Panik Ve Stres İle Tetiklenen Çarpıntı Ve Hipertansiyon-İlaçsız Tedavide Tıbbi Hipno.

Kuşkusuz hem panik ve stres bozukluklarında, hem de çarpıntı şikayetine neden olan ritm sorunları ve hipertansiyonda güncel ilaç tedavileri mevcuttur Ancak klinik uygulamada, ilaçlar hakkında pek çok zaman etki yetersizliği, yan etkiler ve hastada sürekli ilaç kullanımına karşı isteksizlik şeklinde sıkıntılar ortaya çıkmaktadır Tedavi sırasında en sık sorulan şey de, düzelme sağlandıktan sonra ilaçlara hala devam edilip edilmeyeceği konusudur

Öncelikle söylemem gereken iki şey var Bunların ilki, hiçbir zaman tüm hastaların aynı kategoriye sokulamayacağıdır İkincisi ise, ilaçların tedavide önemli bir yeri olduğu ve hiçbir hastanın burada okuyacağı bilgilerden hareketle yanlış yorumlar yapıp ilaç tedavisini kendiliğinden sonlandırmaması gerektiğidir Böyle bir şey olacaksa bile ancak uygun zamanda, uygun şartlarda ve ilgili klinisyenin izni ve gözetiminde yapılabilir

Hipertansiyon için konuşursak, mutlaka sürekli ilaç alması gereken bir grup vardır ki, bununla ilgili olarak (Düzelmeyen Hipertansiyon İlaç da alıyorum, hata nerede?) başlıklı geniş yazım okunabilir Mutlaka sürekli ilaç tedavisi altında olması gereken organik temelli ritm bozuklukları ve çarpıntılar da vardır Keza ciddi anksiete ve stres bozuklukları da Ben burada sadece, klinik incelemeler sonunda stresle tetiklendiği ve altta başka organik sebep ve sorunların olmadığı saptanan hipertansiyon ve çarpıntı durumuna değineceğim Hastaların büyük kısmı da zaten bu grupta yer alırlar

Gelelim en kritik soruya: Peki hipertansiyon ve çarpıntı ilaçlarını gerçekten de sürekli almak mı lazım? Peki anksiete bozukluğu ilaçlarını? Günün birinde kesmek hiç mi mümkün değil? Bunlar çok soruluyor Eğer altta veya eşlik eden ciddi bir organik sorun yoksa, ben hep şöyle cevap veririm: "Şimdilik bir süre biçmiyoruz Ama eğer kilo verirseniz, eğer düzenli egzersiz yaparsanız, eğer stresle baş etme, olaylara tepkilerinizi değiştirme, zihinsel ve bedensel gevşeme teknikleri konusunda eğitim alır ve kendinizi geliştirirseniz, doktorunuzun gözetimi altında ve dikkatle ilaçları azaltıp kesmeniz ve ilaçsız da rahat kalabilmeniz mümkün"

Çünkü stres ve olaylara abartılı tepki verme konusundaki yanlış zihinsel alışkanlıklar çarpıntı ve hipertansiyonda çok ama çok etkin bir rol oynuyor Değerlendirme sırasında çarpıntı ve hipertansiyon ataklarının altında böyle bir faktörün varlığını tespit edilmişse, tedaviye mutlaka bu yönden de yaklaşmak gerekir ve değişmeyi samimi olarak isteyen hastalarda çok güzel sonuçlar alınabilir Tabii ki anında değil, kısa da olsa bir süreç içinde Sonuçta, bahsettiğim durumlar haricinde hipertansiyon ve çarpıntı ilaçlarına hiç ihtiyaç kalmayabilir veya sorun daha az sayıda-daha az dozda ilaçla baş edilebilir bir seviyeye geriletilebilir

