Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anıtkabir, yönleriyle

Tüm Yönleriyle Anıtkabir

Eski 08-07-2007   #1
mate
Icon5

Tüm Yönleriyle Anıtkabir



Tüm Yönleriyle Anıtkabir - Yapımı
TEKLİF EDİLEN PROJELER




Atatürk gömüleceği yer konusunda bir vasiyette bulunmamıştı Ancak Atatürk 1923 yılında sohbet sırasında, "Elbet bir gün öleceğim, beni Çankaya'ya gömer, hatıramı yaşatırsınız" demiş ve ardından ısrarlı olmadığını belirtmek için de "Beni milletim nereye isterse oraya gömsün Fakat benim hatıralarımın yaşayacağı yer Çankaya olacaktır" şeklinde eklemiştir

Bu yüzden Atatürk'e, yüce kişiliğine uygun bir anıt mezar yaptırılması düşüncesi ile hükümet tarafından Anıtkabir inşaatının yapılacağı yerin tespiti için özel bir komisyon kurulmuştur Komisyonun 6 Aralık 1938'de yaptığı ilk toplantıda; Anıtkabir konusunda yerli ve yabancı bilim adamlarının düşüncelerinden faydalanılması, Türkiye'de çalışmalarını sürdüren ve Ankara İmar Planını hazırlamış olan şehircilik uzmanı Prof Jahsen'in, TBMM binası mimarı Prof Holzmeister'in ve Dil Tarih Coğrafya Fakültesi binası mimarı Prof Taut'un görüşlerinin de alınması kararlaştırılmıştır

Bu bilim adamlarının katılımıyla komisyon ikinci toplantısını 16 Aralık 1938'de yapmıştır Önerilen yerler şunlar olmuştur

• Çankaya
• Etnografya Müzesi
• TBMM'nin arkasındaki tepe (Kabatepe)
• Ankara Kalesi
• Bakanlıklar (Milli Eğitim Bakanlığı için ayrılan arsa)
• Eski Ziraat Mektebi
• Gençlik Parkı
• Altındağ (Hıdırlık Tepe)
• Gazi Orman Çiftliği
• Önerilen yerler; tarihi mekanlar veya eğlence yerleri olması, şehrin merkezinde ve merkeze çok uzak olması gibi nedenlerle uygun bulunmadı

17 Ocak 1939 tarihli son komisyon toplantısında, Trabzon Milletvekili Mithat Aydın Anıtkabir'e yakışır yer olarak gördüğü Rasattepe'nin, özelliklerini anlattı Tepe şehrin ortasında ve buraya yapılacak Anıtkabir'in uzaklardan görünmesini sağlayacak kadar yüksekti

Komisyon üyelerinden Kütahya Milletvekili Süreyya Özgeevren ise Rasattepe'nin Anıtkabir için çok elverişli özelliklerini anlatarak sözlerini şöyle bağladı :

"Rasattepe bugünkü ve yarınki Ankara'nın genel görünüşüne göre, bir ucu Dikmen'de, öteki ucu Etlik'de olan bir hilalin tam ortasında, bir yıldız gibidir Anıtkabir'in burada yapılması kabul edilirse, Türkiye'nin başkenti olan Ankara şehri, kollarını açmış Atatürk'ü kucaklamış olacaktır Atatürk'ü böylece bayrağımızdaki yarım ayın yıldızının ortasına yatırmış olacağız"

Komisyonda söz alan İçel Milletvekili Emin İnankur'da; Atatürk'le yaptıkları bir şehir gezisinde Rasattepe'ye gittiklerini, Atatürk'ün buradan şehri seyredip "Bu tepe ne güzel bir anıt yeri" dediğini anlattı
Bu açıklamalardan sonra Anıtkabir'in Rasattepe'ye yapılması oylamaya sunuldu ve Anıtkabir'in Rasattepe'ye yapılması büyük çoğunlukla kabul edildi

RASATTEPE (ANITTEPE)
Anıtkabir yapılmadan önce rasat istasyonu bulunması dolayısıyla Anıttepe'nin adı Rasattepe idi

Bu tepede, MÖ 12 yüzyılda Anadolu'da devlet kuran Frig uygarlığına ait tümülüsler (mezar yapıları) bulunmaktaydı Anıtkabir'in Rasattepe'de yapılmasına karar verildikten sonra bu tümülüslerin kaldırılması için arkeolojik kazılar yapıldı Bu tümülüslerden çıkan eserler, bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir

Anıtkabir Projesinin belirlenmesinden sonra, inşaatın başlayabilmesi için ilk aşamada kamulaştırma çalışmalarına başlandı Anıtkabir inşaatı ise 9 Ekim 1944 tarihinde görkemli bir temel atma töreni ile başladı

Anıtkabir'in inşaası 9 yıllık bir süre içinde 4 aşamalı olarak yapılmıştır

Birinci Kısım İnşaat :

1944 - 1945
Toprak seviyesi ve Aslanlı yolun istinat duvarının yapılmasını kapsayan birinci kısım inşaata 9 EKİM 1944'te başlanmış ve EKİM 1945'te tamamlanmıştır

İkinci Kısım İnşaat :

1945 - 1950
Mozole ve tören meydanını çevreleyen yardımcı binaların yapılmasını kapsayan ikinci kısım inşaat 29 EYLÜL 1945'te başlamış, 8 Ağustos 1950'de tamamlanmıştır Bu inşaat aşamasında, inşaatın kagir ve betonarme yapı sistemine göre, temel basıncının azaltılması gözönünde tutularak, anıt kütlesinin "temel projesinin" hazırlanması kararlaştırıldı 1947 yılı sonuna kadar mozolenin temel kazısı ve izolasyonu tamamlandı ve her türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11 metre yüksekliğindeki betonarme temel sisteminin demir montajı bitirilme aşamasına geldi

Giriş kuleleri ile yolların toprak düzenlemesinin önemli bir kısmı, fidanlık tesisi, ağaçlandırma çalışmaları ve arazinin sulama sisteminin büyük bir bölümü tamamlandı

Üçüncü Kısım :

1950
Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı, anıta çıkan yollar, Aslanlı yol, Tören Meydanı ve mozole üst döşemesinin taş kaplaması, merdiven basamaklarının yapılması lahit taşının yerine konması ve tesisat işlerinin yapılmasını kapsıyordu

Dördüncü Kısım :

