![]() |
Tolstoy [Hz. Muhammed] |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tolstoy [Hz. Muhammed]'Muhammed her zaman Evangelizm'in (Hıristiyanların) üstüne çıkıyor ![]() tutmuyor ![]() Muhammed onun peygamberidir ![]() muamma ve sır yoktur ![]() Lev Nikolayeviç TOLSTOY 1 ![]() HZ ![]() (L ![]() ![]() Hindistan'da basılmış "Hz ![]() okumuştur ![]() "Posrednik" adlı yayınevinde bastırmıştır ![]() ekim ayında "Muhammed'in Kur'an'a Girmemiş Hadisleri" isminde okuyucuya sunulmuştur ![]() ![]() bu hadis kitapçığından oluşmaktadır ![]() olarak yanlış olduğu için daha sonra Hz ![]() "Kalbimizde Allah'ın nuru vardır, onun adı da vicdandır ![]() Tolstoy Evrensel Tavsiye Tolstoy'un İslâm Peygamberi Hz ![]() önceki bölümlerde dile getirmiştik ![]() ![]() Muhammed'in hadislerini okuması kazandırmış ve bunun üzerine Hindistanlı İslâm düşünürü Sühreverdi'nin hazırladığı hadis kitabını incelemiştir ![]() ![]() olan Rus halkına ve kendisini hemen her konuda örnek alan diğer okuyucu kitlesi ile dost ve arkadaşlarına da Hz ![]() tanıtmak ve sevdirmek istemiş olmalı ki, "evrensel tavsiye ve uyarılarla" dolu bu hadis kitapçığını veya risalesini hazırlamıştır ![]() Hz ![]() hoşgörü, ahlâk, adalet, doğruluk ve daha birçok evrensel değerin yine Tolstoy'un ifadesiyle "aklı başında" bir insanı celp ve cezp etmemesi zaten düşünülemezdi ![]() cihanın görüp göreceği en zeki ve duru vicdanlı insanlardan biri olarak, bu teşhis ve tespiti yapmış ve insanlarla paylaşacağını umut etmişti şüphesiz ![]() dileği de bugün elinizde onun seçtiği bir demet hadisle ve bu kitapçıkla gerçekleşmiş oldu ![]() "Allah'ım Sana Olan Sevgimi Bana Bağışla" "Hurma ağacının altında uyumuş olan Hz ![]() uyanınca, elinde bir kılıçla habersizce başucunda dikildi ve; "Ey Muhammed, seni benden kim kurtaracak?" dedi ![]() Hz ![]() "Allah!" diye cevap verdi ![]() ![]() Onu Rasülullah aldı ve; "Asıl şimdi seni benden kim kurtaracak?" dedi ![]() Dü'sûr, "Hiç kimse!" dedi ![]() ve "Kalk işine git" dedi ![]() Dü'sûr giderken, "Sen benden daha hayırlısın" dedi ![]() i Ekrem: "Ben buna senden daha hak sahibiyim" dedi ![]() "Ben de Allah'tan başka ilâh olmadığına ve senin Allah'ın Resulü olduğuna şahadet ediyorum" diyerek Müslüman oldu ![]() ![]() biri oldu ![]() ![]() * * * "Allah'ım! Sana olan sevgimi, bana bağışla ![]() sevgisini de kalbime koy ![]() bildiğin, sevdiğin işlerin uygulayıcısı olayım ![]() senin sevgini benim için, bana, aileme ve servetime olan sevgimden üstün eyle ![]() "Allah'ım! Senden sevgini ve seni sevenlerin sevgisini ve senin sevgine beni ulaştıracak ameli istiyorum ![]() Senin sevgini nefsimden, ailemden, malımdan, soğuk sudan daha sevgili kıl ![]() ![]() * * * "Hakikat insanlar için ne kadar acı olsa da, hakikati söyleyin!"( 3) ![]() * * * "Din kardeşin zalim de mazlum da olsa ona yardım et ![]() Bir adam: "Ya Rasülallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim ![]() Ama zalimse nasıl yardım edeyim, söyler misiniz?" dedi ![]() Resul-i Ekrem: "Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun ![]() ki bu ona yardım etmektir" buyurdu ![]() ![]() * * * "Kim bir hayır işlerse, ona onun on misli vardır veya daha da artırırım ![]() vardır ![]() ![]() ben ona bir arşın yaklaşırım; kim bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım ![]() ben ona koşarak varırım ![]() koşmamak şartıyla dünya dolusu günahla gelirse, ben kendisini o kadar mağfiretle karşılarım ![]() ![]() * * * "Allah'ım, beni miskin (fakir) olarak yaşat, miskin olarak ruhumu kabzet, kıyamet günü de miskinler zümresiyle birlikte haşret ![]() Hz ![]() "Niçin ey Allah'ın Resulü?" "Çünkü dedi, onlar cennete, zenginlerden kırk bahar önce girecekler ![]() Ey Ayşe! Fakirleri sev ve onları (rivayet meclisine) yaklaştır, ta ki kıyamet günü Allah da sana yaklaşsın ![]() "Allah'ım! Beni fakirlerle yaşat, fakirlerle öldür ve fakirlerle birlikte haşreyle ![]() ![]() * * * "Allah Teâlâ'nın en hoşuna giden şey, insanın, kendi çalışmasıyla elde ettiği azıcık kazancından, gücü yetmeyenlere yardım etmesidir ![]() ![]() * * * "Hiçbir kimse öfkesini yutmaktan daha güzel bir içki içmemiştir ![]() 8) ![]() * * * "Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz ![]() ![]() * * * "Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmış; cennet ise, nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmışhr ![]() ![]() * * * Allah Teâlâ buyurmuştur ki: "Ey insan! Yalnız benim kanunlarıma uysan, bana uyar ve benzersin ![]() böyle olmuş, şöyle olacak ![]() ![]() ![]() ![]() Yani insan, hayatın ve tabiatın kanunlarına uygun hareket etse, Allah Teâlâ'nın iradesine de uygun hareket etmiş olur ve istediklerini elde eder ![]() * * * "Çok fazla yiyip içerek kendi kalbinize yüklenmeyin ![]() 12) ![]() * * * "Allah arzı yarattığı zaman, arz sallanmaya (tıpkı bir hurma ağacı gibi sağa sola) yalpalar yapmaya başladı, bunun üzerine dağlarla onu sabitleştirdi ve böylece arz istikrarını bvıldu ![]() ![]() "Ey Rabbimiz, dediler, dağlardan daha şiddetli bir mahlûk yarattın mı?" "Evet, buyurdu ![]() ![]() "Demirden daha şiddetli bir şey yarattın mı?" dediler ![]() Hak Teâlâ: "Evet! Dedi ![]() ![]() "Ateşten daha ağır bir şey yarattın mı?" diye yine sordular ![]() Hak Teâlâ: "Evet, dedi, suyu yarattım!" "Sudan daha şiddetli bir şey yarattın mı?" dediler ![]() Hak Teâlâ tekrar cevap verdi: "Evet, rüzgârı yarattım ![]() "Rüzgârdan daha şiddetli bir şey yarattın mı?" diye yine sordular ![]() Hak Teâlâ: "Evet insanoğlunu yarattım" dedi ve devam etti: "Eğer o, sağ eliyle sadaka verir, sol eli görmeyecek kadar gizlerse (daha şiddetlidir) ![]() ![]() * * * Allah Teâlâ buyurur: "Ben, gizli bir hazine idim ![]() istedim ve insanı yarattım ![]() ![]() * * * "Kimseyi kırma ![]() açığa vurursa, sen de onun kötülüklerini açıklayıp yayma ![]() 15) * * * "Allah Teâlâ bazı şeyleri farz kıldı, onları ihmal etmeyin ![]() Bazı günahlara yaklaşılmaması için sınırlar koydu, o sınırları aşmayın ![]() ![]() Bazı şeyleri de unuttuğu için değil size olan merhameti sebebiyle dile getirmedi, onları da araştırıp kurcalamayın ![]() ![]() * * * "Kim Allah'ın yarattıklarına karşı merhametli olursa, Allah da ona merhametli olur ![]() bakmayarak onlara iyilik et ![]() engel olasın" (17) ![]() * * * "Hz ![]() "Dinin esası ne üzerine kurulmuştur?" O da şöyle cevap verdi: "Kendiniz için istediğinizi başkaları için de isteyin; kendiniz için istemediklerinizi başkaları için de istemeyin ![]() ![]() * * * "Bir Müslüman'ın samimiyetinin ölçüsü, onun gücünün yetmediği şeylerde çaresiz kalmasıdır ![]() * * * "Allah Teâlâ, her iki tarafına duvarlar yapılmış birtakım yollar yapmış, duvarların üzerlerinde perdeler asılmış, açık kapılar kurulmuş, bir yol yapmıştır ![]() durmuş bir bekçi, kapılara doğru gidenlere şöyle diyor: "Doğruca gidin ve hiçbir tarafa sapmayın ![]() duran bekçi: "Şu kapıdan içeri girmeyin, yoksa içine düşersiniz ![]() Bu yol, hayat yoludur ![]() tehlikeli görülmüş amellerdir ![]() koyduğu sınırlardır ![]() ![]() İkinci bekçi ise, her insanın kalbindeki Allah korkusudur ![]() (Ç ![]() ![]() ve nakil hatası ile ilaveler var ![]() tercümesi şöyledir ![]() Bir adam; "Sırat-ı müstakim (doğru yol) nedir?" diye sordu ![]() ![]() "Hz ![]() ![]() Bunun öbür ucu ise cennete ulaşmaktır ![]() sağında ve solunda başka tali yollar da var ![]() birinin başında bir kısım insanlar durmuş oradan geçenleri kendilerine çağırıyorlar ![]() yol onu ateşe götürecektir ![]() yola) giderse, o da cennete ulaşacaktır ![]() bu açıklamayı yaptıktan sonra şu âyeti okudu: "İşte bu benim sırat-ı müstakimimdir, buna uyun ![]() yollara sapmayın, sonra onlar sizi Allah'ın yolundan ayırırlar ![]() ![]() ![]() 20) ![]() * * * "Her Müslüman'ın sadaka vermesi gerekir" buyurdu ![]() Kendisine: "Ya bulamayan olursa?" diye soruldu ![]() "Eliyle çalışır, hem şahsı için harcar, hem de sadaka verir" cevabını verdi ![]() "Ya çalışacak gücü yoksa?" diye soruldu ![]() "Bu durumda, sıkışmış bir ihtiyaç sahibine yardım eder" dedi ![]() "Buna da gücü yetmezse?" dendi ![]() "İyiliği veya hayrı emreder" dedi ![]() "Bunu da yapmazsa?" diye tekrar sorulunca: "Kendini başkasına kötülük yapmaktan alıkoyar ![]() bu da bir sadakadır" buyurdu ![]() ![]() * * * "Şehvetle bakmak zinadır ![]() kendini göstermek için süslenip gitmesi ve ihtirasla bakması da zinadır ![]() ![]() * * * --- Sonraki mesaj --- Vâbisa İbni Ma'bed diyor ki, Resul-i Erkem'in huzuruna varmıştım ![]() "İyiliğin ne olduğunu sormaya mı geldin?" dedi ![]() "Evet" dedim ![]() "Kalbine danış ![]() "İyilik, kalbin uygun gördüğü ve yapılmasını onayladığı şeydir ![]() nice nice fetvalar verse bile içinde şüphe ve tereddüt uyandıran şeydir ![]() ![]() * * * "Siz, kendi dininize sahip çıkmadıkça Allah'ın saltanatına varis olamayacaksınız ve birbirinizi sevmedikçe isteğinize kavuşamayacaksınız ![]() ![]() * * * "Mülayimlik ve itaat, imanın alâmetleri; boşboğazlık ve cerbezeli konuşmalar ikiyüzlülüğün alâmetleridir ![]() * * * "Zalimlerle birlikte olmaktansa, kendi başına, yalnız kalmak daha iyidir ![]() birlikte olmak daha iyidir ![]() susmaktan iyidir ![]() ![]() ![]() * * * "Öfkesini açığa vurmaktan çekinip, onu boğanları Allah daima mükâfatlandırır ![]() ![]() * * * "Herkesin ameli, onun davranışlarındaki niyetine göre değerlendirilir ![]() ![]() * * * "Allah Teâlâ, kendi kazancıyla yaşayanları, kendisine dost yapar ![]() ![]() * * * "Gerçek üzere olan o kimsedir ki, kötülüğe karşı sabırlıdır ve kırılmayı unutur ![]() ![]() * * * "Gerçek tevazu, bütün iyiliklerin başıdır ![]() ![]() * * * "Tevazu ve anlayış olmadan iman olmaz ![]() ![]() * * * "İyilikleri paylaşma konusunda ısrarlı olun ![]() ![]() * * * "Ben ışığa doğru koştum, ışıkta da yaşıyorum ![]() ![]() * * * "En hayırlınız odur ki, iyilik bulunca Allah'a şükreder, kötülüğe maruz kalınca sabreder ![]() mükâfatlandırılır ![]() ![]() * * * "Doğru yolu bulmuş insanlar, tartışmaya girmeselerdi bu yoldan sapmazlardı ![]() ![]() * * * "Allah'ın en büyük düşmanları, mü'min oldukları halde haksız yere zulmedip cana kıyanlardır ![]() ![]() * * * "Kabir, ahiret menzillerinin ilkidir ![]() * * * "En mukaddes savaş, insanın (nefsine) kendine galip gelmesidir ![]() ![]() * * * "Bir saat çalışmak, bir yıl keyif çekmekten iyidir ![]() ![]() * * * "İbadet, dua eden mü'minin ruhunun yükselmesi ile Allah'a kavuşmasıdır ![]() ![]() * * * "Ölüm bir köprüdür, dostu dosta kavuşturur ![]() ![]() * * * "Fakirliğim, benim övünç kaynağımdır ![]() ![]() * * * "Mü'min, Allah'a sadık olarak, onun hükmüne ve rahmetine razı, ümitle yaşar ![]() ![]() * * * "Gözlerin zinası bakmaktır, dilin zinası konuşmaktır ![]() Nefis de temenni eder ve iştah duyar ![]() veya yalanlar ![]() ![]() * * * "Allah Teâlâ'nın en sevmediği şey, erkek veya kadınların ibadetlerinde gösteriş yapmasıdır ![]() ![]() * * * "Allah Teâlâ, kendi kazancıyla geçinenlere merhamet eder, dilenerek geçinenlere değil ![]() ![]() * * * "Kim daha çok sıkıntı içindeyse, onun mükâfata da bir o kadar büyük olur ![]() onun mükâfatı daha fazladır ![]() daha çok severse onu daha fazla belâlara uğratır ![]() ![]() * * * Hz ![]() şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Sana imanımın sağlamlığı için dua ediyorum ![]() Doğru yolla gideceğime hazır olduğum için dua ediyorum ![]() Senin merhametine ve yardımına güvenerek sana secde ediyorum ![]() Sana dua ediyorum ki, beni hatalarımdan temizleyip, temiz