Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Tıp / Biyoloji / Farmakoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
denen, derimiz, dokunma, duyusu, insan, koruma, meçhul, organı

İnsan Denen Meçhul -26 (Dokunma Duyusu Ve Koruma Organı: Derimiz)

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsan Denen Meçhul -26 (Dokunma Duyusu Ve Koruma Organı: Derimiz)





DOKUNMA DUYUSU ve KORUNMA ORGANIMIZ DERİ
İnsan vücudunun dış dünya ile sınırını teşkil eden deri, zahiren kuru ve cansız bir tabaka gibi görünmesine rağmen, insanın tanınmasında mükemmel bir kimlik vazifesi görür Kaşlardan, saçlara ve parmak izlerine kadar insanı tanıtan bütün kimlik bilgileri deriye aittir

Deri; terleme vasıtasıyla vücut ısısının ayarlanmasında vazife yaptığı gibi, mikrop ve parazitlerin girişini de engeller, çeşitli salgılarla onların uzaklaştırılmasında rol alır Deri ayrıca, dokunmayı, basıncı, sıcak-soğuğu idrâk etmemizde, acı ve ağrı alıcılarıyla zararlı tesirleri hissetmemizde vazifelendirilmiş binlerce alıcı hücresi (receptor) ile tam bir erken alarm sistemi olarak vücudumuzun her durumdan haberdar olmasında vazife görür

İnsan hayatının devamlılığında çok mühim roller verilmiş mükemmel bir organ olan deriyi rakamlarla tanımaya çalışalım: Ergin bir insanın deri alanının, vücut büyüklüğüne göre, 1,5–1,8 m2 arasında değiştiği görülür Derinin % 20'si yandığı takdirde hayat sona erebilir Bu nispetteki derinin ağırlığı, kişinin büyüklüğüne göre 11–15 kg arasındadır ve bunun da yaklaşık 4 kg'ı üst deriye, geri kalan kısmı da, alt deriye aittir İnsanın toplam vücut kitlesinin % 16'sını derinin teşkil ettiğini söylenebilir

İnsan derisinin 1 cm2'sinde 6 milyon hücre bulunur İnsan derisini teşkil eden toplam 100 milyar hücre, üst deri bölgesinde birbiriyle çok sıkı şekilde örülmüş ve mikroplar için geçilmesi çok zor bir engel teşkil etmiştir Bu hücrelerin % 85'i keratinosit adı verilen -esas koruyucu madde olan- sert ve kuru keratin maddesi sentezleyen kısımken, % 15'i de, keratin üretmeyen diğer özel hücrelerdir (sinir, kan, receptör, pigment hücresi ve bez hücreleri gibi) Derinin rengini üreten ve melanin pigmenti sentezleyen özel hücreye melanosit denir ve bu hücreden, her bir mm2 deride yaklaşık 1000 adet bulunur

Derinin en üst yüzeyinde bulunan yaşlı/ölü hücrelerden her gün 10 gram kadar dökülür Üst deri (epidermis) adı verilen derinin en dış kısmının kalınlığı 0,05–0,1 mm arasında değişirken, bu tabakanın kalınlığı avuç içinde 0,5; ayak tabanlarında da 0,75–1,2 mm'ye kadar çıkar Aşırı sürtünmeye maruz kalan ayak nasırlarında bu kalınlık, 4 mm'ye kadar yükselebilir

Epidermis farklı alt tabakalardan yaratılmıştır Alt deriye (dermis) komşu olan taban kısım (stratum basale), 10–15 kadar canlı hücrenin sütunlar teşkil edecek şekilde üst üste dizilmesinden yapılmıştır Bu tabakada bölünen hücreler, yukarıya doğru giderek yassılaşır ve içlerinde keratin sentezlemeye başlar Bu hususiyet olmasaydı, sürtünme gibi dış şartlardan dolayı deri çok kısa sürede delinecek ve koruyuculuk vasfını kaybedecekti

Bölünen taban hücrelerinden sonra 4–8 hücre kalınlığında ve içinde keratin sentezlenmeye başlanmış, sivri çıkıntılar teşkil eden bir tabaka (stratum spinosum) gelir Bunun da üzerinde 2–5 hücre sırasından ibaret ve hücrelerinin içinde 0,1–0,5 µm büyüklüğünde keratin tanecikleri bulunan bir tabaka (stratum granulosum) gelir En üstte içleri tamamen keratin dolduğu için sertleşmiş ve ölmüş yüzlerce hücrenin üst üste yığılmasından ibaret boynuzsu tabaka (stratum corneum) gelir Buradaki ölü hücrelerin uzunluğu 30 µm, kalınlığı da 0,5 µm'dir

Deri, vücudu soğutma işlemini yaparken genişleyen kan damarlarıyla daha fazla kan çeker; bu kanın sahip olduğu ısı, deri yüzeyinden kaybedilir Tabiî ki böylesine mükemmel bir soğutma tertibatı kendi kendine gelişemez veya bunu akılsız tabiat, insana ihsan edemez Sonsuz İlim ve Kudret Sahibi'nin dilemesiyle derinin 1 cm2'sine, bir metre kadar kılcal kan damarı yerleştirilmiştir İstirahat hâlindeyken, derinin her 100 gramlık kısmı dakikada 10 ml kana ihtiyaç duyar ve bu durumda bütün deri yine istirahatta dakikada 400 ml (neredeyse yarım litreye yakın) kan çeker Hızlı eksersizde ve sıcakta derinin kan ihtiyacı dakikada 3000 ml'ye (3 litre) kadar yükselir

