|
|
Konu Araçları |
bilinmeyen, canlılar, canlıların, ilginç, özellikleri |
İlginç Canlılar Ve Canlıların Bilinmeyen Özellikleri... |
07-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İlginç Canlılar Ve Canlıların Bilinmeyen Özellikleri...Evlerimizde yada işyerlerimizde sıklıkla karşılaştığımız canlılar vardır, birde bunun yanında hiç tanımadığımız yağmur ormanı canlıları, kutup canlıları yada çöl hayvanları vardırki bunları ancak belgesellerde gorebiliyoruzFakat gördüğümüz bu canlılar kendi dünyalarında mucizevi bir yaşam sürdürmektedirler Her canlı yaşadığı ortama olagan üstü bir uyum içerisindedir Buna karşın beslenme, avlanma ve ilginç savunma mekanizmaları ise insanı gerçektende hayrete düşürmektedir Doğada yaklaşık olarak 40 milyonun üzerinde farklı canlı türü yaşamaktadır Bu gerçekende çok yüksek bir rakamdırFakat bu canlıların yanlızca küçük bir bölümü var olmasaydı şu an dünya üzerindeki "Ekolojik" dengeler altüst olacaktı Sitenin bu bolümünde,canlıların yaşadıgı bu ortak ekosistem içerisinde birbirleriyle ne tür bir ilişki içinde olduklarını özetlemeye çalıştım PİRENİN TEKNOLOJİSİ Canlı dostlarımızdan birisi olan pire vucut yapısının ufaklığına karşın olağan üstü bir tasarıma sahiptirHiç düşündünüzmü " Bir pire nasıl oluyorda kendi vücudunun 30 - 40 katı yuksekliğe sıçrayabiliyor ? " Bu sorunun cevabını pirenin anatomisini inceleyerek vermeye çalışalım Yandaki resimde mikroskop altına yatırılmış bir pire görülüyorBelkide herkese itici gelen bu hayvan aslında bir muhendislik harikasıdırBir pire kuvvetli bir biçimde sıçradığı vakit 30-40 cm uzağa gidebilirBunu ise bacaklarındaki özel bir sisteme borçludur Şaşırtıcı olan bulgu ise, sıçramasindaki asıl etmenin bacak kaslarında değil, bacaklara bağlıpotansiyel bir yay siteminde olduğudurBu sistem tıpkı bir sapan gibi çalışır Bir miktar enerjiyi depo eden bu esnek sistem depoladığı potansiyel enerjiyi aniden bacaklara aktarırBacaklara aktarılan bu kinetik enerji sadece %5 lik bir kayıpla pirenin olağan üstü bir yuksekliğe sıçramasına neden olur Şu an insanlar tarafından üstün teknolojiyle üretilen yay,lastik vb maddeler bile depoladıkları enerjiyi ancak %15 lik bir kayıpla kinetik enerjiye çevirebilmektedirFakat bu kayıp pirenin bacaklarındaki sistemde %5 tirBu derece muthiş bir tasarıma sahip bir pire boyunun 80 - 100 katı yüksekliğe kadar rahatça sıçrayabilir Pire kendinden 100 kat yükseğe sıçradıktan sonra büyük bir hızla yere düşerBuna rağmen vücüdünda hiçbir zarar meydana gelmezÇünki vücudunda iskelet sistemi yerine pamuk gibi yumuşak tabakalar bulunurÖrneğin böceklerin sert kabuklarına karşın pirelerin kabukları oldukca yumuşak bir yapıya sahiptirBu yapı şiddetli darbeleri emerek pirenin hasar görmesini engeller SUDAKİ TUZAK Bazı okyanus ve tatlı sularda yaşayan bir tür bitki beslenme ihtiyacını ilginç bir tuzak sistemiyle karşılamaktadırBu bitkinin Türkce ismi " Su kapanı " dırBu bitki tıpkı sönmuş bir balona benzerBitkinin vücudunun etrafından sarkan ilginç uzantılar vardırBu uzantılar aslında dokunma duyusunu algılayabilen reseptörlerdirBunun dışında birde bitkinin gövdesinin yanında bir kapakçık bulunurYakınlardan geçen bir canlı bu reseptörlere dokunduğu vakit kapakçık derhal açılırBir vakum sistemiyle bitkinin içine süratle su dolmaya başlar Şeklin sağdaki ve alttaki bölumlerindede görüldüğü gibi suyun akım şiddetine kapılan canlı bitkinin içerisine sürüklenirArdından kapak süratle kapanır Tabii bundan sonra canlının yapacağı pek birşey kalmazBu aşamadan sonra bitki salgıladığı enzimlerle (eritici