bir kalp, doğruyu konuşan bir dil verdin ![]() dua ediyorum ki, bana iyilik yapmayı tavsiye edip kötülükten ve hatalardan koruyorsun ![]() günahlarımı bağışlamanı istiyorum ![]() ![]() * * * Biliyor musunuz ki, bizim dinimizin aslını bozup onu düşüren nedir? "Tefsirci ve tahlilcilerin yanlışları; riyakâr nakilcilerin yozlaştırıp tartışmaları ve yoldan sapmış hükümdarların buyruklarıdır ![]() ![]() * * * "Kadın erkeğin ikinci parçasıdır ![]() ![]() * * * "İlim, unutulursa kaybolur, liyakatsizlerin elinde yok olur ![]() ![]() ![]() "Allah Teâlâ ilmi insanların hafızalarından silip unutturmak suretiyle değil, fakat âlimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır ![]() ![]() bir kısım cahilleri kendilerine lider edinirler ![]() birtakım meseleler sorulur; onlar da bilmedikleri halde fetva verirler ![]() saptırırlar ![]() ![]() "Fazla geçmez bir zaman gelir ki, kendi dininizin adından başka bir şey kalmayacak ![]() başka bir şey kalmayacak ![]() ilim ve din öğrenilmeyecek, Allah'a kulluk yapılmayacaktır ![]() Din adamları, ilim adamları, insanların en kötüsüne dönecek, münakaşa ve münazaralar onlardan çıkacak ve insanlar dinden çıkıp geri dönecekler ![]() ![]() * * * "İlim öğrenmek her Müslüman'a farzdır ![]() öğretmek, domuzların boyunlarına cevher, inci ve altın takmaya benzer ![]() ![]() * * * "İlim üç şekilde olur: Bunlardan biri, şüphesiz gerçektir, onun ardınca git ![]() ![]() ise, bilinmeyen konulardadır, bunun da cevabını Allah'ın indinde ara ![]() ![]() * * * "Mü'minler ölmezler ![]() âleme göçerler ![]() ![]() * * * "Gerçek mü'min, iyi günleri için Allah'a şükreder, başına bir belâ geldiği zaman da Allah'a sığınır ![]() ![]() * * * "Allah'a tevekkül et (güven), ancak deveni sağlam kazığa bağlamayı da ihmal etme ![]() ![]() * * * "Dünya ve dünyanın bütün nimetleri değerlidir ![]() nimetleri içinde en değerlisi, Saliha (iyi) kadınlardır ![]() ![]() * * * "Biliyorum ki, 'Allah'tan başka her şey fanidir ![]() 'Lebid'den başka kimse söylememiştir ![]() ![]() * * * "Doğruluğa sığının, yalandan kaçının!" (62) ![]() * * * "Gerçek mü'mine, kimseyi rezil etmek, yaramaz işler yapmak, bir kazanç sağlamayan sözler söylemek yakışmaz ![]() ![]() * * * "İnsanların kusurlarını, özellikle böyle kusurlar kendinde varsa, onların yüzüne vurmaktan sakın!" (64) ![]() * * * "Daha fazla susup, ruhun hayra (iyiliğe) yönelmesine kavuşmaktan daha güzel bir şey yoktur ![]() ![]() * * * "Konuşunca doğru söyleyin; söz verince yerine getirin; borçlarınızı ödeyin; kendi fikir ve işlerinizde sapıklığa düşmeyin; ellerinizi israftan ve kötü şeylerden koruyun ![]() ![]() * * * "Allah Teâlâ, halim selim, saygılı ve mütevazı olmayı emrediyor ki, kimse başkasına zulmetmesin ![]() ![]() * * * "O kimse ki, bizi zulmetmeye çağırır, o bizden değildir ![]() Kendi halkını cehalette, yalan içinde bırakanlar da bizden değildir ![]() da bizden değildir ![]() ![]() * * * "Muhabbet, insanı sevdiğine karşı sağır ve dilsiz yapar ![]() ![]() * * * "Kendisi için istediğini, mü'min kardeşi için de istemeyen gerçek mü'min değildir ![]() ![]() * * * "Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir ![]() kendisine karşı emniyette bildikleri kimsedir ![]() ![]() * * * "Diliyle insanları kıranları, ibadetleri temizlemez ![]() ![]() * * * "Namaz kılıp oruç tutmaktan ve iyilik etmekten daha güzeli nedir bilir misiniz? Dargınları barıştırmak ![]() insanı Allah'ın vereceği her mükâfattan mahrum eder ![]() ![]() * * * "Allah Teâlâ, akıl ve zekâdan daha güzel, daha iyi bir şey yaratmamıştır ![]() veriyor ![]() ![]() ![]() * * * "Allah Teâlâ, kendisi mülayimdir ve mülayim davranır ![]() O, mülayimlere verdiğinden, sert ve haşin kimselere vermez ![]() (75) ![]() * * * "Güçlü, azametli (kuvvetli) insanlardır ki, insan liyakatini azaltmaz ![]() ![]() ![]() * * * "Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül tokluğudur ![]() 77) ![]() * * * Abdullah İbnu Mes'ûd şöyle dedi: "Rasülullah bir hasır üzerinde yatıp uyumuştu ![]() uyandığında, hasır vücudunun yan tarafında iz bırakmıştı ![]() Biz: "Ya Rasülallah! Sizin için bir döşek edinsek, dedik ![]() üzerine Resul-i Ekrem: "Benim dünya ile ilgim ne kadar ki? Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen, sonra da oradan kalkıp giden binitli bir yolcu gibiyim" buyurdular ![]() * * * "Kendinizden fazla zengin ve güzel insanları seyrederken, kendinizden aşağıda olanları da unutmayın ![]() ![]() * * * "Sizden biri, mal ve yaratılışça kendisinden üstün olana bakınca, nazarını bir de kendisinden aşağıda olana çevirsin ![]() Böyle yapmak, Allah'ın üzerinizdeki nimetini küçük görmemeniz için gereklidir ![]() ![]() * * * "Bir adam gelerek; "Ey Allah'ın Resulü! Ben seni seviyorum" dedi ![]() "Ne söylediğine dikkat et!" diye cevap verdi ![]() "Vallahi ben seni seviyorum!" deyip, bunu üç kere tekrar etti ![]() Rasülullah, bunun üzerine adama: "Eğer beni seviyorsan, fakirlik için bir zırh hazırla ![]() sevene fakirlik, hedefine koşan selden daha süratli gelir ![]() * * * "İnsanın her bir eklemi için her Allah'ın günü bir sadaka vermesi gerekir: --- Sonraki mesaj --- İki kişinin arasını bulman, (haklarında adaletle hükmetmen) bir sadakadır ![]() Bir kimseye bineğine binerken yardımcı olman veya yükünü hayvanına yüklemesine yardım etmen bir sadakadır ![]() Güzel bir söz söylemek sadakadır ![]() Namaza giderken attığın her adıma bir sadaka sevabı vardır ![]() Gelip geçenleri rahatsız eden bir şeyi yoldan alıp atman bir sadakadır ![]() ![]() * * * Allah Teâlâ şöyle buyurdu: "Her kim (ihlâs ile bana kulluk eden) bir dostuma düşmanlık ederse, ben de ona karşı savaş ilân ederim ![]() bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık kazanamaz ![]() Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim ![]() Kulumu sevince de (adeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum ![]() onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, onu korurum ![]() ![]() * * * "Yerin sürtünme kuvvetiyle demiri temizlediği gibi, Allah Teâlâ'yı bilip iman etmek de insanın kalbini temizler ![]() * * * "Her bir maruf (iyilik) sadakadır ![]() "Kardeşini güler yüzle karşılaman, kendi kovandan kardeşinin kabına su vermen de birer maruftur (iyiliktir) ![]() ![]() (85) ![]() "(Bir keresinde) Rasülullah'a (ayrı düştüğü) çocuğuna duyduğu özlemden dolayı rastladığı her çocuğu kucaklayan, göğsüne bastırıp emziren bir kadının da aralarında bulunduğu bir esir grubunu getirdiler ![]() (o kadını işaretle): "Bu kadının çocuğunu ateşe atacağına ihtimal verir misiniz?" diye sordu ![]() "Asla, atmaz!" dedik ![]() Bunun üzerine Hz ![]() "İşte Allah Teâlâ kullarına, bu kadının yavrusuna olan şefkatinden daha merhametlidir" buyurdu ![]() ![]() * * * "Herkes için yaratılan bir şeyi yalnız kendi hesabına kullanan kimse, suçlu ve kanun karşısında sorumludur ![]() ![]() * * * "İşçinin hakkını alnının teri kurumadan (yorgunluğu geçmeden) veriniz ![]() ![]() * * * "İnsanlara nezaketli ol, kabalık etme ![]() onlardan nefret etme ![]() cennetin anahtarını sorsalar, onlara anlat ki, cennetin anahtarı, 'Allah'ın varlığına ve birliğine, şahadet etmektir' de ![]() ![]() * * * "Kardeşine karşı göstereceğin tebessümün bir sadakadır ![]() İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır ![]() kaybeden kimseye yolu gösterivermen sadakadır; gözü sakat kimse için görüvermen sadakadır; yoldan taş, diken, kemik (gibi şeyleri) kaldırıp atman sadakadır; kovandan kardeşinin kovasına su boşaltman sadakadır ![]() ![]() * * * "İnsanlara merhamet edin ki, Allah da size merhamet etsin!" (91) ![]() * * * "Bir insanı güzel bir sözle teselli etmek, başkasına hak ve adaleti sevdirmek, yazılı talimatlara, istemeyerek ve isteksizce riayet etmekten iyidir ![]() ![]() * * * "Hükmünüzde olan alaycıyı/tahkirciyi affetmeniz, Allah karşısında fazla derecede değerlendirilir ![]() ![]() * * * --- Sonraki mesaj --- 2 ![]() MEKTUPLAR Hz ![]() Rus yazarı L ![]() ![]() Hindistan'da yayımlanmış 'Hz ![]() Hadisleri' kitabını okumuştur ![]() bir kitapçık tertip etmiş, bunu Rusya'nın 'Posrednik' adlı yayınevinde (1908 Ekim) "Muhammed'in Kur'an'a Girmemiş Hadisleri" ismini koyarak bastırmıştır ![]() bir dindar olarak çeşitli dinî konulan iyi biliyordu ![]() bakışı, özellikle 15 Mart 1909 yılında, Azeri kökenli General İbrahim Ağa ile evli olan Rus asıllı bayan Yelena Vekilova'ya yazdığı mektuptan da anlaşılıyordu ![]() Dönemin Rusya'sında, çocukların, kendi halkının (Azeri- Türk toplumu) huzuru için İslâm'ı kabul etmek istemeleri halinde; anne ve baba farklı dine mensup dahi olsa çocuklarının din değiştirmeleri konusunda baskı yapmazmış ![]() Vekilova, bu yaklaşımdan hareketle durumu düşüncelerine değer verdiği çağdaşı Tolstoy'a bildirip çocuklarının kimliklerine hangi dinî yazdırmasının daha iyi olacağını, "bu konuda ne tavsiye edersiniz, acaba ben ne yapayım?" diyerek danışmıştır ![]() ![]() 'En son ve en büyük din olan İslâm ![]() ![]() ![]() Tolstoy Tolstoy'un Cevap Mektubu " ![]() ![]() ![]() Muhammediliğe, Provoslav (Rusya'da Hıristiyanlığın bir kolu) dininden daha fazla önem vermelerine gelince, ben bütün kalbimle buna katılıyorum ![]() tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hıristiyanlıktan) mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor ![]() Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her Provoslav (Hıristiyan) ve her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği; tek Allah'ı ve onun Peygamberini kabul ederdi ![]() Neden? Çünkü zor ve anlaşılmaz bir ilâhiyatçılık olan Toritsa(*) (Baba-Oğul ve Kutsal Ruh), sırlarla dolu Meryem Ana, Mukaddesler ve onların resimleri, tasvirleri ve zor ayinlerle dolu ![]() ![]() ![]() Başka türlü de olamazdı ![]() aslının yerine geçen birçok batıl inançların, kilise inançlarına çevrildiği bir dönemde, kilise inancından yüksekte durmaması mümkün değildi ![]() Muhammedilik, Hıristiyanlıktan 600 yıl sonra ortaya çıkmıştır ![]() ![]() bir insanın geliştiği gibi bütün insanlık da gelişip mükemmelleşiyor ![]() İnsan hayatının anlamı, esası, onların dinî anlayışları- (*) - Rusça bir kelime olan Troitsa, teslis yani üçleme demektir ![]() teslis inancı, Baba (Allah), Oğul (Hz ![]() Ruh'tan (Meryem) oluşur ![]() dır ![]() ve her türlü gizli kalan düşünceleri açıklamaktan ibarettir ![]() Dini değerlerin ve gerçeklerin perde arkası, karanlık yerlerinin açıklanıp aydınlatılması, en eski devirlerden beri insanlığın büyük düşünürleri tarafından yapılmış, hayata geçirilmiştir ![]() Onların, bütün büyük dinlerin esaslarını koydukları hesap edilmiştir ![]() yani dinin en yüksek değerleri, "Veda"nın (Hinduizm) kitaplarında, daha sonraları Hz ![]() Lao-Tse'nin, Hz ![]() ![]() verilmiştir ![]() anlamından çıkarmış onları daha derin, daha kolay ve akla uygun hale getirenler de insanlar idiler ![]() idiler ve bu yüzden de gerçeği, onu bütün aydınlığı, derinliği ve eskiden kalan herhangi bir yanlışlıktan temizlenmiş halde ifade edememişlerdir ![]() Düşünsek ki, bu insanlar yanlış yapmıyorlardı ve onun için onların kendilerinin çok aşağısındaki öğrencileri, gerçeği derinliğiyle kavrayarak, tabii ki süslemek amacıyla, herkese göre geçerli hale getirmek için birçok lüzumsuz ve özellikle de tuhaf şeyler ilave ederek çevirmişlerdir ![]() insanların birçok gerçeği görmesi zorlaşmıştır ![]() incelenirse, bir o kadar fazla ilâhiyatçının açıkladığı gerçeklerin böyle aslından uzaklaştırılıp