Prof. Dr. Sinsi
|
Bulimiya Nervosa...
Bulimiya nervoza, yeme krizleri ve bunu izleyen mideyi boşaltma çabalarıyla belirlenir Bulimia nervoza aşırı yemek yeme (binge eating) nöbetleri ile karakterize bir yeme bozukluğudur Bu nöbetler tekrarlayıcı özellikte olup, hasta nöbet sırasında, yeme davranışı üzerindeki kontrolünü kaybeder ve yüksek kalorili, daha çok karbonhidrat ve yağ içeren, sindirimi kolay yiyecekleri, örneğin, pasta, kek, dondurma vb çiğnemeden adeta yutarcasına yer Nöbet, hasta yorgun düşünceye veya aşırı yemekten dolayı bir rahatsızlık duyuncaya (mide ağrısı, bulantı gibi ) kadar devam eder
Bulimia nervoza bir abur cubur seansından sonra, yani fazla yemekten sonra, kişinin istemediği fazla kalorilerden kurtulmak için kusma yolunu seçtiği bir hastalıktır Abur cubur yeme seansları kişiye göre değişir Ancak bir kerede 1000 kaloriden 10,000 kaloriye kadar çıkabilir Bu kalorilerden kurtulmak için hasta ya kusar ya da laksotif kullanır Bir de, zayıflama hapları alma, aşırı egzersiz yapma ve bu yüzden aşırı yorgun düşme gibi yolları seçenler de vardır
Aşırı yemek yeme nöbeti “kısa bir zaman dilimi içinde pek çok insanın aynı koşullarda yiyebilecekleri miktardan çok daha fazlasını yeme” şeklinde tanımlanmaktadır Bu hastalar sürekli aşırı yiyen, ileri derecede şişman olan ve şişman kalan insanlardan farklıdır Hastada aşırı yeme nöbeti başlayınca bütün çabalarına, korkularına, üzüntüsüne karşın bu eylemini durduramaz Kilo almayı önlemek için hasta yediklerini kusar, iştah kesici, sürgün yapıcı, idrar söktürücü ilaçlar kullanılır Çoğu zaman fazla kilolu da olmayabilir; kilo alınca sürekli şikayet eder Beden ağırlığı, güzellik, çirkinlikle aşırı uğraş vardır Bu kişiler yaşamının büyük bir bölümünü yemek ve yememek arasında bocalama içinde geçirir Yeme tutkusu öyle ağır basar ki, bir yandan gizlice yer, diğer yandan çıkarır, gene yerler Kimi hastalar yiyeceklerinin niteliğine bakmazlar Kimi hastalar da yemek yeme tutkusu o denli aşırı olabilir ki bulundukları yerde yiyecek, başkaları bitirebilir kaygısı ile kendisine yemek ayırıp saklıyordur
BN’lı hastalar da AN’da olduğu gibi yüksek başarı gösteren ve aynı zamanda toplumsal baskılara ince kalarak tepki veren bireylerdir AN’da olduğu gibi bu hastalar da depresif duygudurum gösterirler ve ailede depresyon yüksek oranda görülür Ancak aile özellikleri AN dakinden daha farklıdır Aile üyeleri arasında yakınlık yoktur Sorunlu ilişkiler söz konusudur Kentleşme BN için bir risk etmenidir
Alkol bağımlılığı, emosyonel dengesizlik (intihar girişimi) daha sıklıkla görülür Kontrolsüz yeme davranışı hasta için egoya yabancıdır Dolayısı ile tedavi için daha istekle yardım aralar BN genellikle hastanın diyet uyguladığı bir dönemden sonra başlar Bazı vakalarda hastalık öncesi obesite söz konusudur Bazılarında ise bir kayıp veya kayıp veya ayrılık gibi travmatik bir yaşantı öyküsü vardır
