İnsan Denen Meçhul -37 (Hipfiz Hormonları) |
07-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnsan Denen Meçhul -37 (Hipfiz Hormonları)Hipfiz Hormonları Bir önceki sayıda yapısını ve ehemmiyetini anlattığımız hipofizin hayatî hormonlarının tesirlerine ve moleküler yapılarına kısaca temas edip seyahatimize devam edelim Hipofizin ön lobundan salgılanan altı hormondan birincisi, vücudumuzun büyümesinin kontrolünde tesirli olan somatotrop hormondur Büyüme hormonu olarak da bilinen bu salgı, 191 aminoasitten yapılmıştır 21500 molekül ağırlığında olan bu hormonun yarılanma ömrü 20–30 dakikadır Büyümek için hücre sayısının artması gerekir Bunun için de vücudun gelirlerinin giderlerinden fazla olması lâzımdır Çocukluk dönemindeki hızlı hücre artışı bütün dokularda büyümeye, kas ve kemik kitlesinde artışa vesile olur Neticede boy ve ağırlık artışıyla dengeli bir büyüme gerçekleşir Hormon salınmasındaki dengesizlikler, hormonun tesir ettiği dokulardaki cevap eksiklikleri büyümede geriliklere veya organlar arasında âhengin bozulmasına yol açabilir Baş büyürken kol ve bacaklar kısa kalabilir yahut baş küçük kalırken gövdenin büyümesi sürebilir Milyarlarca insanın organlarının genetik miraslarına bağlı kalınarak, mükemmel bir şekilde gelişmesinde rol alan büyüme hormonunun aslında sadece bir perde, asıl failin, hikmeti ve ilmi sonsuz Rabb'imiz olduğu unutulmamalıdır Lohusalık ve emzirme döneminde süt üretimi için meme bezlerini uyarmak ve bu sırada yeniden hamile kalınmaması için belli bir süre yumurtlamayı durdurmakla vazifelendirilen prolaktin hormonu 198 aminoasitten yapılmıştır ve 22000 molekül ağırlığına sahiptir Yarılanma ömrü 10–15 dakika olan prolaktin hormonun kandaki seviyesi, hamileliğin 8 haftasından itibaren Rahmeti Sonsuz'un Rahîm isminin tecellisi olarak artırılmaya başlanır Bunun sebebi, annenin dünyaya getireceği yavrusunu doğar doğmaz emzirebilmesidir 'Tabiat' olarak isimlendirdiğimiz sanat eserinin, aklı ve merhameti; salgı hücreleri ile hormon moleküllerinin de şuur ve iradeleri bulunmadığına göre, meme dokusunun büyümesini uyarmaya ve onu süt gibi hayatî bir gıdayı üretmek için bir fabrika gibi çalıştırmaya sonsuz kudret sahibi Allah'tan (celle celâlühü) başka kimin gücü yetebilir? Molekül ağırlığı 4500 olan adrenocorticotrop hormon, 36 aminoasitten ibaret bir polipeptiddir Yarılanma ömrü 5–10 dakika olan bu hormonun vazifesi böbreküstü bezinin fonksiyonlarını uyarmaktır Bunlar arasında kortizol sentezi ve salgılanmasını artırmak, kolesterol metabolizmasında rol almak da vardır Yarılanma ömrü 50 dakika olan tiroid uyarıcı hormon, kimyevî açıdan bir glikoproteindir 92 ve 110 aminoasitlik iki ayrı altbirimden yapılan hormonun molekül ağırlığı 30000'dir Tiroid gibi bütün metabolizma üzerinde tesiri olan bir bezin uyarılması ve kendisine ait hormon sentezlenmesi vazifesi bu hormona verilmiştir Kadınlarda yumurtalıktaki follikül adı verilen küçük keseciklerin olgunlaşmasını ve bunların içindeki yumurtanın gelişmesini; erkeklerde de testislerde (hayalarda) sperma hücrelerinin yapılmasını uyaran follikül uyarıcı hormon da 30000 molekül ağırlığında ve glikoprotein yapısında olup, 92 ve 115 aminoasitlik iki alt birimden yapılmıştır Bu hormonun kandaki yarılanma ömrü 50–130 dakikadır Kadında yumurta atıldıktan sonra yumurtalığın tamirini sağlayan sarı cismin (corpus luteum) yapımını, erkekte de cinsiyete ait özelliklerin ortaya çıkmasına vesile olan testosteron hormonunun yapımını uyaran luteinleştirici hormon da glikoprotein yapısında olup, iki alt birimden ibarettir 92 ve 118 aminoasitten yapılmış bu birimlerin toplam molekül ağırlığı da önceki iki hormon gibi 30000'dir Bu hormonun kandaki yarılanma süresi 100–160 dakikadır Arka lop ile ön lobu birbirine bağlayan orta kısımda sadece bir hormon salgılanır Deri renginin ayarlanmasını sağlayan pigment hücrelerini (melanosit) uyaran melanosit uyarıcı hormon, 22 aminoasitten yapılmış polipeptid yapıda ve molekül ağırlığı 4500 olan bir hormondur Hipofizin arka lobundan iki hormon salınır: Vasopressin (antidiüretik hormon) ve oksitosin Vasopressinin birinci vazifesi, böbreklerden