değiştirilmesi ise gerçeklerin yüzünü örter, karartır ![]() Bu konularda en eski dinlerde her şeyden fazla tuhaflıklar ve her çeşit batıl inançlar, uydurmalar (hurafeler) vardır ki, bunlar da doğruyu saklıyor, perdeliyor ![]() olan Budizm, Brahmanizm, Konfüçyüs dininde Taoizm gibi beşeri dinlerle Hıristiyanlık ve Musevilikte ve çok az da olsa en son ve en büyük din olan İslâm'da da vardır ![]() ![]() ![]() (*) - Tolstoy'un, 15 Mart 1909'da Yelana Vekilova'ya yazdığı mektup; "Literaturniy Azerbaydjan" Dergisi, No: 12,1978, sayfa 114 ![]() 'Kalbimizde Allah'ın nuru vardır, onun adı da vicdandır ![]() Tolstoy Lev Tolstoy'a Mektup Aradan altı yıl geçer ![]() yüreği sakinleşir ne de Yelena Vekilova'nın ana kalbinin rahatsız çarpıntıları kesilir ![]() oğullarının hangi dine hizmet edeceğidir ![]() üçüncü evlâdı da vermiştir ![]() ![]() "Nereye gidip kimden akıllı bir maslahat almalı?" diye düşünmektedirler ![]() içinden çıkılmaz bir duruma düşen aile meselesine bu yönde bir yardım edememektedir ![]() General İbrahim Ağa'nın Petersburg Teknoloji Enstitüsü'nde tahsil yapan büyük oğlu Boris (Faris)'i ve Moskova'daki Alekseyev Askeri Okulu'nda subay olan kardeşi Qlebi (Galip)'i de düşündüren ciddi bir durum söz konusudur: "Biz kimiz, hangi millete mensubuz? " şeklindeki inanç sorgulaması ![]() ![]() ![]() Bu açıklanamaz sorgulamalar karşısında iki kardeş sık sık anne ve babaya müracaat edip sorunlarına çare arıyorlardır ![]() Evlâtlardan Fâris (Boris) Vekilov bakın bu durumu nasıl anlatıyor; "Benim yaşım 19 olmuştu ![]() Muhammed'in dinine geçme fikri de beni bırakmıyordu ![]() 1904 - 1905 yıllarındaki şartlar bu niyetimin hayata geçmesine yardım etmeliydi ![]() kitleleri arasındaki inkılâbı ruh haliyle Çar hükümetini bazı liberal kararlar almaya mecbur etmişti ![]() 1904 yılında "Din özgürlüğü hakkında manifesto (karar)" yayınlandı ![]() dönmüş olanlara tekrar o dine dönmeye izin verilmişti, insana öyle geliyordu ki, uygun dilekçe vermek yeterliydi ki konu hallolsun ![]() Petersburg'a gelişimin ilk yılında Pravoslav (Hıristiyan) dininin savunucularının aracısız yakınlığında bu meseleyi kaldırmaya maslahat görmediler ![]() mektupta da dikkatli davranması düşüncesi hakimdi ![]() olmayan olaylardan yakayı kurtarmak için niyetimin hayata geçirilmesini bir o kadar geciktirdik ![]() Vekilov) ve annem Yelena Vekilova şu karara varmışlar ki, anlayışlı yazar Lev Tolstoy'dan başka hiç kimse bu ciddi aile meselesine akıllı bir cevap veremezdi ![]() 2 Mart 1909 yılında, anne Yelena Vekilova, Tiflis'ten Tolstoy'a bir mektup yazar ve aile bireylerinin inanç arayışlarını anlatır ![]() "Bizim çok sevdiğimiz hocamız Lev Nikolayeviç! Mektubumla sizi rahatsız ettiğim için, size karşı özür dileyecek söz bulamıyorum ![]() almak isteyenler çoktur ![]() müracaat ediyorum ![]() yetmediği bir konu çıkarmıştır ![]() Ben kısaca isteğimi size anlatmaya çalışacağım ![]() yaşındayım ![]() ![]() ![]() Ancak nikâhımız kanunidir (yani dinî nikâh yapmadık) ![]() Hz ![]() cuklarımız Hıristiyan dinine inanıyorlar ![]() oğlumun biri yirmi üç yaşında ve Petersburg Teknoloji Enstitüsü'nde okumaktadır ![]() Moskova'daki Alekseyev Askeri Okulu'nda subaydır ![]() babalarının dinine geçmek için benden izin istiyorlar ![]() Ben ne yapmalıyım? Ben biliyorum ki şimdi bu mümkündür ve aynı zamanda bizde yaşayan yabancı vatandaşlarla kötü ilişkileri de biliyorum ![]() küçük ailevi meseleler değil ![]() makam mevki tutkusu da onları bu konuya sevk etmiyor ![]() karanlıkta kalan Tatar (Azeri-Türk) halkına yardım etmek maksadını taşıyorlar ![]() yardımlaşmasına dinleri engel oluyor ![]() kendi düşüncemle onları kötü bir yola sevk edeyim ![]() derdimle baş başayım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() çektiklerimi, savaşlarımı size yazabilseydim ![]() ![]() ![]() delicesine seven bir annenin gözyaşları ile yazıyorum ![]() Artık azaptan aklımı yitirmiş halde sizden akıl isteme durumuna geldim ![]() bugünkü şartlarından bunun nasıl neticeleneceğini duyabilirsiniz ![]() Benim derdim size küçük ve basit görünebilir ![]() dehşetli azaplar vermektedir ![]() Lev Nikolayeviç, siz bize, bizim gibi küçük insanlara hiçbir zaman yürekten gelen değerli tavsiyelerinizi esirgemediniz ![]() Bunu bildiğim için cesaret edip sizi kendi isteğimle rahatsız ettim ![]() ![]() kıymetli vaktinizi aldım ![]() şey delicesine analık sevgisidir ![]() Bütün kalbiyle size bağlı olan Yelena YEFİMOVNA VEKİLOVA Tiflis, Uçebnıy Pereulok I, Ev 8 ![]() 'Müslümanlık Hıristiyanlık karşısında üstündür ![]() Tolstoy Lev Tolstoy'un Cevabı Tolstoy, 15 Mart 1909 yılında "Yasnaya Polyan"dan gönderdiği cevap niteliğindeki mektubunda şöyle diyordu: "Yelena Yefimovna (Vekilova)'ya Sizin oğullarınızın Tatar halkının bilgilenmesine yardım etme arzusunu takdir etmemek olmaz ![]() Muhammed'in dinini kabul etmenin de ne derece lâzım olduğunu da anlatamam ![]() itiraf etmeden, insanın hangi dine mensup olması hakkında kime olursa olsun artık kendinin bilgi vermesini gerekli sayıyorum ![]() Buna göre de sizin oğullarınızın Muhammed'in dinini Hıristiyanlıktan üstün tutarak kabul etmeleri yani bir dinden başka bir dine geçmeleri hakkında kimseye bilgi vermeleri gerekmez ![]() Belki bu zaruridir ![]() ![]() Ona göre de sizin evlâtlarınız bu konuda hükümet organlarına haber verip vermemeleri hakkında kendileri karar vermelidirler ![]() Müslümanlığın Hıristiyanlık karşısındaki üstünlüğüne ve özellikle sizin evlatlarınızın hizmet ettikleri maksadın âlice- naplığına gelince, bu konuya bütün kalbimle katılıyorum ![]() ideali ve öğretisini, onun hakiki manasında, her şeyden üstün tutan bir insan için bunu söylemek ne kadar garip olsa da demeliyim ki, Müslümanlığın kendine has dış görünüşüne göre Kilise Hıristiyanlığından kıyas kabul etmez derecede üstün durması, bende hiçbir şüphe doğurmuyor ![]() bir kimsenin karşısına kilise Hıristiyanlığı veya İslâm dinine girme hakkında bir tercih koyulsa, o zaman her bir akıllı adam, mürekkep ve anlaşılmaz ilâhiyatın üç sıfatlı Allah'ın, günah çıkarma merasiminin, dinî ayinlerin, İsa'nın anasına yalvarışın, mukaddeslerin ve onların resimlerine sayısız hesapsız ibadetlerin yerine, hükümleri bir Allah'ı ve peygamberi olan İslâm dinini, şüphesiz ki üstün tutar ![]() ![]() Ayrı ayrı fertlerin, bütün insanlığın ve bütün insanların hayatının esasını teşkil eden dinî şuurun mükemmelleştiği (olgunlaştığı) gibi, hayatta her şey gelişir ve mükemmelleşin Dinin gelişip mükemmelleşmesi ise, onun sadeleşmesinden, anlaşılmasından ve onu anlaşılmaz yapan her şeyden kurtulmasından ibarettir ![]() her şeyden kurtarılması en eski zamanlardan beri dinlerin esasını koyan düşünürler tarafından hayata geçirilmiştir ![]() bize malum olan bütün dinlerin hepsinden önce böyle yüce ve yüksek din anlayışı, Veda'nın (Veda-Hinduizm) kitaplarında, daha sonra Musa'nın, Buda'nın, Konfüçyüs'ün, Lao Tzu'nun, Hıristiyanlık ve Muhammed'in Öğretilerinde verilmiştir ![]() Dini, onun eski kaba manasından kurtarıp, daha derin, sade ve akla uygun hakikatlerle değiştiren bütün yeni din hadimleri (hizmetçileri/tebliğcileri) büyük adamlar olmuşlardır ![]() Fakat sırf büyük adam olduklarındandır ki, hakikati olduğu gibi, bütün aydınlığı, derinliği ve sadeliği, saflığı ile eski yanlış fikirlerinden kurtarılmış şekilde ifade edememişler ![]() hata yapmayacakları, onların bütün söylediklerinin tekzip edilmez asıl gerçekler olduğu farz edilse bile, onların kendisinden çok çok aşağıda bulunan şakirtleri/'öğrencileri, ha- kikati bütün derinliği ile anlamadan, onu daha gösterişli ve herkes için uygun hale getirme arzusu ile ona pek çok gereksiz eklemeler, özellikle acayip şeyler karıştırdıklarından, herkesin gerçeği görmesi oldukça zor olur ![]() Gerçeğin din tarafından böyle tahrifi ne kadar çok itiraf edilmişse, bu tahrifler o kadar çok artmış, neticede dine hizmet edenler tarafından keşfedilmiş asıl hakikat karanlıkta kalmıştır ![]() Buna göre de en eski dinlerde gerçeği gizleyen mucize ve uydurmalar her şeyden çoktur ![]() dininde, ondan az Yahudi dininde, ondan az Buda, Konfüçyüs, Taoizm dinlerinde, onlardan daha az Hıristiyan dininde ve nihayet en az, en son din olan İslâm dininde vardır ![]() bakımdan Müslümanlık en elverişli durumdadır ![]() İslâm dini, onda harici, tabii olmayan ne varsa, hepsini atsa ve öz temeline Muhammed'in dinî -manevi öğretilerinin esaslarını koysa- tabiidir ki, bütün büyük dinlerin esasları ve özellikle, gerçeği itiraf eden Hıristiyan öğretilerinin esasları ile birleşir ![]() Siz böyle uzun uzadıya yazıyorum ki, siz benim fikirlerimi oğullarınıza ulaştıracaksınız ve bu fikirler de onların güzel düşüncelerini hayata geçirmeye yarayabilirler ![]() teşkil eden büyük hakikatlerin, onu karanlıklaştıran her şeyden temizlenmesine yardım etmek, insanın yapabileceği en güzel işlerden biridir ![]() görev hesap etseler, o zaman hayatları dolu ve tam olacak ![]() Bilmiyorum, Müslümanlıkta benim bildiğim, yüksek esaslı hakikatleri gizleyen yanlış fikirlerden ve mevhumlardan kurtarılmasına hizmet ettiklerini iddia eden iki öğreti sizce ve sizin evlatlarınızca biliniyor mu bilinmiyor mu? (*) Çünkü dinlerin temel kaynağı Allah'tır ![]() Allah'ın iman edilmesini istediği şeylere inanıp iman etmektir ![]() Bu durumda Tolstoy'un dediği gibi, dinler bozulmamış olsaydı hepsi İslâm'ın esasları ile birleşecekti ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tolstoy [Hz. Muhammed] |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tolstoy [Hz. Muhammed]Hz ![]() Buna göre söz konusu her iki grup, araştırılmış ve hâlâ da araştırılmaktadır ![]() geçmiş olan ve orada yerleşmeye çalışan Bahaîlik'tir ![]() Bahâilik, Akka'da yaşayan Bahaullah'ın oğlunun adından yola çıkılarak kurulmuştur ![]() sevgi dinini kabul eden bu dinî mezhep, ibadetin hiçbir şeklini kabul etmiyor!