Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ada, ardını, aşan, bilir, dağın, hikayesi, ile, karlı, oğlu, osman, senem, telli, türküsünün, yazıcı

Aşan Bilir Karlı Dağın Ardını (Telli Senem İle Yazıcı Oğlu Osman Ağa) Türküsünün Hikayesi

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aşan Bilir Karlı Dağın Ardını (Telli Senem İle Yazıcı Oğlu Osman Ağa) Türküsünün Hikayesi



Her biri bilinmez bir mezar şimdiMezar taşları ürpertir,ürkütür insanıAma beni,o hassas melteme bile dayanamayacak kadar hafif vucutları,yüreklerinin çektikleri,katlandıkları ve yaşadıkları dillere destan, ateş dolu, acı dolu hayatları daha çok ürpertmiştir hepMezar taşlarından daha fazla“Sen ne güzel bulursun gezsen Anadolu’yu” demiş ozanDemişya! Ne yürekten demiş,ne Doğru demişAnadolum benimGünde bin güzellik görüp, birine vurulduğumuz Gam ile dert ile yogrulduğumuzGök gözlü,güneş yüzlü,derin sözlü,yarım özlüEkmek’ini el ile paylaşan, çarşambasını sel alan, sevdiklerini el alanKor yürekli, demir bilekli,başı bulutlarda yiğitlerin, vefalı,sadık,vefakar,örük saçlı,uzun boylu yapalakların,tuğ sunaların, toraşamların, gül yüzlü güzellerin, ceylanların,efsanelerin, lav gibi fişkıran yüreklerin, düğünlerin, halayların, türkülerin, ağaların, beylerin, ozanların, ve dillere destan aşıkların diyarı anadolum Anadolum benimKerem ile Aslı’sı var,Ferhat ile şirin’i var, Leyla ile Mecnun’u var,Elif ile Mahmut’u, Sürmeli bey’i, Şah İsmail’i, Sümmani’si var Dil hangi birine döner,yürek hangi birine katlanırVe kalem hangi birini yazabilir Yazıpta başedebilirki

İşte Senem ile yazıcı oğluda bu yürek yangınlarını çekmiş binlerce kor yığınından sadece ikisi

Tülü mayalar, kırk atlar koçlar, taylar kuzular, gökce gelinler ve koç yiğitlerden kurulu yörük kervanı Binboğa dağlarının üstünden aşıp, güneş’in kızıla boyanıp battığı Tanır yaylasına doğru ince bir çizgi gibi, bir uçtan bir uca süzülüp geçti Günlerdir at üstündeki aşiret mensupları yorulmuşlar, bunalmışlardıAma yol bitmiş sınırın hemen yanıbaşındaki konak yeri Yapalak görünmüştür Akşamüstü yaylaya ulaşınca kervanın en önünde giden tülü mayadan yaşlı bir yörük beyi sıçrayip indiArkasinda uzanan kervana dur etti ve bagırdı “Konak yerimiz buradırAt lar baglana, denkler çözüle tez elden çadırlar kurula ALLAH hayıra getire dedi”Yigitler atlarından, gelinler tülü mayalarından indilerBirkaç genç kadın, yörük beyinin indiği devenin yedeğindeki al bir at’tan, genç bir kızı incitmekten korkar gibi tutup indirdiler yereAltına kilim serildiÜstüne gölgelik çekildi hemen Bağdaş kurup oturdu genç yörük kızı yereOmuzunun bir ucundan bir ucuna fişeklik çevriliydiBelinde gümüş saplı bir hançer takılıydıİran ipeğindendi tüm giysileri Samur saçları başındaki yeşil berenin içinde toplanmış, kenarlarından taşmıştıUzun boylu, beyaz tenli, simsiyah gözlü, ceylan bakışlı, bakanın bir daha baktığı, gürenlerin yüreklerini yaktığı bir ahuydu bu Ne Tanır, ne Binboğalar nede bu küçük Yapalak, böyle bir güzele çadır açmamış,böyle bir ceylana raslamamışlardıYayla böyle bir güzel görmemişti

Tez elden çadırlar kurulduAtlar kuzular koyunlar çayır’a salındıBeyin siyah çadırından geniş obası kurulduTüfekler, sazlar asıldı çadır direklerineAy orta yere gelip dolandıMehtap bir uçtan bir uca ışığıyla doldu yapalak’aYörükler meydan yerinde yaktıkları, gökyüzüne uzanan bir ateş yığınının başında, geceye teslim ettiler ilk günlerini

