Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
geleneksel, kültürümüzde, sayılar

Geleneksel Kültürümüzde Sayılar

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Geleneksel Kültürümüzde Sayılar



Geleneksel Kültürümüzde ve Aşıkların Dilinde Sayılar

Türk kültüründe sayılar çok önemli bir yere sahiptir Bunların büyük bir bölümü dini inanmalardan kaynaklanmaktadırİnançlar yaşam biçiminizi doğrudan doğruya etkilemekte, bu etki, edebiyatımızda, sanatımızda, müziğimizde, halk oyunlarımızda kendinigöstermektedirBazı sayıların kültürümüzdeki işlevi İslamiyet öncesi sosyal
hayatımıza dayanmakta Kimi sayılar destan ve masallarımızda önemli ölçüde yer almaktadır

Edebiyatımızda da dinin etkisi çok fazladır İslâmi inanışlar gerek halk, gerekse divan edebiyatında önemli ölçüde kendini hissettirmektedirİslâm dininde bazı sayılar kursal bir özellik taşır Bir, Üç, Dört, Beş,Yedi, Dokuz, On iki, Kırk vb sayıların dini bakımdan çeşitli anlamlanbulunmaktadır Kutsal özellik taşıyan bu sayıların anlamları çeşitli yazılarca nesir biçiminde işlenirken, âşıklar tarafından da şiirlerde sık sık dile
getirilmiştir

Geleneksel kültürümüzde sayılar üzerine kurulan inançlan kaynaklarını hem İslam dinine hem de Orta Asya yaşayışına ve Şamanizm'e dayanmaktadırDestanlarımızda, masallarımızda, hikayelerimizde, şiirlerimizde ve günlük yaşayışımızda sık sık rastladığımız sayıları geleneksel kültürümüzde ve âşıkların dilinde şu şekilde belirlemek mümkündür

Bir Sayısı

İslâm dininde bir sayısı Allah'ı ifade eder Allah birdir ve tektirDede Korkut'ta yerde geçen bir sayısı âşıklarımızın dilinde ve telinde:Onlar birdir bir oluptur Halk içinde sır oluptur Tecellide nur oluptur Allah bir Muhammet Ali (Pir Sultan Abdal) biçiminde sıkça dile getirilmiştir

Şah-ı Merdan kullarıyız
Biz biriz birkaç değiliz
Kanaat ile yürürüz İllâ
tokuz aç değiliz
(Hatayi)

Üç Sayısı

Geleneksel kültürümüzde ve âşıkların dilinde en çok işlenen sayılardan biridir HAvni, Şaman dininin esaslarına göre âlem üç bölümden meydana gelmiştir, deyip bunları:

a) Yeryüzü (orta dünya)
b) Yer altındaki karanlık dünya (aşağıdaki dünya)
c) Gökteki nur âlemi (yukarıdaki dünya)
biçiminde açıklamaktadır

1Ziya Gökalp de: "Şamanizm, yukarıdaki semayı önce üç kat tasavvur etmiştir Oğuzun sağ kolu üç oktan oluştuğu için, yukarıdaki semanın üç oktan olması tabii olarak kabul edilmektedir Yakutlar'daki ateşin üç çeşitten olmasının sebebi de kâinatın üç bölümden meydana gelmesi yüzündendir" demektedir

2Türk kültürü ve geleneksel kültürümüzde üç sayısı ile ilgili hususlarda çok değişik biçimde rastlanmaktadır Bunların bazılarını şu şekilde belirlemek mümkündür:

• Eski Türk efsanelerinde üç sayısına çeşitli motiflerde rastlanmaktadırTürklere göre insan, evrenin üç önemli varlığından biri olarak kabul edilirTürk mitolojisinde de ilahlar Gök tanrı, Yer Sular ve Yağız Yer olmak üzere üçe ayrılır

• Bir Türk efsanesinde terazi burcu, üç ana yıldızla iki yan yıldızdan oluşmuştur Üç yıldız göğe kaçan geyikleri, iki yıldız ise onları kovalayan avcı ile yayı olmuşlardır Terazi burcunun üç yıldızı çoğu Türk efsanelerinde, usta bir avcı tarafından amansız bir şekilde kovalanan ve