Geçmişte olup bitmiş işleri hala kafasında tartışarak içindeki öfke ve kızgınlığı kamçılamaya devam etme, içinde doğan kötü duyguları silme gayreti yerine ısrarla onların peşine takılıp hayalden hayale sürüklenme ve duyup gördüğü her şeye gerekenin çok üzerinde tepki verme hali gerçekten çok yorucudur Bunların neden olduğu yük ve ağırlığın en kötü tarafı, pek çok zaman bunu hastanın kendisinin bile fark edememesidir Fark etmiş olsa bile, bu konu sadece "Yapma, üzülme, boş ver" demekle halledilebilecek bir şey değildir Zaten hasta bunu kendi başına yapabilse karşımızda olmazdı Böyle hastalarda, özellikle de ilaç tedavisine soğuk bakıldığı veya çeşitli nedenlerle ilaç tedavisini sürdürmenin zorlaştığı durumlarda, ilaçsız tedavi seçeneği olarak Tıbbi Hipnoz gayet etkili bir çözüm yolu olarak ortaya çıkmaktadır

Tıbbi Hipnoz; şuur altına yerleşmiş yanlış otomatik düşüncelerden doğan boş endişe, panik ve stres gibi olumsuz duyguları ve zararlı alışkanlıkları gidermek için kullanılan bilimsel bir yöntemdir Hipnoz, bilincin açık olduğu ama hiçbir şey düşünerek yorulmadığı ve tüm vücudun dinlendiği bir konumda, tam bir uyku hali olmadan ve istekle elde edilen bir konsantrasyondur Çevre farkındalığının azaldığı ve dikkatin belli bir noktada toplanabildiği bir bilinç değişikliğidir Bu esnada hatalı alışkanlıkları ve otomatik düşünceleri düzeltecek birtakım telkinlerin kişinin şuur altına rahatça ve etkili olarak aktarılması mümkün olur

Hipnoz gece uykusu gibi bir uyku değildir Bilinç açıktır, ancak hiçbir şey düşünüp yorulmaması ve kısa süreliğine istirahate çekilmesi sağlanmıştır Duyuların da zayıflamış olduğu bu yoğun rahatlık duygusu içinde, bilinçaltına yerleşecek özel telkinler uygulanır Seanslar duruma göre 30-45 dk sürebilir Daha sonra hasta hipnoz durumundan çıkarılır Birkaç gün veya haftada bir uygulanmak üzere, ihtiyaca göre değişen sayıda seanslar söz konusu olabilir Seansların temel yapısı; gözler kapalı şekilde önce konsantrasyon yoluyla tüm vücudu rahatlatmaya, rahat solunuma, gevşemeye, duyuları ve bilinci istirahate sevk etmeye, bunlar sağlandıktan sonra da esas hedefe yönelik olarak kendine güveni tazelemeye, pozitif ve olumlu duygu ve düşünceler kazanmayı amaçlayan telkinler uygulanmasına dayanır

Başka zaman verilen telkinlerin veya uyarıların daha bilinçaltına gitmeden etkisiz kalmasına neden olan faktörler, hipnozla devre dışı bırakılır Bu nedenle, zihnin yanlış programlanmasından kaynaklanan otomatik düşünceler, negatif duygular, kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklar, suçluluk, kendine güvensizlik, iyileşemeyeceği, asla düzelemeyeceği ve başarısızlığa mahkum olduğu gibi duygu-düşünce bozuklukları da hipnozla aşılabilir

Peki başarı şansı nedir? Bazı organik hastalıkları düşünün Mesela safra kesesi ameliyatı olunca veya tansiyonunuz yüksek yahut kalp kapağınız hasta diye size bazı ilaçlar verilince, eski şikayetlerinizin kaybolacağını umabilirsiniz Büyük ihtimalle böyle de olur Ama olmayabilir de Ameliyatınızı yapacak veya tansiyon ilacı verecek bir doktordan başarı garantisi isterseniz size hiçbir zaman bunu vermez ama başarı şansının yüksek olduğunu, uyumlu çalışmanın başarı şansını artıracağını söyler Tıbbi hipnoz konusunda da, aynı şey geçerlidir Uygun şartlar sağlandığında başarı şansının yüksek olduğu ve pek çok kişinin belirgin fayda gördüğü söylenebilir Peki başarıyla ilgili olarak ne kadarlık bir orandan söz ediyoruz? Şunu söyleyebilirim; başvuranların üçte biri hemen, diğer üçte biri ise ancak birkaç seans sonra hipnoza girdiklerini ve hedefledikleri konuda belirgin iyileşme görmeye başladıklarını müşahede ediyorlar Geri kalan grupta ise iyileşmeye dair belirtiler muğlak düzeyde kalıyor