1950 - 1953
Anıtkabir'in 4 kısım inşaatı ise Şeref Holü'nün döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve Şeref Holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu Dördüncü kısım inşaata 20 Kasım 1950'de başlandı, 1 Eylül 1953'de tamamlandı

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bölümleri
İSTİKLAL KULESİ
Aslanlı Yolun başlangıcında girişte sağda bulunan kulenin içinde Anıtkabir'in maketi ve Anıtkabir'i tanıtıcı ışıklı panolar bulunmaktadır

HÜRRİYET KULESİ
Aslanlı Yolun başlangıcında girişte solda bulunan kulenin içinde anıtkabir inşaatında kullanılan taş örnekleri sergilenmektedir Ayrıcı bu kulede, Atatürk'ün ebediyete intikalinden sonra ortaya çıkan ona yaraşır bir anıt mezar yapılması düşüncesinden başlayarak Anıtkabire nakledilmesine kadar geçen süreyi kronolojik olarak anlatan, fotoğraf ve belgelerden oluşan bir sergi bulunmaktadır

MÜDAFAA-İ HUKUK KULESİ
Bu kule 3 ağustos 1982 yılından itibaren sergi salonu olarak tanzim edilmiştir Yıl içinde Atatürk ve Milli Mücadele konulu peryodik sergiler düzenlenmektedir

CUMHURİYET KULESİ
Sanat Galerisinin girişi olan bu kulenin ortasında Atatürk'ün ilkeleri ve bu konudaki özlü sözlerini ihtiva eden ışıklı pano bulunmaktadır Ayrıca, Anıtkabir'deki kabartmaların bir bölümünün tanıtıldığı ışıklı tanıtım panosu da bu bölümle yer almaktadır

İNKILAP KULESİ
Bu kule, başlangıç da Atatürk'ün özel kitaplığının sergilendiği bölüm olarak düzenlenmişti 1983 yılında Kitaplık sanat galerisine taşınmış olup, Bu kule Atatürk'ün giysilerinin sergilendiği bölüm haline getirilmiştir Bu kulede aynı zamanda Prof Dr YILMAZ BÜYÜKERŞEN tarafından yapılarak29 Ekim 1993'te Anıtkabire hediye edilen Atatürk'ün gerçek boyutlarındaki bal mumundan heykeli de bulunmaktadır

MİSAK-I MİLLİ KULESİ
Kulenin ortasında Anıtkabir'de icra edilen törenlere katılan heyetlerin özel defteri imzalamaları için imza kürsüsü yer almaktadır Ayrıca, Müzenin girişi olan bu kuledeki aktüalite panoları da, Anıtkabir'de yapılan törenlere ait fotoğraflar sergilenmektedir

23 NİSAN KULESİ
Kulede, Türkiye İş Bankası'nın Atatürk'e armağan edilen"Cadillac" marka özel otomobil sergilenmektedir Atatürk bu otomobili 1936-1938 yılları arasında kullanmıştır

BARIŞ KULESİ
Kulede, Atatürk'ün "Lincoln" marka makam ve tören otomobilleri sergilenmektedir Atatürk bu otomobilleri 1935-1938 yılları arasında kullanmıştır

ZAFER KULESİ
Kulede, Atatürk'ün naaşını 19 Kasım 1938 de Dolmabahçe Sarayı'ndan Sarayburnu'na taşıyan, üzerinde bayrağa sarılı orijinal tabutun bulunduğu top arabası sergilenmektedir

MEHMETÇİK KULESİ
Kulede, yerli ve yabancı ziyaretçilere danışma hizmeti verilmekte olup, ayrıca Anıtkabir ve milli Mücadele konulu kitaplar ile hatıra eşyalar satılmaktadır

ASLANLI YOL
Anıtkabir'e giriş yerinden başlayarak, ortadaki Tören Meydanı'na kadar uzanan yol "Aslanlı yol" olarak adlandırılır Bu yol, ziyaretçileri Atatürk'ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmıştır

Yola 26 basamaklı merdiven ile çıkılır Yolun uzunluğu 26220 m, genişliği 1280 metredir Yolun iki yanı güller ve ardıçlarla süslüdür Yol, traverten ile döşelidir Yolun iki yanında ikişerli gruplar halinde 12'si sağ yandan 12'si sol yandan olmak üzere 24 Aslan heykeli vardır Bu heykeller, Anadolu'da büyük devlet kurmuş olan Hititlerin sanat tarzında yapılmıştır

TÖREN MEYDANI
Aslanlı Yol'un sonunda, Anıtkabir yan binalarının ve kolonların çevrelediği bir alana çıkılır 129X8425 m boyutlarında olan, dört tarafından üçer basamak merdivenle inilen 15000 kişi kapasiteli bu alan " Tören meydanı" olarak adlandırılır Bu alanın zemini küp şekilde siyah,kırmızı, sarı ve beyaz renkte traverten taşlarla döşenerek 373 adet halı kompozisyonu oluşturulmuştur Tören Meydanına, bayrak direği bulunduğu kısımdan da merdivenle çıkılabilir

BAYRAK DİREĞİ
Anıtkabir'in Çankaya yönündeki merdivenlerinin ortasında, tek parçala yüksek bir direk üzerinde Türk Bayrağı dalgalanır Bu bayrak direğini, Amerika'da yerleşmiş iolan Nazmi Cemal adında bir Türk vatandaşı göndermiştir Bayrak Direği çelikten tek parça olarak imal edilmiştir 4938 kilogram ağırlığında ve 33528metredir 4 metresi kaidenin altında olup, görünen kısmı 29528 metredir

MOZOLE
Anıtkabir'in en önemli bölümü Mozale'dir Tören Meydanı'ndan 42 basamaklı merdivenle çıkılan Mozole, iki katlı ve döktörtgen planı bir yapıdır Bu bölüm anıtın yapılışında ağırlık merkezi olmuştur Çünkü Atatürk'ün kabri ve sembolik lahit bu bölümde bulunmaktadır Bu nedenle, Anıtkabir'i meydana getiren mimarlar, yardımcı binalar dizisi içinde Mozole'nin diğer kısımlardan çok daha görkemli olmasına büyük önem vermişlerdir

