vefa gösteren kullarına çok yakındır, dua ettikleri zaman onları işitir ve icabet eder, bir zorlukla karşılaştıklarında daima onların yanındadır Allah iman edenleri hayatlarının her döneminde yardımıyla destekler Bir insanın dünya hayatında kazanabileceği en büyük nimetlerden biri olan Allah'ın dostluğudur Allah'ın sevdiği kulları son derece şerefli ve seçkin bir yaşantı sürdürürler Böyle insanlar her zaman hayranlık ve takdir kazanabilecek üstün bir ahlaka sahip olurlar Allah sevgili kullarını Kendi rahmeti içine sokar, onların cennete girmelerine izin verir Peygamberler ve salih müminler Allah'ın sevgisini kazanmış çok değerli insanlardır Onlar da Allah'ı çok severler ve yalnızca O'nun hoşnutluğunu kazanmak için yaşamlarının sürdürürler Şüphesiz Allah'ın bir insanı sevmesi ve onu dost edinmesi insana verilebilecek en büyük nimetlerden biridir[7]:[1] Bu isim, Allah-u Teala ile mü'minler arasındaki karşılıklı sevgiyi dile getiren, kendisine yönelip iyi işler yapan, günahları hatırlayıp tövbe eden kullarına muhabbet ve sevgi ile iyi muamele eden anlamını taşımaktadır Aynı zamanda, "gafûr" ve "rahîm" isimlerine bitişmiş olması, söz konusu isimler arasında karşılıklı bir derecelenme ve gereklilik ilişkisinin bulunduğunu hatırlatmaktadır Kurân tarandığında bu yüce Kitabın Allah ile kulları arasındaki karşılıklı sevgiye özel bir önem atfettiği de görülecektir Meveddet, rızâ, hamd, muhabbet gibi "sevgi" merkezli pek çok kök kelimenin incelenmesi ile yapılacak basit bir çalışma, insanı kolaylıkla bu neticeye ulaştıracaktır[1] Bu ism-i şerif için kaydettiğimiz mânâlardan birisi, "mahlukatını seven ve onların hayrını isteyen," şeklinde idi Bu mânâya göre, bir kul diğer insanlara ve hatta hayvanlara ve bitkilere, rahmet nazarıyla baktığı, onları Allah namına sevdiği ve onlara yardım ettiği ölçüde Vedûd isminden ayrı bir feyiz alır[8] Allah'ın Vedûd ismini bilen her Müslüman, insanlarla sevgi ve muhabbete dayalı ilişkiler kurmalı, itaat ve ibadetlerle Allah'ın sevgisini kazanmaya çalışmalıdır Tembih: Kullardan bu isme ve vasfa layık olan o kişidir ki, Allah'ın mahlukatına karşı daima iyilik murad eder Kendisi için arzuladığını onlar için de arzular Hatta onların menfaatlerini kendi menfaatlerine tercih eder[9]:[1] Bu ulvi duygu, ancak zor anlarda, insanların kin ve öfkeleri ile karşılaşıldığı hallerde ortaya çıkar Onların kötülükleri, onlara karşı iyilik istenmesine mani olmaz El-Vedûd İsm-i Şerîfinin Sırları ve Havâssı [*]İki kişi arasında bir ihtilaf meydana gelirse bir yemek üzerine [i]"Yâ Vedûd" ismini 1000 kere okuyup sonra o yemeği o muhalefet eden kimseye verirse ve yedirirse aradaki anlaşmazlık ortadan kalkar[10]:[*][i]Bu ismin 20 defa okunması insanların kalplerinin ona muhabbet beslemesine, her yerde hürmet ve kabul görmesine, aradaki buğz ve düşmanlığın kalkmasına, birbirlerini sevmelerine ve dost olmalarına neden olur (Allahulalem) [11][12][*]Bu ad, bir mıknatıs gibi çekici ve bir kırmızı yakut kadar göz alan bir addır Bu adı çokça anan kimse, insanların gözüne güzel görünür, çok sevilir Hak Teala, insanların kalbini o kimsenin sevgisi ile doldurur Bu adla zikretmek, en büyük zikirlerdendir[*][i]Bazı kimseler, şöyle anlatıyorlar: "Tam bir vücûd (yöneliş) ve kalp temizliği ile bu adı kendinden geçercesine bir vecd içinde ananlar, kendileriyle karşılaşan kimseleri de aynı durum içine sokmuş olurlar O kimseler de Hak Teala'ya karşı aynı ibadette bulunmuş olur Çünkü Hak Teala da o kimselerin kalplerine bu ilhamı verir ve o kimselerin kalplerine gizli dostluk ve sevgi rûhu canlandırmış olur" Kaynaklar ve Dipnotlar [1] Vedud [2] Yrd Doç Dr Niyazi Beki, "Abdülkadir Geylani ve Esma'ül Hüsna Kasidesi", Sultan Yayınevi, İstanbul, Temmuz 2001, s 135-136 [3] Hud, 90 [4] Buruc, Buruj, 14 [5] Fahreddin er-Râzî, e287; Yurdagür, s168 [6] Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004 [7] Harun Yahya, "Allah'ın İsimleri", Vural Yayınları, 2000 [8] Sorularla İslamiyet | EL-VEDÛD [9] İmam-ı Gazali, "Esma'ül Hüsna Şerhi", Mütercim MFerşat, Ferşat Yayınları, 2005 [10] Mehmed Nuri Şemseddin Nakşıbendî, "Miftahü'l Kulûb, Kalplerin Anahtarı", (Fethiye Evradı Bölümü), Bedir Yayınevi, 2001 [11] Tosun Bayrak, "Calligraphy, The Most Beautiful Names", Threshold Books, 1985 [12] Islam City [13] Meryem, 19/96 [14] İmam Ahmed bin Ali el-Bûnî, "Şems'ül Maarif", c1, s 692-693 |
|