Başarıyı etkileyen en önemli unsur, kişinin problemin farkında olması, bundan kurtulmayı samimi olarak istemesi ve uyumlu olmasıdır Bunlar, en önemli ve olmazsa olmaz şartlardır Yani bir kişiye sırf yakınları istiyor diye yardımcı olmak, sigara veya alkolü bıraktırmak, onu depresyondan, panik veya stres durumundan çıkarmak mümkün değildir, buna kalkışılsa bile en ufak bir başarı şansı yoktur

Kişinin gerçekten istek duyması, katılımcı olması ve sürece elinden geldiği kadar destek olmaya çalışması şarttır Yani Tıbbi Hipnoz, insanların her türlü sıkıntıyla kapıdan girdiği, sonra hokus pokusla büyülenerek on dakika sonra her derdin etkisinden tamamen ve ebediyen kurtulmuş şekilde dışarı çıktıkları bir yöntem değildir Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim; kişi eğer katılımcı ise ve kendisi de gereken çabayı gösterirse, ilk seanstan itibaren her seansla daha belirginleşen bir şekilde stres kontrolü yapabildiğini, stres doğuran olgularla daha sakin ve gevşek bir şekilde baş edebildiğini, eskiden olmuş bitmiş şeyleri artık başarılı bir şekilde maziye gömüp umursamadan durabildiğini görecektir Sonuçta, azalan ve hatta kaybolan ilaç ihtiyacına paralel olarak hem stres ve panik bozuklukları ve hem de bunlarla tetiklenen çarpıntı ve hipertansiyon periyodları artık kontrol altına girer

Tıbbi hipnoz, insana ufkunu kısıtlayan çemberi fark etmesini ve kırıp atmasını öğreten, engelleri zorlu kılan esas şeyin o engelin kendisi değil bilinçaltındaki önyargılar olduğunu gösteren ve bilinçaltındaki hatalı programları düzeltebilen bilimsel bir yöntemdir Bu yöntemi öğrenerek uygulayacak olan da kişinin kendisidir Tıpkı araba kullanmayı öğrenmek gibi Direksiyon hocası dersi verir, ama kuralları öğrenmek, kazasız ve cezasız bir seyir için trafikte bunları uygulamak kişinin kendisine kalmıştır Tıbbi hipnoz da, aynı şekilde, başvuranın aktif çalışmasını ve katkısını gerektirir Kendi kendine hipnoz konusunda verilecek direktifleri yani ev ödevlerini kişinin titizlikle yerine getirmesi, başarı sağlamakta çok önemli bir yer tutmaktadır

Hipnoz yaklaşımı için kişinin iletişime istekli, duygularını konuşmaya açık ve ayrıca en azından yeterli entellektüel kapasiteside olması gereklidir Hipnoz ancak zeki ve iletişime açık kişilerde kullanılabilir İletişim kurulamayacak kadar küçük olanlar haricinde, çocuklarda da gayet başarılı olarak kullanılabilir İletişimin rahat kurulamadığı veya entellektüel düzeyi düşük bireylerde başarı şansı azdır Hipnozdan çekinmek için bir sebep yoktur Ağır ve tehlikeli bazı psikiyatrik hastalıklar, zeka geriliği, bunama hali, iletişim kurulamayacak kadar yaşlı veya küçük olanlar dışındaki herkese güvenle hipnoz uygulanabilir Hasta, hipnoz esnasında ne konuşulduğunun bilincindedir ve hipnoz sonrasında da bunları gayet net olarak hatırlar Hipnoz sırasında, eğer isterse, hastanın güvendiği bir yakını da içeride bulunabilir Hasta yakını bakımından tek şart, ortamdaki sükuneti aksatmaması ve işleme karışmamasıdır

Ağır ve tehlikeli bazı psikiyatrik hastalıklar, zeka geriliği, bunama hali, iletişim kurulamayacak kadar yaşlı veya küçük olanlar dışındaki herkese güvenle hipnoz uygulanabilir Hasta, hipnoz esnasında ne konuşulduğunun bilincindedir ve hipnoz sonrasında da bunları gayet net olarak hatırlar Hipnoz sırasında, eğer isterse, hastanın güvendiği bir yakını da içeride bulunabilir Hasta yakını bakımından tek şart, ortamdaki sükuneti aksatmaması ve işleme karışmamasıdır

teşekkürler