*) İkincisi, Kazan'da ortaya çıkmış, taraftarları, kendilerini kurucularının adıyla adlandırıp kendilerine "Allah'ın ordusu" veya "Vaisovçular" diyorlar ![]() sevgide görürler ve sevgiye zıt olan her şeyden uzak dururlar ![]() Bu mezhep veya tarikat da takip edilmekte, rehberleri yakalanıp hapse atılmaktadır ![]() (*) Lev Tolstoy'un da yanlış ve batıl bir inanç olarak nitelendirip dikkat edilmesini istediği Bahaî Dini; inananları tarafından Bahaullah olarak adlandırılan Mirza Hüseyin Ali Nuri ( 1817-1892 ) liderliğinde İran'da kurulan batıl bir dindir ![]() Bağdat'ta daha önce Tebriz'de öldürülen ve müridi olduğu Şeyhi Bab Mirza Ali Muhammed'in ve diğer dinler tarafından geleceği vaat edilen Peygamber - Tanrı Elçisi - olduğunu açıklayarak Baha dinini kurmuş oldu ![]() açıkladıktan sonra Osmanlı Devleti içerisinde değişik bölgelere sürgüne gönderilmiş ve Bahaî inancını yaymıştır ![]() Ali'nin (Bahaullah) ölümünden sonra büyük oğlu Abdülbaha (1844-1957) öğretinin liderliğini yapmış, Abdülbaha'nın vefatından sonra ise büyük torunu Şevki Efendi, Bahaîliğin liderliğine getirilmiştir ![]() Başlangıçta İslâm dininin bir mezhebini andıran Bahailik zamanla bağımsız bir din halini almıştır ![]() ve Hıristiyanlıktan alınan esaslarda vardır ![]() namaz kılarlar ![]() sonra ayrı bir din hüviyetine dönüşen inanç sistemi olmalarına karşın Kâbe'yi kıble olarak kabul etmezler ![]() evin bulunduğu yeri kıble sayarlar ![]() düzenleyen iki Kutsal kitapları vardır ![]() Akdes'tir Ülkemizde Yargıtay'ın 13 ![]() ![]() sayılı kararıyla ayrı bir din olarak kabul edilmediği için ayrı ibadethane yapımına izin verilmemiştir ![]() Eğer benim düşüncelerim hiç olmasa bir şeye yarasalar, siz veya oğullarınız kendi faaliyetleri hakkındaki kararlarını bana bildirseler çok memnun olurum ![]() Lev TOLSTOY Görülüyor ki, Tolstoy'u annenin yazdığı mektup çok heyecanlandırmıştır ![]() Bunu dört sayfalık ve acele yazılan mektubundan anlamak mümkündür ![]() kendine has dış görünüşüne göre kilise Hıristiyanlığından kıyas kabul etmez derecede üstün durması bende hiçbir şüphe doğurmuyor" cümlesi, onların aile ıstırabına son veren bir cevap olur ![]() okunup kanun gibi kabul edilir ![]() Tolstoy'un mektubundan sonra Tiflis'teki Zagafgaziya Ruhani İdaresi general İbrahim Ağa Vekilov'un evlâtlarını Müslümanlığa kabul etmiş ve bu arada Müftü Mirza Hüseyin Efendi Kayıpzade'nin imzası ile resmî senet vermiştir ![]() Çocukların adını da değiştirip; Boris, Faris olmuş, Qleb ise Galip olarak resmileşmişlerdir ![]() Lev Tolstoy'un, Yelena Vekilova'ya yazdığı mektubun aslını Yelena'mn oğlu Faris'de, 1978 yılında Moskova'da Lev Tolstoy adına açılan müzeye vermiştir ![]() hâlâ sergilenmektedir ![]() 'Müslümanların Allah'tan başka ilâhı yoktur ve Muhammed onun peygamberidir ![]() Tolstoy Yasnopolyana Kayıtları Dâhi yazar Lev Tolstoy, İslâm dinine olan inancını sadece Vekilov'lara yazdığı mektuplarla açıklamamıştır ![]() çok yakınında bulunan binlerce kalem ve kalp dostları Tolstoy ile İslâm dinine, Hz ![]() hakkında yazılar yazıp, sohbetler ederlermiş ![]() müslümanlığı kabul etmesi konusundaki ilk net ifadesi ise, aşağıdaki sözlerinden anlaşılabilir ![]() Slovak asıllı D ![]() ![]() doktorluğunu yapmış ve çok sayıda dostunun Tolstoy'u ziyaret etmesi sırasında aralarında geçen diyalogları not ederek, "1904-1910 Yıllarında Tolstoy'un Yanında" adlı büyük bir eser yazmıştır ![]() Bu kitap 1979 yılında dört cilt olarak "Yasnopolyana Kayıtları" adıyla, ilk defa Moskova'da yayımlanmıştır ![]() III ![]() ![]() veriliyordur ![]() Ağa Vekilov'un hayat arkadaşının kaygısına ortak oluşuna ve İslâm dinini kalben sevmesine bir kez daha şahit olur ![]() Tolstoy'un doktoru Duşan Petroviç Makovitski bu durumu bakın nasıl anlatıyor: 1909 yılı Mart ayının 13'ünde Lev Nikolayeviç Tolstoy bir sohbet sırasında dedi ki: 'Bir anneden mektup aldım ![]() ki: Çocuklarımın babası Müslüman'dır ben ise Hıristiyan'ım ![]() İki oğlum var, biri talebedir, öbürü zabit (subay) ![]() Her ikisi de İslâm dinine geçmek istiyor ![]() Tolstoy'un bu sözü üzerine Sofya Andreyevna (Tolstoy'un arkadaşı): 'Belki de oğullan, çok eşli olmak için Müslüman olmak istiyorlardır ![]() ![]() Tolstoy: 'Ne olur ki ![]() ![]() ![]() mektup hakkında düşünürken benim için çok şey aydınlandı ![]() Muhammed her zaman Evangelizm'in (Hıristiyanların) üstüne çıkıyor ![]() ile bir tutmuyor ![]() ve Muhammed onun peygamberidir ![]() ve sır yoktur ![]() Sofya Andreyevna (Tolstoy'un arkadaşı) : 'Hangisi daha iyidir? Hıristiyanlık mı, Müslümanlık mı?' Tolstoy: 'Benim için açıktır ki, Müslümanlık daha iyidir, daha üstündür ![]() Kısa bir süre sustuktan sonra Lev Nikolayeviç Tolstoy tekrar eder: 'Müslümanlık mukayese edildiğinde Hıristiyanlıktan üstünlüğü görülür ![]() ![]() Mikail Vasileyeviç (Tolstoy'un arkadaşı): 'Zaporojyeli Nekrasovçular(*) İslâm Dinine geçmişler ![]() ![]() ![]() Lev Nikolayeviç Tolstoy ![]() dinin esasları da; Taoizm, Budizm, Hıristiyanlık da inkişaf ediyor ![]() ![]() bu da birliğe ve sadeliğe getirip ulaştırıyor ![]() ![]() ![]() (*) 1878 yılında Bulavin isyanı yatıştırıldıktan sonra ataman İknat Nekrasov'un rehberliği ile Türkiye'ye göçen Don Kazakları ![]() Bir dertli anne Yelena Vekilova Ünlü yazar Tolstoy ve dertli anne Yelena arasındaki mektuplaşmaların üzerinden yaklaşık 80 yıl geçtikten sonra "Literetarnuya Gazeta"nın 7 ![]() Ağa Vekilov'un aile mektubu hakkında bir haber dosyası yayımlandı ![]() (nass-kaynak) kendinde toplayan eşsiz kitap Kur'an-ı Kerim'e ayrılmıştı ![]() binlerce Rus okuyucusuna açık, abartısız bilgi vermek için güzel bir başlangıç idi ![]() Yazar Lev Tolstoy'un Yelena Vekilova'ya yazdığı mektuptan bölümlere yer veren gazete, "Çok teessüf ediyoruz ki, Yelena Vekilova'nın şahsiyeti hakkında hiçbir bilgimiz yoktur" itirafında da bulunmadan edememişti ![]() Azerbaycan'da bu soruya cevap verecek bir tek kimse vardı: General İbrahim Ağa'nın tek torunu olan, Profesör Leyla Galip kızı Vekilova ![]() Vekilova ailesini şöyle anlatıyor: "Babaannem Yelena, Tiflis'te subay toplantılarından birinde, dedem genç subay Ağaoğlu İbrahim Vekilov ile tanışmış ![]() Bizim Vekilovlar nesli, Azerbaycan'ın kenar şehri Kazak'tandırlar ![]() Zadegan (Beyzade) soyuna mensup neslimiz resmî olarak 350 yıldan fazladır devam etmektedir ![]() yumuz, kendi halkına, vatanına birçok savaşçı, âlim, yazar ve şair yetiştirmiştir ![]() İki genç, birbirini sever ![]() din farkı engel oluyordur ![]() Müslüman, Yelena Yermolayeva ise Provoslav (Hıristiyan) dinine mensuptur ![]() göre nikâh kıymak için eşlerden biri kendi dininden feragat etmek zorundadır ![]() de ailelerinden aldıkları dinî terbiyeye karşı çıkamamaktadır ![]() Durum böyleyken İbrahim Ağa Vekilov, 'Rus Çarı'na müracaat eder ![]() ![]() Fakat böyle evliliklerde yine dünyaya gelen çocuklar, Rus İmparatorluğu kanunlarına göre Provoslav (Hıristiyan) dinî terbiyesi almalıdırlar ![]() Böylece Yelena üç çocuğunu -kızı Reyhan, oğulları Boris ve Qleb'i vaftiz ettirir ![]() ile çocuklar İslâm dinine meyleder ve Tolstoy'un telkini ile Müslüman olurlar ![]() ![]() ![]() Tolstoy ve Nakşibendiler Tolstoy'un 80 ![]() yayın yapan gazete ve dergilerde L ![]() ![]() çok anma yazısına yer verilir ![]() Tukay, Fatih Emirhan, Fatih Kerimi gibi isimler, Tolstoy'u tanıtan makaleler yayımlar ![]() Islah' ve 'Şura' gibi basın yayın organlarında Tolstoy'un felsefesi anlayışı ve dünya edebiyatında ki yeri hakkında yazılar kaleme alınır ![]() mektuplaşmaları da bahsi geçen yayın organlarında yer bulur ![]() (*) Kaynak: Şemistan Nazirli, Topoğraf General İbrahim Vekilov, Azerbaycan Devlet Kütüphanesi; Bakü "Zaman" 2002 ![]() 71277 ve 70823 ![]() Bu mektupların en dikkat çekeni ise 1909 yılında 'İktisat' dergisinin yazarı Fatih Murtazın'ın, Tolstoy'a cevaplaması için gönderdiği 5 soruluk yazındır ![]() 1910'da gelir ![]() 'İktisat' dergisinin (1910) 11 ![]() ![]() Tolstoy cevabında; 'Aslında her din güzel, hayatın manasını ise dine inanan her insan aramalı ve insanlığı sevmeli' diyerek hümanist bir yaklaşım sergiler ![]() ünlü Rus yazarın cevap mektuplarıyla beraber, derginin yazarı Murtazın'a, 'Hergün İçin Bir Hadis' adında bir kitapçıkta göndermesiydi ![]() ![]() sözlerine yer verir ve ekler; "Bu ilahi (ezgi) kelimeler her türlü din ehli için gereklidir"(*) ![]() ![]() ![]() mektubunda Tolstoy, Arapça bilmediği için İslam'ı Rus misyonerlerinden öğrendiğini de itiraf etmektedir ![]() Prof ![]() ![]() misyonerler Tatarlar arasında varolan (1860) ilginç bir sofi teşkilatıdır ![]() mensup olsa da dönemin sosyal ve yaşamsal gerekliliklerine ek olarak tarikat felsefesine yenilikler yükleyecek kadar da açık fikirlidir ![]() ![]() ![]() mektuplarda hükümetin siyasetini tenkit ermesinden dolayı Bahauddin Vaisov sürgüne gönderilir ![]() Prof ![]() ![]() Tolstoy ile görüşmüş ve bazı konularda ortak noktalarda buluşmuşlardır ![]() Hatta Tolstoy Vaisov gibi devletten ve toplumdan ayrılma fikrine katılmıştır(**) (*) Ravil Amirhanov ![]() "Vostok-Zapad"), Kazan, Tatarskoye Knijnoye İzdatelstvo, 2002; s ![]() 141-142 ![]() (**) Tatar Edebiyatı Tarihi, II ![]() ![]() --- Sonraki mesaj --- 3 ![]() TOLSTOY'UN İTİRAFLARI Allah'a İnanmak Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebine göre vaftiz edildim ve çocukluk yıllarımda bu mezhebin görüşleri doğrultusunda eğitildim ![]() da yine bu inanç çizgisinde öğrenim gördüm ![]() on sekiz yaşımdayken, ikinci yıldan sonra üniversite öğrenimimi yarıda bıraktığımda artık bana öğretilmiş görüşlerin hiçbirine inancım kalmamıştı ![]() ve anılara dayanarak hüküm vermem gerekirse, aslında çok da inançlı biri sayılmazdım ![]() insanların inançlarına saygı gösteriyor ve bana öğretilen bilgilere inanıyor, itimat ediyordum ![]() bu itimat çok da kalpten inanarak değildi ![]() Benim dinî inançlarımdan kopuşum, kültürlü ve aristokrat tabakaya mensup insanlarda geçmiş dönemlerde nasıl olmuşsa ve şimdi de nasıl olmaya devam ediyorsa öyle olmuştu ![]() Sanırım bu durum bir çok insan için aynı seyri takip etmektedir ![]() Yani çevresindeki çoğunluk nasıl yaşıyorsa insan da öyle yaşıyor ![]() İnsanların büyük bir kısmı, inanç esaslarıyla hiçbir ortak noktası olmayan, hatta çoğunlukla ona ters düşen ilkelere bağlı olarak yaşıyorlar ![]() yeri yok; ne başka insanlarla olan ilişkilerimizde rastlıyoruz ona, ne de bizzat kendi yaşantımızda onunla ilişkimiz oluyor ![]() İnanç esaslarını herhangi bir yerde, yaşamdan uzakta ve yaşamdan bağımsız olarak kabulleniyoruz ![]() zamanda karşımıza çıkınca da yaşamı içten hiç ilgilendirmeyen ve sanki sadece dıştan bir olaymış gibi karşılıyoruz ![]() Bir insanın dindar olup olmadığını, eski zamanlarda olduğu gibi şimdi de o insanın hayatından ve davranışlarından anlayabilmek oldukça güçtür ![]() İnanç, bugün ya da eski devirlerde olsun hep dış baskılarla ayakta tutulmaya çalışılmıştır ve insanlar ona sonsuz bir güven duyarak, yaşamlarında inanca bütünüyle yer verememişlerdir ![]() İnanç, bugün artık bilimlerin ve inanç esaslarıyla ters düşen hayat deneyimlerinin etkisi altında erimektedir ve erimiştir ![]() İnsanların büyük bir bölümü, kendisine daha çocuklukta öğretilen inanç öğretisinin kendisinde sanki hiç bozulmadan varlığını devam ettirdiğini zanneder; oysa ki aslında bu öğretiyi, o inancı çoktan kaybetmiştir ![]() Bu durum insanların çok büyük bir çoğunluğunda sanırım aynıdır ![]() yani kendi kendine karşı samimî davranan insanlardan bahsediyorum; yoksa inandıkları dinlerini, dünyevî amaçlarına alet eden insanlardan değil ![]() inançsızlardır; çünkü, inanç onlar için herhangi bir dünyevî amaca ulaşmak için araç durumundadır ![]() asla inanç değildir ![]() yıktığı o çürük binanın kalıntılarını çoktan silip süpürmüş, bazıları ise bunu henüz fark edememişlerdir ![]() Evet, Allah'a inanıyordum; daha doğru söylemek gerekirse Allah'ı inkâr etmiyordum ama nasıl bir Allah'a inanıyordum, işte bunu anlatamazdım ![]() Yalnızca, kendi adıma tek gerçek olduğuna inandığım şeyi, ulaştığım bu gerçek bilgiyi yazılarımda diğer insanlara öğretiyordum ![]() gerektiğini ve insanın en rahat yaşadığı yerin ailesinin yanı olduğunu anlatıyordum insanlara ![]() ![]() Fakat yaşantımın bu akışa girmesinden beş yıl sonra tuhaf bir şeyle karşılaştım ![]() kuşkular sarıyordu ![]() zaman akmıyordu ![]() bilmiyor gibi oluyordum ![]() düştüm ![]() ![]() kaldığı yerden, yine eskiden olduğu gibi sürmeye başlamıştım ki, bu kuşku anları daha sık, hem de öncekine göre çok daha yoğun bir hâlde tekrar etmeye başladı ![]() bu anlarda hep aynı sorular ortaya çıkıyordu: Niçin? Peki, ya sonra ne olacak? Başlangıçta bunların anlamsız, saçma sorular olduğunu düşündüm ![]() olan cevapları var ve ben bu cevaplara kolayca ulaşacağım ![]() Her şeyden önce bu soruların çözümü ile uğraştığımda meselenin ortadan kalkacağını düşünüyordum ![]() uğraşacak zamanım yoktu ![]() cevaplan bulabilirim diye düşünüyordum ![]() gittikçe daha sık ortaya çıkmaya ve çoğalmaya başladılar; üstelik