su geri emilimini artırmaktır Vücudun sıvı hacmi ve doygunluğunun düzenlenmesiyle vazifeli hormondur Kanda ozmotik basınç yükselmesine ve hidrostatik basıncın düşüşüne göre cevap verir Bu hormonun salgılanmasıyla ilgili sistemdeki bir bozukluk, aşırı su kaybına (meselâ; şekersiz şeker hastalığı olarak bilinen diabetes insipidus'ta) veya aşırı su tutulmasına yol açabilir Vasopressin, dokuz aminoasitten yapılmış, molekül ağırlığı 1000 olan bir oligopeptiddir Vücut susuz kaldığında vasopressin salınır ve böbreklerin suyu tutması sağlanır Böylece hacmi düşük, yoğunluğu yüksek bir idrar oluşturulur Vasopressin eksikliğinde idrar atılması artar (diurese) Ayrıca adrenalinden daha zayıf fakat daha uzun süreli (orta derece) bir damar daraltıcı (vasokonstriksiyon) tesire sahip bu hormon, kan basıncını artırır Aşırı kanama gibi durumlarda kan hacmi çok fazla düştüğünde, vasopressin kan basıncının tekrar normal seviyelere çekilmesinde önemli bir telâfi edici vazife yapar Kimyevî bakımdan oksitosine benzeyen bu hormonda farklı olarak, leucine ve izolecine yerine phenylalanine ve lysine aminoasitleri veya phenylalanine ve arginine bulunur Sonsuz Hikmet ve Kudret Sahibi, sadece iki aminoasidi değiştirerek bir hormonun mahiyetini farklı bir yöne çevirmektedir Oksitosin, aminoasit sayısı ve molekül ağırlığı bakımından vasopressinden farklı değildir; bilhassa doğum ve emzirmede vazifelidir Doğum faaliyetinin başlamasında bir rolünün olmadığı düşünülse de, doğumun ileri safhasında rahim kaslarının kasılmalarının uyarıcısı olduğu bilinmektedir Böylece doğumun kolaylaşmasına vesile olur Hamilelerde, östrojen, rahim kaslarındaki oksitosin alıcılarının sayısının artışını uyarır ve bu alıcıların sayısı, doğum yakınlaştıkça en yüksek seviyeye çıkarılır Oksitosin üretimi hızla artarken, enteresan bir şekilde aynı ânda rahim kasları, oksitosin hormonuna karşı olağanüstü bir hassasiyet kazanır Doğum hâdisesinin ikinci safhasında, bebek rahimden çıkarken oksitosin seviyesi zirveye çıkar Şiddetli doğum kanamalarının durdurulması için bu gereklidir Doğum sırasında, bazı kadınlara, ağrının dinmesi ve doğumun daha kolay olması için damardan oksitosin verilmektedir Oksitosin karmaşık bir refleks sürecine bağlı olarak süt akımında da önemli rol oynar Meme başındaki sinir uçlarını uyaran emmeyle başlayan süreç, omurilik üzerinden orta beyin ve hipotalamusa ulaşarak hipofizden oksitosinin açığa çıkmasına sebep olur Neticede meme bezinin miyoepitel hücrelerinin kasılmasıyla, süt akışı başlar Ağrı veya korku, bu refleks zincirinin engellenmesine ve süt akışına mâni olur Bazı kadınlarda sadece bebeğin ağlaması bile, oksitosin salgısı ve sütün akması için yeterli bir tesir meydana getirir Bu hormonun üçüncü bir tesiri de kan basıncının düşürülmesinde görülür Vasopressinin artmasına sebep olduğu kan basıncı oksitosin tarafından düşürülerek dengelenir Hamilelik, doğum, süt üretimi ve emzirme gibi art arda gelen kompleks biyokimyevî hâdiseleri, rahmeti bütün âlemleri içine alan Allah'a vermediğimiz takdirde, tesadüfî mutasyon ve tabiî seleksiyonla açıklamamız mümkün değildir Büyüme, enerji elde etme ve harcama (metabolizma); vücudun su ve mineral dengesinin korunması, dolaşım ve solunum sistemlerinin koordinasyonu, yeni yavrular dünyaya getirerek neslin muhafazası gibi daha birçok vücut faaliyetinin haberimiz olmadan, aksamadan, mükemmel bir denge içinde yürütülmesini hiçbir bir bilgisayar programı insanın yaratılışına uygun plânlayamaz Zîrâ bütün bu faaliyetler, insanın bedeniyle beraber mânevî boyutuyla ve ruhî melekeleriyle de yakından alâkalıdır Heyecan, gerilim, öfke, sakinlik, huzur ve itminan gibi çeşitli ruh hâlleri; beyin ve hipotalamus üzerinden bütün hormonlara, dolayısıyla bedenin işleyişine tesir eder Yarım gramdan biraz daha fazla (yaklaşık 600 mg) ağırlığı, bir cm civarında büyüklüğü olan minicik bir hücre yığınının bütün vücuda ait düzenleme ve kontrol faaliyetlerinde söz sahibi gibi görülmesi, sadece icraatın sebepler perdesi arkasına gizlenmesidir Asıl marifet, bu perdelerin ardındaki Hakiki Kudret Sahibi'ni görmek olsa gerek! ProfDr Arif SARSILMAZ |
|