İnsan Denen Meçhul -36 (Hormonlar) |
07-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İnsan Denen Meçhul -36 (Hormonlar)Miktarları çok az olmakla beraber iç salgı bezi denen organlarda sentezlendikten sonra salgılanan, hususi bir kimyevî yapıya sahip maddelere hormon adı verilir 1905 yılında Starling tarafından tarif edilip ismi konulan bu maddelerden tiroksin hormonu 1914'te ilk olarak Kendal tarafından tiroid bezinden çıkarılarak elde edildi Östrogenin saf hâli 1929'da elde edildi 1954'te Sanger tarafından insulinin yapısı izah edildi Glukagon 1957'de açıklandıktan sonra, 1960'ta sentez edildi İnsulinin ilk defa sentezlendiği 1965 yılı şeker hastaları açısından oldukça önemlidir 1966'da büyüme hormonu somatotropinin yapısı açıklandı Gen teknolojisiyle bakterilere insulin sentezlettirilmesine ise, 1982 yılında muvaffak olundu Hormonlar dünyası sırlı bir yapıya sahiptir Sinir sistemi ile birlikte insan vücudunun işleyişinin kontrolünde vazife verilen endokrin sistemin (iç salgı bezleri) çalıştırılması, akılları durduracak enteresan kimyevî reaksiyon zincirleri ve feed-back (geri-besleme) süreçleri ile yürütülür Vücudun bütün organlarının sağlıklı işleyişi, hormonlarla birlikte sinir sisteminin koordinasyon içinde çalışmasına bağlıdır Büyük bir vücudun işleyişinde hayatî önemi olan çok küçük miktarlardaki bu maddeler sentezlenip salgılanmasaydı insan vücudu, bütün âlet ve makineleri tam dev bir fabrikanın belli yerlerindeki eksik elektrik sigortaları sebebiyle işe yaramamasına benzerdi Hormonların sentez zamanı ve miktarı mükemmel bir nizâm içinde yürütülür Enerji metabolizması, büyüme, sindirim, boşaltım, üreme faaliyetleri ve daha birçok sistem, sinirlerle beraber hormonların kontrolünde işletilir Hormonların azlığı ve çokluğu vücut dengelerini ciddi şekilde bozup hastalıklara sebep olacağından, hormonların miktarı ciddi bir kontrolü lüzumlu kılmaktadır Böyle dinamik bir sistemin kontrolüne bağlanmış parametrelerin çokluğu hesaplandığında, akılları durduracak bir ilim ve kudretin varlığı hemen anlaşılır Miligram, mikrogram miktarlarında, hassas bir zamanlamayla dengeli bir şekilde yürütülen hormon sentez ve salgılama faaliyetlerinde, minik birer fabrika olan iç salgı bezlerinin yapılarında Nakkâş-ı Ezelî'nin başta Hafîz, Müdebbir, Basîr, Kuddüs ve Rahîm olmak üzere birçok isminin cilvesini müşahede edebiliriz Hipotalamus ve hormonlar: Sinir sisteminin merkezi konumundaki beyin ile hormonların merkezi arasında sıkı bir irtibat vardır En temel hormonlar hipofiz denen iç salgı bezinden salgılanır Bu bez, kafatasının zemin kısmında Sella turcica (Türk eğeri) adı verilen bir kemik oyuğuna yerleştirilmiştir Kiraz büyüklüğündeki bu bezin, hayatî öneme sahip kılınmış hormonlarını salgılaması için hypothalamus denen ve ara beyin bölgesinde bulunan özel hücre gruplarından salgılanan eser miktarlardaki hormonlara ihtiyacı vardır "Hormon salgılanmasına vesile hormonlar" diyebileceğimiz bu maddelerin salgılanması, diğer hayatî metabolik süreçlere ait hormonların yapılması için uyarıcı faktör kabul edilir Bunlar salındıktan sonra ilgili salgı bezi aktifleştirilir ve kabiliyetine göre salgı yapmaya başlar Her safhadaki kontrol seviyelerinde ayrı bir faktör iş görebilir Salgının sentezini uyarmak için bir hormon gerekliyken, aynı salgının yapıldığı yerden kana dâhil edilmesi için başka bir hormon daha gerekli olabilir Hipotalamustan salınan bu yönlendirici hormonlar, hayatta kalmak için şart olan sindirim, solunum, dolaşım, boşaltım hâdiselerinin (vegetatif fonksiyonlar) ve iç salgıbezlerinin fonksiyonlarının kontrolünde vazifelidir Bu hormonlar herhangi bir fonksiyonun harekete geçirilmesi veya durdurulmasında, uyarıcı veya baskılayıcı olarak birbirine zıt salgıları dengeli bir şekilde tetiklemeye vesile faktörlerdir Vücudun dengelerini muhafaza etmek için salgılanan bu hormonların başında somatotropin uyarıcı hormon veya büyüme hormonunu uyarıcı hormon vardır; bu hormon 44 aminoasitten yapılmış bir polipeptiddir