Prof. Dr. Sinsi
|
Genç Osman Dediğin Bir Küçük Uşak
Osmanlı ordusu Hemedan’dan sonra İran ordusunu tekrar yakalamış ve yine büyük bir bozguna uğratmıştı Bu savaşta da Genç Osman, cengin en kızgın bir anında kır atıyla ileri atılmış ve önüne geleni devirip, zaferin kazanılmasına mühim bir rol oynamıştı Hüsrev Paşa, bu muharebede Anadolu sipahilerinin kumandanı olan Zor Murtaza Paşa’yı çağırarak, derhal bu çocuğu bulup huzuruna getirmesini istedi Bu emir üzerine Murtaza Paşa, dışarı çıktı Bütün beyler ve paşaların gözleri kapıya dikildi Merak ve heyecanla bekliyorlardı Aradan epey zaman geçti, kapı açıldı İçeriye Murtaza Paşa ile birlikte 15- 16 yaşlarında gözüken, arslan yapılı bir erkek güzeli girdi Ağır ve vakarlı adımlarla Hüsrev Paşa’ya yaklaştı, selam verdi Paşa gür bir sesle sordu:
-Adın nedir?
-Genç Osman
-Bıyığına tarak batmayanların orduya alınmamasını emretmiştim Hilafına hareket edenlerin cezalandırılacağını bilmez misin?
-Benim bıyığım var!
Halbuki Genç Osman’ın ne sakalı, ne bıyığı vardı Serdar-ı ekrem ile istihza etmeye gelmezdi Hüsrev Paşa tarağını çıkarıp uzattı:
-Al öyleyse, bıyığına batır!
Genç Osman tarağı aldı ve herkesin meraklı bakışları arasında birden üst dudağına sapladı
-İşte bıyık paşam Mertlik bıyıkta değil, yürektedir
Beyler ve paşalar başlarını öne eğmişlerdi Murtaza paşa gözyaşlarını tutamamış ağlıyordu Hüsrev Paşa da Osman’ın dudağından akan kanlara baktı ve:
-Haydi birliğine git oğul, ben sözümü geri aldım, dedi
Ordu, 6 Ekim 1630 gecesi Bağdad’ı tekrar kuşattı Genç Osman, Murtaza Paşa’nın alemdarı olmuştu Topçu ateşiyle açılan gedikler, şehitlerle doluydu 8 Kasım akşamı bütün birliklere, ertesi gün umumi taarruza geçileceği bildirildi 9 Kasım’da başlayan taarruzda Murtaza Paşa, kuvvetlerinin başında ilerliyordu Genç Osman da yanındaydı Surlara çok yaklaşmıştı Naralar, feryatlar birbirine karışıyordu Baş sancaktar elinde sancağı olduğu halde ileri fırladı, fakat vurularak düştü Şimdi sıra Genç Osman’daydı Yanında duran Murtaza Paşa’ya baktı, düşen sancaktarın elindeki sancağı aldı ve koşarak hendeği geçti Yağmur gibi yağan kurşunlara aldırış etmeden kale bedenine tırmanmaya başladı Sanki kellesini koltuğuna almıştı Nihayet emeline ulaştı, surların üzerine çıkmayı başarmıştı Hemen sancağı dikti, fakat arslan gibi bedeni yüzlerce kurşunla delik deşik olmuştu Hemen oracıkta son nefesini verdi, şehid oldu Surların üzerinde dalgalanan sancağı gören Osmanlı askeri, artık zaferin kazanıldığına inanarak büyük bir gayretle surlara yüklendi ve morali iyice bozulan İran askerini geri püskürterek kaleden içeri girmeyi başardı Zaferden sonra Hüsrev Paşa, Genç Osman’ın hemen bulunmasını emretti Onu mükafatlandıracak, kahraman lıklarını padişaha arzedecekti Biraz sonra gelen haberle, surlara sancağı dikerken şehid olduğunu öğrendi Demek ki nice bıyığı gür bahadırlardan daha cesurdu
Bu sefere iştirak eden Kapıkulu Süvarilerinden biri olan Kayıkçı Kul Mustafa, Gencosman için şu ağıtı yaktı:
Genç Osman dediğin bir küçük uşak
Beline bağlamış ibrişim kuşak
Elinde merdânî bir pala bıçak
Allah Allah deyip geçer Genç Osman
Bağdad’ın kapısın Genç Osman açtı
Düşmanın cümlesi önünden kaçtı
Kelle koltuğunda üç gün savaştı
Sancağı surlara dikti Genç Osman
Bağdad’ın içine girilmez yastan
Her ana doğurmaz böyle bir aslan
Cennete uçtu ol şah-ı merdan
Şehidlere serdar oldu Genç Osman
|