Tunceli İsminin Acı Hikayesi (Kafkasya İçin:D) |
07-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tunceli İsminin Acı Hikayesi (Kafkasya İçin:D)17112009 - 22:25 Abdurrahman Dilipak geçtiğimiz günlerdeki yazısında, son günlerde 'de yaşanan Dersim krizini ele aldı Dilipak yazısında olaya farklı bir yerden bakarak Tunceli'nin Dersim olma yoluna değindi İşte Dilipak'ın yazısındaki o bölüm: TUNCELİ ADI NEREDEN GELİYOR () Tunceli adı nereden geliyor biliyor musunuz? Dersim kırımındaki operasyonun adı “Tunç El” operasyonu imiş Yani “Demir yumruk” ya da “balyoz operasyonu” gibi bir şey Tunç-El operasyonunun adını, operasyon mağdurlarına şehir ismi yaptılar, Tunceli diye İyi mi! Halkın üzerine bomba yağdıran kadının adını da havaalanına verdiler Bakalım Tunceli ne zaman Dersim olacak? DERSİM'İN KAYIP KIZLARINI GÖTÜRÜP BABALARINI ÖLDÜRENLERİN EVİNE HİZMETÇİ YAPTILAR Muğlalı"nın adını olayın geçtiği yerdeki, kışlaya verenler aynı zihniyetin devamı değil mi sanki Dersim"in kayıp kızlarını götürüp, babalarını öldürenlerin evine hizmetçi yaptılar Evlatlık verdiler Bu hep böyle idi Bugün de değişen ne var ki? Al sana Çiçek, al sana Yalçınkaya Geldikleri yere bak, bulundukları yere ve yaptıkları işlere bak! BUNLARDA AHLAK FİLAN YOK, VİCDAN DA! Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu Başkanı Faruk Kaya; Cumhurbaşkanı Gül'e Tunceli ziyaretinde ilettiği mektupta 1938'de evlatlık verilen, Çocuk Esirgeme Kurumlarına bırakılan, dönemin yetkililerince evlatlık alınan Dersimli çocukların tam listesinin açıklanmasını istedi Aradan geçen 71 yıldan beri kendi akrabalarını arayan yüzlerce insanımızın acıları dindirilsin dendi Bakın bunlarda ahlak filan yok Vicdan da! ÖYMEN ÖNCE DERSİM'İ NASIL BOMBALADIKLARININ HESABINI VERMELİ Ne diyordu Kıvrıkoğlu: “TSK'da bazen görev, dürüstlükten önemlidir" soruşturması sayesinde kamuoyuna yansıyan bu anlayış, Kıvrıkoğlu'nun ağzından tarihe geçti Sonuçta “Her şey vatan için”!? Öymen, önce Dersim"i nasıl bombaladıklarının, Seyyid Rıza"yı nasıl astıklarının hesabını vermeli Cumartesi günü, nasıl mahkeme kurdular? Nasıl yargılama yaptılar? TEK CELSEDE İDAM KARARI ALDIRMA YETKİSİ Basında yer alan şu haberi Öymen okumadı mı: “Abdullah Alpdoğan Paşa"ya kanunla yasama, yürütme ve yargı yetkileri bağlandı Asker Vali statüsündeki Alpdoğan Paşa, halkı il içinde yer değiştirme, süresiz gözaltında tutma, tutuklama, tek celsede idam kararı aldırma gibi geniş yetkilerle donatılmış durumdaydı Tunceli"ye özel bir yargı sistemi getiren kanun, sanıkların haklarındaki iddianameyi görmesini yasaklıyordu Avukat hakkı da tanınmayan sanıkların savunma yapmaları da oldukça kısıtlı düzeydeydi” Değil mi? Bir de bugün çıkıp hâlâ bu işi savunmuyorlar mı? İnsanın yüzünün kızarması gerekir? Ayıptır! Edep ya hu! Sahi Öymen bu açıklamaları adına mı yapıyor, yoksa daha derinlerden bir yerden mi alıyor bu yetki ve gücü? () |
Tunceli İsminin Acı Hikayesi (Kafkasya İçin:D) |
07-16-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tunceli İsminin Acı Hikayesi (Kafkasya İçin:D)Dersim adı isyan öncesinde alınan kararla tunceli olmuşOperasyonla alakası olmadığı birçok kaynakta belli Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar devlet aleyhtarı her türlü hareketin merkezi Tunceli şehri olmuştur Günümüzde nasıl ki bazı hainler “Avrupa’nın yolu Diyarbakır’dan geçer, kürdistanın başkenti Diyarbakır’dır” diyorlarsa, 1938’e kadar bu tip hainliklerin merkezi Dersimdi 1938’e kadar diyoruz çünkü 1938’den sonra cezalı toprak durumuna düştü ve Dersim diye bir şey kalmadı Yabancı devletlerin Milli Mücadele yıllarında “Hasta adam” diye nitelendirdikleri Osman Devletini yıkma politikasının bir parçası olan “Böl - Parçala – Yönet” stratejisi ile doğu illerimizde