1 H: Avni Yüksel, Türk Folklorunda Sayılar, Milli Folklor, Ankara, 1981
2 Ziya Gökalp, Türk Töresi, İstanbul, 1963, s 107 canını kurtarmak için kendilerini göğe atan "üç geyik" gibi tasavvur
edilmiştir3

• Karluk Türkleri üç aşiretten meydana gelmiştir
• Oğuz menkıbesine göre Oğuz Han üç gün annesinin sütünü emmemiş,
annesi üç gece gördüğü rüya sonucu rüyasında kendisine söylenen şekilde
hareket etmişti
• Oğuz'un oğullarından biri bayrağında sembol olarak altın bir yay
üzerine üç gümüş ok kullanmıştır
• Göç destanın rivayetinde Boğu Han'a Tanrı tarafından verilmiş üç
karga bulunmaktadır Bu kargalar memleketin her yerinde olup bitenden
hakana haber getirmişlerdir4
• Çin Türklerinde düğün merasimi üç aşamada yapılır Gelin kız
kocasının evine geldikten sonra üç gün kocası, kaynanası ve kayın babasıyla
karşı karşıya gelmesi yasaktır
Manas destanında da üç sayısının ön planda olduğu görülür Manas'ta
rastladığımız üç sayısı ile ilgili unsurlardan bazıları şöyledir
• Manas'in elde tuttuğu yerlerden birinin adı Üç Koşay' dır
• Semetay üç gece aynı rüyayı görür
• Manas üç gün kimse ile konuşmaz
• Kırgızlar'in ayrılmaz yiğitleri üç tanedir
• Manas'm önüne üç kız gelip yüzlerini yırtarak ağıt söylerler
• Dede Korkut hikâyelerinden de üç sayısının 43 defa aldığı
görülmektedir Bunlardan bazıları şöyledir • Bamsı Beyrek hikâyesinde Bey yiğit, düşmandan esir bezirgan ve
malları kurtarınca karşılık olarak üç şey beğenir
• Dede Korkut'un yakarışı ile Deli Kaçar'ın eli yukarıda kalınca,
bacısını vermeye razı olur ve üç kere ağızından ikrar eyler
• Çoban sapan ile yere bir taş atınca o yerde üç yıl ot bitmez
• Dirse Han Oğlu Boğaç han hikâyesinde Dirse Han'ın oğlu Boğaç, üç
kabile çocuğu ile aşık oylar, üzerine gelen boğadan üç oğlan kaçar
Boğaç kaçamaz
• Bayındır han Begil'i üç gün av eti ile besler

3 Gökalp, age s41
4 Nihat Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, C2, s29

Üç sayısı
Atasözlerimizde ve Deyimlerimizde:

• Er oyunu üçe kadar
• Üç nal ile bir ata kalmak
• Üçe beşe bakmamak
• Üç aşağı beş yukarı
• Balık ile misafir üç gün sonra kokmaya başlar,biçiminde yer aldığı gib bilmecelerimizde de:

Üçü üçler çağıdır Üçü
cennet bağıdır Üçü
derler devşirir Üçü
vurur dağıtır
(Mevsimler)

biçiminde rastlanmakta olup; masallarda da "üç güm üç gece, gökten üç elma düştü, padişahın üç oğlu, üç zaman sonra " gibi söyleyişlerle sık sık çıkmaktadır
Üç sayısı Alevi toplumu için de çok önemli olup üçler sözü ile Allah,Hz Muhammet, Hz Ali ifade edilmektedir Samanlarda da üçer aşkına üç çift kalkıp samah oynarKöroğlu destanında da önemli bir yeri olan üç sayısı için destanda

Köroğlu'nun:
Süremedim kara günün demini
Giyemedim güveyilik donumu Üç gün
oldu kır at yemez yemini Söylen
Demircioğlu durmasın gelsin
biçiminde söyleşi görülmektedir
Âşıkların dilinde ise:
İşte bu deme gelince Üç kez
doğdum annenden Nice
yavru uçurdum Nice
âşiyâneden (Kaygısız
Abdal)
Kudret tarafından üç melek geldi
Cebrail emretti, aflâke saldı Anda
coşan ruhu ikiye böldü Can, hasret
kalemin çalandır Haydar (Sadık)