bu sorular, cevaplarını bulmanın çok güç olduğu sorulardı ![]() Durmadan aynı yere düşen noktalar gibi, bu cevapsız sorular da kara bir leke halinde toplanıp büyüyordu ![]() iç hastalık nedeniyle acı çeken bir insanın hâli nasılsa, benim hâlim de öyleydi ![]() belirir, sonra bu işaretler gittikçe daha sık tekrarlanır ve zamanla kurtulmanın imkânsız olduğu bir ıstırap haline gelir ![]() olur ![]() pek fazla önemsemediği şey, aslında dünyada onun için en önemli olan şeydir: Yani, ölümdür ![]() Yaşantım sanki durmuştu; sadece nefes alıyor, yiyor, içiyor ve uyuyordum ![]() bahsetmem mümkün değildi; çünkü ruhumu rahatlatacak ve aklımı tatmin edecek bir arzum yoktu ![]() şunu da çok iyi biliyordum ki, bir arzum olduğunda, onu gerçekleştirsem de gerçekleştirmesem de sonunda bir şey değişmeyecekti ![]() Yaşamayı sürdürüyordum ama bu sadece yaşam fonksiyonlarımı sürdürmekten ibaretti ![]() ve önümde yok oluştan başka bir şey olmadığını çok iyi görüyordum ![]() olduğu gibi, önümde yalnızca acı ve gerçeğin durduğunu görmemek için gözlerimi kapatmam da imkânsızdı ![]() tam bir perişanlıktı ![]() Bir seyyahla, onun çölde karşılaştığı yırtıcı hayvanları anlatan o şark masalını kim bilmez ki! Seyyah, yırtıcı bir hayvandan kurtulmak için kendini kurumuş bir kuyuya atar ![]() açmış bekleyen bir ejderha görür ![]() parçalanmamak için yukarı çıkmaya cesaret edemeyen ama ejderha tarafından yutulmamak için aşağıya da atlayamayan bu zavallı seyyah, kuyunun duvar taşları arasında boy vermiş bir dalı yakalar ve ona sımsıkı tutunur ![]() uyuşmaya başlar ve kendisini her iki tarafta bekleyen felâketin kucağına düşeceğini anlar; ancak dala hâlâ sımsıkı tutunmaktadır ![]() O sırada birkaç farenin, onun tutunduğu delğn çevresinde dolaşmakta ve dalı kemirmekte olduğunu görür ![]() Dal kopacak ve o da canavarın ağzının ortasına düşecektir ![]() Seyyah bunu görünce kurtulma ümidinin artık hiç kalmadığını anlar ![]() bal damlaları görür; dilini uzatır ve bunları yalamaya başlar ![]() ölüm ejderhasının kaçınılmaz bir şekilde beni beklediğini, beni parçalamaya hazır olduğunu bildiğim hâlde, son bir ümitle hayatın dallarına tutunuyordum ve bu azaba niye düştüğümü de aklım bir türlü almıyordu ![]() teselli vermiş olan balı yalamayı deniyordum; ancak bal artık tat vermez olmuştu ![]() yutmak için beklerken, yaşamın kemirgen fareleri de tutunduğum dalı kopartmaya çalışıyorlardı ![]() kendilerinden kaçamayacağım o ejderha ile fareleri görüyor, gözümü onların üzerinden ayıramıyordum ![]() masal değildi; gerçeğin ta kendisiydi ![]() ve herkesin algılayabileceği bir gerçektir ![]() Soru: "Ne için yaşıyorum?" Cevap: "Sonsuz büyük mekânda, sonsuz zaman irinde, sonsuz küçük parçacıklar, sonsuz küçük bileşimler içinde değişirler ve sen eğer bu değişimlerin yasalarını kavrayamamışsan, yeryüzünde niçin yaşadığını da kavrayamamışındır ![]() Aynı şekilde düşünce anında kendi kendime şöyle diyordum: "Bütün insanlık, onu yöneten manevî ilkelere ve ideallere dayanarak gelişiyor ![]() sanatlarda, devlet şekillerinde ifadesini buluyor ![]() gittikçe yükselmekte ve insanlık da gittikçe daha yüksek mutluluğa tırmanmaktadır ![]() ![]() Bu nedenle benim görevim, insanlığın ideallerini öğrenmek ve bunların gerçekleştirilmesine katkıda bulunmaktır ![]() Zihin gücümün zayıf olduğu sıralarda bu cevapla yetindim ![]() Ancak yaşamın sorusu içimde bütün netliğiyle uyanır uyanmaz, bu teori de birdenbire yıkılıverdi ![]() küçük bir bölümünün araştırılmasından çıkardığı ve genel geçer sonuçlar olarak sunmaya çalıştığı vicdansız vurdumduymazlığı ile insanlığın ideallerinin yer aldığı bu felsefenin birçok yönünün karşıtlıklar yığını olması bir yana, bu felsefenin aptalca demeyeyim ama şaşılacak noktası şuydu: Her insanın karşısına çıkan "Ben neyim?" ve "Ben niçin yaşıyorum?" ya da "Benim görevim ne?" sorularını cevaplandır- mak istiyorsak, önce şu soruyu çözmemiz gerekiyor; "Bizim yalnızca çok küçük bir zaman diliminde, çok küçük bir parçasını bildiğimiz o bütünün ve insanlığın varlığının anlamı nedir?" İnsan, bunu yanıtlayabilmek için öncelikle bu bahsi geçen sırlarla dolu insanlığı, yani daha kendini bile kavrayamamış insanlardan kurulu insanlığın ne olduğunu kavramak zorundadır ![]() Kendine "Nasıl yaşamalıyım?" sorusunu samimiyetle soran insan, deneysel bilimlerin bu soruya verdiği "Sonsuz evrendeki zaman ve birleşme imkânları bakımından sonsuz parçacıkları araştır; sonra kendi hayatını anlayacaksın?" şeklindeki cevapla nasıl tatmin olmuyorsa, aynı insan şu cevapla da yetinemeyecektir: "Başlangıcını ve sonunu hiç bilmediğimiz ve belki de en küçük parçacığını bile tanımadığımız insanlığa ait bütün yaşam anlayışlarını araştır; işte o zaman kendi yaşamının anlamını kavrayacaksın!" Hiç Olabilmek İçin Hastalık, yaşlılık ve ölümü hiç görmemiş ve onların ne olduğunu bilmeyen genç, mutlu prens Sakya-Muni, bir gezinti sırasında görünüşü perişan, dişleri dökülmüş, salyaları akan bir ihtiyara rastlar ![]() bilmeyen prens, şaşkınlık içinde arabacısına bunun ne olduğunu, adamın nasıl olup da bu acınası ve itici hale düştüğünü sorar ![]() kendisi kral oğlu olsa bile aynı şeyin kendi başına gelmesinin de mukadder olduğunu öğrenince gezisine devam edemez ve bu konuda düşünmek için geri dönmek ister ![]() başına bir köşeye çekilerek günler boyunca düşünür ve anlaşılan sonunda bir teselli bulur ![]() olarak geziye çıkar ![]() güçsüz ve gözlerinin feri sönmüş hasta bir adam çıkar ![]() kadar hastalığı hiç bilmeyen prens arabayı durdurur ve arabacıya bunun ne olduğunu sorar ![]() herkesin başına gelebileceğini, sağlıklı ve mutlu bir kral oğlu olan kendisinin bile aynı hastalığa yakalanabileceğini öğrenince yine neşesini ve cesaretini kaybeder, geri dönmeyi emreder ![]() arar ![]() çıkar ![]() ![]() Bir şeyin insanlar tarafından taşınmakta olduğunu görür ![]() Arabacıya sorar: -Bu nedir? -Bir cenaze efendim ![]() -Cenaze ne demek? -Bu herkesin sonudur ![]() Prens ölüye yaklaşır, örtüyü açar ve yüzüne bakar ![]() -Şimdi ne yapacaklar onu? diye sorar ![]() -Onu gömecekler ![]() -Niye? -Çünkü artık kesinlikle canlanmayacak ve gelecekte ondan sadece pis bir koku ve kurtçuklardan başka hiçbir şey kalmayacak ![]() -Ve bu insanların kaderi öyle mi? Benim de mi? Beni de gömecekler, benden geriye de pis bir kokudan başka bir şey kalmayacak, öyle mi? Beni de kurtçuklar mı yiyecek? -Evet ![]() -Geri dönelim ![]() da bunu istemeyeceğim ![]() Sakya-Muni bu defa bir teselli bulamadı ve yaşamın en büyük dert olduğu sonucuna vardı ![]() ve başkalarını bundan kurtarmaya harcadı ![]() kurtulsunlar ki, ölümden sonra da hiçbir biçimde tekrarlanmasın ve yaşam kökünden kazınmış olsun ![]() Yaşamın sorusuna cevap verdiği zaman, insan bilgeliğinin kesin cevaplan bu doğrultudadır ![]() Sokrates: "Maddî hayat bir derttir ve yalandır ![]() maddî hayatın yok edilmesi bir mutluluktur ve biz bunu dilemeliyiz ![]() ![]() Schopenhauer: "Hayat, olması gereken bir şeydir ama bir derttir; hiçliğe geçiş ise hayattaki tek mutluluktur ![]() ![]() Hz ![]() zenginlik ve yoksulluk, sevinç ve acı; bunların hepsi boştur, hiçtir ![]() ![]() saçmadır ![]() ![]() Buda: "Istırabın, acının, güçten düşmenin, ihtiyarlığın ve ölümün kaçınılmazlığının bilinciyle yaşanmaz ![]() hayattan, hayatın her imkânından kurtarmak zorundadır ![]() der ![]() Bilimlerin içinde dolaşmam beni çaresizlikten kurtaramadığı gibi, bu çaresizliğimi daha da arttırdı ![]() biri yaşamın sorusuna hiç cevap vermedi ![]() diğerinin tersine soruma doğrudan cevap vererek benim çaresizliğimi onayladı ve bana gösterdi ki, ulaştığım sonuç benim yanılmışlığımın, benim hastalıklı ruh hâlimin meyvesi değil ![]() dâhileriyle aynı sonuçlara vardığımı onayladı ![]() Bunda yanılma yok; her şey boş ve ölüm yaşamdan çok daha iyi ![]() ![]() Hiç doğmamış olana ise ne mutlu ![]() Bilinmeyeni Bulmak Çözümü bilimde bulamamıştım ve bu çözümü yaşamda aramaya başlamıştım; umudum onu çevremdeki insanlarda bulabilmekti ![]() ![]() Beni çaresizliğe sürükleyen bu sorulara karşı diğer insanların nasıl bir tavır takındıklarını merak ediyordum ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tolstoy [Hz. Muhammed] |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tolstoy [Hz. Muhammed]Peki, öğrenim seviyeleri ve yaşam tarzlarıyla bana benzeyen bu insanlar nasıl bir cevap bulmuşlardı? Gördüm ki, benim çevremdeki bu insanlar, içinde bulunduğumuz bu korkunç durumdan kurtulmak için dört farklı çıkış yolu bulmuşlardı ![]() Birinci çıkış yolu bilgisizlik yoluydu ve bu yol şundan ibaretti: Hayatın bir belâ ve saçmalık olduğunu bilmemek ve kavramamak ![]() İkinci çıkış yolu ise Epikürcü çıkış yoluydu ![]() esası şuydu: İnsan hayatın umutsuzluğunu bilse de, onun sunduğu nimetleri tatmaktır ![]() Benim çevremdeki insanları çoğunluğu yaşama imkânını ancak böyle buluyordu ![]() dertten çok nimet kazanmasını sağlıyor ve ahlâkî duyarsızlıkları sayesinde unutma imkânı buluyorlardı ![]() ve duyarsızlıklarına rağmen iyi durumda olmaları ise sadece bir rastlantıdır ![]() Çağımız insanlarının büyük çoğunluğu böyle düşünmekte, böyle hissetmektedir ![]() ve hayal güçlerinin felcini bir felsefe diye ilân etmeleriyse bu insanları yaşamın sorusunu görmemek için balı yalamayı sürdürenler grubundan ayırmaz ![]() uymam da mümkün değildi ![]() duyarsızlığı bende olmadığı için, yapay olarak da bunu sağlayamazdım ![]() herhangi bir insan gibi, farelerden ve ejderhadan çeviremezdim ![]() Üçüncü çıkış yolu, güç ve enerjinin yoluydu ![]() İnsan, hayatın dert ve saçmalık olduğunu anlayınca onu yok etmelidir ![]() Dördüncü çıkış yoluysa zayıflık yoluydu ve bunun esası şuydu: İnsan, yaşamın dert ve saçmalık olduğunu kavradığı ve bu yaşamdan bir şey çıkmayacağını bildiği hâlde onu sürdürmeye son vermez ![]() Bu grubun insanları ölümün hayattan iyi olduğunu bilirler ![]() Fakat onlar yanılgılarına bir an önce son vererek kendilerini öldürecek akıllıca davranma gücüne sahip olmadıkları için, sanki bir şeyler bekliyor gibi davranırlar ![]() yoludur; çünkü eğer ben daha iyi olanı biliyorsam ve buna gücüm de yetiyorsa, kendimi daha iyi olana vermekten neden geri kalacaktım? İşte, ben bu gruptaydım ![]() Benim grubumun insanları kendilerini o korkunç çelişkiden çeşitli şekillerde kurtarıyorlardı ![]() da, bu dördüncü çıkış yolunun yanına bir beşinci yol koyamıyordum ![]() ![]() yaşamın saçmalık ve dertlerden oluştuğunu, boş olduğunu ve bu yaşamı sürdürmemenin daha iyi olduğunu kavramamaktı ![]() Fakat bunu bilmemek benim için mümkün değildi ![]() Bunu bir kere görmüştüm ve bilmezlikten gelemez, gözlerimi bundan çeviremezdim ![]() İkinci çare, hayatı olduğu gibi kabullenmek ve geleceği düşünmemektir ![]() ![]() acı ve ölümün var olduğunu bildiğim hâlde Sakya-Muni gibi ava gidemezdim ![]() rağmen, kısa bir süre için bana zevk veren anlık tesadüflerden hoşlanmıyordum ![]() Üçüncü çare, yaşamın bir belâ ve bir delilik olduğunu anladıktan sonra ona son vermek, intihar etmekti ![]() ama sebebini ben de bilmem, kendimi öldürmeyi hiç denemedim ![]() Dördüncü çare ise, Hz ![]() durumunda yaşamak, yaşam denilen şeyin bana yapılan aptalca bir şaka olduğunu bilmek ama yine de yaşamaktır; yıkanmak, giyinmek, yemek yemek, konuşmak, hatta kitap yazmaktır ![]() ama yine de bu şekilde yaşamımı sürdürdüm ![]() Aklım, yaşamın akılsızca bir şey olduğunu kabul etmişti ![]() Eğer daha yüksek bir akıl yoksa -ki yoktur ve varlığı