Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinema, Müzik & Online Videolar > Radyo, Sinema ve Tiyatro

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
114, büyülü, dünya, yaşında

'Büyülü Dünya' 114 Yaşında!

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

'Büyülü Dünya' 114 Yaşında!



'Büyülü Dünya' 114 Yaşında!



Lumieres kardeşlerin sinema makinesini icat etmesinin üzerinden 114 yıl geçti Sinema artık hem eğlencenin, hem bilginin hem de ideolojilerin sunulduğu ciddi bir araç haline geldi

Hayatımızın bazen anlamaya, bazen takip etmeye yetmeyeceği ya da kişisel deneyimlerimizle ulaşamayacağımız hayatları, olayları ve bilgileri 110 dakika gibi kısa bir süre içinde gözümüzün önüne getiren ''büyülü dünya'' sinema bugün 114 yaşında

Acaba Lumieres kardeşler, 1895 yılının 1 Şubat'ında sinema makinesini icat ettiklerinde, bu buluşlarının tüm dünyayı sarsıp etkisini hiç kaybetmeyen bir sektöre dönüşeceğini düşünmüşler miydi? Bu sorunun cevabı bilinmiyor, ancak dünyada görünen o ki sinema kitleleri etkilemeye başladığı günden bu yana hem eğlencenin, hem bilginin hem de ideolojilerin sunulduğu ciddi bir araç haline dönüştü

''Yedinci sanat'' olarak görülen sinema, aslında perdeye arka arkaya gelen saydam bir film şeridi üzerindeki görüntülerin, beynin gözün ağ tabakası üzerine düşen görüntüyü kısa bir süre daha saklaması sayesinde hareketli görünmesinden ortaya çıktı İlk bulunduğunda insanları şaşkına uğratması nedeniyle ''büyülü fener'' adını alan sinemanın gelişmesini sağlayan ilk ögelerden biri, 1824'de İngiliz fizikçi Peter Mark Roget'ın yayımladığı ''Hareketli Cisimlere İlişkin Olarak Görüntünün Sürekliliği'' adlı kuramsal çalışma oldu

Çeşitli ülkelerden birçok mucidi harekete geçiren bu kuramdan, görüntünün sürekliliğini sağlayan birbirine benzer aygıtlar geliştirdi Bu nedenle sinemayla ilgili aygıtların ilk önce nerede ve nasıl ortaya çıktığını kesin olarak söylemek güç

Sinema için önemli bir diğer gelişme, 1882'de Fransız fizyolog Etienne-Jules Marey'in kuşların uçuşunu saptamak amacıyla saniye de 12 fotoğraf çekebilen ''fotoğraf tüfeği'' bulması oldu ABD'li Hannibal Goadwin de 1887'de fotoğraf çekiminde ilk kez selüloit film kullandı

Thomas Alva Edison ise 1888'de üzerine ses kaydedilen mum silindirli fonografı, daha sonra da kameranın ilk biçimi sayılan ''kinetoskop'' adını verdiği gösterim aygıtıyla 15 metrelik bir film şeridinin üzerindeki görüntüleri kesintisiz olarak art arda yansıtmayı başardı

Kinetoskopu Paris'te gören Fransız Lovis ve Auguste Lumiere kardeşler de geliştirdikleri sinematograf adlı aygıtla ilk kez hareketli görüntü elde ettiler İşte sinemanın doğuşunu müjdeleyen ve tarihe geçen en önemli gelişme bu oldu Sinemanın ''babası'' olarak adlandırılan Lumiere kardeşler, halka açık ilk film gösterimlerini de 1895'te Paris'te yaptı

Süresi 15 dakikayla sınırlı bu ilk dönem filmler, iskambil oynayanlar, bir demircinin çalışması, askerlerin yürüyüşü ya da bir bebeğin beslenmesi gibi günlük yaşamdan alınmış görüntülerden oluşuyordu Sonraları kısa komediler, haber filmleri ve belgeseller de çektiler Sinema yoluyla belirli bir öykü anlatma dönemi ise Fransız yönetmen Georges Melies ile başladı



SİNEMA: BİR ''DÜŞ SARAYI''

Başlangıçta deney ya da basit eğlence türü olarak görülen sinema, hızla artan ilgi karşısında geniş salonlarda kitlelere hitap etmeye başladı Kısa zamanda yaygın eğlence aracına dönüşen sinema, 20 yüzyılın başlarında önemli bir ticaret ve sanayi dalı durumuna geldi Avrupa'da ve ABD'de halk arasında ''düş sarayları'' adı verilen lüks ve gösterişli sinema salonları yapıldı

İlk yıllarda sesi ve görüntüyü birlikte kaydeden bir aygıt olmadığından filmler sessizdi Sessiz sinema sürecinde çekilen filmler, gerek filmin imalatçıları ve gerekse filmlerin türleri açısından büyük bir çeşitlilik sergiledi Filmin konusu bazen ''sirk'' ve ''vodvil'', bazen dünyanın çeşitli yerlerine gönderilmiş kameramanların saptadıkları haber ve belgeseller oldu

Ancak I Dünya Savaşı'nın başlamasıyla birlikte Avrupa sineması neredeyse çöküntüye uğradı Çünkü filmin ana maddesi olan selüloit barut yapımında kullanılmaktaydı Oysa, aynı dönemde ABD sineması önemli gelişmelere sahne oldu Bir ''Milletin Doğuşu'' ve ''Hoşgörüsüzlük'' gibi filmlerle adını duyuran ABD'li yönetmen David Griffith, sinemayı salt bir eğlence aracı olmaktan çıkarıp izleyiciyi aynı zamanda düşünmeye de yönelten, çok yönlü bir anlatım aracına dönüştürdü