faaliyet gösteren Fransızlar, işgal sırasında Türkleri yenebilmek için kürtleri ve ermenileri kullanmışlardır Özellikle bugünkü güneydoğu sınırlarımızda da hâlâ faaliyet gösteren sınır kaçakçılığı milli mücadele yıllarında çok daha vahim bir durumdaydı Sınır boylarımız yolgeçen hanına dönmüştü O dönem bölgeden geçen demiryolunu denetimi altında tutan Fransızlar ve kaçakçılığın ağababası olan Suriyeliler sınırlarımızda bir kaçakçılık hattı kurmuşlardı Ama bu kaçakçılık işlemini elbette kendileri yapmıyor, kürt ve ermeni çetelerine yaptırıyorlar, kazançtan da pay veriyorlardı Bunun yanında kürtlere her türlü kolaylık sağlanıyordu Bu durum Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile her ne kadar geriletilmiş olsa da tamamen yok edilememişti Çünkü yörede 1930’lu yıllara kadar başka demiryolu bulunmadığı ve demiryolu denetimi Fransızlarda olduğu için gerekli önlemler alınamıyor, alınsa bile Fransız memurlar kürtlere her türlü kolaylığı sağladıkları, hatta teşvik ettikleri için bu durum sonlandırılamıyordu Alıntı Fransızlar bununla da kalmıyor zaman zaman kürt aşiretlerinin liderleri ile toplantılar düzenliyorlar (Toplantıların çoğu Suriye’de gerçekleşmiştir) bu toplantılarda genellikle “İsyan” kararı alındığı için aşiretler birer birer Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı ayaklanma çıkarıyorlardı kürt ayaklanmalarının sonuncusu olan dersim ayaklanmasının, hem isyancılar hem de genç cumhuriyet açısından ayrı bir önemi vardır dersim, osmanlı'dan beri zorlu doğa koşulları ve etkin aşiret egemenliğiyle neredeyse, anadolu'nun ortasında içine kapalı ayrı bir ülke gibiydi bölgeye tümden hakim durumda olan aşiretler, vergi vermiyor, askere insan göndermiyor ve kendi adlarına vergi topluyorlardı sürekli olarak besledikleri, özel silahlı güçlere sahiptiler aşiretçilik ve göçerlik egemen sistemdi ve bölgenin tek "ekonomik" faaliyeti, ticaret değil eşkiyalıktı türkiye cumhuriyeti yasaları bu bölgeye henüz ulaşmamıştı ulusal bütünlüğün tamamlanması, dersim halkının, göçerlik ve feodal gerilikten kurtarılması ve bitmek bilmeyen kürt ayaklanmalarına son verilmesi için, dersim sorunu çözülmeliydi ankara'nın kalıcı bir çözüm bulunması için kararı şuydu: "dersim sorunu yalnızca askeri eylemlerle çözülemez kalıcı bir çözüm için, sosyal ve ekonomik önlemlerin alınması gerekmektedir" bu anlayışla yapılacak işlerin planlamasına 1927'de başlandı ve alınan kararlar bir program düzeniyle uygulamaya sokuldu önce, bölgeyle olan ulaşım sorununu çözmek için yol ve köprüler yapıldı aşiret dışı köylülere toprak verilerek bunların hem tarım, hem de ticaretle uğraşmaları sağlandı eğitime özel önem verildi ilk elden, pülümür, mazgirt ve hozat'ta bölge okulları açıldı aşiretler hakkında araştırmalar yapıldı nüfus ve silah güçleri ile etkinlik alanları, ekonomik durumları saptandı aşiretlerin tüzel kişilikleri kaldırıldı, bu nitelikteki taşınmazları devletleştirildi 1935 yılında, 2884 sayılı "dersim'in vilayet teşkilatına alınması" için bir yasa çıkarıldı vali ve komutan yetkilerini birleştirerek yönetim yetkilerini arttıran bu yasa ile dersim'in adı tunceli olarak değiştirildi bu gelişmelerden rahatsız olan ve bölgede, yüzlerce yıl neredeyse fiili bir bağımsızlık içinde yaşayan aşiretçi egemenler, tepki göstermekte gecikmediler, 21 mart 1937'de ayaklandılar 1938 yılında isyan bastırıldı yalnızca demenan aşireti yüksek dağlara çekilerek 1942 yılına dek direndiler sonuçta dersim, türkiye cumhuriyeti'nin diğer bölgelerinden herhangi bir farkı olmayan yurt parçası haline getirildi eşkiyalık önlendi ve tunceli halkı kısa sürede, bölgenin okuma oranı en yüksek ve cumhuriyet ilkelerine en bağlı halkı haline geldi kaynak: yeni dünya düzeni kemalizm ve türkiye, metin aydoğan |
|