Zemin katın dış duvarları kesik piramit biçiminde, masif bir kitle halindedir Bundan ötürü yapının alt kesiminin genel görünüşü bir kale bedeni gibidir üzerinde de küçük pencereler bulunan dış duvarlar betondur Duvarların dış yüzleri travertten ile kaplanmıştır Atatürk'ün aziz naaşı, bu katta doğrudan doğruya toprağa kazılmış bir mezarda bulunmaktadır Mozole'nin birinci katı olan Şeref ve Holü'ndeki sembolik lahit taşının tam altında bulunan mezar odası; Selçuklu ve Osmanlı motifli mozaiklerle süslenmiştir Zemin ve duvarlar, siyah, beyaz, kırmızı mermerlerle kaplanmıştır Mezar odasının da kıble yönünde kırmızı mermer sanduka yer almaktadır Mermer sandukanın çevresine, bütün illerden ve Kıbrıs'tan gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar bulunmaktadır

MEZAR ODASI
Atatürk'ün naaşının toprağa verildiği mezar odası

ANITKABİR ATATÜRK MÜZESİ
Anıtkabir proje yarışması şartlarından birisi de, projelerde uygun bir yerin "Atatürk Müzesi" olarak belirtilmiş olması idi Halen müze olarak kullanılan yer, bu şarta uygun olarak proje mimarları tarafından belirlenmiştir

Anıtkabir'in yapımının tamamlanmasını takiben Atatürk Müzesi'nin doluşturulması çalışmalarına başlanmıştır Atatürk'e ait eşyalarla, kendisine hediye edilmiş eşyalar, müzenin açılış tarihine kadar bunları muhafaza eden; Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Ziraat Bankası Merkez Müdürlüğü; Ankara Milli Emlak Müdürlüğü ile Atatürk'ün manevi kızları Profesör AAfetinan, Sabiha Gökçen ve Rukiye Erkin'den devralınmıştır Anıtkabir Atatürk Müzesi 21 Haziran 1960 tarihinde de ziyarete açılmıştır

Anıtkabir'in Misak-ı Milli ve İnkılap Kuleleri arasında kalan, dikdörtgen plana sahip Müze 3 ana bölümden oluşmaktadır

Giriş bölümü olan Misak-ı milli Kuleleri arasında kalen, dikdörtgen plana sahip Müze 3 ana bölümden oluşmaktadır

Misak-ı Milli kulesinin iç kapısından girilen Müze bölümünde, Atatürk'ün bizzat kullandığı eşyalar ile kendisine armağan edilen eşyalar teşhir edilmektedir Müzeden girilen İnkılap kulesindeki giysi bölümünde Atatürk'ün kullandığı giysiler teşhir edilmektedir Bu bölümde ayrıca, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof Dr YILMAZ BÜYÜKERŞEN'in yaptığı Atatürk'ün gerçek boyutlarında balmumundan heykeli bulunmaktadır

SANAT GALERİSİ
Müdafaa-i Hukuk ve Cumhuriyet Kuleleri arasında yer alan bu bölüm, başlangıçta Anıtkabir'i ziyarete gelen yerli ve yabancı devlet büyüklerinin dinlenmesi amacı ile "Kabul Salonu" olarak düşünülmüş ve kullanılmıştır 1977 yılında, çeşitli dallardaki sanatçıların Atatürk ve Milli Mücadele konusundaki eserlerini sergilemelerine imkan sağlamak maksadı ile bu bölüm Sanat Galerisi olarak yeniden düzenlenmiştir Sanat Galerisi duvarlarında, Ressam Rahmi Rehlivanlı tarafından yapılan Atatürk ve O'nu ziyaret etmiş olan yabancı devlet adamlarını birlikte gösteren bağlı boya tablolar bulunmaktadır

Müze bölümünde sergilenen Atatürk'ün Özel Kitaplığı 1983 yılında Sanat Galerisine nakledilmiştir Atatürk'ün özel Kitaplığında;Türk ve İslam tarihi dil, edebiyat,sosyal bilinler, bilim ve teknik konularında, Türkçe, Osmanlıca, Fransızca, İngilizce, Almanca, Rusça, Arapça, Farsça, Slavca dillerinden toplan 3144 adet eser bulunmaktadır Atatürk kitaplarda önemli gördüğü kısımları kendine özgü işaretler kullanarak, renkli kalemlerle çizilmiş ve sayfa kenarlarına notlar almıştır Sanat Galerisi'nde Atatürk ve Milli Mücadele konulu belgesel filmler Sinevizyon vasıtası ile gün boyunca ziyaretçilere gösterilmektedir

ANITKABİR KOMUTANLIK KARARGAHI
23 Nisan ve Barış kuleleri arasında kalan bölüm anıtkabir Komutanlığı Karargahına tahsis edilmiştir Anıtkabir hizmetleri , 15 Eylül 1981 tarihli 2524 Sayılı Kanuna göre Genelkurmay Başkanlığı tarafından yürütülmektedir ; Anıtkabir Komutanlığı 750000 m2 lik arazisi ile birlikte Anıt blokunun bakımı, korunması, emniyeti, törenlerin icrası ve idari işlerin yürütülmesi ile görevlidir Anıtkabir Komutanlığına bağlı olarak; Hizmet Kıta Komutanlığı ve Muhafız Bölük Komutanlığı ile Müze, Kitaplık ve Kültürel Faaliyetler müdürlüğü bulunmaktadır

MÜZE KİTAPLIK VE KÜLTÜREL FALİYETLER MÜDÜRLÜĞÜ
Mehmetçik ve Zafer Kuleleri arasında yer alan bölüm önceleri Muhafız Bölüğü binası olarak kullanılmıştır Anıtkabir Komutanlığının teşkilinden sonra inşa edilen yeni bölük binasının 13 Eylül 1984'te tamamlanmasından sonra boşaltılmış ve 25 Nisan 1985'te Müze, Kitaplık ve Kültürel Faaliyetler, Müdürlüğü idari kısmı olarak kullanılmaya başlanmıştır Atatürk ve Türk Devrimi kütüphanesi de bu bölümde bulunmaktadır Kütüphanede, Atatürk ve milli Mücadele, konusunda çalışma yapacak araştırmacılara hizmet verilmektedir Ayrıca kütüphanede fotokopi cihazı ile araştırmacılara yardımcı olunmaktadır Kütüphane bilgileri bütünüyle bilgisayara kayıtlıdır