hiçbir şeyle ispatlanamaz- o hâlde bence akıl, yaşamın oluşumunu meydana getirir ![]() ![]() Fakat bu akıl eğer yaşamın sebebi ise, yaşamı nasıl inkâr edebilir ki? Ya da tam tersine yaşam olmasa, benim aklım da olmaz; yani akıl yaşamın yaratığıdır ![]() ![]() Akıl yaşamın meyvesidir ve bu akıl bu yaşamı inkâr etmektedir ![]() Bu noktada doğru olmayan bir şeyin var olduğunu hissediyorum ![]() Yaşamın boş olduğunu gözlemlemek, öyle büyük bir akıllılık değil ![]() hem de en basit insanlar tarafından bile ![]() yine de yaşamışlardır ve yaşıyorlar ![]() da yaşamayı sürdürüyor ve yaşamın akla uygunluğundan bir an olsun şüphe etmiyor, bunu anlayamıyorum ![]() Bilgelerin bilgelikleriyle onaylanmış olan bilgim bana şunu göstermişti ki, dünyada var olan canlı cansız her şey son derece bilgeceydi; yalnızca benim durumum çok aptalcaydı ![]() Bu ahmaklar, yani insanların büyük bir çoğunluğu, dünyadaki canlı cansız tüm varlıkların yapısı hakkında en ufak bir şeyi bile bilmeden yaşıyorlardı ![]() yaşıyorlardı ve yaşamlarının da son derece akla uygun şekilde düzenlenmiş olduğuna inanıyorlardı ![]() Bütün bu düşünceler aklıma şu soruyu getirdi: "Ya henüz bilmediğim bir şey varsa?" Cehalette işte aynen böyle çalışır ![]() karşısına çıkarsa onun saçma olduğunu söyler ![]() bir bütündür; yani yaşamış olan ve yaşayan tüm insanlar sanki hayatın anlamını kavramış gibi davranırlar ![]() Çünkü onu kavramamış olsalardı, yaşayabilmiş olamazlardı ![]() Bilgeliğimiz ne kadar kesin olsa da, yine de yaşamın anlamını öğrenmeyi bahşetmedi bize ![]() milyonlarca insan, yaşamın anlamından hiç şüphe etmiyor ![]() En karanlık çağlardan bugüne gelinceye kadar, yaşamın boş ve anlamsız olduğunu bana da ispat eden o görüşleri tanıyan tüm insanlar, buna rağmen yine de yaşamış ve yaşama yine de bir anlam vermişlerdir ![]() Benim içimdeki ve çevremdeki her şey, maddî ve maddî olmayan ne varsa, hepsi onların yaşam hakkındaki bilgilerinin meyvesidir ![]() yarayan araçları benim tarafımdan değil, onlar tarafından meydana getirilmiştir ![]() ![]() Onlar demiri yeryüzüne çıkardı ve işledi, onlar ormanı açmayı öğretti, onlar inekleri ve atları ehlileştirdi, onlar ekin ekmeyi öğretti, onlar birlikte yaşamayı öğretti, onlar yaşantımızı sağlam biçime soktu, onlar bana düşünmeyi, konuşmayı ve yazmayı öğretti ![]() eğitilmem onlar sayesinde oldu ![]() onların düşünce ve sözleriyle düşünerek onlara diyorum ki, bunların hepsi boş ve anlamsızdır ![]() diyordum kendi kendime ![]() bulamıyordum ![]() Yakınımdaki insanların oluşturduğu dar çevreye baktığımda, o soruyu anlamayan bir çok insan görmüştüm ![]() anlamış ya da anlamaya çalışan bir çok insan ise yaşamın sarhoşluğu içinde onu susturmuştu ![]() ve yaşamlarına son verenler ile ne kadar kaçmaya çalışsalar da, en sonunda onu anlayan ve yaşamlarını çaresizlik içinde sürdürme zayıflığını gösterenler de vardı ![]() zengin ve avare insanlardan oluşan benim de dahil olduğum dar çevrenin bütün bir insanlık demek olduğu yanılgısı içinde yaşamıştım ![]() olan milyonlarca insan, birer insan değil, sanki bir tür hayvandı ![]() Allah'la Birleşme Tahsillilerin ve bilgelerin temsil ettiği şekliyle, yani akıl yoluyla elde edilen bilgi, yaşamın anlamını inkâr etmektedir ![]() İnsanlığın büyük bir bölümü ise, bu anlamı akla dayandırılmamış bilgide görmektedirler ![]() ise inançtır; yani benim reddetmem gerektiğine inandığım inanç; bir ya da üçlü bir Tanrı'ya, dünyanın altı günde yaratılmış olduğuna, şeytana, meleğe ve benim aklımı kaybetmediğim sürece kabul edemeyeceğim her şeye duyulan inanç ![]() İçinde bulunduğum durum dehşet vericiydi ![]() ki, akla dayalı bilgi yolunu izlediğimde yaşamı inkârdan başka bir şey bulamayacaktım ![]() sonuç da şuydu: Hayat bir belâdır ve insanlar bunu bilirler ![]() Yaşamamak, insanların kendi elindedir ![]() de yaşadılar ve yaşıyorlar ![]() şey, bir belâ olduğunu çok iyi bildiğim hâlde yaşadım ve yaşıyorum ![]() Yaşamın anlamını kavramak için kendimi akıldan kurtarmalıyım; yani bu anlam olmadan var olamayan akıldan ![]() İnançtan çıkabilecek en iyi sonuç işte buydu ![]() İçine düştüğüm çelişkilerle beraber iki yol açılıyordu önümde: Ya benim akla yatkın dediğim şey benim düşündüğüm kadar akla yatkın değildi ya da bana saçma görünen şey düşündüğüm kadar saçma değildi ![]() bilginin ilerleyişini gözlemlemeye başladım ![]() Akla dayalı bilginin ilerleyişini gözlemlediğimde ve sonuçlarını kontrol ettiğimde, ortaya çıkan sonuçları tamamıyla doğru buldum ![]() olarak karşıma çıkıyordu ![]() gölgeyi andıran yok oluşlu yaşamımdan gerçeğe ve ölümsüzlüğe dair ne çıkar? Bu ölümsüz dünyada benim ölümlü varlığımın anlamı nedir? Bu gibi soruları cevaplandırmak için hayatı araştırmaya kalkışıyordum ![]() Yaşadığım bütün sorularımın çözümü, anlaşılacağı üzere beni tatmin etmiyordu ![]() her ne kadar yalın görünse de, ölümlüyü ölümsüzlük yoluyla açıklamaya ya da tersine daveti kapsıyordu ![]() "Benim yaşamımın zaman, sebep ve mekân dışı anlamı nedir? Yaşamımın zamana, sebebe ve mekâna bağlı anlamı nedir?" Derin ve zahmetli bir düşünme eyleminden sonra cevabım her defasında şu oluyordu: "Hiç!" Gözlemlerimde hep ölümlüyü ölümlüyle, ölümsüzü ölümsüzle karşılaştırmıştım ![]() Bunu başka türlü de yapamazdım; çünkü bundan başka yapılabilecek bir şey yoktu ![]() sonuç olması gerektiği gibiydi: "Kuvvet kuvvettir, sonsuzluk sonsuzluktur, hiçlik hiçliktir ![]() ulaşmam mümkün değildi ![]() nasıl sorarsam sorayım, onun cevabı "Allah'ın yasasına göre!" olacaktır ![]() "Sonsuz azap ya da sonsuz mutluluk ![]() anlam nedir?" "Sonsuz olan Allah ile birleşmedir; cennettir ![]() Böylece şunu zorla kabul etme durumuna geldim: O döneme kadar bana göre biricik ve kesin sayılan akla dayalı bilginin yanında, bütün insanlığın akıl dışı bir başka bilgisi vardı ![]() veren yaratıcının kurgusuna olan inançtı ![]() İnancın bütün akıl dişiliği benim için o güne kadar ne ise, öyle kaldı; fakat onu kabul etmek zorunda kaldım ![]() yalnızca o, insanlığın yaşamın anlamına dair sorduğu sorulara cevaplar buluyor ve bunun sonucunda da yaşama imkânı sağlıyordu ![]() Akla dayalı bilgi beni hayatın saçma bir şey olduğunu kabullenmeye sürüklemişti; yaşamım durmuş, donuklaşmış ve ben de onu yok etmek arzusuna kapılmıştım ![]() bütün insanlığa bakıyordum ve görüyordum ki, insanlar yaşıyorlardı ![]() ediyorlardı ![]() yaşamın anlamına dair sorulara cevaplar bulduğum sürece yaşıyordum ![]() anlamını ve yaşama imkânını inanç vermişti ![]() Başka ülkelerin insanlarına, çağdaşlarıma ve ölmüşlere baktığımda, yine aynı şeyi görüyordum ![]() itibaren, yaşamın olduğu her yerde, yaşama imkânını ve iradesini inanç veriyordu ![]() yerde hep aynıydı ![]() 'Allah'ı bulmak gerek' İnanç hangi cevapları verirse versin ve bu cevapları kime verirse versin, inancın verdiği her cevap insanın ölümlü varlığına sonsuzluk anlamı katıyordu; yani acılarla, fedakârlıklarla ve ölümle yok olmayan bir anlam ![]() yaşamanın anlamı ve imkânı yalnızca inançta bulunabilir ![]() Peki inanç nedir? Şunu kavradım ki, inanç yalnızca görülmeyen varlıkların açığa çıkması, yalnızca vahiy değildir ![]() inancın özelliklerinden yalnızca birinin tanımıdır ![]() Allah ile ilişkisi değildir ![]() gerekir ![]() ![]() inancın çoğunlukla insanın Allah ile ilişkisi ve insana söylenmiş olan şeylerin kabul edilmesi olarak anlaşılır ![]() insan yaşamının ya da anlamının öğrenilmesidir ![]() insanın kendi varlığını yok etmeyerek yaşamını sürdürdüğü şeydir ![]() ![]() de inanıyordun Eğer ona bir şeylerin yaşamayı emrettiğine inanmasa, o zaman yaşayamaz ![]() ibaret olduğunu kavrıyorsa, o zaman sonsuz olana inanmak zorundadır ![]() ![]() iç çatışmalarımın başlangıcını ve gidişatını hatırladığımızda ürperiyorum ![]() görmemesi ya da bir cevaba ulaşmış olması gerekir ![]() böyle bir cevabım vardı ama ölümlüye inandığım sürece ona ihtiyaç duymuyordum ![]() aklın ışığı karşısında o zamana kadar geçerli olan bütün açıklamalar silinip gitti ve ölümlüye inanmaya son verdiğim zaman geldi artık ![]() dayanarak, kendime yaşamın anlamını verebilecek bir açıklama çıkarmaya başladım ![]() olmuyordu; insanlığın en seçkin bilgeleri ve dehâlarıyla aynı sonuca ulaşıyordum: Cevabı deneysel bilimlerde aradığımda ne yapmıştım? Ne için yaşamakta olduğunu bilmek istemiş ve bu amaç için benim dışımda olan her şeyi araştırmıştım ![]() pek çok şey öğrenmiştim ama asıl ihtiyaç duyduklarıma dair hiçbir şey bulamamıştım ![]() Cevabı felsefî bilimlerde aradığımda ise, benimle aynı durumda olan ve niçin yaşıyorum sorusuna cevap bulamayan yaratıkların düşünce yapısını araştırmıştım ![]() de bildiği şeyden başkasını öğrenememiştim; yani, insanın hiçbir şey bilemeyeceğini ![]() "Ben neyim?" Cevap: "Ölümlü olanın bir parçası ![]() bütün mesele bu kelimelerde saklı ![]() İnsanlık, her zekî çocuğun kendiliğinden ağzından dökülebilecek bu basit soruyu, sanki benden önce kimse sormamış gibi kendine soruyordu ![]() Hayır, bu soru insanlar var edildiği ilk andan beri sorulmuş ve cevap aranmıştır ![]() en baştan belliydi ki, bu sorunun çözümü için ölümlüyü ölümlüyle, sonsuzu da sonsuzla ölçmek hep yetersizdir ![]() yaratıldığı andan bugüne kadar ölümlünün sonsuzla ilişkisini aramış ve bunu kelimelere dökmüştür ![]() Ölümlünün sonsuzla karşılaştırıldığı yaşamın anlamını içeren bütün o kavramları -Allah, özgürlük, iyilik vs ![]() hepsini mantıkî bir incelemeden geçirelim ![]() eleştirisini kaldıramazlar ![]() kibir ve avuntuyla kendimizi kandırmamız çok gülünç ve çocukça bir şey değil midir? Hani saati parçalayıp zembereğini bozan, onu bir oyuncak gibi kullanan ve sonra da "Saat artık niye çalışmıyor?" diye şaşıran çocuklar gibi ![]() Sonlu ile sonsuz arasındaki çelişkinin çözümü kaçınılmaz ve çok önemlidir ![]() yaşama dair soruların cevabı da öyle ![]() ve bütün milletlerde bulduğumuz bu yegâne çözümü -bu çözüm, içinde insanların yaşamlarının kaybolduğu bir zamanın sonucudur; benzerini bir daha bulamayacağımız kadar güç bir çözüm- sırf herkese özgü olan ve cevap bulamadığımız o soruyu tekrar sormak için sorumsuzca yıkıyoruz ![]() Sonsuz bir Allah kavramı; ruhun kutsallığı kavramı; insanî şeylerin kutsallığı kavramı; insanî şeylerin Allah'la birlikteliği; ruhun niteliği ve iyi ile kötü konusundaki insan tasarımları, işte bütün bunlar, insan düşüncesinin uçuk sonsuzluğunda ortaya getirilmiş kavramlardır ![]() yaşamın kendisi de olmaz ![]() İnsanlığın bütün bu düşünce emeğini bir yana atarak, her şeyi yeni baştan ve kendi düşüncelerime göre kurmak istiyordum ![]() O zamanlar böyle düşünüyordum ![]() temelleri içimde zaten mevcuttu ![]() ki: İnancın verdiği cevaplarda insanların en derin bilgeliği saklıydı ve akla dayanarak onları yadsımaya hakkım yoktu ![]() veriyordu ![]() Hıristiyanlığı Kabul Edemiyorum Artık her türlü inancı kabullenmeye hazırdım ![]() kabulleniş bana pek huzur vermiyordu ![]() ondan istediğim şey benden aklın inkârını istememesi ve bir yalan olmamasıydı ![]() kitaplarına müracaat ederek incelemeye başladım; her şey- den önce kutsal metinlerden ve çevremde yaşayan dindar insanlardan başlayarak Hıristiyanlığı incelemeye koyuldum ![]() Doğal olarak her şeyden önce kendi çevremdeki inançlı insanlara yöneldim ![]() papazlara, yaşlılara, yeni akıma mensup Ortodoks ilâhiyatçılara ve hatta yeni Hıristiyanlar diye nitelenenlere yöneldim; hani şu "Mutluluk, ruhun kurtuluşu inancına bağlıdır ![]() diye vaaz edenlere ![]() onları yaşamın anlamını içinde gördükleri inançlarının nelerden ibaret olduğu konusunda sorguya çektim ![]() Akla gelebilecek her türlü itirafta bulunduğum ve her türlü zihniyet kavgasından uzak durduğum hâlde, bu insanların inancını kabul edemiyordum ![]() ve kabullendikleri şeyin bir açıklama değil, daha ziyade yaşamın anlamının bir çeşit yok edilişi olduğunu gördüm ![]() adına inançlarına sımsıkı bağlanmış değillerdi; tam tersine bana yabancı olan başka inanış ve amaçlar için bağlanmışlardı ![]() Bu insanlarla bir araya her gelişimde içimi dolduran umuttan sonraki o duyguyu, yani dehşetin, eski çaresizliğimin içine geri dönüşün o azap verici duygusunu unutamıyorum ![]() İnanç öğretilerini bana ne kadar sık ve ayrıntılı anlatıyorlarsa, ben de onların karmakarışık kafalarını o kadar iyi tanıyor ve onların inancında yaşamın anlamına dair cevapları bulma ümidimi tamamen kaybediyordum ![]() inanç öğretilerinin açıklanmasında bana hep yakın gelen gerçeklere bir çok yararsız ve mantıksız şeyler karıştırmaları meselesi değildi; bu insanların yaşamlarının da aynı benimki gibi olması beni itiyordu ![]() inanç öğretilerinin gösterdiği ilkelere yaşamlarının hiç de uymuyor olmasıydı ![]() yanılıyorlardı ve onlar da tıpkı benim gibi tek bir yaşam anlamına sahiptiler: Ömür elverdiği sürece yaşamak ve elin ulaştığı her şeyi almak ![]() ![]() eğer sahip olmakla feragat, acı ve ölüm korkusunu yok edecek bir zihniyetleri olsaydı, bunlardan korkmazlardı ![]() benim çevremin insanları ve dindarları da aynı benim gibi refah ve bolluk içinde yaşıyorlardı işte ![]() ya da ellerinde tutmaya çalışıyorlar, feragatten, acıdan, ölümden korkuyorlar ve aynı benim gibi, öteki inançsızlar gibi yaşıyorlardı ![]() kötü değilse bile en az onlar kadar kötü yaşıyorlardı ![]() görüş beni onların inançlarının doğruluğuna inandırmazdı ![]() Bana yokluğun, hastalığın ve ölümün verdiği korkuyu yok edecek bir yaşam duygusuna sahip olduklarını açıklayacak davranışlar gerekliydi; ancak o davranışlar beni onların samimiyetine inandırabilirdi ![]() çevremdeki inançlı kişilerde görmüyordum ![]() bu davranışları çevremdeki en inançsız denilebilecek insanlarda görüyordum ![]() Böylece benim için bazı şeyler açıklığa kavuştu ![]() inancı benim aradığım inanç değildi ![]() inanç değil, sadece hayatın Epikürcü zevklerinden biriydi ![]() Anlamıştım ki, bu inanç insana teselli veremezdi; belki ancak ölüm döşeğinde pişmanlık duyan birine yararlı olabilirdi ![]() Ancak insanların o büyük çoğunluğuna bir fayda getiremezdi; yani başkalarının emeğini sömürerek zevk almak üzere yaratılmamış, bütün insanlık yaşayabilsin, yaşamını sürdürebilsin diye yaşamı var etmek üzere yaratılmış insanlara bir fayda getirmesi mümkün değildi ![]() Yaşama bir anlam vermek için uğraşan milyarlarca insan, bunların dışında gerçek bir inancın ve imanın bilgisine sahip olmak zorundalar ![]() "Yaşamın anlamı nedir?" şeklindeki sorum ve "Bir dert!" şeklindeki cevap tamamen doğruydu ![]() du: Sadece bana yönelen cevabı, ben genel olarak yaşama aktarıyordum ![]() diye sormuş ve cevabı almıştım: "Bir dert ve bir anlamsızlık!" Şüphesiz benim yaşam biçimim, yani şımarıklık, zevk ve sefa dolu bir yaşam, anlamsız ve kötüydü gerçekten ![]() yüzden "Yaşam kötü ve anlamsızdır ![]() yaşamına değil, benim yaşamıma aitti ![]() Hıristiyanlıkta bulduğum gerçeği, yani insanların ışıktan çok karanlığı sevdiğini, karanlık işlerle uğraşanların ışıktan nefret ettiklerini ve yaptıkları işlerin aydınlığa çıkmasından korktukları için de ışığa doğru ilerlemediklerini kavradım ![]() Açık ve net olan bir gerçek vardı: "Yaşamın anlamını kavramak için her şeyden önce yaşamın anlamsız ve kötü olmaması gerekiyordu ![]() bir gerçeği görmeden dolaşmıştım, bilemiyorum ![]() eğer insanlığın yaşamı hakkında düşünmek ve konuşmak isterse, birkaç asalağın yaşamı üzerinde değil, insanlığın yaşamı üzerinde düşünmek ve konuşmak zorundadır ![]() 2x2=4 gibi bir gerçektir ![]() ![]() 2x2=4 olduğunu kabul etseydim, kendimin iyi olmadığını kabul etmek zorunda kalacaktım ![]() benim için 2x2=4'ten daha önemli ve daha gerekliydi ![]() Ancak şimdi, iyi insanları sevmeye başladıktan ve kendimi nefrete lâyık bulduktan sonra, gerçeği kabul ediyordum ![]() için her şey artık açıklığa kavuşmuştu ![]() Bir kuş uçtuğu, yem topladığı ve yuva kurduğu sürece yaşamını sürdürür ![]() onların duyduğu sevinçten sevinç duyuyorum ![]() aslan; hepsi de beslenmek, çoğalmak ve yavrularını beslemek zorunda oluşlarına imkân veren yaşam şartlarının içinde bulunmaktalar ![]() mutludurlar ve yaşamları kendi yaşam kurgulan içinde tutarlı ve mantıklıdır ![]() yaşamın içinde tıpkı hayvanlar gibi mücadele etmek zorun- da ![]() başına alt etmek isterse mahvolur ![]() için değil, herkes için alt etmek zorunda ![]() mutludur, yaşamı da mantıklıdır ![]() Peki, ya ben bugüne kadarki otuz yıllık bilinçli yaşamım süresince ne yaptım? Bırakın başkaları için mücadele etmeyi, kendim için bile mücadele etmedim ![]() ve kendime "Yaşamanın amacı nedir?" diye her sorduğumda şu cevabı aldım: "Amaçsız!" Dünya yaşamı, herhangi bir iradeye göre gerçekleşmektedir ![]() Biri, dünyanın varlığıyla ve bizim yaşamlarımızla kendine özgü bir eser gerçekleştirmektedir ![]() kavramak ümidine sahip olmak istiyorsak, her şeyden önce onun isteklerini yerine getirmek, bizden isteneni yapmak zorundayız ![]() benden istenen şeyi asla kavrayamam ![]() hepimizden, bütün bir insanlıktan isteneniyse hiç kavrayamam ![]() Allah'ı Arayış Akıl yoluyla edinilen bilginin insanı yanılgıya götürdüğü görüşü, verimsiz düşüncelere kapılmak hatasına düşmemem noktasında bana yardımcı oldu ![]() yaşam yoluyla bulunabileceğine emin olmam, beni yaşamın doğruluğundan şüpheye çağırdı ![]() yol, ben merkezciliği kavramam ve yalnızca bunun gerçek yaşam olduğunu anlamam olmuştu ![]() ve anlamını kavramak istiyorsam, bir asalak hayatı sürmek istemiyor ve gerçek yaşamı istiyorsam, gerçeklerin ayrımına varmış insanlığın ona verdiği anlamı kavradıktan sonra bu hayatla birleşmek ve onu incelemek zorundaydım ![]() Tam o sıralarda başıma ilginç bir olay geldi ![]() bir kurşunla mı yoksa bir ilmekle mi son vereyim?" diye dü- şündüğüm yıl, kalbim bahsettiğim bu düşünceler nedeniyle hüzünlü bir duyguyla dağlanıyordu ![]() isim vermek gerekiyorsa "Allah arayışı" diyebilirim ![]() en içten inancımla tekrarlıyorum: Bu Allah arayışı, düşünceyle değil duyguyla ilişkili bir arayıştı ![]() bir yalnızlık duygusuydu; evrenin orta yerinde, belli belirsiz bir yardım beklentisinin ve umudunun duygusuydu ![]() Allah'ın varlığını ispatlamanın olanaksız olduğuna iyice inanmışbm ![]() olmadığını ispatlamış ve ben de bunu anlamıştım ![]() her şeye rağmen Allah'ı arıyor, onu bulacağımı umuyordum ![]() Aradığım ve bulamadığım Allah'a, âdet olmuş bir dua ile yönelmekten de geri kalmıyordum ![]() Schopenhauer'in seslendirdiği Allah'ın varlığının ispatlanamazlığı hakkındaki gerçeklerini tartıp ölçüyor, bazen de bu gerçekleri çürütmeye çalışıyordum ![]() ve zaman gibi bir düşünce kategorisinin olmadığını düşünüyordum ![]() Eğer ben varsam, bunun bir sebebi Allah denen şeydi ![]() yetenekleriyle bu sebebin bilincine ermeye çalışıyordum ![]() Ancak iradesine tâbi olduğumuz bir gücün var olduğunun bilincine ulaşır ulaşmaz, yaşamın imkânını hissettim ![]() kendime sorular sormaya devam ettim: "Bu sebep, bu kuvvet nedir? Onun hakkında ne düşünmeliyim ve Allah dediğim şeye karşı nasıl davranmalıyım?" Sorduğum tüm bu soruların karşılığında, bilinen cevaplardan başka şey gelmedi aklıma: "O yaratandır, yaşatandır ![]() Bu cevaplar beni hiç tatmin etmedi ![]() olan şeyi kaybettiğimi hissettim ![]() ve aradığım şeye dua etmeye başladım, ondan bana yardım etmesini diledim ![]() ki, o beni duymuyordu ![]() şüphesiyle dolmuştu ![]() bana acı, beni kurtar! Efendim, Allah'ım, bana yol göster!" Fakat hiç kimse bana acımadı ve ben yaşamımın tamamen durduğunu hissettim ![]() Çok farklı taraflardan bakarak hep şu sonuca varıyordum: Ben sebepsiz ve anlamsız olarak dünyaya gelmiş olamazdım ![]() Kendimi benzer durumda hissettiğim gibi, yuvadan düşmüş sırt üstü yatan bir yavru kuş da olamazdım ![]() Hem öyle olsa bile, yuvadan düşmüş, sırt üstü yatan bir kuşcağız yüksek çimenlerin arasında ötüyordu ![]() çünkü annemin beni yüreğinin altında taşıdığını, ısıtıp beslediğini, sevdiğini biliyorum ![]() kim doğurmuştu beni? Birinin beni severek dünyaya getirdiğini kendimden saklayamam ki! Peki, bu birisi kim? Yine Allah ![]() 'Sebepsiz bu dünyaya gelemezdim' O, benim arayışımı biliyor, çaresizliğimi ve savaşımı da görüyordu ![]() etmem yetti ![]() imkânını, sevincini hissettim ![]() Allah'ın varlığını kabullenmek düşüncesinden ona olan ilgiyi aramaya geçtim ![]() oğlunu bize gönderen yaratıcımız, Allah vardı ![]() ve benden kopmuş olan Allah, bir buz parçası gibi gözlerimin önünde eriyip gitti ve sonunda yine bir hiçlik kaldı ![]() pınarının yine kuruduğunu hissettim ![]() ve o kötü duygu sardı: Kendimi öldürmekten başka çıkar yol olmadığı duygusu ![]() olmadığımı hissediyor olmamdı ![]() Çok iyi hatırlıyorum, bahardı ve ormanda yalnızdım ![]() Ormanın sesine kulak vermiştim ![]() ![]() Zaten son üç yılda hep o tek ve aynı şeyi düşünmüştüm ![]() Yine Allah'ı arıyordum ![]() "Pekâlâ, Allah yok!" dedim kendi kendime ![]() gücümün ürünü olmayıp da gerçek olan, yani hayatım gibi gerçek biri yok ![]() böyle bir şeyi ispatlayamaz ![]() gücümün ürünleri ve üstelik de mantığa aykırı ![]() aradığım yaratıcı kavramı? Peki bu kavram nereden geliyor?" diye sordum kendi kendime ![]() içimde yaşama sevinci dalgalanmaya başladı ![]() her şey yaşam gücü ve anlam kazandı ![]() uzun sürmedi ![]() "Allah tasavvuru Allah değildir!" diyordum kendi kendime ![]() Sonra da "Tasavvur, benim içimde cereyan eden bir şeydir ![]() Yaratıcı tasavvuru benim içimde uyandırıp uyandıramadığım bir şey ![]() ![]() diyordum ![]() ölüyordu ve ben yine kendimi öldürmek istiyordum ![]() Sonunda kendimi inceledim ve içimde neler oluyor diye kendime baktım ![]() ![]() Gördüm ki, ben yalnızca Allah'a inandığımda yaşıyordum ![]() Allah'ı düşünmem yetiyordu, o zaman hemen diriliyordum ![]() O'nu unuttuğum, O'na inanmadığım zamanlarda ise, yaşam da yok oluyordu ![]() neydi? Allah'ın varlığına inancı kaybettiğimde, sanki yaşamla ilgili bağlarım da kopuyordu ![]() az da olsa umudum olmasa, yaşamıma çoktan son verirdim ![]() Fakat yaşıyordum ![]() yaşıyordum ![]() ![]() , O'nsuz yaşanmayan şeydir ![]() ![]() yaşamdır ![]() olmaz ![]() Eskisinden çok daha güçlü bir şekilde içimdeki ve çevremdeki her şey ışıldadı ve bu ışık yaşantımda beni bir daha hiç terk etmedi ![]() değişimin ne zaman ve nasıl gerçekleştiğini dile getiremez- dim ![]() yavaş yok olmuş ve yaşamanın imkânsızlığının, durgunluğunun ve intiharın gerekliliğin farkına varmışsam, aynı şekilde yaşama gücü yavaş yavaş içime geri dönmüştü ![]() geri dönen bu yaşam gücü yeni değil, yaşamımın ilk günlerinde bana eşlik eden en eski güçtü ![]() çocukluk ve gençlik yıllarımın görüşüne, yani beni meydana getiren ve benden bir şeyler isteyen iradeye inanmaya geri dönmüştüm ![]() iyi bir insan ve bir iradeyle büyük bir uyum içinde olmak olduğu düşüncesine dönmüştüm ![]() saklı duran ve uzak bir geçmişte bütün insanlığı kendi düsturu hâline getiren şeyde bulacağım düşüncesine dönmüştüm ![]() Yani kısacası, Allah'a inanmaya, ahlâkî bir mükemmelleşmeye ve