Derinin dokunma duyusu olarak yaratılması, insan hayatının devamlılığı açısından çok mühimdir Bastığımız zemine ve dokunduğumuz nesnelere ait mekanik hususiyetleri (basınç, sertlik, titreşme gibi) hissetmemize vesile olan bu özel alıcıların (receptor) her biri o kadar mükemmel yaratılmıştır ki, onların yapılarına ve fonksiyonlarına hayran kalmamak mümkün değildir

Tesadüfen veya kendi kendilerine meydana gelmeleri asla mümkün olmayan bu duyu cisimciklerinin bağlantılı olduğu sinirler vasıtasıyla ilettikleri bilgiler beyinde değerlendirilir İnsan da böylece dokunduğu nesnelerin sertlik ve yumuşaklığını, düz veya pürüzlüğünü idrâk eder İnsan derisinin her bir cm2'sinde 28 adet basınç duyusuna hassas alıcı vardır Bir dostun elini sıktığımızda, derimizde 1500 kadar basınç reseptörü uyarılarak sinirler vasıtasıyla kaslara iletilir Derinin 1 cm2'sinde 500 sinir hücresi bulunur Derideki sinir liflerinin toplam uzunluğu ise, 80 km'dir

Hususi yapıdaki bu alıcı hücreler, bu mevzuda araştırma ve keşif yapan insanların isimleriyle isimlendirilmiştir Meselâ; basınç hissini alan alıcıların üst deride bulunanlarına Merkel hücreleri, daha derinde, yani alt deride bulunanlarına Ruffini cisimciği, temas ve yoklama hissini alanlara Meissner cisimcisi, titreşim hissini alanlara da Vater-Pacini yapraksı cisimcikleri adı verilmiştir 1 mm2'ye uygulanan basınç, 0,31 mg'dan aşağı olmadığı müddetçe, elinize konan küçük bir toz tanesini bile hissedebiliriz

Çapları 10 µm, içlerindeki taneciklerinin boyutu da 100 nm olan Merkel hücrelerinin vücuttaki sayısı 60 milyon kadardır Vücutta 500000 kadar bulunan Meissner cisimciklerinin parmak uçlarının cm2'sindeki sayıları 200 kadardır Meissner cisimciklerinin boyları 100 µm, kalınlıkları da 40 µm kadardır Meissner cisimcikleri 60 hertz'den daha küçük titreşimlere hassastır Daha derin dokunma hissini alan Ruffini cisimciklerinin boyları ise, 0,5–2 mm kadar olabilir

Alt deride bulunan ve daha yüksek titreşimlere hassas olan Vater-Pacini yapraksı cisimciklerinin boyları 4 mm, kalınlıkları da 2 mm'dir Derinin tamamında 40000 civarında bulunan bu alıcılar, 100–400 hertz arasındaki titreşimlere hassastır Bu alıcı cisimcikler çok büyük olduğundan, her birisi 20–50 kadar hücrenin hususi bir plânla bir araya getirilmesiyle yapılmıştır El derisinde bunların sayısı 600'den fazladır

Derideki duyu alıcılarının bölgelere göre sıklığı, o kısımdaki hassasiyetin de bir ölçüsüdür Bu reseptörlerin sık yerleştirildiği vücut bölgeleri çok daha hassas olduğundan, buralara yapılan uyartılardan daha detaylı mâlûmat verilir Meselâ göz kapalı iken, parmak ucuna, birbirine 2,3 mm'den daha uzak aralıkta iki sivri uçlu kalemle aynı anda dokunulduğunda, bunların iki adet olduğu anlaşılır Fakat sırt ortasında bu mesafe 67,7 mm'ye çıkar Yani sırtta 67,7 mm'den daha geniş bir mesafeye iki sivri uçla dokunulduğunda ancak iki uç hissedilir

Daha dar bir mesafede iki uçla aynı anda sırta dokunulduğunda, bunlar tek uç gibi algılanır; çünkü sırt derisinde bu cisimciklerin sayısı parmak ucuna göre çok azdır Vücudun üzerindeki iki noktayı birbirinden tefrik edebilmek için gerekli en küçük mesafe, derinin farklı bölgelerinde farklı değerlere sahiptir Bu hususta en hassas organ, 1,1 mm mesafe ile dil ucudur

Bu mesafe, dudakların kırmızı bölgesinde 4,5; burun ucunda 6,8; başparmakta 9; dilin kenarlarında 9; göz kapağının dış yüzeyinde, el ayasında ve yanaklarda 11,3; parmakların dış tarafında 16; alın derisinde 22; elin üst tarafında 31,6; başın tepe noktasında 33,9; önkol ve baldırlar üzerinde 40,6; pazı kemiği, uyluk ve sırt ortasında ise 67,7 mm'dir

Bu hususiyet vesilesiyle dil ucu, ağız içindeki en küçük yabancı cismi veya diş aralarında kalan artıkları hemen hisseder; gözlerini kaybedenler veya doğuştan âmâ olanlar, üzerlerindeki çok küçük kabartmalar sayesinde paraları parmak uçlarıyla tanıyabilir, kabartma harflerle yazılmış yazıları okuyabilirler Duyu alıcılarının vücutta dağıtımı yapılırken görüldüğü gibi hiç israf yapılmamış; parmak uçlarına, dil ve dudaklara çok sık duyu alıcı yerleştirildiği hâlde, sırta, kol ve bacaklara bu bölgelerin ihtiyaçları kadar konulmuştur Bu sayıda, Kudreti ve Rahmeti Sonsuz'un derimizdeki eşsiz icraatlarından sadece dokunma hissine temas edebildik Gelecek sayıda, inşallah, insan derisinin diğer mühim vazifesi olan ısı düzenlemesi için, ne gibi özelliklere sahip kılındığına dikkatleri çekeceğiz




ProfDr Arif SARSILMAZ

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.