![]() |
Yöresel Efsaneler... |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yöresel Efsaneler...Elazığ halkoyunlarının incisi çayda çıra oyunu elde tabaklara konan mumlarla karanlık bir mekanda başlanarak oynanır ![]() ![]() Uluovayı ortadan ayıran Haringit çayının kıyısında kurulu bir köyde düğün vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ARAP BABA Harput'ta Alaca mescidin sol tarafından bir iki metre aşağı indikten sonra kayalar üzerinde küçük bir kapı görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Arap Baba hakkında pek çok efsane anlatılır ![]() ![]() Harput ve yöresinde bir yıl yağmur yağmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Harputlular bu olay üzerine Selvi kadının korkunç bir hastalığa yakalanarak günlerce ızdırap çektiğini sonrada öldüğünü söylerler ![]() HARPUT KALESİ (SÜT KALESİ) Harput kalesinin bir adıda Süt kalesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer bir efsaneye göre ise kalenin pek çok dehlizi vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Yöresel Efsaneler... |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yöresel Efsaneler...Tunceli yöresel efsaneleri Munzur Baba Efsanesi Zamanın birinde bir pir varmış, onun da bir tek kızı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gel zaman git zaman Munzur, yedi yaşına gelir ve Tunceli’nin Ovacık İlçesine bağlı Koyungölü civarında yaşayan bir ağanın koyunlarını gütmek için yanında çobanlık yapmaya başlar ![]() Munzur’un ağası hac zamanı geldiği için hacca gitmiş ![]() -Hanımım, ağamın canı sıcak helva ister ![]() ![]() Ağanın hanımı önce şaşırır, sonra herhalde zavallı çobanın canı helva yemek istiyor, doğrudan söylemeye dili varmıyor, utanıyordur ![]() ![]() ![]() -Al evladım götür, der ![]() O sırada ağa hacda namaz kılmaktadır ![]() ![]() -Hoş geldin evladım, burada ne arıyorsun? Nedir o elindeki? der ![]() Ağam canın sıcak helva istemişti, onu sana getirdim, der ![]() Elindeki bohçayı ağasına uzatır ![]() ![]() ![]() Ağa hac görevini tamamlayıp köyüne döndüğünde komşuları herkes elinde bir hediye ile hacıyı karşılamaya giderler ![]() ![]() Ağa Munzur’u görünce yanındakilere; -Asıl hacı Munzur’dur ![]() ![]() ![]() Munzur bu konuşmaları duyduğunda; -Aman ağam Allah aşkına ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Munzur önde ağa ve yanındakiler arkasında bir kovalamaca başlar ![]() Şimdiki Munzur ırmağının çıktığı ilk yere geldikleri zaman Munzur’un elindeki süt dolu çanak dökülür ve sütün döküldüğü yerde, süt gibi bembeyaz bir su fışkırır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yöre halkının efsaneleştirdiği Munzur ile, Tanrının varlıklı ve sözü geçen kişiler yanında bir çobanın da keramet sahibi olabileceğini, çoban olsa bile Tanrının sevgisine mahzar olabilecek temiz yürekli, imanlı insan olabileceği belirtilmekte, Munzur’u bu inançla efsaneleştirmektedirler ![]() Gelin Pınarı Efsanesi Gelin Pınarı ya da diğer adıyla Gençlik Şelalesi Nazımiye İlçesinin kuzeyinde, İlçeye 13 Km ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tunceli’de her güzelliğe bir efsane yakıştırılmıştır ![]() ![]() Bu yörede yaşayan ailelerden birinin genç oğlu ile genç kızı evlendirilir ![]() -Haydi gelinim, şu bakracı al sağım yerine getirilen hayvanlarımızı sağ ve sütü al getir, der ![]() Gelin bakracı alır, köyün diğer genç kızları, gelinleri gibi o da sağım yerine gelir ve kendilerine ait bütün sütlü hayvanları sağar, bakracını sütle doldurur ![]() ![]() ![]() Gelin birden şaşırır, çok üzülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O sırada gelinin geciktiğini gören kaynana, yüksekçe bir yere çıkarak acele gelmesi için gelinine seslenir ![]() ![]() Bir müddet sonra sütü kaynatıp mayalamak için, bulunduğu yerden almaya gelen kaynana, bezi kaldırdığında bakracın içindeki su süt olmuştur ![]() ![]() O gün, bugündür bu pınarlardan akan sular koyunlar sağılmaya başladığında, süt renginde akarlar ![]() ![]() Düzgün Baba Efsanesi Şah Haydar Seyyid Mahmud-i Hayrani’nin oğludur ![]() ![]() ![]() Kışın zemherisinde keçilerinin gayet güzel beslendiklerini gören Seyyid Mahmud-i Hayrani “Acaba Şah Haydar bu kışın ortasında bu hayvanlara ne yediriyor ki hayvanlar bu kadar güzel besleniyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() Seyyid Mahmud-i Hayrani bu durumu görünce sesini çıkarmadan geri dönmek ister ![]() ![]() ![]() Babasına bizzat ismi ile hitap ettiği için mahcup olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şah Haydar bir iki gün eve gelmeyince annesi endişelenir ![]() ![]() ![]() Müritlerden birkaç kişi 2500 metre yükseklikteki dağın tepesine çıkıp Şah Haydar ile görüşürler ![]() ![]() ![]() ![]() Bu işi düzgündür sözü dilden dile dolaşır ve asıl adı Şah Haydar olan bu zata artık bir süre sonra Düzgün Baba olarak bir isim atfedilir ![]() ![]() Taş Gelin Efsanesi-tokat Yaylacık Dağı Akbelen (Bizeri ) yaylasındaki taş gelin hikayesi ![]() Erbaa’nın yaylacık dağına yakın bir köyünden Kazova’nın bir köyüne, çok güzel, sevimli, ahlaklı saygılı bir kız gelin verilir ![]() ![]() ![]() ![]() Gelin sabırla onlarla iyi geçinmiş kendini sevdirmeye çalışmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir oğlan çocuğu doğar, evladının sevgisi baba ocağına olan sevgisini azaltmaz bilakis daha fazla özlem duyar ![]() ![]() ![]() ![]() Canı kadar sevdiği oğlu altı aylık olunca köyüne gitmekte ısrar etmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hayat arkadaşını kaybetmenin üzüntüsüyle evine kapanmış, günlerce ağlamış ![]() ![]() ![]() Nihayet bunca yıl sonra kayınvalidesi ve kayınbiraderleri bu güzel kadını çocuğu ile birlikte çeyizlikleriyle beraber bir ata bindirip Topçam dağı üzerinden kestirme yoldan gitmesi için zorlamışlar ![]() ![]() Topçam’ada çıktım başı dumanlı Eşkıya da yoluma çıkmış eli kanlı Kurtar Allah’ım kurtar bu gelini Katilde merhamet yok ben ise gamlı Eşkıyalar gelinin yanına yaklaşırken başlamış Allah a dua etmeye ![]() ![]() ![]() Eşkıyalar yanına geldiklerinde geline ellerine uzatırlar gelin ve çocuğu taş kesilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() alıntı Kiralık Fayton -akbelen Kurtuluş savaşı yıllarında bir aile şehre (Tokat) odun-kömür taşımak ve ticaret yapmak için meşe kömürü yaktırıp hazırlamışlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meydan semtinde bir han kiralayıp deposunu tıka basa pelit kömürü ve pelit odunuyla doldurmuşlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte böyle bir ruh hali içindeyken sonbahar gelmiş ![]() ![]() ![]() Kış başlarken birden çok fazla kar yağmış yollar kapanmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halka yapılan ilanda “çevrenizde odun ve kömür gibi yakacağı çok olanların veya deposunda yakacak bulunduranların yerleri ve sahiplerini belediye başkanlığına bildirilmesi” ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu haber fayton köyde oturan iki kardeşe iletilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte paralarınız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yola çıkarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir kaç yıl sonra Akbelen ovasındaki 3000 dönüm araziyi devlet ihale ile satışa çıkarır ![]() ![]() alıntı Yalancı Köprüsü- Tokat Tokat havalisi ve Akbelen (Bizeri) ovasını fetheden Melik Gazi – Hüseyin Gazi –Hasan Gazi Komutanların fetih esnasında yazın geçtikleri zaman yalancı ırmağında su görmemişler, ertesi bahar Yalancıya geldiğinde ırmak çoşkun akmaktadır, su sel olarak aktığından geçemezler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tokat’ta bulunan Hıdırlık köprüsüyle aynı mimari üsluptadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Geyik izi Efsanesi-Akbelen Karadeniz dağlarının yaşamaya en elverişli yerlerinden birisi olan Topçam Dağı ve Yaylacık dağı üzerinde elliye yakın yayla ve etrafında da yüze yakın yerleşim yeri vardır ![]() ![]() Yaylacık dağı üzerinde bulunan Akbelen yaylası yakınında Kalayyeri ve Çiftlik mevkileri bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buralarda gece-gündüz daima düşman gözetlenir, bir yabancı kalabalık görüldüğünde ateş yakılıp gerideki birliklere ve yakındaki köylülere haber verilirmiş ![]() ![]() ![]() Bu eğlenceyle geçirilen vakitlerin birinde beyleri adamlarını çağırıp: “Yarın Güllüönü bölgesine eğlenceye gideceğiz ![]() ![]() Bütün ahali hazırlıklarını yapar ![]() ![]() ![]() ![]() Bu güzelliklerin tadını çıkarmak için herkes Güllüönü mevkisine gelip çadırlarını kurmuştur ![]() ![]() ![]() Avcılar arasında birisi vardır ki geyik yavrularını vurmaktadır ![]() ![]() Bu avcı “ama bunların etleri daha lezzetli oluyor” diye kendini savunur ![]() Artık herkes avlarıyla çadırların yanına döner ![]() ![]() Köy halkını yöneten Beyin çok güzel bir hanımı ve birde iki yaşında oğlu vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aradan çok zaman geçmez ki pırıl pırıl hava kararır ![]() ![]() Orada bulunan Allah dostlarından birisi durumu anlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kötü hava şartları bir çok insanın ölmesine, pek çok hayvanın telef olmasına neden olmuştur ![]() ![]() Beyin iki yaşındaki oğlu büyüyünce etrafındakileri alarak başka bir yöreye göç etmişlerdir ![]() Geyik İzi denilen yeri bölge insanlarından çocuğu olmayan kadınlar ziyaret ederlermiş ![]() ![]() Niksar'ın Fetih Öyküsü Danişmend Gazi, Malatya'yı, Sivas'ı, Tokat ve çevresini hakimiyetine aldıktan sonra Ordusuyla birlikte Amasya'ya doğru yürür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ertesi gün, sabah namazları kılınır ve yola çıkılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Danişmend Gazi, Neocaesarea'yı alıp başkent yapmayı, ta başından beri planlamakta, ancak uygun zamanı kollamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Danişmend Gazi emin adımlarla ilerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylece, Hem Gabras'ın Kuzeyden lojistik destek yolları kapatılır, hem de Kale'den kaçacak güçlerin yeniden toparlanma imkanı bulmaları engellenir ![]() Danişmend Gazi, üçer gün arayla iki defa kaleye sefer düzenler, ama, kapıları açmaya muvaffak olamaz, geri çekilmek zorunda kalır ![]() ![]() ![]() ![]() Nöbetçilere; "Trabzon Beyi Matrobite'den name getirdiğini, Gabras'la görüşeceğini" söyler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Halkın önemli bir kısmı, Gabras'ın baskılarından kurtuluş