maddelerle) böceği sindirerek besin ihtiyacını karşılamış olur BİR ARININ HİKAYESİ Hiç merak ettinizmi acaba arılar niçin bal yapar ?Bir arı yaşamı boyunca ortalama olarak 3 - 4 damla bal üretebilirFakat ürettiği bu bal bile kendi besin ihtiyacının çok üzerindedirBu ise insanın aklına kocaman bir soru işaretinide beraberinde getirmektedirDoğadaki tüm canlılar gereğinden fazla besin toplayarak israf yapmaktan kaçınırlarFakat arılar tam aksine, bir kovan arı sürüsü için gerekli olan 100 - 150 gram bal yerine litrelerce bal üretirlerBunun nedenini arının yaşam hikayesini inceleyerek açıklamaya çalışalım Arının macerası kovanı terketmekle başlarArıdaki koku reseptörleri o kadar hassastır ki bu reseptörler kilometrelerce ötedeki güzel kokulu bir nektar çiçeginin bile varlığını algılayabilirArı çiçege vardığı vakit nektarını ağız aletleriyle içine çekmeye başlarArının diğer bir mucizevi özelligi ise geldiği yolu hiç şaşırmadan kilometrelerce ötedeki kovana tekrar ulaşabilmesidirArı yolculuk esnasında midesine depoladığı nektarı bala dönüstürmektedirBunu ise midesindeki o eşsiz enzimlerle gerçekleştirir Arının sahip oldugu bu mükemmel özellikler bununla da bitmezAltıgen petekler üreten arılar bir mimara bile parmak ısırtacak ince hesaplamalar yaparlar Matematikçiler arıların niçin peteklerini beşgen, dörtgen, üçgen veya sekizgen değilde altıgen yaptıklarını merak edip hesaplamaları kağıda dökmüşlerKarşılaşılan sonuç ise insana adeta " Arı ne zaman matematik öğrendi " dedirtiyor Altıgen diğer çokgenlere gore kenar uzunluklarının toplamı en kısa olan şekildirBunu bilen arı peteğini altıgen yaparak en az malzemeyle en fazla peteği üretmektedirBöylelikle malzemeyi tasarruflu kullanarak balmumu israfını önlemiştirAyrıca altıgenler, yapıldığı petekte üretilen balı muhafaza etmek açısından maksimum hacim sağlarTabii arıların mucizeleri bununlada bitmiyor Bir arı kolonisi peteklerini yatayla 7-8 derecelik bir açı yapacak şekilde inşaa ederBöyle yapmasının nedeni peteğin içine bırakılan balın yere dökulmemesi içindirİlginç olan ise bu açının hiçbir zaman şaşmamasıdır Arılar peteklerini üretirken kovanın farklı yerlerinden başlarlarFakat arılar o kadar hassas hesaplamalar yaparlarki peteklerini merkezde kavuşturmalarına rağmen altıgenlerin simetrisinde bir bozukluk olmaz Başka bir şekilde açıklayalım Kovanın 4 köşesinden arılar peteği inşaa etmeye başlıyorlarHer bir arı altıgenleri kusursuz bir biçimde meydana getiriyorKovanlar köşelerden merkeze doğru ilerliyor ve en sonunda merkezde birleşiyorlarArılar öyle bir hesap yapmıştırki merkezde birbirleriyle kavuşan altıgen grupları birbirine yapıştırıldığında sanki altıgen yapımına merkezden başlanılmış gibi bir izlenim verirVe dahası petekteki altıgenlerin herbiri aynı boyutta olup aralarında büyüklük olarak 1 mm bile fark yoktur Gerçekten çok ince hesaplar üzerine oturtulmuş bu mimari eserin düşünme yeteneği olmayan küçücük böcekler tarafından yapılması, bir güç tarafından insanların hizmetine verildiğini göstermektedir BALON BALIK Denizlerde yaşayan bir tür balık çok akıllıca planlanmış bir savunma mekanizmasıyla düşmanlarından korunmaktadırBu balık düşmanla karsı karsıya olmadığı zamanlarda sıradan bir balık gibi görünürVücudunun etrafında iri dikenler olup bu dikenler balık normal haldeyken yassı olarak vücudun yanına yapışık vaziyettedir Yukarıda da görüldüğü gibi balık bir düşmanla karşı karşıya geldiği zaman düşmanının çene darbelerinden kendini korumak amacıyla vücudunu süratle suyla doldurmaya başlarBalık bir yandan şişerken bir yandanda vücuduna