07-16-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sardes

Manisa’nın Sardes antik kenti, İzmir’e 72 km uzakta olup, İzmir-Ankara karayolunun ortasından geçer
M Ö VII yüzyıldan itibaren ismini Zeus’un oğlundan alan Attalos Çayı Sardes’e altın kırıntıları taşımış, bu M S I yüzyıla kadar sürmüştür Lydialılar bu altını değerlendirmişler, çeşitli eşyaların yanı sıra ilk altın parayı bastırmışlardır Böylece de Kral Alyattes M Ö 600’de ilk altın sikkeyi bastırmıştır Onun ardından da Kral Kezius (M Ö 560-547) saf altından sikke bastırarak Sardes’in Antik çağda, bu konuda önderliğini sürdürmüştür
Herodotos, Lydia’da üç ayrı kral ailesinin peşpeşe yaşadığını ileri sürmüştür Bunlar Atyatlar, heraklidler (Tylonidler) ve Mermadlardır M Ö 2000’in ilk yarısında yaşadıkları ileri sürülen Atyatlar ile ilgili bilgi çok sınırlıdır Ayrıca bu sülalenin Lydia’da yaşayıp yaşamadıkları da tartışmalıdır
Sardes kazıları yöredeki ilk yerleşmenin Tunç çağı (M Ö 3000-1200) sonlarında başladığı ve küçük bir köy özelliği taşıdığını göstermiştir Tunç çağının sonlarına doğru burada yaşayanlar yakarak gömmüşler, ağaç dallarından, kamışlardan ve balçıktan yapılmış yarım daire planlı evlerde yaşamışlardır Bundan sonra Yunanistan ile kültürel bağlar kurduklarını da Sardes’in alt tabakalarındaki Geç Hellas, Miken keramiklerinden anlaşılmıştır M Ö 1200-900 yıllarına tarihlendirilen Sardes’in boyalı, geometrik üsluptaki keramikleri üzerindeki bu etki çok açıkça kendisini göstermiştir
Lydia'daki geç Hellas, Miken ve Yunanistan’ın geometrik keramiklerine Sardes’liler güney-batı özelliklerini de katmışlardır M Ö 900’lerde boyalı geometrik üslubu uyguladıkları gibi, onlara kırmızı üzerine siyah bezemeyi de katmışlar, bu durum Lidia’da Demirçağın arkeoloji yönünden en önemli olayı olmuştur
Sardes, Tunç çağının sonlarına doğru Batı Anadolu ve Akdeniz kentlerinde olduğu gibi bir saldırıya uğrayarak yakılıp yıkılmıştır M Ö 1200 yıllarında Anadolu’ya kadar uzanan Tharak göçünün bu yıkımda payı olduğu düşünülürse de, başka bir iddiaya göre Hitit Kralı IV Tuthaliye’nin bunda payı olmuştur Ancak bu yıkımda her iki topluluğun etkin olduğunu gösteren kanıt bulunmamaktadır Ancak bu yıkımdan sonra Lydia’nın başına geçen Heraklid (Tylonid) ailesinin Thrak kökenli olduğu tarihte belgelidir
Manisa yakınındaki Spylos Dağında, Kemalpaşa yakınındaki Karabel kaya kabartmaları da Hititlerin bu yöreye geldiklerini göstermektedir Sardes’te yaşayan Asias isimli bir topluluğun Hititlere meydan okuduğu, bu yüzden IV Tuthaliya’nın buraları yakıp yıktığı da akla uygun gelmektedir
Heredot, M Ö 1185’deki Thrak göçünden hemen sonra, Demirçağın başlarında hüküm süren Heraklidlerin aralıksız 505 yıl burada yaşadıklarını belirtmiştir M Ö V yüzyıl Lydiatarihçisi Xanthos’un bilgilerini yansıtan M S I yüzyılda yaşamış olan Damascus’lu Nicolaos’un yazdıkları ise efsane olarak kalmıştır Heraklidlerin M Ö 1185-680 yıllarında egemen oldukları, Kral Gyges’den itibaren Sardeis’e bu ismin verildiğini de Onlardan öğrenmekteyiz
