Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Tıp / Biyoloji / Farmakoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
denen, dişi, insan, meçhul42, organı, üreme

İnsan Denen Meçhul-42 (Dişi Üreme Organı)

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsan Denen Meçhul-42 (Dişi Üreme Organı)





Erkek üreme sisteminin; hormon ve sperm üretme, spermleri dişiye nakletme dışında önemli bir vazifesi yoktur Rabb'imiz dişi üreme sistemine; erkek üreme sisteminden daha fazla vazifeler yüklemiştir

Spermlerin uzun bir yolculuktan sonra yumurtayla birleşebilmesi için gerekli her türlü tedbir alınmıştır Döllenmiş yumurtanın gelişme süreci boyunca yerleşeceği rahim ve plâsenta gibi iki önemli organ, kadınların anne olmalarındaki üstünlüğü ve fedakârlıklarının büyüklüğünü gösterir

Uzunluğu 3 cm, genişliği 1,5 cm, kalınlığı 1 cm, ağırlığı da 7–14 gram olan yumurtalık (ovaryum), dişi yumurtasının üretildiği ve olgunlaştırıldığı organdır Embriyo henüz 5–6 haftalıkken, ileride yumurta olacak ata hücreler yumurtalığın içine göç eder Doğumdan önceki bu dönemde embriyo henüz beş aylıkken, yaklaşık 6 milyon yumurta hücresine sahiptir

Doğum sırasında 40000–50000'e kadar inen yumurta sayısı, ergenlik çağında 20000'e kadar düşer Bunların döllenmeye uygun yapıda olanları 400–500 kadardır Dolayısıyla kız çocuklarının doğumundan sonra mevcut yumurtalarından herhangi birinin döllenerek bir yavru meydana getirme ihtimali binde bir nispetindedir Kadınların bu yumurta hücrelerinin her ay birini kaybettikleri düşünüldüğünde, bir kadının doğurganlık çağı en fazla 40 yıldır

Yumurta hücresi olgunlaşırken, spermlerin olgunlaşmasına benzer şekilde, yumurtalık içinde belli safhalardan geçer Birinci safhada genç yumurta adayı hücrenin (primordial follikül) çapı 40 µm'dur Daha sonra sırasıyla kromozom sayısının 46'dan 23'e inmesi için bir seri farklılaşma ve büyüme dönemleri geçiren yumurta hücresinin çapı önce 50 µm (primer follikül), sonra 200 µm (sekonder follikül) ve 5000–10000 µm (tersiyer follikül) olur; en sonunda ise, yumurta hücresi 24000–28000 µm çapındaki Graaf follikülü hâline gelir Sekonder follikül hâlindeyken 80 µm olan kesenin içindeki asıl yumurta hücresinin çapı, olgunlaşmış safhada 110–140 µm arasındadır

Kadınların düzenli olarak her ay bir yumurta üretme periyodu 28 gün kabul edildiğinde, 14 gün 3–5 dakikalık bir süre içinde yırtılan follikül (kesecik) içinden çıkan olgun yumurta hücresi 24 saat kadar döllenmeye elverişli hâlde kalır

Dişi üreme organının ikinci kısmı olan fallop tüplerinin (tuba uterina) uzunluğu 10–18 cm'dir Yumurta hücresinin alındığı uç tarafındaki 1–2 cm'lik açıklığın kenarları kirpikli saçaklarla süslenmiş bir huni gibidir Hemen devamında gelen tüpün nispeten geniş (ampulla) kısmının uzunluğu 7 cm, kalınlığı 4–10 mm, daha sonra gelen ve rahime (uterus) bağlanan kısmın (ısthmus) uzunluğu 3 cm, kalınlığı da 1–3 mm'dir Yumurta hücresinin tüpün huni kısmından girip rahime ulaşma süresi 4–5 gün kadardır

Kudreti Sonsuz, potansiyel olarak yeni bir insan olma özelliğine sahip yumurta hücresinin kuruyup bozulmaması için tüpün duvarlarına özel bir salgı yapmaları için hücreler yerleştirmiştir Aylık periyodun birinci yarısında günde 0,5 ml, ortasında ise 1,5 ml salgı yapılır

Döllenmiş yumurtanın yerleşeceği ve dokuz ay boyunca korunup büyütüleceği bir yurt olan uterusa, dilimizde Rabb'imizin bir ismine izâfeten rahim denmiştir Hamilelik süresince giderek genişleyip büyüyen ve içine üç kilogramdan fazla olan bir yavruyu sığdıracak rahimin toplam boyu 7–8 cm, ana gövdesi (corpus uteri) 5 cm, boyun kısmı (cervix uteri) ise 3 cm'dir