Dört Sayısı

Dört sayısı İslam felsefesinde ve halk inanışlarında bazı temel
unsurları nitelendirmek için kullanılır Bunlardan bazıları Dört unsur, Dört
kitap, Dört Mezhep (Hanefi, Safi, Maliki, Hanbeli)'dir
Bektaşilikte tasavvuftan gelen Şeriat, Tarikat, Marifet, Hakikat
kavramları "Dört Kapı" ifadesiyle anlatılır
Aşıkların dilinde en çok kullanılan dört kapı kavramı:
Dervişin dört yanında dört ulu kapı gerek
Nereye bakar ise gündüz ola gecesi Bu
şeriat güç olur Tarikat yokuş olur Marifet
sarplı durur Hakikattir yücesi (Yunus Emre)

Tarikat imam gerek
Bir tasdik imam gerek
Talip bu dört kapının
Varından tamam gerek
(Kul Ahmet)

deyişlerinde olduğu gibi sık sık dile getirilmişler, kimi zaman da:

Açıldı hak kapısı
Sunuldu aşk dolusu
O dört kapıdan içre
Girenin canına hû
(Kemteri)

Yaratmıştır onsekiz bin alemi
Cebrail arştan indirdi kelâmı Dört
kapının yazdığı kalemi Diyen bilmez
bilen demez ne seyran (Derviş Mehmet)

Dört kitap dötr mezhep adem eşyadır
Ol mahbubun ismi ruha gıdadır
Söyleyen söyleten nutk-ı Huda 'dır Tûti
lisân eden kendidir kendi (Seyrani)
Dört melek halketti Halak-ı cihan
Birer hizmet üzre müekkil her an
Mikâil'e Baran Cibril'e Kur'ân
Azrail 'e ervah İsrafil 'e Sûr
(Dertli)

Dinleyip öğüdün almayan kişi
Dinin tarikatın bilmeyen kişi
Dört mezhep nedendir görmeyen kişi
Harap olur nice kuldur efendim
(Kul Himet)

deyişlerinde belirtildiği gibi dört kapının yanı sıra dört mezhebi işaret
etmişlerdir

Beş Sayısı

İslâm inancında önemli bir yer tutan beş sayısı çoğu kaynaklarda beş vakit namaz olarak gösterilir Bunun dışında elde beş parmak vardırHattatlar Allah yazısını genellikle el şeklinde yazarlar Ayrıca beş demekle Ehl-i Beyt kastedilir Ehl-i Beyt, Hz Muhammet, Hz Ali, Hz Patıma, HzHasan ve Hüseyin'dir

Âşıkların dilinde:
Vaiz olsan camilerde şakısan Beş
vaktini kılmayana kakışan Dört kitabı
ders eylese okusan Ali evliyadır
bilmeyince fayda yok (Sefil Ahmet)
deyişinde olduğu gibi kimi zaman beş vakit namaz olarak belirtilirken, kimi
zaman da:

Üçler beşler o kapıyı açtılar
Muhabbete misk ü amber saçtılar
Haklıyı haksızı orda seçtiler
Suçlu olanlara yer bulunur mu
(Sakine Bacı)

Üçler dü âlemde birliğe y ettin
Beşler de önlerin dâmenin tuttu
Birlik lokmasını yediler yuttu
Dümeni pak olan pirler de billah
(İlhami)

deyişlerinde olduğu gibi Ehl-i Beyt kastedilmektedir

Yedi Sayısı

Yedi sayısı Orta Asya Türk boylarından günümüze kadar Türk halk inançları ile günlük yaşamlarından en çok sözü edilen sayılardandırYedi sayısı Anadolu'da ve bütün Türk boylarında kutsal sayılmaktadırBunlardan bazıları şu şekilde belirlemek mümkündür