olarak Danişmend Gazi'yi beklemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Efrumiye ertesi gün, gün ağarma vakitlerinde, Matrobite'nin askerlerinin kıyafetine bürünmüş, iyi eğitilmiş 300 kişilik Danişmendli kuvvetiyle Kale kapısına dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gabras, bir kısım askeriyle birlikte Kale'nin kuzey kapısından çıkar ve Arguslu istikametine doğru çekilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gabras'ın oğulları Nikola ve Yorgi ile birlikte Neocaesarea halkının ve askerlerinin büyük bir kısmı İslamiyet'i seçer ![]() ![]() ![]() Danişmend Gazi, Mihael ve Gabras'ın kalede gizlediği devasa hazineleri ortaya çıkarır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O günden bu yana, barış ve huzur beldesi olarak yaşaya gelen Nikhisar, zaman içinde Niksar olarak kısaltılmış biçimiyle anılmaya başlar ![]() ![]() ![]() İzmir'in işgaline, miting düzenleyerek ilk tepki gösteren şehir Niksar'dır ![]() ![]() Bu gün yine Niksar; tarihine layık bir şehir olmanın onurunu taşıyor ![]() ![]() ![]() Kaynak: Niksar Haber Deli Dumrul Efsanesi -Niksar Aniden Azrail Dumrul’un karşısında belirdi ![]() ![]() --Salavat getir… Sıran geldi demiştim sana, dedi Dumrul: -- Bre Azrail aman! ![]() ![]() Azrail: -- Bre deli dana, bana niye yalvarıyorsun, Tanrıya yalvar, ben emir kuluyum, dedi ![]() -- Tanrının birliğine yoktur şüphem ama canı alan da veren de tanrı mıdır? -- Evet O’dur ![]() Bunun üzerine Dumrul Azrail’e çıkıştı: -- O zaman sen ne demeye araya girersin, çık aradan, ben tanrımla çözeyim sorunumu, dedi ve Tanrıya şöyle hitap etti: Bülbül senim lisanınla ötüştü ![]() Bir gül için can evinden tutuştu ![]() Yüreğine Toroslar'dan çığ düştü ![]() Yangınını söndürmedi kar senin ![]() ![]() ![]() Niceler sultandı, kraldı, şahtı ![]() Seninle değişti talihi bahtı, Yerle bir eylersin taç ile tahtı, Akıl almaz hünerlerin var senin ![]() ![]() ![]() Kamil iken cahil ettin alimi, Vahşi iken yahşi ettin zalimi, Yavuz iken zebun ettin Selim'i, Her oyunu bozan gizli zor sensin ![]() ![]() ![]() Yeryüzünde sen ürettin veremi ![]() Lokman Hekim bulamadı çareni ![]() Aslı için kül eyledin Kerem'i ![]() İbrahim'in atıldığı kor sensin ![]() ![]() ![]() Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di ![]() Hatırın için yüce dağlar delindi ![]() Bilek gücün Ferhat ile bilindi ![]() Kuvvet sensin, kudret sensin, fer sensin ![]() ![]() ![]() İlahinle Mevlana'yı döndürdün ![]() Yunus'unla öfkeleri dindirdin ![]() Günahınla çok ocaklar söndürdün ![]() Hayır sensin, şer sensin ![]() ![]() ![]() Bu sözler Tanrıya hoş geldi, Azrail’e buyurdu; -- Madem deli oğlan benim maharetlerimi bu kadar güzel dillendirdi ![]() ![]() ![]() Ancak, yerine can verecek başka birini bulsun, bu suretle yaşamasına izin verdim… Azrail tanrının buyruğunu Dumrul’a iletti ![]() Dumrul: -- Ben şimdi nerden can bulayım, bir kocamış anam, bir ihtiyar babam var, hadi gidelim, ikisinden birisi belki benim için canını verir, sende alırsın, benim canımı bana bırakırsın, dedi ![]() Dumrul babasının yanına geldiğinde meramını anlattı ve canını kurtarması için canını istedi ![]() -- Ak sakallı canım babam, asi davrandım, kırıcı söz söyledim, tanrının gücene gitti, bu Azrail’i gönderdi, tatlı canımı almak ister, baba senden can dilerim, verir misin ; yoksa oğlum diye ağlar mısın? Babası Dumrul’un söylediklerine çok şaşırdı, vaziyetin çok ciddi olduğunu onun çökmüş ruh halinden büyük bir sıkıntı içinde olduğunu anladı, üzüldü, istediği şey de öyle sıradan bir şey değildi ki! Candan geçmek kolay mıdır? Bir kendine bir oğluna baktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oğluna şöyle seslendi ![]() Maşrapanın kalayı, Budur işin kolayı ![]() Azrail’e posta koy gel Baban çeksin belayı ![]() Dumrul da babasına: Tahtalar oymadın mı Canlara kıymadın mı Beni kınama babam Sen cahil olmadın mı! dedi İhtiyar adamın gözlerinden kanlı yaşlar süzüldü ![]() ![]() -- Bir de anama gidelim, varıp anlatalım derdimizi, dedi ![]() Anası ocak başında aş pişiriyordu, sevindi oğlunu görünce koşup boynuna sarılmak istedi ![]() -- Rahatını bozma güzel anam, bir şey danışmaktır niyetim ![]() -- Oğul oğul nedir derdin bileyim, varsa derman olayım, dedi anası ![]() Dumrul yalandı yutkundu gırtlağına yapışan isteğini aynı babasına söylediği gibi aktardı ![]() Anası durakladı, oğlunun içinde bulunduğu durumu anlamaya çalıştı ![]() ![]() ![]() Kayalar yarılmasın Gözlere görülmesin Azrail’e kızıp da Oğul bana darılmasın Karnını doyurduğum Altını süpürdüğüm Hiç incinip üzülme Canına tükürdüğüm Mani maniye kelam Ahrete benden selam Dilde söylenir ama Önce can sonra canan Bunun üzerine Dumrul anasına şöyle seslendi: Anamın dili tatlı Mani söyler gayratlı Can istedim vermedi N’yaman canı gıymatlıDumrulun Azaril’le hesabı, aileye uymadı ![]() ![]() Azrail’de sözleşme gereği, bitkin vaziyette düşünmekte olan Dumrul’un canını almak için annacına dikildi ![]() Deli Dumrul, Azrail’den aman diledi ![]() -- Hasretim var son kez göreyim, iki çift lafım var söyleyeyim, dedi ![]() Azrail sordu -- Hasretinde kim ola deli ? -- Talaz’dır adı, helalimdir, benim köprünün mimar başıydı, yetim kalınca sahiplendim, kendime eş tutum ![]() ![]() Azrail kabul etti birlikte gittiler ![]() ![]() ![]() Coştum coştum duruldum Can peşinde yoruldum Gayri candan vazgeçtim Azrail’e yenildim Talaz ne demek istediğini anlamayınca Dumrul anlattı başından geçenleri… Anasının ve babasının canını kurtarmak için can vermediklerini ![]() ![]() Devam etti: Köprüye mani yazdım, Hem yazdım, hem de çizdim, Ben Talaz’ın derdinden Deli oldum köyde gezdim ![]() Esir kaldım sözlere, Diken oldum gözlere, İşte geldim, gider oldum, Köprüm kalsın sizlere ![]() Talaz bu sözleri işitince dayanamadı gözlerinden kanlı yaşlar süzüldü ![]() ![]() ![]() ![]() Köprüye küpler koydum Akçe akçe dolacak Deli Dumrul çok yaşayıp Baş mafya olacak Sepetimde üzüm var Bende senin özün var Senden başkası haramdır Dünya ahret sözüm var Bu kiraz budak budak Olur mu, kiraz dudak Aaa Niksar’ın delisi Canımdır sana adak! ![]() ![]() Ve canını kocası için vermeye hazır olduğunu Azrail’e söyledi ![]() Bunu duyunca deli Dumrul’un gönlü coştu, gözlerinden Kelkit çayını kıskandıracak seller boşandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Var mı seni içimizde tanıyan? Yaşanmadan çözülmeyen sır sensin ![]() Kalmasa da şöhretini duymayan, Kimliğini tarif etmek zor senin ![]() ![]() ![]() Kimsesizsin hısımın da yok, hasımın da Görünmezsin cismin de yok, resmim de Dil üzmezsin, tek hece var ismimde Barınağın gönül denen yer senin… (*) Dedi ve ekledi, beni bağışla imaretler yapayım senin için, aç görürsem doyurayım, çıplak görsem giydireyim ![]() Bu içten yakarış, Yüce Tanrıya hoş geldi ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Azrail hemen Dumrul’un babası ve anasının canını aldı ![]() Deli Dumrul, köprü başındaki çadırını kaldırdı, dinamitle havaya uçurduğu yeri eskisinden daha sağlam olarak Talaz Hatunla birlikte çelik malzemelerle yaptı ![]() ![]() ![]() Boy boyladı, soy soyladı, Deli Dumrulu’un soyundan günümüze Niksar’lı Deli Ziya ulaştı, Deli Ziya da Deli Dumrul gibi köprünün başına çadır kurmaya yeltenecekti ama büyük dedesinin ibret dolu destanı aklına gelince buna cesaret edemedi… Talaz’ın Köprüsü’nün altından çok sular, üstünden babayiğitler ücretsiz geçti ve geçmeye devam ettiler… Deli Dumrul’un efsanesini değil de deliliğini örnek alanlar , ücretli köprüler kurdular, paraları kırdılar, kırmaya da devam ettiler… Analı Kızlı Kaya Efsanesi (Tokat/Başçiftlik) Derleyen 1: Metin SEZER Derleme tarihi: 17 ![]() ![]() Kaynak kişi 1 ![]() Mesleği: Tokat/Başçiftlik Belediyesi Başkanı Doğum yılı ve yeri: 1947, Tokat/Başçiftlik Kaynak kişi 1 ![]() Kaynak kişi 1 ![]() ![]() Kaynak kişinin efsaneyi kimden öğrendiği: Yaşlılardan, babasından ![]() Derleyen 2: Yaprak Pelin YILMAZOĞLU Derleme tarihi: 07 ![]() ![]() Kaynak kişi 2 ![]() Mesleği: Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi El Sanatları Bölümü’nde yardımcı doçent Doğum yılı ve yeri: 1950, Ankara Kaynak kişi 2 ![]() Mesleği: Ev hanımı, Tokat/Başçiftlik Doğum yılı ve yeri: 1964 Kaynak kişi 2 ![]() Mesleği: Belediye Başkanı Doğum yılı ve yeri: 1959, Tokat/Başçiftlik Kaynak kişi 2 ![]() ![]() Mesleği: Başçiftlik İl Genel Meclisi üyesi ve tüccar Doğum yılı ve yeri: 1948, Tokat/Başçiftlik Kaynak kişinin efsaneyi kimlerden öğrendiği: Annesinden, babasından, dedelerinden ![]() Analı Kızlı Kaya, Tokat ilinin bir ilçesi olan ve Canik Dağları’nın güney eteklerinde yer alan, 1500 mt ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Genelde bu yatık kaya hakkında ortak görüş, onun da sürüdeki hayvanlardan biri olduğu yönündedir ![]() Yörede “geçginci” olarak adlandırılan ve Nisan-Mayıs aylarında sürüleri ile birlikte yaylalara çıkan kişiler vardır ![]() ![]() ![]() Kurtulma şanslarının olmadığını fark eden aile, hep bir ağızdan “Allahım, bizi ya taş et, ya da kuş et!” diye bağırırlar ![]() ![]() Kanlı Taş Gelin Efsanesi (Tokat/Avlunlu kasabası) Derleyen: Sibel SEVİNÇ Derleme tarihi: 17 ![]() ![]() Kaynak kişi: Mehmet KOÇAK Mesleği: Avlunlu Belediyesi’nde çalışıyor ![]() Kaynak kişinin efsaneyi kimden öğrendiği: Babaannesinden ![]() Tokat iline bağlı Avlunlar kasabasında “Al Kanlı Gelin” adında bir taş vardır ![]() Bu taş, 1700 râkımlık Topçam Dağı’nda bulunmaktadır ![]() ![]() Bu taşın oluşumuyla ilgili yöre halkı şöyle bir efsane anlatmaktadır: Genç bir kız, kendi köyünden çıkıp başka bir köy olan Kazova köyüne gelin gider ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gelinlerini sevmeyen kayınbiraderler ve kayınvalide, onun çocuğuyla beraber kendi köyüne gitmesine izin verirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaralı Gelin Efsanesi (Tokat/Niksar) Derleyen: Yâsin UZAR Derleme tarihi: Nisan, 2006 Kaynak kişi: Erdal AÇIKER Doğum yılı ve yeri: 1976, Tokat/Niksar Kaynak kişinin efsaneyi kimden öğrendiği: Büyüklerinden ![]() Tokat’ın Niksar ilçesinin Ordu sınırları yakınında bulunan Çamiçi Çeşmesi mevkiinin yaklaşık 300 metre güneyinde, aralarında kırmızılıkların da olduğu gri renkte bir taş bulunmaktadır ![]() Niksar’da yapılan bir düğünde gelin alayı, damat evine doğru giderken, eşkiyalar alayın önünü keser ve gelini kaçırır ![]() ![]() Eşkiyalar hemen gelinin peşine düşerler ve onu Çoban Çeşmesi mevkiinde sıkıştırırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günümüzde bu taşın etrafında yağmur duası edilmektedir ![]() kalmış, böylelikle burada yapılan yağmur duasının da kabul olacağına inanılmıştır ![]() Kadın Çoban Efsanesi (Tokat/Niksar-Başçiftlik köyü) Derleyen: Musa SALAN Derleme tarihi: 21 ![]() ![]() Kaynak kişi: Mustafa HACIOĞLU Mesleği: Çiftçi Doğum yılı ve yeri: 1936, Niksar Kaynak kişinin efsaneyi kimden öğrendiği: Büyüklerinden Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı Başçiftlik köyünde gri renkte taşlar bulunmaktadır ![]() (F:86) Bu taşların oluşumuyla ilgili yöre halkı, iki rivâyete dayalı bir efsane anlatmaktadır: İlkinde kaybolan ineğini arayan kadın çoban, şiddetli bir doluya tutulur ![]() “Allahım beni ya taş et, ya da kuş et!” diye dua eder ![]() ![]() İkinci ve daha yaygın olan rivâyet ise şöyledir: Başçiftlik bölgesinde çobanlık yapan yaşlı bir kadın vardır ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine eve gitmeye korkar ve “Allahım, beni ya taş et, ya da kuş et!” diye yalvarır ![]() ![]() Şeyh Bedrettin söylencesi - Tokat Vaktiyle Kelkit Irmağı yatağını değiştirerek Dedem bahçesi kıyısına varır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kesikbaş Türbesi Yanındaki Eski Köprüye İlişkin Söylence Kesik baş Türbesinin yanında eski yıllarda yaptırılan bir köprü vardır ![]() ![]() Önce ağaçtan yapılan köprüyü sular alıp götürür ![]() ![]() ![]() Günün birinde Turhal'a yaşlı bir derviş gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Derviş bastonunu Koca tepeye doğru uzatınca yamaçtan taşlar sökülmeye başlar ![]() ![]() ![]() İnanışa göre o günden sonra Turhal'lı da kimse zengin olmamıştır ![]() ![]() ![]() Söylencenin bir başka anlatımında da köprüyü Hızır kurar ![]() Kırk Kızlar türbesi Efsanesi-niksar Bir zamanlar Niksar'da dünya malina düşkün,zalim bir vali yaşamaktadir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Valide kirik kizla birlikte kizini yakalatir,başlarini vurdurur ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Yöresel Efsaneler... |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yöresel Efsaneler...Dilim Kayalar efsanesi - Ladika Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı Gökçeli (Ladik) kasabasında yaşayan insanların yıllarca kulaktan kulağa, dilden dile sürdürdükleri efsane Gökçeli Kasabasında bir kayalıkta geçiyor ![]() Gün ağarmadan tütün tarlalarına giden, tütün kırarken, tütün dizerken, kış aylarında tütünlerini balya yaparken, olgunlaşan üzümleri keserken, bir misafir geldiğinde çay içerken anlatılır ![]() ![]() ![]() Her yerde olduğu gibi bu köyde de güzelliği dilden dile dolaşan bir kız yaşarmış ![]() ![]() ![]() Etraftaki köylerde, kasabalarda, şehirlerde güzelliği dilden dile dolaşır olmuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu efsane; ne Leyla'nın, ne Şirin'nin, nede Aslı'nınkine benzemekte ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her şeyden soğuyan kız, içten içe solmaya başlamış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve bir gün, gün batımında kararını vermiş ![]() ![]() ![]() ![]() Güneşin bulutların arkasına çekilmesi ona ölümü hatırlatmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir Gökçeli'linin evine misafir olduğunuzda; bir çayın deminde buharlaşan zaman aralığında bu efsaneyi sizinle paylaşacaktır ![]() Kaynak: hasanmahir |
![]() |
![]() |
![]() |
Yöresel Efsaneler... |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yöresel Efsaneler...Bereketli Efsanesi Yıl 1461 günlerden Cuma ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Babası ikinci murat, denizden sefer eyleyip ,kuşattığı, trabzondan fırtına sonucu bir netice alamamış, kuşatmayı kaldırıp geriye dönmüştü ![]() ![]() Safevi hükümdarı cüneyt bey ,kelkit vadisindeki türkmenleri ayaklandırmış, tokat canik niksar yöresinde yağma ve talan başlamıştı ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bu olumsuz gelişmeler istanbul fatihini hem üzmekte hemde bu sorunu kökünden kazımanın çarelerini düşünmekteydi ![]() ![]() ![]() Saray odasının içinde, hızlı adımlarla ,birkaç kez ileri geri turladıktan sonra ,yanında bulunan kapı ağasına ,tiz bana veziri azam mahmut paşayı getürün buyurdu ![]() ![]() Medresede ders vermekte olan veziriazam mahmut paşayı bulup fermanı uzattılar veziri azam mahmut paşa enderunda yetişmiş bir alim olmasına rağmen, iri yarı gövdesi, geniş omuzları kaslı kollarıyla bir pehlivanı aratmayacak özellikte birisiydi ![]() ![]() Saraydan içeri agır yavaş adımlarla süzülüp padişahın huzuruna çıktı ![]() ![]() ![]() -İsabet olur hünkarım lakin gideceğimiz yol üzerinde bulunan canik giresun dağları geçit vermez ağaçlık sarp bir bölgedür bu yol güzargahından büyük topları götürmemiz bir hayli zorolacaktır bu sebeble orduyu kazma ve baltacılardan oluşan 150-200 kişilik bir yol ekibiyle takviye edelüm -doğru söylersiniz paşam derhal hazırlıklara başlana ,orduya ve halka sinopu fethedeceğimiz söylene, daha fazlasını kimseler şimdilik duymaya bilmeye -Ferman padişahımızındır… Veziri azam mahmut paşa orduyu konuşulanlar gibi takviye birliklerle donattı ![]() ![]() ![]() Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra, bolu dağlarını aşıp ,sinop surlarına dayandılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sabah güneşi sinop surlarını ışıtırken ,fatih ve muzaffer ordusu sabah namazına kalkmıştılar ![]() ![]() ![]() Ordu ikigün süren dinlenme ve hazırlık aşamasından sonra, kastomonu amasya üzerinden canik dağlarına, ordanda şimdiki adıyla iskesurun bereketli yaylasına, ulaşıp burda çadır kurdular ![]() ![]() ![]() Türkmen atlıları yayla dağını aşıp ,avşara ulaştıklarında, ordunun gitme hazırlıklarına giriştiklerini gördüler ![]() ![]() ![]() ![]() Fatih türkmen beylerini,büyük bir sevgive muhabbetle karşıladı ![]() ![]() Bunun üzerine mahmut paşa türkmen beylerinide yanına alarak avşardan aşağı köyyüze indi ermeni çapulcuları dilkinardı merabaşı dolaylarında çadır kurmuşlardı ikindi namazını mütakip bir vakitte ikiordu karşı karşıya geldi iki ordu birbirlerine kılıç mızrak şakırdılarıyla beraber ölüm yağdırmaya başladılar hava toprakve demir tozundan simsiyah kesilmişti keskin kılıçlar boğazları koparıyor gürz başlarıyla kafalar eziliyordu dumanlar çekilip meydanı yaralı insanların sesleri doldurmaya başlamıştı ordumuz muzaffer olmuş ermeniler çok sayıda ölü ve yaralı vererek kaçıp gitmişlerdi ![]() Cengeverleri avşarda mehteran takımı en coskulu marşlarla karşıladı fatih gazanız mübarek olsun zaferlerimiz daim olsun dedi türkmen beylerine dönüp buranın mulki idaresini sizlere verdim burada oturup burada yaşayınız buyurdu bu sözden sonra avşarın kırk yerinde kırk ateş yakıldı yahniler kaynatılıp keşkekler pişirildi ![]() ![]() İşte ogünden bugüne köyümüzün adı bereketli olarak anılmaya başlandı ![]() ALİ ŞAHİN(mülteci) Danişmend Gazi Destanı-Niksar Anadolu Türk destanlarının ikinci halkası olan Danişmend Gazi Destanı’nda ise Trabzon önemli bir mekandır ![]() Dânişmendli Beyliği'nin kurucusu Dânişmend Gazi, 1085 yılında bütün Kapadokya'ya hâkim olur ![]() sonra kuzeydeki sınırları Trabzon'a dayanır ![]() taşır ![]() başlamış ve Niksar'dan yönetilmiştir ![]() Danişmend Gazi Destanı’nda geçen yer isimlerinin doğu sınırı, Dede Korkut coğrafyasının hemen hemen batı sınırıdır ![]() Hikâyeleri'nin batı sınırı kesin olarak çizilememekle beraber, Anadolu içerisinde Trabzon ve Bayburt'a kadar geldiği bilinmektedir ![]() ise Mardin yakınlarına uzanmaktadır39 ![]() ![]() Destanda, doğuda geçen yer isimleri Malatya, Sivas ve Karahisar (Şebinkarahisar)'dır ![]() Dânişmend Gazi, Niksar'ı fethettikten sonra orduyu üçe böler ![]() Abdurrahman-ı Dükiyye ile Süleyman oğlu Numan'ı on bin askerle Ermenistan tarafına gönderir ![]() Bulgar Dağları'na kadar olan bölgeyi fethetmektir40 ![]() ![]() bir yer ismi geçmez ![]() ![]() Dânişmendli Devleti'nin sınırı Trabzon'a dayandıktan sonra, hem Karadeniz sahillerine inmek hem de Trabzon'u almak için Dânişmend Gazi 1104 yılında Canik seferine çıkar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dânişmend Gazi, 1105 yılında ikinci Canik Seferi'ne çıkar ![]() ![]() istikametinedir ![]() ismiyle bilinen bölgede pusu kurarlar ![]() ![]() yakını burada şehit olur ![]() ![]() ![]() Arkadaşları onu buraya defnedip Tokat'a dönerler43 ![]() Böylece Karadeniz sahillerine inme ve Trabzon'u alma düşüncesi Dânişmend Gazi döneminde gerçekleşemez ![]() Dânişmendli ordusunun pusuya düştüğü Perşembe Yaylası'ndaki şehitlik hâlâ durmaktadır ![]() buraya bir mescit inşa etmiştir ![]() ![]() Rivayetlere göre bu anıt, Dânişmend Gazi'nin yaralandığı ve kanının döküldüğü yere dikilmiştir44 ![]() Mezarlığın çevresinde her yıl temmuz ayının ilk haftasında çok sayıda insanın katıldığı sahra toplantıları yapılmaktadır ![]() kesilmekte, namazlar kılınmakta, saatlerce dualar edilmektedir ![]() bu günlerde yapıldığı intibaını uyandırmaktadır ![]() dikkat çekicidir45 ![]() 39 Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitabı I, Ankara 1989, s ![]() ![]() 40 Bulgar Dağı'nın ismi Türkiye'de Dânişmend-nâme'de üç kez geçmektedir (Demir, Dânişmend-nâme, s ![]() ![]() (Fahrettin Kırzıoğlu, "Trabzon'un Fethi Sırasında Fâtih Sultan Mehmed'in Yaya Aştığı 'Bulgar Dağı' Neresidir", Öncesi ve Sonrasıyla Trabzon'un Fethi, Trabzon Tarihi, Trabzon Belediyesi yay ![]() ![]() ![]() çıkmış, bu dağın bir bölümünü yürüyerek geçmiştir (Atsız, Aşıkpaşa Tarihi, MEB yay ![]() ![]() ![]() ![]() Hemen doğusunda Artvin'in Yusufeli ilçesine bağlı Barkhal Beldesi ve bu beldenin içerisinden geçen Barkhal Suyu; güneyinde ise Erzincan'ın Refahiye ilçesini Erzurum'a bağlayan karayolunun 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Asırlarda Trabzon Sancağında Sosyal ve İktisadî Hayat, TTK yay ![]() ![]() ![]() 41 Şahsî kitaplığımızdaki Saltuk-nâme nüshası, vr ![]() ![]() 42 Geniş bilgi için bk ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dânişmend-nâme'deki rivayetlerin doğruluğu öteden beri tarih araştırmacıları tarafından hep tartışılmıştır ![]() ![]() 44 Anıt ve mezarlıklar çok eskiden beri ziyaret yeriymiş ![]() ![]() 45 Geniş bilgi için bk ![]() ![]() ![]() ![]() Elik Keçi Efsanesi Bu makalede, Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesinde bulunan Bayraktar, Sancaktar ve Alemdar aileleri ile ilgili bilgi verilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Saha