yapışık olan dikenler dik konuma gelir Bu dikenler oldukca sert olup düşmanın ağızıyla yaptığı darbelere karşı bir engel oluştururBalık, kendisinden daha büyük başka bir düşman tarafından yutulsa bile vücududundaki dikenler balığın düşmanın boğazından geçmesine engel olur Düşman, balığı yuttuğu gibi ağızından geri çıkarır Bu kadar akıllıca bir savunma mekanizmasını balığın düşünüp uygulamaya koyması elbette mümkün değildir SAVAŞ UÇAĞI SİVRİSİNEK İnsanların çoğu, sivrisinek kelimesini duydukları vakit tiksinti duyduklarını söylerlerFakat biz bu bölümde sivrisineği büyütec altına alarak sahip olduğu o essiz navigasyon cihazlarını siz okuyuculara aktarmaya calıştıkEminizki sizlerde sivrisineğin bilinmeyen yönlerini öğrendiğinizde hayranlığınızı gizleyemeyeceksiniz Bilindiği üzere sivrisinek insanların kanını emerek yaşayan bir canlı türüdürBunun dışında diğer canlıların kanlarınıda emerlerSivrisinekler belirli mevsimlerde yumurtalarını suya bırakarak üremeye başlarlarSuya bırakılan larvalar bir müddet burada kalarak değişim geçirmeye başlarlar Yumurtalardaki mükemmel bir sistem suda boğulmalarını engellerBu sistem tıpkı dalgıçların kullandığı borulara benzer ve sifon adını alırBorunun bir ucu yumurtaya bağlı iken diğer ucu su yuzeyinin üzerindedirLarva olgunlaştıktan sonra yavru sivrisinek yumurtadan çıkar ve hayata atılır Asağıdaki resimde su yüzeyinden baş aşağı sarkmış olan larvaların nefes almasını sağlayan sifon sistemleri net bir sekilde görülmektedir Bir sivrisinekte o kadar kusursuz reseptörler vardır ki bu reseptörlerle, sinek bir kan birikintisine hiç dokunmadan kanın grubunu bile belirleyebilir Sinekteki reseptörler elbette bununla bununla sınırlı değildirÖzellikle bacak bölgelerinde bulunan çeşitli reseptörler, sineğin havadaki hızını ve çevre sıcaklığını çok hassas bir şekilde algılayabilirIsı reseptörleri o kadar hassastırki çevredeki sıcaklığın 1000 de biri (0,001 C) değerindeki bir degişikliği bile rahatlıkla algılayabilir Sivrisinekteki diğer bir mucizevi sistem ise sahip olduğu gece görüş cihazlarıdır Farzedinki siz geceleyin zifiri karanlık bir odada uyuyorsunuzÜstünüze kocaman bir yorgan örtmüşsünüz fakat 1 parmağınız yorganın dışında kalmış Odada bulunan bir sivrisinek odada hiç bir ışık kaynağı olmamasına rağmen sizin yorganın dışında kalan parmağınızı rahatlıkla görebilirBunu başarmasının nedeni sahip olduğu kızılötesi görüş organlarıdır Bu organlar, parmağınızın sinek tarafından algılanması yanında parmağınızdaki damarların hangisinin deri yuzeyine daha yakın olduğunu bile tespit edebilir Burada durup düşünmek gerekirZifiri karanlık bir odada göz gözü görmezken küçücük bir sivrisinek yalızca parmağımızı görmekle kalmıyor birde parmağımızdaki damarların konumunu bile tespit edebiliyorBu sistem gerçektende harikulade bir yaratılış eseridirBu harikulade canlılar, bugünün savaş uçaklarında yeni yeni kullanılmaya başlayan kızılötesi görüş sistemini milyonlarca yıldan beri kullanmaktadır Bir sivrisinek sahip olduğu özel bir hortum vasıtasıyla avını sokarak kanını emerBasit gibi görunen bu işlem aslında birtakım karmaşık basamaklar sonucunda meydana gelir Yukarıdaki şekillerden soldakinde hortumunu deriye saplamış vaziyette kan emen bir sivrisinek görülmektedirSağdaki resimde ise " Elektron tarama mikroskobu " ile fotoğrafı çekilmis bir sivrisineğin ağız aletleri görülmektedir Sivrisinekteki ağız aletleri resimde görulenden çok daha karmaşıktırBir sivri sinek kan emeceği kurbanının üzerine konduktan sonra hortumundaki 6 adet bıçaktan 4 tanesi ile deriyi kesmeye