• Altay Türklerine göre ayın tutulması "yedi başlı dev" yüzündendir
• Kırgız Türklerinde Kutup Yıldızında bulunan " Büyük Ayı"ya, "Yedi Bekçi" denir
• Orta Asya ve Anadolu Türklerine göre yer yedi kattır
• Kur'an-ı kerim yedi harf üzerine inmiştir
• Mekke ve Medine arasında yedi kale vardır
• Kur'an-ı Kerim'de Yusuf Pegamber kıssasındaki rüyaya göre yedi besili ineği, yedi zayıf inek yer yorumunda yedi yıl kıtlık olur
• Hac'da Kabe yedi kere tavaf edilir
• Kur'an-ı Kerim'de geçen Eshab-ı Kehf olayı, Yedi Uyurlar olarak bilinir
• Hz Ebubekir Musaf ı yedi suret yazdırmıştır
• Cuma namazının yedi farzı vardır
• Süleymaniye camii yedi senede yapılmıştır
• Çile yedi yıl doldurulur Yunus Peygamber Diyarbakır kalesinde yedi yıl oturmuş, Eyüp Peygamber, Haran"a bir mağarada yedi yıl çile doldurmuştur
• İstanbul yedi tepe üzerine kurulmuştur
• Bursa'da yedi Osmanlı türbesi vardır
• Osmanlı devleti kurulduktan sonra yedinci asırda yıkılmıştır
• Dünyanın yedi harikası vardır
• Gökkuşağı yedi renktir
• Başta yedi delik vardır
• Dilimizde sözcük türleri yedi tanedir
• Gökteki takım yıldızının en ünlüsü Ülker yıldızına "Yedi Kandilli Süreyya" denir
• Müzik notası yedi tanedir
• Ailede soy yedi göbeğe kadar çıkarılır
• Kefene yedi arşın bez de denir
• Mevlâ'nın mesnevisi yedi cilttir
• Anadolu'da düğünün en namlısı yedi gece yedi gündüz olanıdır
• Çocuk yedi yaşında okula gönderilir
• Hafta yedi gündür
• Tehlikeli ve sağa sola zorla baskı yapanlara "yedi bela" denir

Serangâhı imiş
arşın yücesi
Düldül imiş Kamberi 'nin hocası
Server Muhammed'in Mi'rac gecesi
Yedinci felekte arslan olan şah (Pir
Sultan Abdal)

Mümkirin gıdası Hak'tan kesildi
Nesimi yüzüldü mansur asıldı
Dünya yedi kere doldu ıssıldı
Dolduran Muhammet eken Ali'dir
(Pir Sultan Abdal)

Aşıkların dilinde ve telinde yedi sayısı:
Müsahipsiz yedi adım varılmaz
İrfan olmayınca ağu yudulmaz
Yularsız deve katara gelmez
Hakk'ın ikrarın kime verdin sen
(Teslim Abdal)

Toprak yurt bulmaya güvercin uçtu
Yedi yıl deryada hem kanat açtı Bir
yeşil kubbeye kondu konuştu Bir avuç
turanın saçanıyız biz
(Hüseyin Fevzi)

biçiminde dile getirilmiştir

Dokuz sayısı

Türklerde kutsal sayılan sayılardan birisi de dokuz sayısıdır Bu sayıya geleneksel kültürümüzün her aşamasında rastlamak mümkündürAltay Yaradılış destanına göre Tanrı yerden "dokuz dallı" bir ağaç bitirerek her dalın altında bir insan yaratmıştır Bunlar dokuz insan cinsinin ataları olmuştur Bu dokuz insana "Dokuz Dedeler" denmektedir Bu durum destanda:

Tanrı yine buyurdu:-Bitsin, dokuz dalı da!
Dallar çıktı hemence, dokuzlu budağı da
Kimse bilmez Tanrı 'nın düşüncesi ne idi
Soylar türesin diye şöylece emir verdi
Dokuz kişi kılınsın, dokuz dalın kökünden
Dokuz oymak türesin; dokuz kişi özünden!
biçiminde görülmektedir
Aşıklarımızın dilinde:
Sekizimiz odun çeker
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz
biçiminde örneklerine az da olsa rastlanan dokuz sayısı kültür tarihimizde
oldukça önemli yer tutmaktadır
Türk hakanlarının hakimiyet alameti davul ve tuğlar dokuz tanedir