Bulimikler de anoreksikler gibi kendilerinin güvenli bir ortamda yaşamadıklarını düşünürler Yaptıkları herşeyi başkalarını rahat ettirmek için yaparlar ve duygularını sürekli saklarlar Yemek, bu kişilerin tek güven kaynağıdır Ayrıca kusma işlemi burada tıpkı ağlama, bağırma ya da öfke duyma gibi, bir tür duyguların dışavurumu olarak da algılanabilir Bu hastalık bazen rejime başladıktan sonra ortaya çıkabilir Rejim sırasında örneğin hasta, tatlılara duyduğu aşırı iştahla kendini tutamayıp bunları tüketir sonra pişman olarak kusmayı dener Yaptığını kendi de anlamlandıramayıp bir içine kapanış yaşayan hasta, bunu başkalarından da gizlemek ister Bu yüzden aileler, hatta eşler bile yıllarca bu durumdan habersiz kalabilir Bu durum çoğunlukla kadınlarda görülse de, erkeklerde de rastlanabilir
Bulimik hastalarda öğrenilmiş çaresizlik, ümitsizlik, kötümserlik, kendini eleştirme ve suçluluk temalarını esas alan depresyon düzeylerinin olduğu bildirilir Bu hastaların duygularını, özellikle kızgınlığını dolaysız ifade etmede güçlükleri olduğu düşünülür
Tedavi:
BN‘nin tedavisinde her bir hastanın durumu bireysel olarak ve ayrıntılı bir biçimde ele alınarak değerlendirilmeli ve hastanın sorun alanlarına göre tedavi planlamalıdır Çeşitli tedavi yaklaşımları, biilşsel ve davranışsal tekniklerle bir arada bireysel psikoterapi, grup terapisi, aile tedavisi ve ilaç tedavisini içermelidir
Psikodinamik psikoterapide içe alınmış ve dışa yansıtılmış savunma araçlarının somutlaştırılması amaçlanır Yarılma tarzı bir mekanizma ile hasta besinleri besleyici olanlar ve sağlıksız olanlar şeklinde iki kategoriye ayırır Besleyici olanlar bilinçdışında iyi olarak içe alınanları simgelediği için tutulur ve sindirilir Yararsız yiyecekler, “abur cubur” ise bilinçdışı olarak kötü içe alımlarla bağlantılı olup, kusma yolu ile dışarı atılır Böylelikle yıkıcılık, öfke, nefret ve kötülük uzaklaştırılmış olur Hastanın kusmanın arkasına kısa süreli olarak kendisini iyi hissetmesi muhtemelen bununla ilişkilidir
Erkeklerde bulimiya ile ilgili yayınlar nadirdir Fakat bulimiyanın erkeklerde tahmin edildiğinden fazla olabileceği düşünülmekte ve uzun boylu erkek fiziği üzerinde durulmaktadır
Profesyonel yardımın yanında ailelerin ve yakın çevrenin de yardımları bu tür hastalar için çok önemlidir Tedavi yoğun ve çok yönlü olduğundan farklı uzmanların ortak çalışması gerekir Bu uzmanlar en azından bir beslenme uzmanı, bir iç hastalıkları uzmanı, bir psikoterapist ve bir psikofarmakologdan oluşur
Bundan sonra doktor hastanın uzun dönemli bir tedaviye gereksinimi olup olmadığına karar verir Eğer hızlı ve büyük oranlarda kilo kaybedilmişse metabolizmadaki aksaklıklar giderilmeye çalışılır ve bireysel psikoterapi uygulanır
Özellikle aile ve yakın çevrenin bu kişilere karşı olan tavırları önemlidir Aslında ailenin çocuklarının görünüşleriyle ilgili yaptığı yorumlar çocuklar üzerinde büyük etkiler yapacağından bu konuda dikkatli olunmalıdır Hastalık başlamış olsa da olmasa da çocuğun nasıl görünürse görünsün ailesi ve çevresi tarafından kabul edileceğini bilmeye ihtiyacı vardır Yeme bozukluğu başladıktan sonra da hastayı yemek yerken izlememek ya da başkalarının nasıl zayıfladığıyla ilgili yorumlar yapmamak gerekir
|