Ertesi sabah hemen duyuldu Tanır’a yörüklerin gelip yerleştikleriAdettendi, yerli halk gelip hoşgeldiniz derdi Birkaç ay kalıp sonra gidecek olan bu göçebe yörükleriyle kardeş gibi geçinirlerdiHoşgeldine gitmek bölgenin ağasına düşerdiAğa yanına bölge büyüklerini toplar,kadın’ını yanına alır, gider yeni misafirleriyle tanış olurdu Yine öyle oldu Tanır’ın şanlı Bey’i Yazıcı oğlu köyünün büyüklerini çağırıp, başlarınada oğlu Osman’ı katıp hoşgeldine gönderdi yörük içine Atlayıp atlarına, vardılar yörük yaylasına yerlilerYörükler hürmetle yürekten karşıladılar gelenleriKoşup ağaya haber verdilerKara çadırından önce ak saçlı yörük beyi,ardında o ahu gözlü, fidan boylu ceren çıktıBir hançer gibi dikildi karşılarınaBaşı yularda iki eli böğründe Daha buyrun diyemeden, ziyaretcilerin başında atın üstünde bir kartal gibi duran yemyeşil gözlü, kartal bakışlı çınar gibi heybetli Osmana takıldı gözleri Bir yıl gibi sürdü ikisi içinde bu bakışlar Bakıştılar

Buyrun dedi yörük bey’iYanında hala,yere saplı bir hançer gibi duran kıza döndüSenem dedi: Atı tut kızımKoştu Senem adetleri gereğince, gelen kafilenin bey’i ile hanım ağasının atının yularına sarıldıKadında Osmanda indiler atlarından Tam kafile yörük illeri gelenekleri gibi halka tutup oturdularHoş geldiniz edildiKahveler, katıklar içildi, konuşulup tanışıldı Ama iki genc’in aklı ve gözleri bir an bile ayrımadı birbirlerinden İşte diyordu Senem! Kendimi kollarına teslim edebileceğim, erim, erkeğim diyebileceğim çınar gibi bir yiğitİşte diyordu Yazıcı oğlu Osman’aYazıcı oğlu Osmanda; Baba evine götürebileceğim, övünç duyup yaslanacağım, bir ahu diyordu kendi kendine

Akşama kadar kalındı yörük yaylasındaGeniş sofralar yazıldı yere, koyunlar kızartıldı, katıklar yayıldı,yenildi içildiAma Senem le Osman bir kere düşen bir kor yığını gibi, bakıp durdular birbirlerineAkşam yörüklerden ayrılıp Tanır’a dogru yola çıktıkları zaman,Osman yüreğinden bir parçanın yapalakta kaldığını hissettiSenem yüreğinden bir parçanın kopartılıp alındığını, içinden bir şeylerin eksildigini sandı Günler akıp geçtiNe Senem nede Osman unutamadılar birbirleriniBir bahane bulup yeniden gidemedi Osman yörük çadırınaSenem obadan dışarıya ayak atamadı

Ama seven yürek neler etmezki, her şeyin çaresi bulunduBir yörük kadını yardım etti bey kızına Bey oğlu atlayıp atına Seneme koştuAy ışığında her buluşup konuşmalarında daha çok yandı yürekleri,Daha çok sevdiler, daha çok bağlandılar birbirlerine

Sevda bu Çaresi olmazsa sarartıp soldurur, öldürür adamıSenem de Osman da aynı ateşte kavruldularSenem seviyordu ama çaresizdiBiliyorduki babası oba dan dışarı kız vermezdiTöreler böyleydiOsman düşündü, bir yörük kızını eve almazdı babası Kaçalım dediler bir gün Yok dedi Senem Kaçalım dedi oğlan yok dedi Senem Ben böyle bir ateşle yana yana ölürümde kaçmam Kaçıp yere yıkmam başını babamınBabamın başını yere yıkamam Başka çare yok Kaideleri yıkacak, iki sevdalıyı birbirine kavuşturacak, ağır kuvvetli Yörük beyine bir dünür kafilesi gerekti

Bir yiğit sararıp solar erir giderde,bir bey kadını hatun ana’sı hissetmezmiGayrı sordular, Osman anlattıBir tek oğlanın derdine çare bulmak,onu bu dertten bu acıdan kurtarabilmek için kaideleri bir bir yıktı babasıEtraf çevrelerden ağalar toplandıDünür kafilesi ve hediyeler hazırlanıp varıdı yörük ağasına Bir sevinç bir umut düştü içine senemin,bir sevinç doldurdu içini Osman ağanınNe kaldıki aha bugün olsa yarın kavuşuverirlerBirbirlerine yakışan nazarlık bir çift olular ALLAH'ın emriyle dediler kızını istedilerALLAH yazdıysa biz ne edek velakin obamızın kanunları vardır İhtiyarlarımıza soralım, bir kaç gün izin verin düşünelim,iletiriz kararımızıİsteriz ki kızımız oğlunuza kurban ola,böyle bir beyin gelini olaAma töreler dediler