BARIŞ PARKI
Anıtkabir inşaatı devam ederken, toprak kaymasına önlemek ve çevresinde yeşil bir kuşak oluşturmak amacıyla ağaçlandırma çalışmaları yapılmıştır Bu çalışmalar sırasında Anıtkabir'i çevreleyen alanda, Atatürk'ün Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" özdeyişinden ilham alınarak, çeşitli yabancı ülkelerden ve Türkiye'nin bazı bölgelerinden getirilen fidanlarla "Uluslararası Barış Parkı" oluşturulması düşünülmüştür Böylece Ulu önder Atatürk'ün ebedi istirahatgahı yaşamı boyunca dünyada ve yurtta sağlamak için büyük mücadeleler verdiği barışı temsil eden bir park ile çevrelenmiş olacaktı

Yaklaşık 750000 m2 lik bir yerleşme alanına sahip Anıtkabir'in çevresine ilişkin peyzaj planlamasına 1946 yılında başlanmıştır Prof Paul Bonatz'ın önderliğinde Prof Emin onat ve Prof Sadri Aran'ın görüşleri ve fikir alışverisi sonunda sanat ve bilim açısından etüd ve analizlere dayalı olarak çevre düzenlemesine ilişkin uygulama projeleri Prof Sadri Aran tarafından hazırlanmıştır

İSMET İNÖNÜ'NÜN KABRİ
Kurtuluş Savaşı'nın Batı cephesi komutanı, Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 25 Aralık 1973 günü vefat etmiştir

Hükümet 26 Aralık 1973'de Anıtkabir'de yaptığı inceleme sonucunda İsmet İnönü'nün burada defnedilmesini kararlaştırmıştır Bu konuda, Bakanlar Kurulu 27 Aralık 1973 gün ve 7/7669 sayılı bir kararname çıkarmıştır (Belge:69) Kararname ile, zafer ve Barış Kuleleri arasında 25 açıklıklı kolanatın orta boşluğu 13 ve 14 üncü kolonlar arası defnedilecek yer olarak belirlenmiştir

İsmet İnönü'nün naaşı, 28 Aralık 1973'te Anıtkabir'e devlet töreni ile defnedilmiştir Anıtkabir batı revakının 13 ve 14 üncü kolonlar arasında bulunan sembolik lahitin altındaki bölümde bir mezar odası hazırlanarak naaş burada toprağa verilmiştir

Tören Meydanı katında batı revakında bulunan sembolik lahit, demir komiyer, çerçeve üzerine mermer plakalar vidalanmak suretiyle çok kısa sürede imal edilmiştir Ekim 1981 de Bayındırlık Bakanlığınca lahidin mermer kaplaması yeşil Bilecik mermeri ile değiştirilerek yenilenmiştir

6 Kasım 1981 gün ve 2549 sayılı Devlet Mezarlığı hakkındaki kanunda Türk Milletinin bir armağanı olarak yalnız büyük kurtarıcısı için tesis edilen Anıtkabir'de Atatürk'ün en yakın silah ve çalışma arkadaşı İsmet İnönü'nün kabrinin muhafaza edileceği, Anıtkabir alanı içine başka hiçbir kimsenin defnedilemeyeceği belirtilmiştir ( Belge: 70)

ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMİ KÜTÜPHANESİ
Anıtkabir'de Atatürk ve milli Mücadele konusunda araştırma yapacak olanlara yardımcı olmak amacı ile 22 Ocak 1991 tarihinde Atatürk ve Türk Devrim Kütüphanesi adı altında ihtisas kütüphanesi hizmete açılmıştır Kütüphanede Atatürk ve milli Mücadele konusunda Türkçe yabancı dilde yazılmış çeşitli eserler bulunmaktadır Kütüphaneden, yukarıda belirtilen konularda araştırma yapmak isteyen herkes istifade edebilmektedir Araştırmacıların, daha bilinçli araştırma yapabilmelerine imkan sağlamak için " Kütüphane Kataloğu" hazırlanarak 1993 yılı içinde ilgili kurum ve kuruluşlara dağıtımı yapılmıştır

1993 yılı sonu itibariyle kütüphanede 4875 Adet Türkçe, 475 Adet yabancı dilde olmak üzere toplam 5350 adet kitap bulunmaktadır Atatürk ve milli Mücadele konularında yayınlanan eserler sürekli takip edilerek kütüphaneye kazandırılmaktadır

ATATÜRK BELGELİĞİ
Atatürk'ün yaşamını hatırasını ve dünya görüşünü canlı tutmak, Atatürk ve Milli Mücadele konusunda araştırma yapanlara yardımcı olmak maksadı ile Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi'ne bağlı bir ünite olarak Atatürk Belgeliği oluşturmuş ve araştırmacıların hizmetine açılmıştır Belgelik; Fotoğraflar, gazete kupürleri ve belgeler olmak üzere üç ana bölümden oluşmuştur

KONFERANS SALONU
Atatürk'ün yaşamını ve dünya görüşünü anlatmak, tanıtmak, sevdirmek ve benimsetmek amacı ile planlanmış seminer ve konferanslar düzenlenmektedir Seminer ve konferansın tarihi, konu ve konuşmacıları ilgili kuruluşlarca kamuoyuna duyurmaktadır

Konferans Salonu, 19 Mayıs 1993'de Emekli Tümgeneral Turhan Olcaytu'nun "Atatürkçülük" konulu konferansı ile açılarak hizmete girmiştir

ŞEREF HOLÜ
Mozele'nin birinci katı olan Şeref Holü'nün dört yanı köşeli sütunlarla çevrelenmiştir Yapının önünde ve arkasında 1440 m yüksekliğinde, köşe sütunları hariç 8'er sütun vardır Yanlarda ise14'er sütun yer almaktadır Kare biçimindeki sütunların gövdeleri beton olup, yüzeyleri traverten kaplıdır Şeref Holü'ne bronz kapılardan girilir Girişin tam karşısında büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde lahit taşının yer aldığı bölüm ise beyaz Afyon mermeri ile kaplıdır Şeref Holü'nün zemini Adana ve Hatay'dan duvarları ise Afyon ve Bilecik'ten getirilen kırmızı, siyah, yeşil ve kaplan postu mermerlerle kaplanmıştır

Şeref Holü'nün iki yan bölümünde dikdörtgen planı galeriler yer almaktadır Bunların çatıları içten 9'ar adet çapraz tonozla örtülüdür Şeref Holü'nün 27 kirişten oluşan tavanı ile galeri tavanları mozaik ile süslenmiştir Şeref Holu'ün yüksekliği 17 Metre olup, yan duvarlarında altışardan 12 Adet bronz meşale bulunmaktadır Mozele yapısının üstü düz kurşun çatı ile örtülüdür

BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI KONULU KABARTMA
Kabartma kompozisyonunun başlangıcında en solda bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve bir attan oluşan grup vardır Kabartmanın bu ilk grubu milletçe savaşa hazırlık dönemini temsil etmektedir Bu üçlü gruptan sonraki bölümde Atatürk bir elini uzatmış "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri"diyerek ordularımıza hedefi göstermektedir Öndeki melek Atanın emrini borusu ile uzak ufuklara iletmektedir Kabartmanın bundan sonraki bölümünde, Atatürk'ün emrini yerine getiren Türk ordusunun fedakarlıklarını ve kahramanlıklarını temsil eden kişiler yer almaktadır Kabartmada, vurulup düşen bir erin elindeki bayrağı kavrayan bir yiğit ile siperde birde kalkan diğer elinde yalın kılıç tutun bir asker Türk Ordusunun taarruzunu sembolize etmektedir Daha önde ise elinde Türk Bayrağı ile Türk Ordusunu çağıran Zafer meleği bulunmaktadır

SAKARYA MEYDAN SAVAŞI KONULU KABARTMA
Kabartma kompozisyonunun sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek görülmektedir Bunlar, Sakarya Savaşının ilk dönemini ifade etmektedir Düşman saldırıları karşısında evlerini, yurtlarını bırakan bu insanlar yurt savunması için yollara düşmüştür Sağdaki delikanlı arkaya geldiği yöne dönmüş, sol elini yukarıya kaldırmış ve yumruğunu sıkarak, düşmanlara; "Bir gün döneceğiz ve sizden öcümüzü alacağız" demektedir

Bu üçlü grubun önünde çamura batmış bir araba, çabalayan atlar, tekerleği döndürmeye çalışan bir erkek ve iki kadın görülür Bunların yanında ortada ayakta duran bir yiğit ve bu yiğide kınından sıyrılmış bir kılıç sunan diz çökmüş bir kadın vardır Bu grup figürler, Sakarya Savaşı'na başlamadan önceki dönemi temsil etmektedir Hemen bu grubun solunda, yere oturmuş iki kadın ve bir çocuk görülmektedir Bunlar, düşman istilası altında kalmış olan Türk Ordusunu bekleyen yaşlı halkımızı temsil etmektedir Üst tarafta, bu halkın üzerinden uçarak geçen ve Başkomutan Mustafa Kemal'e çelenk sunan bir zafer meleği vardır

Kabartma kompozisyonun sonunda yere oturmuş bir kadın, onun önünde diz çökmüş bir genç ve solda bir meşe ağacı görülmektedir Oturan kadın vatan anayı, diz çöken Sakarya Savaşı'nı kazanan Türk Ordusunu, meşe ağacı ise zaferi simgelemektedir Vatan ana, Türk Ordusuna Zaferin sembolü olan meşe ağacını göstermektedir

ERKEK HEYKEL GRUBU
Aslanlı yol girişinde solda, iç erkekten meydana gelen heykel grubu vardır Yüksekçe bir kaide üzerinde ayakta duran heykeller den sağdaki rütbesiz asker, başında miğferi, sırtında kalın kaputu ile dimdik durmaktadır Askerin sağında, ortada biraz geride Türk köylüsünü temsil eden bir erkek heykeli vardır Köylünün başında çok eskiden atalarımızın giydikleri bir yün başlık, omzunda bir keçe yamçı, sol elinde uzun bir sopa görülmektedir Köylünün sağındaki heykel Türk aydınlarını temsil etmektedir Genç, sol elinde bir kitap tutarak sağ ayağını biraz ileriye atmıştır Her üç heykelin yüzlerinde derin acı ile birlikte, Türk Milletinin kendisine özgü ağır başlılığı ve yüksek irade gücü çok etkili olarak, dile getirilmiştir

KADIN GRUPLARI
Aslanlı Yolun girişinde sağda, üç kadından meydana gelen heykel grubu vardır Heykeller, yüksekçe bir kaide üzerinde ayakta durmaktadırlar Ulusal giysiler içindeki Türk kadınlarından ikisi yere kadar uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır Başak demetlerinden oluşan çelenk Atatürk'ün kurtardığı bereketli yurdumuzu temsil etmektedir Ortadaki kadın ağlamakta ve yüzünü eli ile kapamaktadır Sağdaki kadının elinde Tanrının rahmetinin toplandığı bir kap vardır Türk Kadınının derin acısı içinde bile gururlu, ağır başlı ve azimli oluşu dile getirilmiştir

ASLAN HEYKEL GRUPLARI
Aslanlı yolun başlangıcından, ortadaki Tören meydanına kadar uzanan yolun her iki tarafına ikişerli gruplar halinde 24 adet aslan heykeli konulmuştur Bu heykeller Anadolu'da büyük bir devlet kurmuş Hititlerin üslubunda yapılmıştır Atatürk'ün Türk ve Anadolu tarihinin araştırılmasına verdiği önemden dolayı Hititlerin üslubu tercih edilmiştir 40 cm yükseklikteki kaide üzerinde oturmuş durumda olan aslanlar, Kuvveti ve sükuneti simgelemektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 08-08-2007   #2
the trrp2008
Varsayılan


ti you
Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 10-19-2007   #3
önder uçar
Varsayılan


anıtkabiri görmek isterdim ama kısmet olmadı şans işteee
Alıntı Yaparak Cevapla

Anıtkabir

Eski 10-02-2009   #4
Şengül Şirin
Icontr

Anıtkabir



ANITKABİR





Türk Kurtuluş Savaşı'nın ve Türk İnkılâplarının büyük önderi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, Türk vatanının bağımsızlığını kazanması için giriştiği savaş ve Türk milletini çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmak amacıyla gerçekleştirdiği inkılâplarla geçen yaşamı 57 yıl sürmüş ve Büyük Önder 10 Kasım 1938'de ebediyete intikal etmiştir
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'yi bütün kurumları ile çağdaş uygarlığın bir üyesi yapan, insanlık tarihine mal olmuş büyük bir önderdir O'nun yüceliğini her yönüyle temsil edecek, ilke ve inkılâpları ile çağdaşlaşmaya yönelik düşüncelerini yansıtacak bir anıtmezar yapma fikri, Atatürk'ü kaybetmenin derin hüznü içindeki Türk milletinin ortak isteği olarak belirmiş ve yapımına karar verilmiştir
RASATTEPE (ANITTEPE)