araştırmalarımız sırasında önemle üzerinde durduğumuz konulardan biri de ailelerdir ![]() ![]() ![]() Karadeniz Bölgesi Dil, Tarih ve Kültür Araştırmaları çalışmalarımıza Orta ve Doğu Karadeniz Bölümünde devam ederken karşımıza dikkat çekici bir konu çıkmıştır: Bayraktar, Sancaktar ve Alemdar aileleri ![]() Bayraktar, Sancaktar, Alemdar ailelerinin isimlerinin Osmanlı Devleti’nin ordu yapılanması ile ilgili olduğu hemen hemen açıktır ![]() ![]() 23 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi sıra ile Bayraktar, Sancaktar, Alemdar aileleri ile Çepni-Niksar ve Elik Keçisi Efsanesi bağlantıları üzerinde duralım: Malazgirt Savaşı’ndan sonra Dânişmendliler Niksar’ı başkent yapmışlar, Karadeniz Bölgesi’ndeki faaliyetleri buradan yönetmişlerdir ![]() ![]() Çepnilerin/Hacıemiroğulları’nın bu yörede kurduğu birliğin adı tarihî kaynaklarda Bayramoğulları Beyliği ya da Hacıemiroğulları Beyliği olarak geçmektedir ![]() ![]() Danişmendliler’in Orta Karadeniz Bölgisi’ndeki mirasçıları olan Çepni Türkmenleri, bu yörede iki beylik ile yer almışlardır ![]() ![]() Hacıemiroğulları, kendilerinden önce Türk toprakları olan Tokat’ın kuzeyi ve Mesudiye ile, kendilerinin Türk topraklarına kattığı Ordu, Giresun, Samsun’un doğusu ve Trabzon’un batısında hüküm sürmüş, Orta Karadeniz Bölgesi’nin büyük bir bölümünü Türk vatanı yapmış Türk beyliğidir ![]() ![]() Bölgedeki Türkmenler, müstakil beylik hâline geldikten sonra çevrelerindeki beyliklerle mücadele içerisinde olmuşlardır ![]() ![]() ![]() Bir yandan akınlar devam ederken bir yandan da Türkler uygun yerlerde iskân edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı Devleti’nin fethine kadar Hacı Emir ve oğulları tarafından idare edilen bu beyliğin sınırları, 1403 yılında, sahilde Vakfıkebir’in batısından Terme’ye kadar uzanıyordu ![]() ![]() ![]() 1404 yılında Semerkand’a giderken Trabzon’a uğrayan İspanyol elçisi Clavijo’nun verdiği bilgilere göre Orta Karadeniz Bölgesi’ne Arzamir (Hacı Emir) isimli bir Türk beyi hâkimdir ![]() ![]() Bu bölge 1427 yılında Osmanlı Devleti’ne kesin olarak ilhak etmiş, Hacıemiroğulları’na ait topraklar bölünüp kazalar hâline getirilmiştir ![]() ![]() Osmanlılar yöreyi topraklarına kattıktan sonra Hacıemiroğulları Beyliği’nin eski idarî iç teşkilâtlanmasını pek değiştirmemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Giresun’un doğu kısmı, Dânişmendliler döneminde Trabzon’un güneyine yerleşmiş Çepniler10 tarafından Türk topraklarına katılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çepni ilinde 59 köyün varlığı tespit edilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öyle anlaşılmaktadır ki Niksar ve Mesudiye çevresinde birlikte yaşayan aileler Hacıemiroğulları’nın fetihleriyle Orta Karadeniz Bölgesi’ne dağılarak yerleşmişlerdir ![]() Trabzon kuşatması sırasında Çepni beyleri ve bölge halkı Fatih’i desteklemiş ve ordusuna katılmışlardır ![]() ![]() ![]() Naci Bayraktar’ın Bayraktarlar, Sancaktarlar ve Alemdarlar ile ilgili olarak anlattığı bir başka bilgi de, yukarıda da bahsedildiği gibi, Elik Keçisi Efsanesi’dir ![]() Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde hemen hemen her köyün yaylada bir obası vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaylacılığın canlı olduğu yıllarda, Gökçeköylüler yaylaya göçmüştür ![]() ![]() ![]() Ailenin, biri bir haftalık olmak üzere, dokuz oğlu vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha fazla bu hâlde yola devam edemeyeceğini anlayan annenin aklına bir fikir gelir ![]() Biraz tereddüt ettikten sonra kocasının kulağına: “Nasıl olsa yetişkin sekiz oğlumuz var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaylayı o yıl bir salgın hastalık kasıp kavurur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dönerken ormana ulaştıklarında bıraktıkları en küçük çocukları akıllarına gelir ![]() ![]() ![]() ![]() Karı koca bebeği bıraktıkları ağacın yanına yaklaşınca ağacın dibinden büyük bir kuş uçar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hemen çocuğu alırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Keçiyi köyden uzaklaştıramazlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu çocuk Bayraktar ailesinin devamını sağlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı efsane 5 Temmuz 1997’de tarafımızdan Ordu ili Ulubey ilçesi Durak köyünde ikamet etmekte olan Rasim Elikçioğlu’ndan17 da derlenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Elik Keçisi efsanesinden dolayı Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde keçi avlanmaz ![]() ![]() Bu efsanenin bir benzeri, Ana Geyik adıyla Giresun’un Çanakçı ilçesinde de derlenmiştir ![]() Elik Keçisi/Ana Geyik Efsanesi Hacıemiroğulları Beyliği’nin iskâna açtığı bölgede anlatılması, tesadüf olmasa gerektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Konunu bir başka yönü de Orta ve Doğu Karadeniz’de anlatılan Elik Keçisi/Ana Geyik Efsanesi ile Türeyiş Destanı’ndaki benzerliklerdir ![]() “Wu-sun’ların Kralına Kun-mo derler ![]() ![]() ![]() ![]() Hun Hükümdarı ona kıyamamış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bu olan biten şeyleri, Hun Hükümdarı da uzaktan seyredermiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her iki efsanedeki benzerlikler gerçekten dikkat çekicidir ![]() ![]() ![]() ![]() Tembel Ahmet İle Sultan Kız Efsanesi Tokat Niksar yöresine ait Tembel Ahmet ile Sultan Kız Efsanesi ![]() ![]() Bir varmış, bir yokmuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Padişah: “Bu bir mudarasızlıktır”, demiş ![]() Kız: “Mudarasızlık değil, idâresizliktir”, demiş? ![]() Üç kere üst üste biri mudaras?ızlı?k, diğeri idâresizlik deyince, padişah kızına çok kızmış?? ![]() ![]() ![]() ![]() Vezir akşama kadar dolanmış?? ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kızın ad?ı Sultan Kız’mış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oduncu kırk fındık çubuğu daha getirmiş? ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultan Kız odunları? yakmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu çubuklar?n her birini oğlanın çıplak vücuduna vuruyormuş ![]() ![]() ![]() Ardından oğlan kıza, kız oğlana gönülden vurulmuşlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir tek hasırları varmış ![]() ![]() Oğlan kızdan sekiz lira alıp çarşıya gidiyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Oğlan eve geldikten sonra “Bacı, biz üç yükü akıla sattık, ben dağa gideyim de epey odun eyleyeyim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eve gelip ceplerinden altınları çıkarınca kız şaşırmış ![]() ![]() ![]() Pazardan dört çuval almışlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultan Kız çarşıya gitmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmet bayırda, kervancı Yahya düzde çadırlarını kuruyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() Birlikte yine yola koyuluyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kuyuda biraz oturup düşünüyor Tembel Ahmet ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkisi sihir olmuşlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Ben Tarsus Kralının oğluydum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tembel Ahmet kervancı Yahya’nın yanından hızla geçmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tembel Ahmet kutudaki suyu padişahın gözlerine sürünce padişahın gözleri hemen görmüş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Düğünden sonra bütün isteklerini vermişler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yemek gelmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gökten üç elma düştü ![]() 1 Ahmet Kırış, Budaklı Köyü, Okur-Yazar ![]() Hüseyin Gazi Efsanesi Hüseyin Gazi köyündeki, Alperenlerin de kendine göre bir menkıbesi var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hüseyin Gazi, yöreyi fethetmek için Şeher tepesinden etrafı seyrediyor ![]() ![]() ![]() Askerlerini toplayıp bu sarayın alınmasını, yöredeki halkın da İslâm’a davet edilmesini arkadaşlarına sıkı sıkı tembih ediyor ![]() Kral kızı, taş sarayın gözetleme yerinden Aşağı Gebeli’ye doğru bakıyor ![]() Hüseyin Gazi ve askerlerini görüyor ![]() ![]() ![]() Hüseyin Gazi, bir kısım askerlerini de Çakıl Tepesinden, Namlı Hana, oradan da ormanların arasından saklanarak geceleyin hücuma geçmelerini emir veriyor ![]() Hüseyin Gazi ve arkadaşları oyalama taktiği yaparak kahramanca savaşıyorlar ![]() ![]() ![]() Taşsaray ve içindekiler teslim alınıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hüseyin Gazi, Taşsarayın mensuplarını topluyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sözden sonra Taşsarayda yaşayan halkın çoğu Müslüman oluyor ![]() ![]() ![]() ![]() Hüseyin Gazi kardeşleriyle yöreyi Türk’ün vatanı yapmak için büyük uğraşlar veriyor ![]() ![]() Kabrinin içine atını, kullandıkları silahları, zırhlarını gömüyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anadolu Efsaneleri Anadolu'da dağların, taşların, ağaçların, nehirlerin ve insanların hikayeleri, efsaneleşerek yüzyıllar boyunca kuşaktan kuşağa aktarılmıştır ![]() ![]() ![]() Nasıl taş kesildiler Anadolu'nun dört bir yanında taş kesilen insanlara dair pek çok efsane anlatılır ![]() Ejderha ve Kral kızı - Adana Çok eski çağlarda, Toros Dağları'nın tepesinde bir hükümdarın kızı yaşarmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yamaçtaki ejderha- Sivas lSivas'a bağlı Çaygören ve Küpecik köylerine giden yolun kıyısındaki tepeciklerden birinin yamacında, aşağıya inen bir ejderhaya benzeyen bir taş vardır ![]() Çok eskiden bu köyde yaşayan bir karı-koca, sabana koştukları bir çift öküzle tarlalarını sürerken tepeden bir ejderhanın üzerlerine geldiğini görür ve çok korkarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rivayete göre taş kesen ejderhanın burun deliklerinin birinden su, diğerinden de -çok eskiden- irin gibi bir sıvı sızarmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karayahıt-Denizli Çok eski zamanlarda, güzeller güzeli bir genç kız, gönlünü köyün çobanına kaptırmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte o günden beri, evliliğe hazırlanan kızlar ve yeni gelinler, Karahayıt'taki bu kayaya gelerek, mutlu bir evlilik sürmek için dua eder ![]() Aktaran: Sebahattin ALP Taş kesen çoban- Kars Kars'ın Kağızman İlçesi'nin Kızılöküz köyünde, taş kesen bir çobanın efsanesi anlatılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sevincinden çılgına dönen çoban o buz gibi sudan kana kana içip hayvanlarına da içirerek susuzluklarını gidermiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aktaran: Mediha Olgun KARACA Kızlar sinisi- Sivas Kızılırmak, Kızıldağ'dan doğar ![]() ![]() ![]() Efsaneye göre çok eski zamanlarda bir gelin alayı, Kızıldağ yamaçlarından geçerken eşkiya hücumuna uğrar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçekten de o yörede, uzaktan bakıldığında, dağın yamaçlarına yayılmış ve bir düğün alayını anımsatan irili ufaklı kayalar görülür; hatta bunların arasında bir çeyiz sandığı bile vardır ![]() Aktaran: Kemal ÇAĞLAYAN Ağlayan kaya- Manisa lManisa'nın, sırtını dayadığı Spil Dağı pek çok efsanenin de kaynağıdır ![]() ![]() Yarı-tanrı Tantalos'un kızı Niobe Manisa'da doğmuş, tanrıça Hera ile birlikte çocuklukları bu yörede geçmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Spil yamacındaki kadın başı şeklindeki bu kayanın, göz çukurunu andıran girintilerinden sızan -daha doğrusu, yakın zamanda kuruduğu için artık sızmayan- su, Niobe'nin gözyaşları olarak yorumlanır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Yöresel Efsaneler... |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yöresel Efsaneler...Bozkurt Destanı Bozkurt Destanı, bilinen en önemli iki Kök-Türk destanından biridir (ötekisi Ergenekon Destanı'dır; ayrıca Ergenekon Destanı'nın, Bozkurt Destanı'nın devamı olması güçlü bir olasılıktır) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bozkurt'tan türeyiş efsaneleri, Türk mitolojisinin en ileri ve romantik bölümüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkler'in yeniden türeyişlerini anlatan bir destan olan Bozkurt Destanı'nın özeti aşağıda verilmiştir: " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu efsaneden anlaşıldığına göre, Türkler'in ilk yurtları, Orta Asya'nın batısına yakın bir yerde idi ![]() ![]() Çin tarihlerinin de yazmış olduğu Bozkurt destanı, burada bitmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Destanda demirci, dağda demir madeni bulur ve Türkler bu demir madenini eriterek Bozkurt'un önderliğinde Ergenekon'dan çıkarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Asya Büyük Hun Devleti'nde, bizzat Hun hakanının başkanlık ettiği törenler vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Az önce bir özetini vermiş olduğumuz Bozkurt Destanı, Türk kültürü'ne derinlemesine etki yapmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Yöresel Efsaneler... |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yöresel Efsaneler...Atgalgıdığı efsanesi Erdemli’nin Koramşalı köyüne eskiden bir saz takımı gelmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gençler kızın bu haline ‘aptal galgıdı’ diye gülmüşler ![]() ![]() ![]() Kocahasanlı efsanesi Eskiden bir Çolak Ağa ile yanında da Koca Hasan denilen yaveri varmış ![]() ![]() ![]() ![]() Nihayet Koca Hasan, Çolak ağaya saldırmış, fakat Koca Hasan mağlup olmuş, Koca Hasan bunu üzerine Başyayla denilen yaylaya çıkıp Çolak Ağaya yaptığı zulümlerin yanına kalmayacağına dair bir haber göndermiş ![]() ![]() ![]() ![]() Kırk yıl gibi geçen bir dakika Camide imam hutbe verirken, Allah isterse bir dakikayı kırk yıl yapar demiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bakmış yine erkek olmuş ![]() ![]() ![]() Pamukkale Efsanesi Oduncu güzelinin öyküsünü yüzlerce yildir insanlar anlatirmis ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gelin Dilek Tutma Tasi : Geçmis bir zamanda güzeller güzeli genç bir kiz, gönlünü köyün çobanina kaptimis ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Munzur Baba Efsanesi Zamanın birinde bir pir varmış, onun da bir tek kızı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gel zaman git zaman Munzur, yedi yaşına gelir ve Tunceli’nin Ovacık İlçesine bağlı Koyungölü civarında yaşayan bir ağanın koyunlarını gütmek için yanında çobanlık yapmaya başlar ![]() Munzur’un ağası hac zamanı geldiği için hacca gitmiş ![]() -Hanımım, ağamın canı sıcak helva ister ![]() ![]() Ağanın hanımı önce şaşırır, sonra herhalde zavallı çobanın canı helva yemek istiyor, doğrudan söylemeye dili varmıyor, utanıyordur ![]() ![]() ![]() -Al evladım götür, der ![]() O sırada ağa hacda namaz kılmaktadır ![]() ![]() -Hoş geldin evladım, burada ne arıyorsun? Nedir o elindeki? der ![]() Ağam canın sıcak helva istemişti, onu sana getirdim, der ![]() Elindeki bohçayı ağasına uzatır ![]() ![]() ![]() Ağa hac görevini tamamlayıp köyüne döndüğünde komşuları herkes elinde bir hediye ile hacıyı karşılamaya giderler ![]() ![]() Ağa Munzur’u görünce yanındakilere; -Asıl hacı Munzur’dur ![]() ![]() ![]() Munzur bu konuşmaları duyduğunda; -Aman ağam Allah aşkına ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Munzur önde ağa ve yanındakiler arkasında bir kovalamaca başlar ![]() Şimdiki Munzur ırmağının çıktığı ilk yere geldikleri zaman Munzur’un elindeki süt dolu çanak dökülür ve sütün döküldüğü yerde, süt gibi bembeyaz bir su fışkırır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yöre halkının efsaneleştirdiği Munzur ile, Tanrının varlıklı ve sözü geçen kişiler yanında bir çobanın da keramet sahibi olabileceğini, çoban olsa bile Tanrının sevgisine mahzar olabilecek temiz yürekli, imanlı insan olabileceği belirtilmekte, Munzur’u bu inançla efsaneleştirmektedirler ![]() Düzgün Baba Efsanesi Şah Haydar Seyyid Mahmud-i Hayrani’nin oğludur ![]() ![]() ![]() Kışın zemherisinde keçilerinin gayet güzel beslendiklerini gören Seyyid Mahmud-i Hayrani “Acaba Şah Haydar bu kışın ortasında bu hayvanlara ne yediriyor ki hayvanlar bu kadar güzel besleniyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() Seyyid Mahmud-i Hayrani bu durumu görünce sesini çıkarmadan geri dönmek ister ![]() ![]() ![]() Babasına bizzat ismi ile hitap ettiği için mahcup olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şah Haydar bir iki gün eve gelmeyince annesi endişelenir ![]() ![]() ![]() Müritlerden birkaç kişi 2500 metre yükseklikteki dağın tepesine çıkıp Şah Haydar ile görüşürler ![]() ![]() ![]() ![]() Bu işi düzgündür sözü dilden dile dolaşır ve asıl adı Şah Haydar olan bu zata artık bir süre sonra Düzgün Baba olarak bir isim atfedilir ![]() ![]() Yediyaman Efsanesi Çok eskilerde bu kentte oturan ve putlara tapan bir babayla yedi oğlu vardı ![]() ![]() ![]() Baba, av dönüşü putların oğulları tarafından kırıldığını görünce onları birer birer öldürür, Halk, yiğitlikleri ve mertlikleri nedeniyle, kahraman gözüyle baktığı bu kardeşlere, "YEDİYAMAN" adını takmıştır ![]() Sonradan bütün bölgeye yayılan YEDİYAMAN adı, zamanla değişerek Adıyaman şeklini alır ![]() Bugün şehrin güneyinde YEDİKARDEŞ diye bilinen ve yedi mezarın bulunduğu yer, halk arasında halen kutsal sayılmakta ve adaklar adanıp, mum yakılmaktadır ![]() Komagene Kralı 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tapınağın inşaası için yüzlerce heykeltıraş ve binlerce köle görev alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Komagene Kralı Antiochus, şartların daha fazla zorlanıp tapınağın yapımına bir an önce başlanmasını emreder ![]() Ve tapınağın yapımı başlar ![]() ![]() Komagene Kralı Antiochus, heykelinin yapımı için o bölgenin en önemli heykeltıraşlarından, aynı zamanda putperestliğin en güçlü inananlarından biri olan Sorgon'u görevlendirir ![]() Sorgon'un yedi tane oğlu vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yedi oğlundan en küçük olanı Henun diğer kardeşlerine nazaran daha cesur ve daha isyankardır ![]() ![]() Tapınağın inşaası başlar, daha ilk ayında yüzlerce köle ve heykeltıraş asistandan kimi yıkılan kayaların altında kalarak kimi de güçsüz düşerek ölmeye başlar ![]() ![]() ![]() ![]() Oğullarının soğuğa ve dev kayaların ağırlığına dayanacak güçleri kalmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cesaretlenen yedi kardeş planlar yapmaya başlar ![]() ![]() ![]() ![]() Çünkü, onun inanıp tanrılaştırdığı bu putların bize bir karşılık veremediğini ve kendilerini bile koruyamadığına şahit olursa babamız bütün gücünü kaybeder ![]() Kardeşler planlarını yaparlar ve kısa bir süre sonra evlerine dönerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zalim baba Sorgon, eve geldiğinde evin avlusunda yanan yedi mum dikkatini çeker ![]() ![]() ![]() ![]() Yedi kardeş günlerce saklanırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sofraya oturan yedi kardeş yemekleri yemeğe başlarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Samsat Kalesi Efsanesi Kommagene ülkesinin baş kenti Samsat'ta oturan bir kral var ![]() ![]() ![]() ![]() Yarışmacılar birbirleriyle çekişerek geceli gündüzlü düşünerek çalışırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() hisn-i-mansur kale efsanesi efsaneye göre, adıyaman kalesinin orta yerinde mil üzerinde dönen bir köşk varmış ![]() ![]() ![]() bir gece gizlice türklerin tarafına kaçan kızı, türk kumandanı kabul eder ve kendisiyle görüşür ![]() ![]() elbiseleri çıkarıldığında kuru bir yaprağın vücudunu tahriş ettiği görülür ![]() ![]() ![]() ![]() Güzelce Kız (Aynalı Mağara Efsanesi) Güzelce Kız, bir kral kızıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu çağrıya yedi iklim, dört bucaktan şehzadeler, vezir çocukları, dünya zenginleri, yiğitler, bilginler, kısacası gençliğine, bilek gücüne güvenenler dört nala Amasya’ya gelirler ![]() Amasya meydanında kurulan özel bölümde bulunan Güzelce Kız bekleyedursun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İki gencin cesedi, şehre yakın yerdeki bağ ve bahçelikler yanında bulunan kaya mezar içinde iki ayrı odaya gömülür ![]() ![]() ![]() Serçoban Efsanesi Serçoban, Amasya merkezdeki Kocacık Çarşısı’nda türbesi bulunan İğneci Baba ile kardeştir ![]() ![]() Serçoban, bir gün dağda sürülerini otlatırken kaçan oğlağı yakalamak ister, Serçoban kovalar, oğlak kaçar, iyice yorulan Serçobon "Seni yakaladığımda keseceğim" der ![]() Sonunda yakaladığı oğlağı sözünü yerine getirmek için tam kesmek üzere iken mahzun ve etkileyici bakışları ile karşılaşan Serçoban, duygulanır “ Beni de çok yordun mübarek ” der ve yakaladığı oğlağı serbest bırakır ![]() Serçoban öldüğünde, sürüdeki hayvanların her biri ağaca dönüşür ve bir orman oluşur ![]() ![]() ![]() İğneci Baba Efsanesi İğneci Baba ile kardeş olan Serçoban, Amasya merkeze bağlı Karasenir Köyü’ne yerleşir ![]() ![]() Bir gün Amasya’da ayakkabıcılıkla geçimini sağlayan ağabeyi İğneci Baba’yı ziyarete gelir ![]() ![]() ![]() Serçoban mendilini kunduracı dükkanının duvarındaki bir çiviye asar ![]() ![]() ![]() İğneci Baba, kardeşinin niyetinde bozulmalar olduğunu sezer ama hiç birşey belli etmez ![]() ![]() ![]() Amazonlar Efsanesi Önasya seferine çıkan ünlü Makedonya Kralı Büyük İskender, ordularıyla Beyşehir’de kendi adıyla anılan İskender bağları’nda konaklamış ![]() ![]() ![]() Büyük İskender buna çok kızmış ve Amazonların üzerine asker göndermiş ![]() Amazonlar, uzun süre, İskender’in güçlü askerlerine karşı savaşmışlar ![]() ![]() ![]() Ancak, Amazonlar kötü sonlarını tahmin ettiklerinden, kendilerini de bu sulara atarak tutsak olmaktansa, ölmeyi yeğlemişler ![]() Onların bu onurlu ölümleri, İskender’i çok duygulandırmış ![]() ![]() Bir başka anlatıma göre, kendilerini göle atan Amazonlar, boğulmayıp gölde balık olmuşlar ve bu güzel balıkların adı zamanla Amazan ve ardından Sazan olmuştur ![]() ![]() ![]() İstanbul Üzerine Efsaneler isa peygamberi çarmıhtan indiren havarilerinden biri, el ve ayaklarındaki çivileri söktükten sonra saklamış ![]() ![]() ![]() ![]() Beşiktaş'taki sütuna benzeyen ne idüğü belirsiz anıt, aslında bir füze rampasıymış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sandalcı müşterisinin sultan olduğunu bilmiyomuş tabii ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aradan biraz zaman geçmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fal taşlarını elinde çalkalayıp atan sandalcı, "Efendi, sorunu sor bakalım" demiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Padişah kağıdı alır almaz, daha bakmadan, yanındaki fedaisine, "Hemen boynunu vur şu kafirin" emrini vermiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O gün bugündür de işte o kapı, "Yenikapı" olarak anılıyormuş ![]() Efsaneye göre, İstanbul’un altı birbirine bağlı tünellerle kaplıymış ![]() ![]() ![]() ![]() Buralarda yemek takımı üzerine çalışan gümüş kaplama atölyeleri varmış ![]() ![]() ![]() Tüneller çarşının altından başka yerlere doğru da gidiyomuş ama buraları kullanmak kesinkes yasakmış ![]() ![]() Dehlizler labirent gibiymiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Caponlar zamanın Belediye Başkanı Bedrettin Dalan’a gelip “Bey’fendicim bizim için Haliç’i temizlemek çoook çok kolay ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O ara nerden aklına geldiyse bizim Güzel Sanatlar’ı aramış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Erzurum yöresine ait bu efsanenin adı '' Gelin Geldi '' efsanesi efsane gerçekten etkileyici ![]() Çevredeki köylerden birinde güzel bir kız varmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün köye delikanlının şehit olduğuna dair bir haber gelir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kızın yeni taliplileri olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atından inip gölün berrak sularına dalgın dalgın bakan genç kızın aklı hep eski sevgilisindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gölde görülen her hangi bir değişiklik gelinin geldiğine yorulur ve bekleyenler “gelin geldi!” “gelin geldi!” diye söylemeye başlarlar ![]() ![]() ![]() ![]() Adana Destanı ![]() Yöre: Adana Anadolu Selçukluları, Orta Asya’dan oba oba gelen Oğuz Türklerini uç beyi olarak yerleştirirdi ![]() ![]() Bir gün Adana’daki Bizans Tekfurunun oğlunun elindeki doğan uçar ve Ramazanoğlu obasının bir çadırı önüne konar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak: ansiklopedi ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Yöresel Efsaneler... |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yöresel Efsaneler...EUROPA Europa Suriyeli çok güzel bir kızdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karısı Hera'nın haberi olmadan güzel Suriyeliye yaklaşabilmek için altın rengi bir boğa şekline girdi ve kızların çiçek topladıkları bahçenin etrafında gezinmeye başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir süre sonra kıyıya vardıklarında Zeus genç kızı bir çınarın gölgesine bıraktı ve boğa şeklinden sıyrılarak tekrar tanrı şekline döndü ve ona kendisini tanıttı ![]() ![]() ![]() ![]() Abdurrahman Gazi Abdurrahman Gazi ismi Erzurum'da büyük izler bırakmıştır ![]() ![]() Hazreti Peygamber'in İslam Orduları Erzurum'u fethederken, Sancaktarı Abdurrahman Gazi'nin kellesi bir düşman kılıcı ile koparılır ve yere düşer ![]() ![]() Kellesi koltuğunda, sancağı elinde olan Abdurrahman Gazi Palandöken Dağı'ndaki “Şığvaler" Mevkii'ne gelince dağda bulunan çobanlar evvela dona kalırlar, sonra biri dayanamayıp: -“Olaaa hele bakın şuraya eskerin kellesi koltuğunda dağa doğru koşuyor” diye bağırmağa başlar ![]() ![]() ![]() Palandöken'in Şığvaler tepesi denilen Sultan Sekisi yamaçlarında ruhunu teslim ederken Ona kavuşmaya çalışan kardeşi de Türbe Deresi'nde aynı anda şahadete erişir ![]() ![]() ![]() Zamanın Valisi Yusuf Ziya Paşa buraya birde Camii yaptırmıştır ![]() ![]() Amin… Yöresel Hikaye ve Efsanelerimiz » Sarı Gelin Türküsünün Hikayesi Erzurum çarşı pazar Leylim aman aman leylim aman aman Leylim aman aman sarı gelin İçinde bir kız gezer Hop ninen ölsün sarı gelin aman Sarı gelin aman sarı gelin aman suna yarim Elinde divit kalem Leylim aman aman leylim aman aman Leylim aman aman sarı gelin Katlime ferman yazar Hop ninen ölsün sarı gelin aman Sarı gelin aman sarı gelin aman suna yarim Palandöken yüce dağ Leylim aman aman leylim aman aman Leylim aman aman sarı gelin Altı mor sümbüllü bağ Hop ninen ölsün sarı gelin aman Sarı gelin aman sarı gelin aman suna yarim Seni vermem yadlara Leylim aman aman leylim aman aman Leylim aman aman sarı gelin Nice ki bu canım sağ Hop ninen ölsün sarı gelin aman Sarı gelin aman sarı gelin aman suna yarim Sarı Gelin türküsü, Kuzeydoğu Anadolu Erzurum coğrafyasında ortaya çıkmıştır ![]() ![]() ![]() Sarı Gelin, eski çağlardan beri Çoruh ırmağı boyunda yaşayan Hıristiyan Kıpçak beyinin kızıdır ![]() ![]() Türk kültüründen etkilenen Ermeniler arasında birçok şifahî halk edebiyatı ürünümüzün yaşıyor olması, Sarı Gelin türküsünün, bir Ermeni türküsü olduğu iddiasının ortaya çıkmasına sebep olmuştur ![]() ![]() ![]() Sarışın Kıpçak kızına âşık olan delikanlıyı ailesi kız ile evlenmesine karşı çıkar ![]() ![]() ![]() Delikanlı sarışın güzel kızı kaçırmağa karar verir ve kaçırır ![]() ![]() ![]() Türkü Dadaş türküsüdür ve Rahmetli Faruk KALELİ hocamız türküyü derleyerek bugünkü hale getirmiştir ![]() 1- ANAOĞUL KÖYÜNÜN EFSANESİ Bu köy kurtuluş savaşında düşmanlar tarafından ele geçirilmiş, eli silah tutan erkekler savaşa gitmiş, köyde yalnızca çocuklar, kadınlar va yaşlılar kalmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anaoğulun mezarı köyün ortasındadır ![]() ![]() 2- ARZULU KÖYÜ EFSANESİ Bu köyde bir zamanlar Arzu Baba adında bir ihtiyar varmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hala türbenin yakınında oturan bir aile her cuma akşamı burada mum yakar ![]() 3- ALMALI EFSANESİ Tekirdağ'ın ilçesi Malkara'ya bağlı Elmalı köyünün, adının nereden geldiğine dair söylenen bir efsanedir ![]() Elmalı köyü yakınında bir kale varmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4- BARBAROS YOLUNUN EFSANESİ (KRAL YOLU) Tekirdağ'a bağlı deniz kenarında bir köy olan Barbarosta bir bey varmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O zamandan beri denizin içinde taşlardan bir yol bulunmaktadır ![]() ![]() 5- YUKARI SIRTKöYüNüN BEDDUALANMASI EFSANESİ Tekirdağ'a 15 km ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 6- SARI KIZ Yıllar önce Tekirdağ'da sarı kız adında bir kız varmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 7- BARDAKLI BABA EFSANESİ Karaevli köyüne ait bu efsane savaş zamanında geçmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karaevli'ye de Bardaklı Baba denilmiş ![]() 8- KARACAKILAVUZ EFSANESİ Karacakılavuz isminin bir efsaneye dayandığına inanılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çİmen DaĞi Efsanesİ ve YÖRESEL ÖYKÜLER Bu dağ Erzurum un aşkale, ile Erzıncan ın mercan ve tercan ılçelerinın kuzey doğusundan keşiş dağları ismini alır kuzey batı ya doğru uzadıkça bayburt tırabzon bağlantısını sağlayan zıgana geçidi ile, kelkitin güneyinden yine erzincan ve karadeniz hattını bağlayan pöske geçidi yada dağı olarak adlandırılan eski ipek yolunun kafkasyaya bağlanan önemli geçitlerindendir ![]() ![]() ![]() Diğer önemli konumu ise :eski tarihlerde çimendağının muhtelif bölgelerinde işletilen gümüş madenleri, ve diğer madenlerden - kalan ocaklar günümüze dek varlığını sürdürmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ateşli silahların halkın elinden yoğunlaşması neticesinde ; dağda yaşayan geyik türlerinin nesilleri'de kesilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Arkadaşlarına inandırmak için ; arıya al kuşağından kopardığı minacık ipliği bağlar , ve akşam eve döndüğünde ; aynı arının geçekten mıstonun , petekliğindeki kovanına işlediğiini hayretle karşılamışlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rivayete göre bezirgen çukuru diye bilinen kuytuluk yerde, bir çoban uyurken su uğultusuyla uyanmış, aramış taramış su bulamamış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kişmikar ismini eski türkçeden kalma bir isim olarak biliniyor, fakat yöreden değişik kabileler ve aşiretlerin kendi lehçelerinden değişik bir isim de takmışlar ( kısmıkor ) diye de adlandırılıyorsa da bu dil eski balibanlıların kullandığı diyalek zazaki ve dımılki bir lehçe olup,dilin kendine özgü sıkça kullanıldığı ''S'' harfinin etkisindedir ![]() ![]() ![]() Çimen dağının eski tarihlerde, bağrında barındırdığı bir çok kervan sarayların ve yer hanlar ın bulunduğu önemli konak yerleride halen harebeleri mevcut olup tarihi mekanlar sıralamalarında yerlerini korumaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Garo sosanyan'adı geçen hanı ve kızıldağ eteklerindeki Gemecük köyüne ilişkin araştırma ve bazı yöresel ayrıntıları aktarmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Köyümüzün merkez mezarlığı ,çevresinde bazı mezar kazıma sırasında ; büyük toprak çanak , çömlek vs büyük küp diye tabir edilen boş yada içi toprak dolu şekilde çıkarılan tarihi eserler '' turşu kurulmak üzere evlere taşınıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Düğünleri için gün sayan talihsiz kızlar ; boynu bükük ; sevmedikleri belkide hiç görmedikleri diğer komşu köylere gelin gitmişler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çevre köylerin geçimlerini sağlamak için ; hayvan sırtından erzincana kadar taşıdıkları ,orman ürünleri tomruk ve kömürün karşılığı aldıkları bir kaç kuruşu '' dağda pusu kurmuş eşkıyalara nasip oluyormuş ![]() ![]() ![]() Çimen dağına yuvalanmış nerden geldikleri , kesin bilinmeyen onlarca eşkıya guruplarının yüzünden ; küyümüze karşı birkaç kez haksız yere baskı yapılmış ve köyümüz ateşe verilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() sifonlu deng bejık ''lerca ağıt yakılmıştır pirlerinin bu hazin sonları için ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Binali koştu : bir dıramatık olayı aniden sıcağı , sıcağına olay mahlinden özellikle kederli aile ocağında ağıt yakmasıyla ünlü bir köylümüz ve sanatçımızdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böylesi talihsizlikler'de kaderin baçka cilvesi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dağın derinliklerini ve tarihi geçmişini yazmak ve özetlemek, elbetteki bir kaç efsane ya da kendisine özgü gözellikleriyle tarif etmek yetersizdir ![]() ![]() ![]() Ziyaret karşı, karşıya iki sivri yüksek tepelerden oluşan , özellikle uzaktan görünümü, insana hoş ve manevi keyif veren, özellikle geceleri bazen tepeden, tepeye atılan top atışlarının gizemiyle bir bütün insanı hayretlere düşüre bilecek kutsal değeri vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeri gelmişken Kismıkor köyünün evliyasınada biraz değinmek istiyorum ![]() ![]() ![]() Söz konusu dini ayın hakkında soruşturmayı başlatmayı daha bitirmeden köyün en büyük bir evinde kendilerini ceme davetli olduklarını bir zat kısmıkor ocakzadeleri tarafından iletiliyor ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer ziyaretler , kozoğlu köyünün eteğine konduğu Şahan baba ve hıdır baba ziyaretleridir ![]() ![]() ![]() ![]() Dönemin rus komutanı karargahını tam hindi babanın tepesine kurdurmuş orda savaşı yönlendırıyormuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çimen sırtlarında ve eteklerındeki yerleşim bölgelerindeki ziyaret ve evliyaların, diğerleri ise şunlardır : refahiye çukur çimen köyünde Ali haydar ocakzadeleri, diğeri allolar mevkiine düşen Aslan baba türbesidir ![]() ![]() ![]() Kaybışık ziyareti; Ağbaba ve Kayber'e hakında geniş bilgi bulunmamakla beraber, diğer çevremizdeki farklı mezheplere mensup aşiret ve köylerininde tanıdığı ayrıca son yıllara kadar kendilerininde bu kutsal mekanları korudukları ve yöresindeki ağaç ve odunları dahi yakmadıkları, bilinen gerçeklerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dolaysıyla ; talipler bu ocağın en elit şahsiyetlerini ve keramet sahibi olarak inandıkları zatların türbelerinide ziyaret olarak tanırlar ve büyük hürmet, saygı ve sevgiyle bağlıydılar talipler ![]() ![]() ![]() ![]() Suç unsurları : Zina, hırsızlık, sınır bozma ,boşanma , iki evlilik vs gibi suçlar istisnasız af edilmeyen ve, cemden soyutlanılırdı ki bunun genel tanımı düşkünlüktür ![]() ![]() ![]() Dede kararını açıklamadan önce ; diğer toplumunda genelinin görüşünü ve rızasını aldıktan sonra , sanıkların aklanması yada cemden atılmaları sağlanır yeniden cem ayını başlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Örneğin :Ehli-Beyt kavramı ;'' Kerbeladan 'da çok ötelerde , ta hazıretı ademın zurriyetinden Şit nebi ye dayanan bir evsanedir ![]() ![]() ![]() Defne (harbiye) efsanesi zeus'un oğlu ışık tanrısı apollon, ırmak kenarında genç ve güzel bir kız görür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ey toprak ana, beni ört, beni sakla, beni koru bu içten yalvarış üzerine defne orğanlarının ağırlaştıgını, odunlaştığını hisseder ![]() ![]() bu manzara karşısında şaşıran apollon defne'nin ağaç oluşunu hayret ve üzüntü ile seyreder ![]() defne bundan sonra sen apollo'nun kutsal ağacı olacaksın o solmayan ve dökülmiyen yaprakların başımın çelengi olacak ![]() işte bu öykünün geçtiği yer bugünkü harbiye'dir ![]() DERSİMDE GAĞAN KUTLAMASI(YÖRESEL BİR GELENEK) "Khal; ihtiyar,yaşli anlamina gelen Kirmancki / Zazaca bir kelimedir ![]() Gağan ise yine Kirmancki / Zazaca da Aralik ayina verilen isimdir ![]() Khal Gağan Dersim cografyasinda Alevi- Kirmanclar tarafindan kutlanan ( Sivas, Tunceli,Erzincan,Bingöl,Muş ) günümüze kadar gelebilmiş eski bir gelenektir ![]() Gağan kelimesinin kökenine iliskin net bir bilgi olmasa da Kirmancki / Zazaca da yilin son ayina verilen bu ismin ghan (eski) üzerinde arastirma yapilmasi gerektigini düsünüyorum ![]() Khal Gağan; eskinin uğurlanmasi ve yeni gelen yila merhaba anlami bu çagrisimi yapiyor ![]() Khal Gağan Aralik ayının üçüncü haftasında başlar ve Ocak ayının ilk haftasına kadar sürebilir ![]() Sali gününden başlayip üç günlük oruç tutulur ![]() ![]() Pir,Mürşit ve Dedelerin olduğu yerler de Cemler bağlanir ![]() Çocuklar sabah erkenden kalkarlar, en güzel elbiselerini giyinerek Khal Khek ( Ihtiyar Adam) eşliginde hediye toplamaya giderler ![]() ![]() ![]() Akşama kadar toplanan yiyecekler köyün bir evinde pişirilir, geri kalanlar da yoksul ailelere dağitilir ![]() ![]() ![]() Evlerde ise Pesare (bir tür çörek) ve dane ( bugday) pişirilir ![]() ![]() Uğranilan evlerde Khal Khek oyunu oynanir ![]() ![]() ![]() Khal Khekin; koyun yada keçi kilindan yapilan ak ve uzun sakali,eski elbiselerden oluşan kostümü,omuzunda heybesi,elinde asasi ve tesbihi bulunur ![]() Khal Khekin eşi rolündeki Fadike; gözleri dişinda yine taninmayacak sekilde giydirilir ![]() ![]() Arab / Arapta yüzünü sobalardan elde edilen kurum ile siyaha boyar ve elinde degnegi bulunur ![]() ![]() ![]() Evlerenerek gelin olarak ayrilan kizkardeş,hala,teyzeler ( Zeyi) ziyaret edilir ve onlara yaptiklari işlerden dolayi şükran duyulur ![]() ![]() ![]() ![]() Eski bir Dersim ? Alevi gelenegi olan Khal Gağan bir paylasim törenidir ayni zamanda ![]() Yoksul olan aileler ve çocuklari mutlu etmek, dayanişma , paylaşim ve eski yili neşeli bir şekilde ugurlayip yeni yila güzel bir baslangic yapmak amaci taşir ![]() Gağanin Gağant,Nikolaus ve Noelle Ilişkilendirilmesi: Cesitli kişi ve çevrelerce Hristiyanlarin Noeli,Nikolausu ve Ermenilerin yilbaşi kutlamasi olan Gağanti ile ilişkilendirilmeye çalişilsa da bu subjektif , gerçekle ilgisi olmayan bir yaklaşimdir ![]() ![]() ![]() ![]() Öncelikle hristiyanlarin Noeline bakalim: Sacred Origins of Profound Things adli kitapta ; " Mesih'in dogumundan sonraki iki yüzyil boyunca, onun tam olarak hangi günde dogdugunu kimse bilmiyordu, bu konuyla ilgilenen de yoktu" denilmektedir ![]() ![]() 25 Aralik Iran cografyasinda oluşan ve gelisen Mitraizm inancindaki tanri Mitranin doğum günü olarak kutlanan bir festivaldir ![]() ![]() ![]() ![]() Hristiyanlikta Nikolaus olarak bilinen ve çocuklara hediyeler dağitan kişiliginde kökeninin Anadolu olduğu bugün hem Hristiyanlar hem de diger dinlere mensup insanlar tarafindan bilinmekte ve kabül edilmektedir ![]() Khal Gağan ile arasindaki en önemli fark ise;Nikolaus her yil Miladi takvim ile Aralik ayinin 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ermenilerin Gağant olarak adlandirdiklari gün ise; Miladi takvim ile yilbaşina denk gelen tek bir günden ibarettir ![]() ![]() Oruç,kutlama ve Khalo Khek gibi uygulamalar Ermeniler de bulunmamaktadir ![]() Sonuç olarak; Khal Gağan kutlamasi Dersim Alevilerinin eski dönemlerden beri kutladigi bir uygulama olup günümüze kadar gelmiş bir gelenektir ![]() Gağanê Sıma Bımbarek Bo ! Gağane Xwa Piroz Be ! Gağaniniz Kutlu Olsun! Külhancı baba Efsanesi Hamam sahibi, hamamında tellaklık yapan genç delikanlı Külhancı babayla dertleşmiş ![]() Ben şimdi nereden külhancı bulacağım ![]() ![]() Külhancı babada ustasını çok severmiş ustasını çok severmiş ![]() Hiç üzülme ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hamam sahibi de: - Bu deli oğlan bir şeyler kuruyor ama hadi hayırlısı ![]() ![]() Gidip evine kapanmış ![]() ![]() ![]() Günler günleri kovalamış ![]() ![]() — Yav, bu deli oğlan külhanı neyle yakar acep? İşin başına geçtiğinden beri hamama ne bir oduncu uğradı, nede bir eşeğin sırtında odun yüküne rastladım ![]() ![]() Hamamcının merakı her gün biraz daha artmış ![]() ![]() ![]() ![]() Bir de ne görsün Su haznesinin altında bir tek mum yanmakta ![]() ![]() Tam bu sırada içeriye Külhancı Baba girmiş: - 39 gün bekledin de, bir gün bekleyemedin mi? Bir gün daha bekleseydin hamamı gaipten ısıtacaktım, demiş ![]() Yani hamamcı bir gün daha bekleseymiş yeraltında sıcak su fışkıracakmış ve hamam öyle çalışacakmış ![]() ![]() ![]() ![]() EZO GELİN EFSANESİ "Ezo gelin, benim olsan seni vermem feleğe, Güzel yosmam, başın için salma beni dileğe, Anası huridir de, kendi benzer meleğe Nenneyle de ah bahtı karam nenneyle, neneyle Çık Suriye dağlarına bizim ele el eyle, Gel bahtı karam gel, sıladan ayrı yazılalım gel… Ezo Gelin, çık Suriye Dağları'nın başına, Güneş vursun da kemerin kaşına, kaşına, Bizi kınayanın bu ayrılık gelsin başına başına Nenneyle de, ah bahtı karam nenneyle, neneyle Çık Suriye Dağları'na, bizim ele el eyle, Gel bahtı karam, gel sıladan ayrı yazılalım, gel…" Asıl adı "Zöhre" olan Ezo Gelin, 1909'da Oğuzeli ilçesinin Uruş köyünde doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ezo'nun Güzelliği Anlatanlar, Ezo'nun güzelliğini nereye koyacaklarını bilemiyorlar ![]() - Öylesine güzelmiş ki Ezo; görenler, iki yanağına birer elma oturtulmuş sanırlarmış ![]() - Öyle güzelmiş ki Ezo; bakanlar bakmaya doymazlarmış ![]() - Öyle güzelmiş ki, bir yaz günü kapısını çalıp bir kap ayran isteyen gurbetçi bir çerçi, Ezo'nun güzelliği karşısında şaşalayıp, Ezo'nun uzattığı ayran tasını yere düşürüp kırmış ![]() - Öyle güzelmiş ki Ezo; gülümseyerek bakmasıyla, düşmanları barıştırırmış, - Öylesine güzelmiş ki Ezo; olursa o kadar olurmuş… Öykümüz, Başlıyor… Ezo'nun güzelliği söyleyen dillere söylence olurken, Barak ovasında bir genç adamın adı dillerde dolaşır olmuştu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gün o idi ki; Uruş köyünde Hacı Mamuş'un düğünü vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Araya acımasız zaman girdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ezo Şitto İle Evleniyor Derler ya; "İnsan sarayda olmamalı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güzün ortanca ayında, iki düğün birden kuruldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şitto ile Ezo, sizlere lâyık mutlu bir yaşamı sürdürüyordu ![]() ![]() ![]() Daha doğrusu aralarına arabozucular girdi ![]() ![]() ![]() ![]() Bir harman sonu evlenmişlerdi; ikinci harman sonuna dek birlikte yaşayamadı Şitto ile Ezo ![]() ![]() "Kötü talih; geç buldum, tez yitirdim…" Şitto Ezo'yu boşayınca "değişik" töresince halası Hazik de geri döndü ![]() Ezo'nun İkinci Evliliği Efsanesel güzel Ezo, Şitto Hanefi'den ayrıldıktan sonra altı yıl dul kaldı ![]() ![]() ![]() ![]() Genç-yaşlı, zengin-fakir, nice tâlibi çıktı Ezo'nun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öykünün Sonu Ezo'yla Memey'in iki kızları oldu ![]() ![]() ![]() Ezo'nun ikinci kocasıyla geçimi yerindeydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ezo bir de "Göreceksiniz, bu gurbetlik beni öldürecek ![]() ![]() Dediği de oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ve Ezo Gelin, güz yağmurlarının düştüğü bir Cuma, yatsı vakti son soluğunu soludu ![]() Eşi ve yakınları, vasiyetini dikkate alarak, onu; ara sıra tepesine çıkıp yaşlı gözlerle Türkiye'yi seyrettiği Bozhöyük'ün en yüksek noktasına gömdüler ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Yöresel Efsaneler... |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yöresel Efsaneler...KARACA OĞLAN EFSANESİ Bu Anadolu efsanesi bizlere medeniyetmizin en önemli kültürel olgularını ispatlar nitelikte ![]() ![]() Asıl adı Hasan’mış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaşar Kemal’den: “Yola Çıkarken bütün obası başına birikmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karacaoğlan Yorgunluktan yürüyemez duruma gelince, ulu bir çam ağacının altına oturmuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dağlardan çobanlar sürüsünü bırakıp geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyanın en küçük, en duyarsız şeyine bile kocaman açılmış çocuk gözleriyle hayretle bakardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tuğrul Bey, obalılar, çok iyi karşılamışlar bunları ![]() ![]() ![]() ![]() O yörede Köse Veli derler bir adam varmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Abayı gören Elif Karacaoğlan‘ın gideceğini, bir daha dönmemek üzere gideceğini anlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bey’in adamları ve Deli Hüseyin günlerce obaları, dağları taşları ararlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bey, Elif’e Karacaoğlan‘ı buldurmadan ölürsem gözüm açık gider demişti ama bulduramadan da ölmüştü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayakta zor durabilen Karacoğlan: - Nerede? diye sormuş, Elif nerede ? Kalabalık donup kalmış, kimseden ses çıkmamış ![]() - Yoksa öldü mü ? Yaşlılardan biri mezarlığı göstermiş: - işte orada ! Gençlerin yardımıyla Karacoğlan mezarlığa varmış ![]() ![]() “Şu yalan dünyaya geldim geleli, Tas tas içtim ağuları sağ iken ![]() Kahpe felek vermez benim muradım, Viran oldum mor sümbüllü bağ iken…” Sonra sazını dut fidanına asmış: - Bu saz burada kıyamete kadar kalacak, demiş, oraya yığılıp kalmış… Obalılar, Karacoğlan‘ı Elifin yattığı tepenin karşısına gömmüşler ![]() ![]() Saza gelince, o saz da yıllarca orada asılı kalmış ![]() ![]() ![]() Kısa olan efsanede ise şöyle anlatılır: Yukarı Karacasu Köyünün sınırları içinde, Karacaoğlan tepesinde, moloz taslarla üçgen seklinde yapılmış bir mezar vardır ![]() ![]() Rivayete göre Karacaoğlan bir ağanın kuzu çobanıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ağa yolda giderken bir bakar ki kendisine bir tasın içinde helva uzatılıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karacaoğlan bir gün yine kuzuları otlatmak üzere dağlara doğru gider ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ANADOLU EFSANESİ Ferhat İle Şirin'in hikayesi sizlerle ![]() ![]() ![]() ![]() Amasya Sultanı Mehmene Banu’ya, kız kardeşi Şirin için, dünürcü gönderir Ferhat ![]() ![]() ![]() Ferhat'ın gönlündeki Şirin aşkı bu zorluğu dinler mi? Alır külüngü eline, vurur kayaların böğrüne böğrüne ![]() ![]() ![]() Mehmene Banu, bakar ki kız kardeşi elden gidecek, sinsice planlar kurarak bir cadı buldurur, yollar Ferhat’a ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ferhat'ın öldüğünü duyan Şirin, koşar kayalıklara bakar ki Ferhat cansız yatıyor ![]() ![]() ![]() Su gelmiştir, akar bütün coşkusuyla, ama iki seven genç yoktur artık bu dünyada ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Yöresel Efsaneler... |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yöresel Efsaneler...NİGAR KAYASI Anadolunun şirin bir kasabası olan Kızılcahamam'a bağlı Taşlıca köyü, kasabaya nazaran etrafı dağlarla çevrili ve taşı çok olan bir yerdir ![]() Halkı, neşe ve sevinç içinde yaşarlardı, biribirlerine öyle bir bağla bağlanmışlar ki; acı, tatlı günlerde yardımlarını biribirlerinden hiç esirgemezdi ![]() ![]() Taşlıca köyü 1142 senesinde kurulmuş, kışları çok sert geçermiş, su olmadığı için, halk kar suyu içermiş ![]() ![]() Taşlıca köyünde, Nig'r adında bir kız varmışki, Nig'r köyün en güzel kızlarından biriydi ![]() ![]() ![]() Nig'r, birgün köy kızlarıyla birlikte tarlaya ekin biçmeye giderken, karşıdan bir atlının geldiğini gördüler ![]() ![]() ![]() Delikanlı; ürkek ve titrek sesle "Köye nereden gidilir" diye sordu, kızlar birbirlerine bu delikanlı kimdir, neyin nesidir gibilerinden bakışırlarken, Nig'r ile delikanlı göz göze geldiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nig'r kız arkadaşlarıyla ekin biçmeye gitsede, göz göze geldiği delikanlıyı bir türlü duygularından çıkaramıyordu ![]() O günden sonra, Nig'r'ın kalbindeki ateş, gönlündeki hasret bir yangın gibi içinde alevleniyordu ![]() ![]() Aradan bir süre geçti, yine Nigar tarlaya giderken, ağaçların arasında bir karaltı (gölge) gördü, korku ve heyecanla, karaltıdan uzaklaşmaya, koşmaya başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Size olan tutkum beni günlerdir kasdı kavurdu, size aşık oldum, sizden ayrı yaşayamam n'olur kabul edin, ne isterseniz yaparım, gerekirse kulun kölende olurum" diyerek genç kızın ayaklarına kapandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birkaç gün sonra, delikanlı kendi ailesini, Nigar'ı istetmek için, Nigar'ın babasına gönderir ![]() ![]() ![]() ![]() Taşlıca köyünün muhtarı ile o köyün ileri gelen büyükleri , Nigar'ın babasına iknaya giderler, ama bir türlü ikna edemezler, ikna edilmediğini gören, delikanlının babası istemeyerekte olsa geri dönerler ![]() Nigar'ın babası, düğürcüler gittikten sonra, Nigar'ı yanına çağırır, Nigar'a; kız sen bu oğlanla görüştün mü? Kimler bu gelenler, seni nerden tanıdılar, bana doğruyu söyle, eğer doğruyu söylemessen senin kemiklerini kırarım, öldürürüm diyerek kızı Nigar'a vurmaya başlar, zavallı kız ise o delikanlıyı tanımadığını , görüşmediğini haykırır, ağlar, sızlar ![]() ![]() Babasının elinden kurtulan Nigar, odasına kapanır, kimseyle görüşmez, yemez içmez deli divane gibi durmadan göz yaşı döker ![]() Nigar'ın yaşadığı zor günleri öğrenen delikanlı, bir yandan kendini suçlar, diğer yandında, Nigar'la buluşma çarelerini aramaktadır ![]() ![]() Öte yandan, delikanlı ise; çöpçatan teyzesinin eli boş mu dönecek, dolu mu dönecek, hayır haberlerle mi, yaksa hayırsız haberlerle mi dönecek bunun merakı içinde iken, çöpçatan teyzesi delikanlıya hayırlı haberle varınca, Delikanlı, köyün ileri gelenlerini de alır, Nigar'ın babasına düğürlüğe giderler ve razı ederler ![]() Bunu duyan Nigar'da, içindeki alevin söneceği günü sabırsızlıkla beklemeye çalışır ![]() ![]() ![]() Ertesi günü öğle namazından sonra, gelini almak için, gelin halayı ile büyükler gelir ![]() ![]() Davul-Zurna ve Köçekçiler eşliğinde kırmızı pullu gelinlik içindeki gelini alırlar, süslenmiş ata bindirirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gelin Halayı ve Gelin tepeye gelince, aniden şimşekler çakmaya, rüzgar esmeye, fırtına kopmaya başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Düğün Halayında bulunanlarda, düğüncülerde, Oruç Gazi Dedenin sözünü dinlemekte çok geç kalmışlardı ![]() ![]() Rivayetlere göre: Taşlıca köyünde, kesinlikle davul çalınmaz ve kimsede çalmaya cesaret edemez ![]() Yıllar sonra olaya inanmayan düğün sahibi, yaşlıların anlattığına aldırış etmez, düğünlerinde köye davulcu çağırır, yenilir içilir, gece "Yatsı" namazından sonra ateş yıkılır, Sinsin'ler oynanır, davullar çalınır ![]() ![]() Efsaneye göre; aradan yıllar geçer, yine düğün dernek kurulur, düğün sahibi Ağa; Ben biricik oğluma şanlı şöhretli, dillere destan düğün yapacağım, herkes yesin içsin, vursun davullar, çalsın zurnalar der ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Durdurun çalmayı, Ağamız fenalaştı, yetişin, yetişin diye bağırır ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine, o köyün halkı, o günden sonra birdaha davulcu getirtmeye, düğünlü dernekli düğün yapmaya cesaret edememişlerdir, o gün bu gündür köyde davul zurna çalınmaz ![]() Düğünler davulsuz zurnasız yapılır, aksi halde başlarına bir bel'nın geleceğine inanırlar ![]() Olayı yaşayan Oruç Gazi Sultan Dede'nin Türbesi yine bu köydedir ![]() Zavallı delikanlının ise, akıbeti belli değildir ![]() ![]() (Kaynakça:Ali Arıöz,Şükrü Koçak Derleyen: Narin Ariöz Ali Arıöz 1926 Doğumlu ,vefat etti ![]() ![]() Malatya İnönü Üniv ![]() ![]() Şükrü Koçak Vefat etti ![]() Albat Dağı Ejderhası Eteğinde Ortanca Çeşme'nin bulunduğu Albat Dağı'ndan, bir ejderha çıkmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beyin elinde enine tuttuğu,iki tarafı da kesici kılıç,ejderhayı ağzından,kuyruğuna kadar ikiye parçalayıp öldürmüş ![]() ![]() ![]() ![]() (Kaynakça: Silvan Tevfik Dabakoğlu Terzi Babasından) Suzan (Suzi) ve Kırklardağı Diyarbakır'ın güneybatısında, Dicle Nehri kenarında, Kırklardağı vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Kadın,Kırklar Ziyareti'ne gelip dilek dilemiş, adak adamış ![]() ![]() ![]() ![]() Suzan böylesine bin nazlarla büyüyüp,güzel bir genç kız olmuş ![]() ![]() ![]() Arkalarından habersizce Adil de gelmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Suzan - Suzi Türküsü Kırklardağı'nın yüzü Karanlık sardı düzü Ben öleydim Suzi-Suzi Ziyaret çarptı bizi Köprüaltı kapkara Anne gel beni ara Saçlarım kumlara batmış Tarak getir de tara Köprünün orta gözü Sular apardı düzü Ben öleydim Suzi-Suzi Dicle ayırdı bizi |
![]() |
![]() |
|