O yıllarda ABD'de sinema alanında büyük bir patlama yaşandı; uzun ve yüksek maliyetli filmler art arda çekilmeye başlandı ''Star'' tipi oyuncular bu dönemde çıkmaya başladı


Alfred Hitchcock, gerilimin babası

SİNEMA BÜYÜYOR

I Dünya Savaşı sonrasında, savaşın yıktığı Almanya'da sinema adına büyük atılımlar yapıldı Filmlerin geneli tarihi temalar üzerine, kostümlü ve gösterişli siyasal-ideolojik ögeler yerleştirilmesiyle oluştu

Aynı dönemde, SSCB'de dünyanın ilk sinema okulu olan Devlet Sinema Enstitüsü kuruldu Çağdaş sinemanın öncülerinden Sergei Eisenstein, ''Potemkin Zırhlısı''nı, dönemin önde gelen yönetmenlerinden Vsevolod Pudovkin sessiz sinemanın başyapıtlarından olan ''Ana''yı bu dönemde çekti

Yine bu dönem, savaştan yara almadan çıkan ABD'de, sinema en büyük sanayi dallarından biri durumuna geldi Yumuşak iklimiyle açık hava çekimlerine uygun olan Los Angeles kentinde Hollywood, ABD sinema sanayisinin merkezi durumuna geldi Metro-Goldwyn-Mayer, Paramount, United Artists gibi dev film şirketleri o dönemde kuruldu Western filmler ile komedinin revaçta olduğu bu yıllar en önemli aktörlerden biri Charlie Chaplin oldu 1920'lerde bir haftada otuz milyondan fazla Amerikan sinemaya uğruyordu

SESLİ FİLM GELİYOR

Sinemada sesli film dönemi 1920'lerin sonu ile 1930'larda başladı Seyirci sayısını büyük ölçüde etkileyen sesli sinema, oyunculuk alanında önemli değişikliklere yol açtı Sessiz sinemanın abartılı el kol hareketlerine dayanan üslubu yerine doğallık ve yalınlık önem kazandı

Walt Disney ilk sesli çizgi filmini bu yıllarda gerçekleştirdi Dönemin önde gelen yönetmenleri John Ford, Howard Hawks, Frank Capra, George Cukar ve Orson Welles özgün üsluplarıyla sinema sanatına önemli katkılarda bulundu Gerilim filmlerinin babası sayılan Alfred Hitchcock da bu dönemin isimlerinden


Renkli sinemaya geçişi de simgeleyen bu dönemin renklendirme yöntemi ilk filmi Walt Disney'in ''Üç Küçük Domuz'' adlı çizgi filmi oldu

Renkli sinemaya geçişi de simgeleyen bu dönemin renklendirme yöntemi ilk filmi Walt Disney'in ''Üç Küçük Domuz'' adlı çizgi filmi oldu Ancak, II Dünya Savaşı yıllarında sinema dünyası büyük bir durgunluk yaşadı Bu dönemde, genellikle ordulara moral vermeyi amaçlayan savaş filmleri çekildi Ünlü yönetmen Alfred Hitchcook özellikle banyodaki soluk kesici cinayet sahnesiyle tanınan ''Sapık'' adlı gerilim filmini 1950'lerde çekti Ne var ki, savaşın sonunda ABD sinemasındaki sansür ve senaryo yazarı ve yönetmenlerin ''kara listeye'' alınması sinemayı derinden etkiledi

BEYAZ PERDEYE RAKİP: ''BEYAZ CAM''

Sinemayı etkileyen bir diğer önemli gelişme, 1950-1960 arasında yaşandı ''Beyaz cam'' olarak da nitelenen televizyonun hızla yaygınlaşması sinema izleyicisini azalttı ve bazı büyük film şirketlerinin çökmesine neden oldu Bunun sonucunda yeni arayışlara giren bazı yönetmenler, Hollywood'un cinsellik, şiddet, milliyetçilik gibi konulardaki kalıplaşmış sinema anlayışının dışına çıkan filmler yaptılar ve sinemada gençliğe yönelindi

Sinema salonları, 1970 ve 1980'lerde etkileyici ses ve görüntü efektlerinin kullanıldığı serüven ve bilimkurgu filmlerini ağırladı Film maliyetleri ciddi oranda arttı Ancak, videonun yaygınlaşmasıyla birlikte bu dönemde de ''elektronik sinema'' önem kazandı Video pazarının yarattığı talep nedeniyle büyük şirketler kadar bağımsız küçük şirketler de film yapma olanağı buldu Bunun etkisiyle bağımsız yenilikçi sinema canlandı

Günümüzde ise sinema, insanların günlük yaşamdan kopmak, eğlenmek veya hoş vakit geçirmek için sık sık gittiği eğlence araçlarından biri haline geldi Her ne kadar büyük ekran televizyonlar sinemayı etkilese de karanlık salonlarda dev ekranda film izlemenin verdiği zevk değişmedi Ancak sinema için en önemli unsur, artık Hollywood'dun bariz egemenliği Her ne kadar bağımsız filmler gelişse ve Avrupa sineması kendine özgün yapıtlar ortaya koysa da küreselleşmenin etkisiyle ABD sineması etkisini artırdı Sinema, artık 110 dakikada, sanayileşmenin etkisiyle yalnızlaşan ve sürekli değişen gündem karşısında duyarsızlaşan insanlara hem kaçış hem de dünyayı tanımlama imkanı sunuyor

Kaynak

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.