yaşamın anlamını bahşeden geleneğe dönmüştüm ![]() Yalnız bir şey farklıydı: O zaman bütün bunları bilinçsizce kabulleniyordum; şimdi ise artık bu olmadan yaşayamayacağımın farkındaydım ![]() Başımdan geçenleri şöyle ifade edebilirim: Ne zamandı bilmiyorum; neresi olduğunu bilmediğim bir sahilde beni bir kayığa oturttular ve sonra kayığı karşı kıyıya yönelttiler ![]() elime verip beni yalnız bıraktılar ![]() geldiği kadar uğraştım ve ilerledim ![]() o bilmediğim yere götüren akıntı da şiddetleniyordu ![]() Ulaşmam gereken hedeften farkında olmadan uzaklaşıyordum ![]() Etrafımda benim gibi akıntıya kapılan bir çok kürekçinin olduğunu gördüm ![]() devam ederken, bazıları küreklerini çoktan fırlatıp atmıştı ![]() Koca kayıklar, dev gibi gemiler insanlarla doluydu ![]() akıntıya karşı çabalamaya devam ederken, bir kısmı kendini akıntıya bırakmıştı ![]() da akıntının aşağılarında kalan yolcuların ardından bakarken, bana gösterilen yönü unuttum ![]() aşağı doğru giden kayık ve gemilerin kalabalığında --- Sonraki mesaj --- yönümü iyice kaybettim ![]() zafer çığlıkları attığı yelkenliler, gemiler ve kürekli kayıklar geçiyor, akıntının aşağılarına doğru giderlerken bana "Başka bir yön yok!" diye sesleniyorlardı ![]() ve onlarla birlikte ilerliyordum ![]() yol aldım ![]() hızlı akıntıların gürültüsünden başka ses duyamaz oldum ve kayıkların orada nasıl parçalandığını gördüm ![]() bütün bu gördüğüm, yaşadığım şeylerin dehşetinden olsa gerek, kendime geldim ![]() ![]() Önümde yalnızca koşar adım yaklaştığım ve korktuğum yok oluşu görüyor, hiçbir yerde kurtuluş göremiyordum ![]() Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ![]() doğru baktım ve sayısız kayık gördüm ![]() savaş vererek akıntıyı geçiyorlardı ![]() ve yönümü hatırladım ![]() kıyıya doğru kürek çekmeğe başladım ![]() Kıyı Allah'tı; yön gelenek, kürekler ise bana verilen özgürlüktü ![]() Ve bunlar bana kıyıya ulaşmaya çabalayayım, Allah'la birleşeyim diye verilmişti ![]() --- Sonraki mesaj --- Önsöz Tolstoy'un inancı Dünyaca ünlü Rus yazar Tolstoy'un Hz ![]() risalesinin (kitapçık) bir sürü özelliği var ![]() bu eser, baskı döneminde Hıristiyan Rusya'sında yazılıp 1909 yılında yayımlanmıştır ![]() önemli yazarlarından biri, yaşadığı sürede dahi klasik kabul edilen Rus yazarı Lev Nikolayeviç Tolstoy derlemiştir ![]() Büyük mülk ve servet sahibi olan Lev Tolstoy, dinî inançlarının sağlam olması ve doğru olana hizmet etmesi ile tanınmaktadır ![]() Benzerlerinden farklı olarak o, şovenistçe dinde ayrım yapanlardan olmamıştır ![]() ve dünyevi değerlere kıymet vermemesi onu dinî gerçeklere yaklaştırmıştır ![]() L ![]() ![]() hayranlık sonucu derlediği bu eseriyle hiç kimseyi, özellikle yüksek kültürlü ve dinî bilgilere sahip, çağdaş dünyada öncül olan Türk okurlarını hayrete düşürmeyecektir diye düşünüyoruz ![]() L ![]() kendisinin diğer eserleriyle birlikte 1909'da yayımlatmıştır ![]() Tolstoy, bu eseriyle Rus okurlarını, Hz ![]() tanıştırmıştır ![]() onların dinî düşünce ve terbiyesine tesir etmiştir ![]() hem Hz ![]() aynı zamanda Rusya'da dinî mü'min sayılan Tolstoy'un takdimleri kitapçığın etkisini arttırmıştır ![]() Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği döneminde L ![]() ![]() Tolstoy'un eserleri tekrar tekrar basılırken "Muhammed'in Kur'an-ı Kerim'e Girmeyen Hadisleri" derlemesi nedense hiç yayımlanmamıştır ![]() kimliği zorla kabul ettirilmiştir ![]() için 1938 yılında Repressiya kurbanları olarak anılan bir çok insan da idam edilmiştir ![]() L ![]() ![]() Bu sansürcü yaklaşıma bir örnek vermek gerekirse; 1978 yılında (kitapcığın yayınından 70 yıl sonra) Azerbaycan Cumhuriyeti'nin en büyük dergisi olan Azerbaycan'da bu risalenin giriş bölümüne ek olarak Türk asıllı bir Generalin eşi olan Y ![]() ![]() ![]() Türkçe'sine çevrilerek yayınlatılmak istenir ![]() yayına izin vermez ![]() yazarın İslâm dinî ve Hz ![]() fikirler dile getirmesidir ![]() yayınını uzun süre geciktirir ve izin için bu kez Moskova'ya başvurulur ![]() gelmesiyle risale ve mektuplar okurla buluşur ![]() kitaptaki mektuplar 1978 yılında ilk defa olarak Azerbaycan basınında Azeri Türkçe'sinde ve Rus dilinde yayınlanır ![]() Tolstoy'un derlediği risale ve mektuplar oldukça ses getirir ![]() Ancak Tolstoy gibi dâhi bir kalem sahibi, İslâm'a büyük rağbeti ve saygısı olan bir şahıs, eserine isim seçerken metodolojik bir yanlışa düşer ![]() döneminde açıkça yasaklanmasa da Rusya'da öğrenilmesi mümkün olmayan bir dindi ![]() isim seçerken metod olarak bir yanlış yapmıştı ![]() 70 yıllık Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra dinî değerlere yeniden önem verilirken, L ![]() kendi dili olan Rusça'da basılmıştır ![]() hatasını risalenin Azerbaycan baskısının editörlüğünü yapan yayıncı Kayıbov da tekrarlamıştır ![]() yapılan isim yanlışlığını İslâmi terminolojiyi baz alarak, teknik bir hata kabul edip düzeltmek zorunda kaldık ![]() yayımladığı sırada risalenin adı: "Hz ![]() Kur'an'a Girmemiş Hadisleri" idi ![]() ![]() Çünkü Kur'an, Allah kelâmıdır ![]() ![]() sözleridir ![]() ![]() kuldur ama yine de kuldur ![]() isminin "Hz ![]() daha doğru olduğunu düşündük ![]() Bir konuya daha temas etmek istiyoruz ki, Rusya'da, Rus milletinden, İslâm'ı kabul etmiş Valeriya Porohova adında bir kadın vardı ![]() birlikte Suudi Arabistan'da yaşamıştı ![]() iyice öğrenmiş ve Müslüman olmuştu ![]() »Kur'an'ı Kerim'i Rusça'ya tercüme etmiş; İlahiyatçılar da bu tercümeyi beğenmişlerdi ![]() ve İslâm konusunu medyada çok ciddi bir şekilde aydınlatmıştır ![]() Bayan Porohova, L ![]() ![]() İslâm'ı kabul ettiğini ve bir Müslüman gibi toprağa verilmeyi vasiyet ettiğini Sovyet medyasında dile getirmiştir ![]() Sovyet hükümeti, uzun yıllar bu gerçeği gizlemeye çalışmıştır ![]() Bayan Porohova, bu önemli belgeyi büyük cesaretle açıklayıp yayınlanmasını sağlamıştır ![]() göre, Tolstoy, İslâm kuralları ile defnedilmişti ![]() Onun mezarının üstünde Hıristiyan sembolü olan 'Haç'ın olmaması da bunun açık delili olarak gösterilmiştir ![]() Rus halkı, özellikle Rus aydınları ve bilginleri, L ![]() ![]() Tolstoy'u ilâhî kuvvete sahip birisi gibi seviyorlardı ve onun İslâm'ı kabul etmesi Rus toplumu içinde İslâm'a güçlü bir akım başlatabilirdi ![]() etme ihtimalini dahi gizli tutmaya çalışıyorlardı ![]() Tolstoy gibi bir dâhinin İslâm'a saygısını ve Müslüman olduğunun topluma duyurulmasına izin veremezdi ![]() Tolstoy'un Hz ![]() (kitapçığı) uzun süre insanlardan gizlendi ![]() Bu kitapçıkta yer verilen hadisleri ve diğer İslâmi konuları, dikkatle inceleyip Türkçe'ye çevirerek, Türkiye'de yayımlanmasında yardımcı olan Dr ![]() sunuyoruz ![]() --- Sonraki mesaj --- belki okumak istemezsiniz diye önsöz ü sona aldım iiyi okumalar --- Sonraki mesaj --- Lev Nikolayeviç Tolstoy Dâhi bir yazarın hikâyesi 28 Ağustos 1828 tarihinde Moskova'nın güneyinde yer alan Tula şehrinin Yasnaya Polyana bölgesindeki çiftlik evinde, varlıklı ve asil bir ailenin dördüncü çocuğu olarak doğdu ![]() Henüz çocukluk çağını sürdürürken annesini yitirdi ![]() Eğitim ve öğrenimiyle babası Kont Nikolay Tolstoy ilgilendi ![]() Çocuk yaşlarda Fransızca ve Almanca'yı öğrendi ![]() ve halaları, asil bir ailenin üyesi olarak yetişmesinde büyük rol oynadılar ![]() öldürüldü ![]() birlikte halaları tarafından sahiplenildi ![]() 1844 yılında Kazan Üniversitesi'nde Doğu dilleri üzerine öğrenim görmeye başladı ![]() yaşama kaptırdı ![]() öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı ![]() kez hukuk öğrenimi görmeye başladı ama bunu da tamamlayamadı ve iki yıl sonra okuldan kovuldu ![]() On dokuz yaşına geldiğinde ailesinden kalan mirasın varislerinden biri olarak genç yaşında büyük bir servetin sahibi oldu ![]() kalmıştı ve yaşamını çok sevdiği bu evde sürdürmeye başladı ![]() 1851 yılında, üzerinde derin etkiler bırakacak olan Kafkasya'ya gitti ![]() 1853'te Osmanlılara karşı savaşmak üzere görev aldı ![]() Kırım ordusuna atandı ve Kırım Savaşı'na katıldı ![]() ordudaki görevinden ayrıldı ![]() Çocukluk anılarını anlattığı ve ilk eseri olan "Çocukluk" u 1851 yılında henüz yirmi üç yaşındayken yazmaya başladı ![]() Üzerinde büyük etkiler bırakan Kafkasya'daki halkların yaşamlarını, 1852 yılında kaleme aldığı "Hacı Murat" ve "Kazaklar" adlı romanlarında, Kırım Savaşı'nda yaşadıklarını ise 1855 yılında yayınladığı "Sivastopol Hikâyeleri"nde anlattı ![]() 1857 yılında ilk önce Almanya'ya, ardından da 1860'da İngiltere, İsviçre ve Belçika'ya seyahat etti ![]() gelen düşünce insanları ve yazarlarıyla tanıştı ![]() 1861 yılında Rusya'ya geri döndü ve Moskova'nın tanınmış doktorlarından Bers'in kızı Sofya ile 22 Eylül 1862 tarihinde evlendi ![]() sürmeye, sadece edebiyatla ve ailesiyle ilgilenmeye başladı ![]() 1863 yılında en büyük eseri sayılan Savaş ve Barış'ı yazmaya başladı ![]() ![]() 1873 yılında Savaş ve Barış'tan sonraki en güçlü eseri sayılan Anna Karenina'yı kaleme almaya başladı ![]() ve halalarını yitirdiği talihsizliklerle dolu üç yıla yakın bir dönem içinde bu eserini bitirdi ![]() Hasta olan erkek kardeşinin ölümünün kendisinde uyandırdığı etkiyle, yaşamının sonuna kadar hiç eksilmeyecek ve sonu gelmeyecek olan karmaşalarını anlattığı "İtiraflarım" ı kaleme almaya başladı ![]() "Savaş ve Barış" ile "Anna Karenina" dan sonra bir diğer güçlü eseri olan Diriliş'i, Anna Karenina'yı yazmayı ta- marnladığı 1876 yılından yirmi yıl sonra yazmaya başladı ![]() Bu zaman süresince yaşamında büyük sarsıntılar geçirdi ve dünyaya, insana, yaşama bakışında köklü değişimler yaşadı ![]() Bu değişimlerle birlikte teolojinin ağırlığının hissedildiği, Allah, insan, yaşam ve ölümün sorgulandığı eserler kaleme aldı ![]() "Din Nedir", "İvan İlyiç'in Ölümü", "İnsan Ne İle Yaşar", "Üç Ölüm" ve "Ölüm Manifestosu" gibi roman ile hikâyelerinde bu temalar yoğun biçimde yer aldı ![]() 1891-92 yıllarında Rusya'da yaşanan kıtlık ve salgın hastalık döneminde şahit olduklarının, bunun hemen ardından da en sevdiği çocuğu olan kızı Vanişka'nın yedi yaşında ölmesinin getirdiği ruh haliyle manevî yaşamı alt üst oldu ![]() 1896 yılında ilk cümlesini kurduğu Diriliş, 1899 yılında tamamladı ![]() yansımalarının yer aldığı "Kreutzer Sonatı"nı yazmaya başladı ![]() Evliliğinin ilk yıllarında başlayan aile kavgalarının artık dayanılmaz hâl aldığı bir anda, ardında karısına yazılmış bir mektup bırakarak Yasnaya Polyana'daki evini terk ettiğinde tarih 9 Kasım 1910'u gösteriyordu ve Tolstoy seksen iki yaşındaydı ![]() Kendisini, yaşamın anlamını ve Allah'ı arayışı bütün ömrü boyunca süren Tolstoy, evini terk ettikten birkaç gün sonra Odesa-İstanbul üzerinden Bulgaristan'a gitme hazırlığı yaparken yolda zatürreye yakalandı ![]() tren istasyonunun bir odasında 20 Kasım 1910 sabahı saat 06:05'te gözlerini yaşama kapadı ![]() ![]() Vasiyeti üzere, yaşamının en güzel dönemi olarak nitelendirdiği çocukluğunun geçtiği kardeşleriyle birlikte oyunlar oynadığı, Yasnaya Polyana'daki çiftliğinin gölgeli ve sessiz bir köşesine gömüldü ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tolstoy [Hz.Bahaullah] |
![]() |
![]() |
#4 |
Ömer Cinalioğlu
|
![]() Tolstoy [Hz.Bahaullah]Azarbaycan Nahcivan Özerk Cumhuriyeti Profesörlerinden Sn ![]() ![]() ![]() ![]() Sn ![]() ![]() ![]() İsra 95 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nisa 158,159,,Secde 4,5,6 Araf 34 ve nihayet Kaf 41 ![]() ![]() Saygılarımla Ömer Cinalioğlu |
![]() |
![]() |
|