Mermandların sonuncu kralı olan Kroisos zamanında Sardeis, zenginliğin, kültürel gelişimin doruğuna erişmiştir M Ö VI yüzyılda Sardeis Batı Anadolu’nun sanat ve kültür merkezi konumundaydı Bunu Lydia’nın doğal zenginlikleri, özellikle altın madenleri de pekiştiriyordu
Kroisos’un krallığının ilk yılları barış ve diğer ülkelerle uyum içerisinde geçmiş ancak, yüzyılın ortalarına doğru doğuda Pers tehlikesi baş göstermiştir Bunun üzerine Kroisos M Ö 547’de Kappadokia bölgesine sefere çıkmıştır Kızılırmağı geçtikten sonra Perslerle karşılaşmıştır Savaş Sardeis’e yakın bir yerde Persler’e yenilmiş ve Sardeis askeri ile halkı akropole çekilmiştir
Sardeis’in Pers hükümdarı Kyros’un eline geçmesiyle M Ö547’de Pers egemenliğini tanımak zorunda kalmıştır
Akropol
Sardies Ovasına hakim, sarp ve ulaşılması güç olan Akropol kenti bir çok saldırıdan kurtarmıştır Teraslar halinde yükselen tepede Arkaik döneme ait kalıntılara rastlanmıştır Burayı çepeçevre saran surlar Lydialılar tarafından yapılmıştır
M Ö V-VII yüzyıla tarihlenen bu surlar arasında M Ö 223-187 yıllarında, III Antiochos’un yaptırdığı tahkimat parçaları ile Perslerin bir başka savunma kalıntıları ile de karşılaşılmıştır Ancak tepenin güneyinde Bizans’lıların yapmış oldukları duvarların büyük bir bölümü görülmektedir Bunlar Lydia, Yunan ve Roma dönemine ait kalıntıların yardımıyla yapılmışlardır Nitekim tepenin orta terasında yapılan kazılarda M S V-VII Yüzyıllara, Bizans dönemine tarihlendirilen evler ortaya çıkmıştır
Tepenin altındaki küçük çukurların içerisindeki Lydia ve Yunan kap kacağı ise kalenin M Ö VII yüzyıldaki varlığını kanıtlamaktadır
Gymnasium
Sardeis’in Roma döneminde yapılmış anıtsal yapılarından Gymnasium, Anadolu’daki benzerleri arasında en büyük ölçüde yapılmış olanıdır
Sardeis Gymnasium’unun yapımına M S II yüzyılda Severius Simplicinius’un emri ile başlanmış, ikiyüz yılı aşkın çalışmadan sonra M S IV yüzyılda tamamlanmıştır Yapının bulunduğu yerde Geç Helenistik dönemde yapılmış bazı yapılar, Roma döneminde de bir nekropol bulunuyordu M S 17’de büyük bir deprem tüm bu yapıları yıkmıştır
Gymnasium üç ayrı bölümden oluşmuştur İlk bölümde; üstü örtülü olan bölüm, 8x12 ölçülerindeki hamam, ikici bölümde; hamam kısmına açılan, törenlerin yapıldığı mermer avlu Ayrıca bu avlu 15x33 boyutlarındaki iki katlı sütun sıraları ile görkemli hale getirilmiş, büyük bir portal de bunu tamamlamıştır
Üçüncü bölüm ise; Doğudaki 80 m2’lik bir alanı kapsayan Palaestra (antrenman alanı) ile kuzey ve güney duvarına bitişik, birbirlerine simetrik iki holden oluşmaktadır Özellikle buradaki sütunlar Erken Bizans üslubu başlıkları ile dikkat çekmektedir
Sardeis’de 1962’de yapılan çalışmalarda Palostranın güneyinde, mermerli caddenin kuzeyinde M S III yüzyıla ait bir sinagog daha çıkarılmıştır
Bu yapının ilk defa M S 17 depreminde yıkılan Gymnasion’un bir bölümü olarak sonradan yapıldığı anlaşılmaktadır
Burada ele geçen İbranice bir yazıttan İmparator Licinius Valerianus’un ismi geçmektedir
Arkeoloji kazılarında ele geçen yazıttan, döşeme ve mimari parçaları da yapının M S IV yüzyılda kullanılmış olduğunu göstermektedir

|
|
|