Anıtkabir yapılmadan önce rasat istasyonu bulunması dolayısıyla Anıttepe'nin ismi Rasattepe idi
Bu tepede, MÖ 12 yüzyılda Anadolu'da devlet kuran Frig uygarlığına ait tümülüsler (mezar yapıları) bulunmaktaydı Anıtkabir'in Rasattepe'de yapılmasına karar verildikten sonra bu tümülüslerin kaldırılması için arkeolojik kazılar yapıldı Bu tümülüslerden çıkarılan eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmektedir
ANITKABİR'İN İNŞAASI

Anıtkabir projesinin belirlenmesinden sonra, inşaatın başlayabilmesi için ilk aşamada kamulaştırılma çalışmalarına başlandı Anıtkabir'in inşaatı ise 9 Ekim 1944'de görkemli bir temel atma töreni ile başladı Anıtkabir'in inşası 9 yıllık bir süre içinde 4 aşamalı olarak yapılmıştır
Birinci Kısım İnşaat: 1944-1945
Toprak seviyesi ve aslanlı yolun istinat duvarının yapılmasını kapsayan birinci kısım inşaata 9 Ekim 1944'te başlamış ve 1945'te tamamlanmıştır
İkinci Kısım İnşaat: 1945-1950
Mozole ve tören meydanını çevreleyen yardımcı binaların yapılmasını kapsayan ikinci kısım inşaat 29 Eylül 1945'te başlamış, 8 Ağustos 1950'de tamamlanmıştır Bu aşamada inşaatın kâgir ve betonarme yapı sistemine göre, temel basıncının azaltılması göz önünde tutularak, anıt kütlesinin 'temel projesinin' hazırlanması kararlaştırılmıştır 1947 yılı sonuna kadar mozolenin temel kazısı ve izolasyonu tamamlanmış ve her türlü çöküntüleri engelleyecek olan 11 metre yüksekliğinde betonarme temel sisteminin demir montajı bitirilme aşamasına gelmiştir
Giriş kuleleri ile yol düzeninin önemli bir kısmı, fidanlık tesisi, ağaçlandırma çalışmaları ve arazinin sulama sisteminin büyük bir bölümü tamamlanmıştır
Üçüncü Kısım İnşaat: 1950
Anıtkabir üçüncü kısım inşaatı, anıta çıkan yollar, aslanlı yol, tören meydanı ve mozole üst döşemesinin taş kaplaması, merdiven basamaklarının yapılması, lahit taşının yerine konması ve tesisat işlerinin yapılmasını kapsıyordu
Dördüncü Kısım İnşaat: 1950-1953
Anıtkabir'in 4 kısım inşaatı ise şeref holü döşemesi, tonozlar alt döşemeleri ve şeref holü çevresi taş profilleri ile saçak süslemelerinin yapılmasını kapsıyordu Dördüncü kısım inşaat 20 Kasım 1950'de başlamış ve 1 Eylül 1953'te bitirilmiştir
'Anıtkabir Projesi'nde mozolenin kolonat üstünde yükselen tonoz bir bölüm vardı 4 Aralık 1951 tarihinde hükümet, şeref holünün 28 mlik yüksekliğinin azaltılması ile yapının daha çabuk bitirilmesinin mümkün olup olmadığını mimarlara sordu
Mimarlar yaptıkları çalışmalar sonunda şeref holünü taş bir tonoz yerine, bir betonarme tavan ile örtmenin mümkün olduğunu bildirdiler Böylece tonoz yapının zemine vereceği ağırlık ve bunun doğuracağı teknik mahzurlar da ortadan kalkıyordu
Anıtkabir yapımında beton üzerine dış kaplama malzemesi olarak kolay işlenebilen gözenekli, çeşitli renklerde traverten, mozole içi kaplamalarında ise mermer kullanılmıştır
Heykel grupları, aslan heykelleri ve mozole kolonlarında kullanılan beyaz travertenler Kayseri Pınarbaşı İlçesi'nden, kulenin iç duvarlarında kullanılan beyaz travertenler ise Polatlı ve Malıköy'den getirilmiştir Kayseri Boğazköprü mevkiinden getirilen siyah ve kırmızı travertenler tören meydanı ve kulelerin zemin döşemelerinde, Çankırı Eskipazar'dan getirilen sarı travertenler zafer kabartmaları, şeref holü dış, duvarları ve tören meydanını çevreleyen kolonların yapımında kullanılmıştır
Şeref holünün zemininde kullanılan krem, kırmızı ve siyah mermerler Çanakkale, Hatay ve Adana'dan, şeref holü iç yan duvarlarında kullanılan kaplan postu Afyon'dan, yeşil renk mermer Bilecik'ten getirilmiştir 40 ton ağırlığındaki yekpare lahit taşı Adana'nın Osmaniye İlçesi'nden, lahitin yan duvarlarını kaplayan beyaz mermer ise Afyon'dan getirilmiştir
ANITKABİR'İN MİMARİ ÖZELLİKLERİ

Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arası, 'II Ulusal Mimarlık Dönemi' olarak adlandırılır Bu dönemde daha çok anıtsal yönü ağır basan, simetriye önem veren, kesme taş malzemenin kullanıldığı binalar yapılmıştır Anıtkabir bu dönemin özelliklerini taşımaktadır
Bu dönem özellikleri ile birlikte Anıtkabir'de Selçuklu ve Osmanlı mimari özelliklerine ve süsleme öğelerine sıkça rastlanır
Örneğin dış cephelerde, duvarların çatı ile birleştiği yerde kuleleri dört yandan saran Selçuklu taş işçiliğinde testere dişi olarak adlandırılan bordür bulunmaktadır Ayrıca Anıtkabir'in bazı yerlerinde (Mehmetçik Kulesi, Müze Müdürlüğü) kullanılan çarkıfelek ve rozet denilen taş süslemeler Selçuklu ve Osmanlı sanatında da göze çarpmaktadır
Bütün bu özellikleriyle yapıldığı dönemin en iyi örneklerinden biri olan Anıtkabir yaklaşık 750000 m² lik bir alanı kaplamakta olup, Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılır
A- BARIŞ PARKI