Genişliği 3–4 cm, kalınlığı 2–3 cm olan rahimin ağırlığı ise normalde 50–80 gr olduğu hâlde hamileliğin sonunda 1000–1200 grama yükselir Rahimin duvar kalınlığı 2 cm olabilir Rahim duvarını teşkil eden kas tabakasındaki düz kas hücrelerinin uzunluğu normalde 50 µm olduğu hâlde, hamileliğin son dönemlerinde on misli uzayarak 500 µm kadar olur Rahimin ana gövdesi ile boyun kısmı arasında 70–90°'lik, boyun kısmı ile döl yolu arasında da 90°'lik bir açı vardır

Rahim çıkışından sonra dış dünyayla bağlantı kuran döl yolu veya doğum kanalı (vagina) olarak isimlendirilebilecek boru şeklindeki kısmın uzunluğu 8–12 cm, genişliği 2–3 cm, duvar kalınlığı 3 mm; duvarı döşeyen epitelin kalınlığı 150–200 µm, pH değeri ise 4–5'tir (asidik) Mesaneden dışarıya ayrı bir kanal hâlinde yapılmış olan kadın idrar yolunun genişliği 7–8 mm'dir ve erkek idrar yoluna nazaran daha kısadır (3–5 cm)

Rahim duvarı ile embriyoyu koruyucu örtülerden amnion ve chorion tabakalarının birbirine geçmesi ve eldiven parmağı şeklinde yoğun kan damarları ile desteklenen kıvrımlı memecikler (villüs) şeklindeki geniş yapıya plâsenta denir Embriyo ve anne arasındaki her türlü gıda maddesi/oksijen alışı; azotlu atıkların ve karbondioksitin atılması gibi hayatî faaliyetler ile annenin bağışıklık sisteminin embriyoya saldırmaması için gerekli değişiklikler hep plâsenta vasıtasıyla yürütülür

Kalınlığı yaklaşık 3 cm, çapı 20 cm, ağırlığı da yaklaşık 500 gram olan ve embriyoyu kuşatan plâsentanın villüslerinin arasındaki boşluklarda 200–250 ml kadar kan bulunur Plâsentanın kan dolaşımı yavrunun ihtiyacı ile annenin kapasitesi arasında çok uyumlu şekilde yürütülür Plâsentadan yavrunun kilogramı başına dakikada 150 ml kan geçirilir Kan plâsentanın villüsleri arasından 30 saniye süre ile geçerken annenin kanı ile yavrunun kanı birbirine karışmadan, 60–70 mm'lik civa basıncı ile sadece madde alış-verişi yapılır



Plâsenta teşkil edilirken embriyonun üzerindeki hücre tabakası (throphoblast) ile rahimin iç duvarı (endometrium) arasındaki ilk bağlantılar 13–14 günlerde, ikinci derecedeki kan damarları ile daha sağlam birleşmeler 15–18 günlerde kurulur

Kan damarının bir şebeke olarak yayılması 19 günden itibaren başlar Birinci derecedeki ilk plâsentanın kan ihtiyacını karşılamak için annenin atar damarları 200 kadar dala ayrılarak villüslerin içinde dağılır Bu dalların da her biri 60–70 kadar talî kola ayrılır ve bir ağaç gibi yayılır Bu dallanmış ağaç kökü manzarasını yapan damarların enine kesitlerinde birinci derecedekileri 1–2 mm, ikinci derecedekileri 0,5–1mm, üçüncü derecedekileri 60–500 µm çapa sahiptir

Dalların en uç kısımlarından bir önceki damarlar 50–200 µm, en uçta yer alan ince kılcallar ise 50 µm çapındadır Plâsentanın madde alış-verişi yapan damarlarının yüzeyi düz bir şekilde açılıp yayılacak olsa 12–14 m2'lik bir saha teşkil eder Bu kadar bir saha yavrunun ihtiyacını rahatlıkla karşılayacaktır

Dünyaya getirilecek nâzenin bir yavrunun bütün ihtiyaçlarını en ince teferruatına kadar karşılayabilecek yapıdaki ana rahmini, ilim ve kudret sahibi Allah'tan (celle celâlühü) başka kim bu kadar mükemmel hazırlayabilir Sınırsız fizikî ve kimyevî unsurlara kimin sözü geçebilir? Anatomi, fizyoloji, histoloji, embriyoloji ve diğer ilimler hep birlikte şu cümleye işaret ediyor: "İlim ilim bilmektir; İlim Allah'ı bilmektir!"




ProfDr Arif SARSILMAZ

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.