Umut içinde döndü dünür kafilesiBir yangın düştü içine yörük beyininAma ölürde törelerini yıkmaz, aşiretin dışına kız vermezdiFakat bu çevrenin en güçlü adamı dünür geliyorVermezlerse basarlar obayı alır kaçırırlar kızıOnlar basmadan biz kaçmalıyız dedi oba yaşlılarına Hemen o gece çadırlar söküldü, sürü toplandı, kervan hazırlandıVe Senem içi kan ağlıyorBir ölüden farksızTüm oba yiğitlerinin arasında çekilip gittiler YapalaktanBir gecede toplandılar gittiler

Ertesi gün tüm Tanırlılar boş buldular yaylayıBin yerinden hançerlenmiş gibi inledi yıkıldı , bir ölüden ferksız oldu Osman Her yana haberler salındı, sözcüler gönderildiAylar yıllar sürdü bu arayışAma ne yörük kervanının izine raslandı, nede Senemden bir haber alındı

Yıllar geçti aradan yandı yıkıldı Osman, ama Senemden bir haber alamadıTalih’i her gün biraz daha karardıBir düğünde bir gözünü kaybettiDeğen saçmalarla birlikte anası babası öldüGünler yel gibi geldi geçtiOnun içindeki yangın geçmedi unutamadı Senem’iOn yıl, yirmi yıl, elli yıl, atmış yıl geçti, bir haber gelmedi Senemden

Sonra bir yaz günü evinin önünde oturup çocuklarıyla oynarken; Köyün çerçicisi bir ermeni vardıO geldi koşarak yanına Ağam dedi! Ağam kurban olam haberler neki haberlerDesem yıkılırmısın yoksa sevinirmisin Eski bir yaraya tuz mu atarım Anlat dedi YazıcıoğluAnlat hele ne istersinHaberin hayırlıysa tarla veririm, değilse çek git

Kozan’daydım dedi ermeni çerçi, mal satardım Açmış oturmuştum metamı, buğday almış kumaş verirdimİki büklüm bir ihtiyar geldi yanımaSaçları ak, gözlerinin feri sönmüş bir ihtiyar kadınOğuk dedi nerelisinTanırlıyım ana dedim Osman ağayı bilirmisin dediBilirim elbet dedimİnsan köyünün ağasını bilmezmi?

Kuşağından bir çıkını çıkarttıAha bu lapatan’ı elime tutuşturup, Osman ağaya söyle Senem ananın selamı var, yüreği yüreğinle birdirKimseye yar olmamıştırBir yayla kızı gibi sevmiş bir yayla kızı gibi sadık kalmıştır de,Ama gayrı her şey geçtigelip aramaya, arayıp sormaya de Ağam selam yerde kalmazmış getirdim sana, Gayrı sen bilirsin dedi ermeni çerçi Yüreğinde yetmiş yıl evvelin koru yeniden yandıOsman Ağanın içinde kaynar bir şey aktıAltınlar tarlalar verdi ermeni çerçiyeAt hazırlattı, yanında iki adam düştü kozanın yoluna Osman Ağa Senem le buluştumu bunu bilmiyoruz ama, Maraş'ta Tanır da Toros'larda,Avşar illerinde ne zaman bir düğün kurulsa;Önce osman ağanın aldığı haberden sonra söylediği türküyü söyler kadınlar erkeklerYankıları Torosların Binboğaların ötesine doğru yanık bir ses, yanık bir yürek Nerede bir gece toplantısı olsa, yaşlılar genç'lere Senem ile yazıcıoğlu Osmanın sevdalarını anlatırlar hep

Aşan Bilir Karlı Dağın Ardını
Çeken Bilir Ayrılığın Derdini
Bülbül Kaça Aldın Gülün Nargını
Gül Alıp Satmanın Zamanı Değil

Yaprak Gazel Olmuş Duruyor Dalda
Vefasız Güzelden Bize Ne Fayda
Bu Ayda Olmazsa Gelecek Ayda
Ölürüm Vazgeçmem Sevdiğim Senden

Selvinin Dalları Boyundan Uzun
Yavrular Gözüme Bir Salkım Üzüm
Ölmeden Görseydi O Yari Gözüm
Koyun Kuzu Kurban Olur O Zaman




alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.