Ergin insanların kanındaki yarı ömrü 60–120 dakikada olan bu hormonun salgılanması, büyümeyi kontrol etmede gerekli 191 aminoasitten yapılmış 21500 molekül büyüklüğündeki somatotropin salgılanmasına vesile olur Bunun aksine, büyümeyi baskılayan somatostatin veya büyüme hormonunu baskılayıcı hormon 14/28 aminoasitten yapılmış bir polipeptiddir; bu hormonun kandaki yarılanma ömrü 2–4 dakikadır Bu iki hormon başta kişinin genetik mirasına ve beslenme şartlarına bağlı olarak mükemmel bir denge içinde salgılanır Somatotropinler aşırı salgılanır ve denge bozulursa kemiklerin aşırı uzamasından, devlik hastalığı (gigantizim) meydana gelirken; somatostatinler aşırı salgılanırsa boy çok kısa kalır ve cücelik hastalığı (dwarfizm) ortaya çıkar Vücudun temel metabolizma hızıyla alâkalı tiroid bezinin salgılarını uyaran ise, üç aminoasitten yapılmış (tripeptid) thyrotropin uyarıcı hormondur Cinsiyet organlarının gelişerek aktifleşmesini uyaran gonadotropin uyarıcı hormon, kimyevî bakımdan 10 aminoasitten yapılmış 1181 molekül ağırlığında bir oligopeptiddir Yarılanma ömrü 8–10 dakika olan bu hormon yeterli salgılanmazsa erkeklik ve dişilik karakterleri yeterince belirli hâle gelmez Böbreküstü bezinin hormonlarını uyarıcı corticotropin uyarıcı hormon da 41 aminoasitten yapılmış bir polipeptiddir Hamilelik, doğum ve yavrunun emzirilmesi süreçlerinin kontrolünde vazifelenmiş olan hormonların başında 56 aminoasitten yapılmış prolactin durdurucu hormon gelir Hipofizin yapısına ait ölçüler ve salgı taneciklerinin boyları Hipotalamusun hemen yanıbaşında bulunan ve ona bağlanan hipofiz, vücudun temel kontrol nizamnâmesini belirlemek için yaratılmış en mühim iç salgı bezidir Embriyo hayatının 24 günü gelişmeye başlayan bu bezin ne zaman faaliyete geçtiği ise bilinmemektedir; bununla beraber hipofiz hücreleri içinde ilk salgı tanecikleri 12 haftanın sonundaki embriyoda görülmüştür Bir gramdan daha az bir ağırlığa sahip olan (erkeklerde 500–600 mg, kadınlarda ise 600–800 mg) bu bezin boyu 10 mm, genişliği 13 mm, kalınlığı da 4 mm kadardır Hipofiz ön ve arka olmak üzere iki loptan müteşekkildir Ön lop bezin % 73'ünü, arka lop % 25'ini teşkil ederken, bezin % 2'lik orta kısmı da iki lobu birbirine bağlar Hipofizde üç tip özel hücre vardır Fonksiyonları henüz tam bilinmeyen ve boya tutmayan tabiattaki (kromofob) hücreler yaklaşık % 50'sini teşkil eder Asit boyalarla boyanan (asidofilik) hücreler prolactin hormonu, somatotrop hormon ve melanosit uyarıcı hormon üretir ve hipofizin % 40'ını yapar Kalan % 10'u teşkil eden hücre grubu ise bazik boyalarla boyanan hücreler (bazofilik) olup, bunlar adrenocorticotrop hormon, tiroid uyarıcı hormon, follikül uyarıcı hormon ve luteinleştirici hormon salgılar Hormon salgısını teşkil eden taneciklerin çapları da farklıdır Somatotrop hormon tanecikleri 300–350 nm, prolactin tanecikleri 550-600 nm, follikül uyarıcı hormon tanecikleri 200 nm, luteinleştirici hormon tanecikleri 250 nm, tiroid uyarıcı hormon tanecikleri 120-200 nm, adrenocorticotrop hormon tanecikleri 100-200 nm, melanotropin tanecikleri de 200-300 nm çapındadır Nanometre (milimetrenin milyarda biri) boyunda olan bu salgı taneciklerinin kimyevî yapısı incelendiğinde, her bir hormonun belirli sayıda aminoasitten veya glikoproteinlerin hususi dizilişleriyle teşkil edildiği ve farklı molekül ağırlığına sahip olduğu görülür Bu kadar küçük yapıdaki moleküller, koskoca bir vücudun sıhhatine ve hayatta kalmasına vesile bu atomik gruplar, akıl ve şuurları olmadığı hâlde nasıl bu kadar mükemmel bir işleyişte anahtar role sahip olabiliyorlar? Yüz trilyonluk bir hücre kitlesinin aksamadan, akıllara durgunluk verecek bir mükemmellikte idare edilmesini hormonların moleküllerini teşkil eden atomlara vermek büyük bir cehalet olmaz mı? Hiçbir sanal veya hayalî mefhumun (tabiatın) parmak karıştıramayacağı kadar mükemmel olan hipofiz hormonlarının yaptığı vazifeleri Allah'ın kudretinden başka şeyle izaha kalkışmak abes değil midir? ProfDr Arif SARSILMAZ |
|