07-17-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kaybolan Düşünme Sanatı
Auguste Rodin’in klasik “Düşünen Adam” heykeli, en sevdiğim eserlerden biridir Bu esere (ya da pek çok kopyasından birine) hiç etkilenmeksizin bakmak zordur Derin düşünceye dalmış birinin masum görüntüsü, çoğumuzu kendimiz hakkında uzun uzun düşünmeye sevk eder Bu görüntü, neden bu kadar büyüleyicidir? Adam ne düşünmektedir?
Belki de böylesine derin düşünme çok nadir görülen bir eylem olduğundan, bu kişiye saygı duymalıyız Akılda bazı düşüncelerin olması, düşünmek anlamına gelmez Hepimizin düşünceleri vardır Herkes genellikle onlarca fikre ve inanca sahiptir
William James bir keresinde şöyle yazmıştır: “Pek çok insan, düşündüğünü sanır; oysa tek yaptıkları, önyargılarını yeniden düzenlemektir ” Aklımızda zihinsel bir aktivitenin sürüyor olması, düşündüğümüz anlamına gelmez
Bob Proctor, “You Were Born Rich” (“Zengin Doğdunuz”) adlı kitabında şunları yazmaktadır: “Düşünmek, insanoğlunun gerçekleştirebildiği en büyük işlevdir ” Yazar, pek çok insanın düşünmek olarak algıladığı durumun, aslında yalnızca hatırlama yeteneğinden, başka bir deyişle eski filmleri izlemekten ya da eski olayları yeniden tartışmaktan ibaret olduğunu söylemektedir Açıktır ki bu, Rodin’in şaheserinin tasvir etmeye çalıştığı olgu değildir
Düşünmek, ağır bir iştir Belki de bu yüzden çok az insan bunu yapmaktadır Edison daha da ileriye giderek şöyle demiştir: “İnsanın düşünme zahmetinden kaçınmak için başvurmayacağı taktik yoktur ” Emerson ise şunları söylemiştir: “Dünyadaki en ağır iş nedir? Düşünmek ”
Neden daha çok düşünmüyoruz? Bence, nedenlerden biri şu; birşeyler yapmakla öylesine meşgulüz ki idrak etmek, kafa yormak ve üzerinde düşünmek için zamanımız yok Eğlendirilmeye alışmışız Bilgi bombardımanı altındayız Bilgi öylesine hızlı geliyor ki çoğunun üzerinde durup düşünecek çok az zamanımız kalıyor; o da yapabiliyorsak…
Gerçekten bilmemiz gereken şeyin nasıl düşüneceğimiz olduğu bir dönemde, TV yorumcularından siyasetçilere, herkes bize ne düşüneceğimizi söylüyor Hızlı yanıtlara ve kolay çözümlere alışmışız Ama yaşamımızdaki sorun ve zorluklar, öyle kolay ve yalın değildir İtinayla düşünmeyi gerektirir
Okumayı severim Şuna inanıyorum ki okumanın en büyük yararı bilgi değildir; okurken ne düşündüğümüzdür (Bu yüzden, okumak için neyi seçtiğimiz çok önemlidir)
Amaç, beyinlerimizi bilgiyle doldurmak değildir; beynimizi düşünmek ve tartmak için harekete geçirmektir
Kitabın değeri, ara sıra onu bir kenara bırakıp o ana kadar okuduklarımızı, bunların ne anlama geldiğini, yaşamlarımızı nasıl ve neden etkileyebileceğini düşündüğümüzde, çok daha artar
Berraklık, güçtür ve düşünmekten kaynaklanır
Düşünmemiz gerekir Seçimlerimiz ve yaşamlarımızın yönü hakkında dikkatle düşünmeliyiz Sahip olduğumuz en değerli kaynak zamanımızdır Yaşamlarımız, bu zamanda yaptığımız her şeyin toplamından ibarettir Bunun büyük bölümünü düşünerek geçirmeye değmez mi?
Bunu bir düşünün
Yazar: Michael Angier
|
|
|