Anıtkabir, Atatürk'ün 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' özdeyişinden ilham alınarak, çeşitli yabancı ülkelerden ve Türkiye'nin bazı bölgelerinden getirilen fidanlarla oluşturulan Barış Parkı içinde yükselmektedir
Afganistan, ABD, Almanya, Avusturya, Belçika, Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hindistan, Irak, İngiltere, İspanya, İsrail, İsveç, İtalya, Japonya, Kanada, Kıbrıs, Mısır, Norveç, Portekiz, Yugoslavya ve Yunanistan'dan çeşitli ağaç ve fidanlar getirilmiştir Bugün Barış Parkı'nda 104 ayrı türden yaklaşık 48500 adet süs ağacı, ağaççık ve süs bitkisi bulunmaktadır
B- ANIT BLOKU

Anıtkabir Anıt Bloku üç bölümden oluşmaktadır
1- Aslanlı Yol
2- Tören Meydanı
3- Mozole

Anıtkabir'e Tandoğan kapısından girildiğinde Barış Parkı içerisinde uzanan yoldan Aslanlı Yol başındaki 26 basamaklı geniş merdivenlere ulaşılır Merdivenin hemen başında karşılıklı olarak istiklal ve hürriyet kuleleri yer alır
Anıtkabir yapı topluluğu içinde, simetri gözetilerek yerleştirilmiş olan on adet kule vardır Bu kulelere ulusumuzun ve devletimizin oluşumunda büyük tesirleri olan yüce kavramları temsil eden isimler verilmiştir Kuleler, plan ve yapı bakımından birbirinin benzeridir Kareye yakın 12 x14 x7,20 m boyutlarında dikdörtgen plan üzerine kurulmuş olan kulelerin üzeri piramit biçiminde çatılarla örtülüdür Çatıların tepelerinde, eski Türk çadırlarında görülen tunç mızrak ucu vardır Eski Türk kilim desenlerinden alınmış geometrik süslemeler, fresk tekniğinde uygulanmıştır
Ayrıca kulelerin iç duvarlarında, o kulenin ismiyle ilgili bir kompozisyon ve Atatürk'ün özlü sözleri bulunmaktadır
İSTİKLAL KULESİ

Aslanlı yolun sağ başındaki İstiklal Kulesi'nin iç duvarlarında bulunan kabartmada, ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında bir kaya üzerine konmuş kartal figürü görülmektedir Kartal, mitolojide ve Selçuklu sanatında gücün, istiklâl ve bağımsızlığın sembolü olarak tasvir edilmiştir Kılıç tutan genç ise istiklali savunan Türk milletini temsil etmektedir Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir
Ayrıca kule duvarlarında yazı bordürü olarak Atatürk'ün istiklalle ilgili şu sözleri yer almaktadır:
'Ulusumuz en korkunç yok oluşla son buluyor gibi görünmüşken, tutsak edilmesine karşı evladını ayaklanmaya davet eden atalarının sesi, kalplerimiz içinde yükseldi ve bizi son Kurtuluş Savaşı'na çağırdı' (1921)
'Hayat demek savaşma, çarpışma demektir Hayatta başarı kesinlikle savaşta başarı kazanmakla mümkündür' (1927)
'Biz hayat ve bağımsızlık isteyen ulusuz ve yalnız ve ancak bunun için hayatımızı hiçe sayarız' (1921)
'İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur Türk ulusu, Türkiye'nin gelecekteki çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar' (1927)
'Bu ulus bağımsızlıktan yoksun olarak yaşamamıştır, yaşıyamaz ve yaşamıyacaktır, ya istiklal ya ölüm' (1919)
Kulenin içinde ise Anıtkabir maketi ile Anıtkabir'i tanıtıcı ışıklı panolar bulunmaktadır
HÜRRİYET KULESİ

Aslanlı Yol'un sol başında bulunan Hürriyet Kulesi içindeki kabartmada, elinde kağıt tutan melek figürü ile meleğin yanında şaha kalkmış bir at tasvir edilmiştir Melek figürü bağımsızlığın kutsallığını, elindeki kağıt 'Hürriyet Beyannamesi'ni sembolize etmektedir At figürü ise hürriyet ve bağımsızlık sembolüdür Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir
Kule duvarlarında Atatürk'ün hürriyet ile ilgili şu sözleri yazılıdır
'Esas, Türk ulusunun saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir işleme hak kazanamaz' (1927)
'Bence, bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın sürekli olarak bulunabilmesi kesinlikle o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olabilmesiyle mümkündür'
'Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayandığı ulusal egemenliktir'
'Bütün tarihsel yaşantımızda özgürlük ve bağımsızlığa sembol olmuş bir ulusuz'
Kule içinde Anıtkabir'in inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisi ve inşaatta kullanılan taş örnekleri bulunmaktadır
KADIN HEYKEL GRUBU

İstiklal kulesinin önünde, ulusal giysiler giymiş üç kadından oluşan bir heykel grubu vardır Bu kadınlardan kenarlardaki ikisi yere kadar uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır Başak demetlerinin meydana getirdiği çelenk bereketli yurdumuzu temsil etmektedir Soldaki kadın, ileri uzattığı elindeki kapla Atatürk'e tanrıdan rahmet dilemekte, ortadaki kadın eliyle yüzünü kapamış ağlamaktadır
Bu üçlü grup, Türk kadınlarının Atatürk'ün ölümünün derin acısı içinde bile gururlu, ağırbaşlı ve azimli oluşunu dile getirmektedir Heykel grubu Hüseyin Özkan'ın eseridir
ERKEK HEYKEL GRUBU

Hürriyet Kulesi'nin önünde üç erkekten oluşan heykel grubu vardır Sağdaki erkek başında miğferi ve kalın kaputu ile Türk askerini temsil ederken, onun yanında elinde kitabı ile Türk gençliğini ve aydın insanı, biraz gerisinde ise yerel kıyafetlerle Türk köylüsü temsil edilmiştir Her üç heykelin yüzünde derin acı ile Türk milletinin kendine özgü ağırbaşlılığı ve yüksek irade gücü dile getirilmiştir Heykel grubu, Hüseyin Özkan'ın eseridir
ASLANLI YOL