1 Bahattin Öğel, Türk Mitolojisi, Ankara, s453

Altay Türkleri'nde Samanların omuzlarında dokuz ok ve yay sembolü bulunmaktadır
Mamas destanında sık sık rastladığımız dokuz sayısı Dede Korkut'ta da "Doğduğunda dokuz erkek deve kestiğim oğul'V'dokuz bazlam ile bir külah yoğurt" "Dokuz çoban" gibi ifadelerle görülmektedir,Hak takviminde "mart dokuzu" deyimi olarak görülen dokuz sayısı atasözleri ve deyimlerimizde de sıkça kullanılmıştır Bunlardan bazıları:

• Dokuz at kazığa bağlanmaz
• Dokuz ölç bir biç
• Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer
• Güzellik ondur, dokuzu dondur
• Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar
• Boğaz dokuz boğumdur
• Dokuz ay karnında taşımak
• Aça dokuz yorgan örtmüşler yine uyuyamamış
• Dokuz doğurmak
gibi söyleşilerdir

Oniki Sayısı

Oniki sayısı halkımızca kutsal sayılan sayılar arasındadır Bu sayı özellikle Alevi ve Bektaşiler tarafından kutsal bir sayı olarak bilinmektedir12 sayısı oniki din büyüğünün adı için Oniki İmam deyimi olarak kullanılmaktadır Birincisi Hz Ali olan oniki imamlar sıra ile şunladır

1) Hz Ali
2) Hz Hasan
3) Hz Hüseyin
4) Muhammed Bakır
5) Zeynel Abidin
6) Câfer-i Sadık
7) Musa-i Kâzım
8) Ali Rızâ
9) Muhammed Taki 10) Ali Naki
11) Hasan Askeri
12) Mahdi

Edebiyatımızda sayısı âşıkların dilinde ve telinde en çok dile getirilen sayıdır Bunlardan bazıları:

645
Oniki İmam 'a niyaz eylerim Hasan
Askeri 'ya hâlim söylerim Muhammed
Mehdi 'ye tamam eylerim Cümle
günahıma imamlar medet
(Derviş Mehmet)

Oniki İmam 'm demin görmüş
Safine-i Nuh 'a biz de binmişiz
Muhammed ali 'ye ikrar vermişiz
Güruh-i Nâciyiz dönmeyiz geri
(Hayriye)

Gelin vaz, geçelim biz bu gümandan
Sakın çıkarmasın dinden imandan
Şefaat umarız Oniki imam 'dan
Onların atası ali değil mi
(Kul Ahmet)

Böyle bulunmuş tadın her helvacılar
Oniki İmam 'dan okur nâciler
Felekler semanın döner bacılar
Nefsin başını biç üryan ol da gel
(Seyrani)

Kul Veli 'yim niyaz ederim Hakk'ın
buyurduğu yola giderim Dinim
hak'tır Hak kelâmı söylerim Oniki
İmamlara ereyim deyu
(Veli)

Demoğlu görmüş idi düşünü Eğildi
secdeye koydu başını Ali 'ye pay
çıkardılar döşünü Oniki İmamların
kurbanıyım ben
(Dedemoğlu)

Pir Sultan Abdal coşkuna
Gel otur gönül köşküne
Oniki İmam aşkına Ben bu
seri vere geldim
(Pir Sultan Abdal)

Hû diyelim gerçeklerin demine
Gerçeklerin demi nurdan sayılır
Oniki İmam katarına uyanlar
Muhammed Ali'ye yardan sayılır
(Hatayı)
biçiminde söyleşilerdir

Kırk Sayısı

Türkler tarafından, ilk çağlardan bu yana kırk sayısının kutsallığın inanılmaktadır İslâmiyet'te Kur'an'dan bu yana önemli bir yer tuttuğu görülmektedir Örneğin, kırk erbain Kur'an'da 48 kez geçmektedirAlevi ve Bektaşilerde HzAli'nin başkanlık ettiği kırk kişinin meclisine "Kırklar Meclisi" denmektedirBu sayı geleneksel kültürümüzde de değişik biçimlerde görülmektedir Bunlardan bazılarını şu şekilde belirlemek mümkündür