başlarHortumunu en yakın damara kadar sokan sinek, hortumundaki diğer 2 bıçağıda deriye saplayarak damardan kanı çekmeye baslarFakat ortada büyük bir problem vardır Kurbanın kanı damardan çıkar çıkmaz pıhtılaşmak için bir seri reaksiyon geçirmeye başlayacaktırKanın pıhtılaşması ise sivrisineğin kan emmesi sırasında büyük bir engel teşkil ederFakat sivrisinek, kendisine yaratılışından verilen bir sistem ile bu problemi salgıladığı bir kimyasal madde vasıtasıyla hallederBu maddenin latince isimi " Hirudin " dirBu madde kanın pıhtılaşmasını sağlayacak reaksiyonları durdururKanın pıhtılaşması durdurulunca sivrisinek akışkan kanı rahatlıkla emer Fakat sivrisineğin sahip olduğu bu mükemmel silahlar bununlada sınırlı değildirSivrisinek damarına hortumunu soktuğu hayvanın canının yanmasını engelleyecek bir formül geliştirmiştirSivrisinek, bugün tıp alanında kullanılan " Anestezi (uyuyşturucu) " kimyasallarını kendi salgı bezleri ile üretirBu kimyasalı hortumun içinden geçen bir kanal aracılığı ile hayvanın derisinin altına zerk ederHortumun girdigi bölge uyuşunca, kurban, sinek tarafından sokulduğunun farkına bile varmaz Bu kadar mükemmel savaş silahlarına sahip bir sivrisinek, bir uçak kadar büyük değil, yanlızca bir kaç santim büyüklüğündedirBu kadar silahın bir kaç santimlik bir vücuda sığması kuşkusuz kendisini tasarlayan akla işaret etmektedir KAKTÜSÜN AKLI Kurak çöllerde yasayan bir tür bitki görenleri hayrete düşürmektedirBu bitki kurak yaşam şartlarında yaşamaya elverişli bir yapıya sahiptir Bitkinin gövdesini saran örtü ise çok kalındırBu vesileyle su kaybı en aza indirilmistir Bitkinin ilgi çekici yanı ise kendisini çöllerde yaşayan vahşi hayvanlara karşı korumak için özel bir kamuflaj sistemine sahip olmasıdır Resimde de görüldüğü gibi bu özel kaktüsü, hemen yanındakı çakıl taşlarından ayırmak çok güçtürÇölde yaşayan hayvanların ise bu bitkiyi farketmeleri mümkün değildir Burada problem, bitkinin kendini kamufle etmesinin yanında çakıl taşlarının rengini nereden bildiğidir Çünki bitkinin gözü yokturAklı ise hiç yokturAklı ve gözü olsa bile kendi DNA sını keyfine gore degiştiremeyeceğine göre, bitki kendisine yaratılışdan verilen DNA programı ile hareket etmektedir KÜÇÜCÜK BİR BAKTERİ Yaşadığımız heryerde çok kücük canlılar yaşamaktadırBu canlılar o kadar ufaktırlarki ışık mikroskobuyla bile güçlükle görülebilirlerBu mikroskobik canlıların büyük bölümünü ise " Bakteri " adı verilen tek hücreli bir canlı grubu oluşturur Bakterilerin vücutları yanlızca tekbir hücreden meydana gelmiştirBu kadar basit görünmesine karşın elektron mikroskopları ile yapılan araştırmalar, ışık mikroskobuyla bile zor görülebilen bu küçücük yaratıkların vücutlarında bile olağanüstü birer teknoloji ile tasarlanmış yapılar bulunduğunu göstermiştir Resimde bir bakterinin vücudunun, kamçısının bağlı olduğu bölgesinden boyuna bir kesiti görülüyorKesit oldukça karmaşıktır Özetlenecek olursa sırasına uygun olarak nizami bir şekilde yerleşen özel parçalar, bakterinin kamçısını maksimum verimle döndürecek şekilde birbirleriyle uyum içerisinde çalışmaktadırlar Sistem yakıt olarak ise hidrojen atomlarını kullanırYani (+) yüklü çıplak " Proton " larıBu ise insanların bile taklıt edemedigi olağanüstü bir sistemdir Belki gelecekte buna benzer enerji sistemleri kurulabilir kim bilir ? Burada verilen örnekler canlıların devasal alemlerinden yanlızca birkaç örnektirBiliyoruz ki doğada yaşayan milyonlarca canlı türünün herbiri ayrı ayrı birer tasarım harikasıdırCanlılar aleminin insanı içine çeken yönüde bu olsa gerek |
|