Yineleyici Depresyon... |
07-17-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yineleyici Depresyon...Depresyon veya çökkünlük üzüntülü, mutsuz veya kederli hissetmek olarak tanımlanabilir Çoğu insan zaman zaman böyle hissedebilir Ancak klinik depresyon bu tür hislerin uzun bir süre günlük yaşamı etkilediği bir duygu durum bozukluğudur Depresyon farklı biçimlerde görülebilir Majör depresif bozukluk; tek veya yineleyici olabilir Tek uçlu duygu durum bozukluğu yineleyici depresyon ile eş anlamlıdır Ancak depresyon atakları iki uçlu duygudurum bozukluğu olarak bilinen bir rahatsızlıkta da görülebilir Bu bozukluk sadece mani (taşkınlık) veya dönüşümlü mani, depresyon atakları ile seyreder Depresyonun ayrıca daha hafif olan ve distimi olarak adlandırılan bir türü de vardır Bu durumda belirtiler daha hafif şiddette ve en az 2 yıl olmak üzere kroniktir Yaş: Majör depresif bozukluğun ortalama başlangıç yaşı hastaların %50?sinde 20-50 yaş arasında olmak üzere yaklaşık 40?tir Çocukluk ve ileri yaşlarda da görülebilir İki uçlu bozuklukta görülen depresyonun başlangıç yaşı ise daha erken olabilir Cinsiyet: Kadınlarda erkeklerden İki kat daha fazla majör depresyon görülür Bunun nedenleri arasında hormonal faktörler (adet dönemindeki değişimler, gebelik, düşük, doğum sonrası dönem, menopoz dönemine ait özellikler), kadın ve erkeklerde psikososyal stres faktörlerinin farklılaşması sayılabilir İki uçlu bozukluk ise kadın ve erkeklerde eşit olarak görülmektedir Ancak bu rahatsızlıkta da depresyon kadınlarda daha fazladır Risk faktörleri: Birçok araştırmacı depresyonun kalıtsal veya günlük yaşam olaylarına bağlı oluşan beyindeki biyokimyasal dengesizlik nedeniyle ortaya çıktığını düşünmektedir Biyolojik bir yatkınlığın genetik geçişi ile bazı ailelerde depresyonun daha sık görülmesi söz konusu olmaktadır Ancak genetik yatkınlığı olan herkeste de hastalık oluşmamaktadır Ailesinde depresyon öyküsü olmayan kişilerde de depresyon ortaya çıkabilmektedir Kalıtımla ilişkisi olsun veya olmasın majör depresyon çoğunlukla beyin yapılarında veya beyin işlevlerinde değişikliklerle ilişkilidir Depresyonun ortaya çıkışında ek faktörlerin de rol oynadığı söylenebilir Önemli kayıplar, sorunlu ilişkiler, aile bunalımları, ekonomik sorunlar, iş yaşamında çatışmalar, İŞ kaybı, onur kinci durumlarla karşılaşmak gibi stresli herhangi bir yaşam olayı depresif bir atağı tetikleyebilir Çoğu zaman genetik, psikolojik ve çevresel faktörlerin karışımı depresif bozukluğun başlangıcında rol oynamaktadır İlk depresyon atağı daha sık olarak stresli yaşam olaylarıyla tetiklenmektedir Yineleyen depresyon atakları daha hafif stresle tetiklenebilir veya hiçbir stresli yaşam olayı olmayabilir Sonuç olarak ilk depresyon atağı düzelse de beyin biyolojisinde uzun dönemli değişiklikler oluşmakta ve sonraki ataklara yatkınlık gelişebilmektedir Bedendeki fiziksel değişiklikler ve tıbbi hastalıklar da depresyona neden olabilir ve bu depresyonlara ikincil depresyon denir Bu tıbbi hastalıklar arasında kalp krizi, kanser, ağır kansızlık, enfeksiyonlar, hormonal bozukluklar, beyin hastalıkları (inme, Parkinson hastalığı, multipl skleroz, bunama gibi) sayılabilir Ek olarak, farklı rahatsızlık tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da depresif belirtilere neden olabilirler Bazı kalp ve hipertansiyon ilaçlan, Parkinson antibiyotik ve kanser ilaçları, uyku ilaçları, steroidler, antipsikotikler bu ilaçlara örnek olarak verilebilir Kişiyi tek başına depresyona yatkın kılan tek bir kişilik yapısı yoktur Kişilik yapıları ne olursa olsun herkes depresyona girebilir Ancak, sorumluluk duygusu güçlü, titiz, herkesi hoşnut etmeye çalışan, aşın duyarlı, yakınlarına bağlı ve bağımlı, kendinden ve çevresinden yüksek beklentili, mükemmelliyetçi, onuruna düşkün, öfkesini dışa çabuk etkilenen ve üzülen kişilerin depresyona yatkın olabildiği göze çarpmaktadır alıntı |
|