• Doğumdan sonra kırk gün içinde bulunan anne ve bebeğe "kırk"denir Kırk çıkması, anne ve bebek için önemli bir olay olarak bilinmektedir
• İnanışa göre, çocuk ayaklarını basmazsa ve gelişmezse buna "kırk bastı" denir
• Kırklı çocuğun elbise ve bezlerinin suyunun dışarı atılamayacağına inanılır Oğuz Kağan ve Saltuk Buğra han Destanlarında, kırk sayısına sıkça rastlanır Oğuz, kırk günde yürür

Manas Destanında kırk sayısı 127 yerde kırk yiğit, kırk savaşçı, kırk gelin, kırk güzel, kırk kulaç vb biçimlerde görülmektedirDede Korkut'ta kırk yiğit, kırk namert, kırk er, kırk otağ, kırk gün kırk gece gibi ifadelerle yüz yerde karşımıza çıkmaktadır
Kırk yiğit motifinde olduğu gibi, kırk kız motifi de bütün Türk destan ve masallarında çok geçer Bey ve beyin oğlunun kırk yiğidi bulunduğu gibi hanımların da kırk kızı bulunur

Anadolu'da yer isimlerinde de Kırkağaç, Kırklareli, Kırkpınar,Kırktepe, Kırkkuyu, Kırkkavak gibi rastlanmaktadırAşıklarımızın dilinde ve telinde ise kırk sayısı:
Kıklar arzleyledi Elmalı şehri Boğazhisarında ol böldü nehiri
Bol yerde küffara eyledi kahrı Ol dem kılıç pirim eline
(Geda Muslu)
MP

Sersem Ali vardı pire dayandı
Çırağımız kırk budaktan uyandı
Mürşid olan her bir renge bayandı
Hünkâr hacı Bektai pirim hû deyu
(Sersem Ali)

Payım gelir erenlerin payından
Muhammed neslinden ali soyundan
Kırıkların ezdiği engür suyundan Bir
sen iç sevdiğim bir de bana ver (Kul
Hüseyin)

Pir Sultan'ım eydür dünya fanidir
Kırkların sohbeti aşk mekânıdır
Vücudun şehrinde Hakk'ı görürsün
Seyrani bu şehre seyran ol da gel
(Seyrani)

biçiminde ifadelerle dile gelmektedirBunların dışında halkımız tarafından kutsallığına inanılan sayılar da bulunmaktadırİnsan vücudunda 366 kemik bulunduğundan 366 sayısı kutsal sayılar arasında gösterilmektedirYetmiş iki milleti işaret ettiği için 72
Ondört mâsum-ı pak için 14 sayısı, Allah'ın adlarını ve doksan dokuz Nebi'yi işaret ettiği için 99 sayısı da kutsal sayılar arasında gösterilmektedir

KAYNAKÇA
1 Saadettin Nüzhet Ergun, Bektaşi Şairleri, İstanbul, 1930
2 Afet İnan, Türk destan ve Masallarında Kırklar Motifi, Türk Dili, Şubat
1958
3 HAvni Yüksel, Türk Folklorunda Sayılar, Erciyes, Yıl 3, s 29-31
4 ProfDr Orhan Acıpaymıh, Türkiye'de Doğumla İlgili Adet ve
İnanmaların Etnolojik Etüdü, Erzurum, 1961
5 Bahattin Ögel, Türk Mitolojisi
6 Turgut Koca, Bektaşi Nefesleri ve Şairleri, İstanbul, 1990
7 Halit Özdemir, Ardanuç ve Çevresindeki Kırk Basması ve Kırkla İlgili
İnanışlar, Türk Folkloru, İstanbul, 1975, s72
8 Ziya Gökalp, Türk Töresi, İstanbul, 1963
9 Nihat Sami Banarlı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, s2
10 Tuncer Gülensoy, Türklerde Dokuz sayısı, Erciyes, s27

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.