Ziyaretçileri Atatürk'ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 m uzunluğundaki yolun iki yanında oturmuş pozisyonda 24 aslan heykeli bulunmaktadır Atatürk'ün Türk ve Anadolu tarihine verdiği önem sebebiyle, Anadolu'da uygarlık kuran Hititlerin sanat üslubu ile yapılan aslan heykelleri kuvvet ve sükuneti temsil etmektedir Heykeller Hüseyin Özkan'ın eseridir
TÖREN MEYDANI

Aslanlı yolun sonunda yer alan tören meydanı 129 x84,25 m boyutlarındadır 15000 kişi kapasiteli bu alanın zemini, siyah, kırmızı, sarı ve beyaz renkte traverten taşlardan oluşan 373 adet halı ve kilim deseniyle bezenmiştir
MEHMETÇİK KULESİ

Aslanlı yolun bitiminde sağda Mehmetçik Kulesi yer almaktadır Kulenin dış yüzeyinde yer alan kabartmada, cepheye gitmekte olan Mehmetçiğin evinden ayrılışı ifade edilmektedir Bu komposizyonda, elini asker oğlunun omuzuna atmış onu vatan için savaşa gönderen hüzünlü, fakat gururlu anne tasvir edilmiştir Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir
Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Mehmetçik ve Türk kadınları hakkında söylediği özlü sözler yer almaktadır:
'Kahraman Türk eri Anadolu savaşlarının anlamını kavramış, yeni bir ülke ile savaşmıştır' (1921)
'Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ulusunda Anadolu köylü kadının üstünde kadın çalışmasından söz etmek imkânı yoktur' (1923)
'Bu ulusun çocuklarının özverileri, kahramanlıkları için ölçü birimi bulunamaz'
Kulenin içinde, Anıtkabir ve Atatürk ile ilgili çeşitli kitaplar ve hediyelik eşyalar ziyaretçilere sunulmaktadır
ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMİ KÜTÜPHANESİ

Mehmetçik ve Zafer kuleleri arasında yer alan, müze, kitaplık ve Kültürel Faaliyetler Müdürlüğü'nün içindeki birimde 'Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi' bulunmaktadır Atatürk, milli mücadele ve inkılâplar konulu Türkçe ve yabancı dillerde kitapların bulunduğu bir 'İhtisas Kütüphanesi' olarak, her kesimden araştırmacı ve okuyucuya hafta içi 0900-1230 / 1330-1700 saatleri arasında hizmet vermektedir
ZAFER KULESİ

Kulenin duvarlarında Atatürk'ün en önemli üç zaferinin tarihi ve zaferle ilgili özlü sözleri yazılıdır
Kule içinde Atatürk'ün naaşını 19 Kasım 1938'de İstanbul Dolmabahçe Sarayı'ndan alarak Sarayburnu'nda donanmaya teslim eden top arabası sergilenmektedir
İSMET İNÖNÜ'NÜN LAHTİ

Barış ve Zafer Kuleleri arasında yanları açık sütunların oluşturduğu galerinin ortasında 25 Aralık 1973 yılında vefat eden Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı, Türk Milli Mücadelesinin Batı Cephesi komutanı ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün sembolik lahdi bulunmaktadır Mezar odası alt kattadır
İsmet İnönü, Anıtkabir'e 28 Aralık 1973'te Bakanlar Kurulu Kararı ile defnedilmiştir
BARIŞ KULESİ

Kulenin iç duvarında Atatürk'ün 'Yurtta Barış, Dünyada Barış' ilkesini dile getiren bir kabartma kompozisyonu yer almaktadır Bu kabartmada çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan bir asker figür tasvir edilmiştir Bu asker barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan Türk ordusunu sembolize etmektedir Bu şekilde insanlar Türk ordusunun sağladığı huzur ortamı içinde günlük hayatlarını devam ettirmektedirler Kabartma, Nusret Suman'ın eseridir
Kule duvarlarında Atatürk'ün barış ile ilgili şu sözleri yer almaktadır
'Dünya vatandaşları kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir' (1935)
'Yurtta Barış, Cihanda Barış'
'Ulusun hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir' (1923)
Kulenin içinde ise Atatürk'ün 1935-1938 yılları arasında kullandığı Lincoln marka tören ve makam otomobilleri sergilenmektedir
23 NİSAN KULESİ

Kulenin iç duvarında 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışını temsil eden bir kabartma yer almaktadır Bu kabartmada, ayakta duran kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır Kadının diğer elinde Millet Meclisimizin açılışını simgeleyen bir anahtar bulunmaktadır Kabartma, Hakkı Atamulu'nun eseridir
Kule duvarlarında meclisin açılışıyla ilgili Atatürk'ün özlü sözleri yer almaktadır:
'Bir tek karar vardı: O da ulusal egemenliğe dayalı, hiçbir koşula bağlı olmayan bağımsız, yeni bir Türk Devleti kurmak' (1919)
'Türkiye Devletinin tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir'
'Bizim bakış açılarımız kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır'
Kulede Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında kullandığı Cadillac marka özel otomobili sergilenmektedir
BAYRAK DİREĞİ

Anıtkabir'in Çankaya yönündeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında, tek parçalı yüksek bir direk üzerinde Türk bayrağı dalgalanır Amerika'da özel olarak yaptırılan 3353 m yüksekliğindeki bu direk, Avrupa'daki tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseğidir Direğin 4 metresi kaidenin altında kalmaktadır Amerika'da yaşayan Türk asıllı Amerika vatandaşı Nazmi Cemal tarafından, kendi bayrak direği fabrikasında imal edilerek 1946 yılında Anıtkabir'e hediye edilmiştir Bayrak direğinin kaidesinde yer alan kabartmada, meşale Türk medeniyetini, kılıç taarruz gücünü, miğfer savunma gücünü, meşe dalı zaferi, zeytin dalı ise barışı simgelemektedir Türk bayrağı, ulusumuzun yurdunu savunma, zafer kazanma, barışı koruma ve uygarlık kurma gibi yüce değerleri üzerinde dalgalanmaktadır Kabartma Kenan Yontuç'un eseridir
MİSAK-I MİLLİ KULESİ

Müzenin girişindeki bu kulenin içinde bulunan kabartma, tek vücut olarak kenetlenmemizi sembolize etmektedir Kabartma, bir kılıç kabzası üzerinde üst üste konmuş dört elden ibarettir Bu komposizyon Türk vatanının kurtarılması için içilen millet andını ifade etmektedir Kabartma Nusret Suman'ın eseridir
Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Milli Misak ile ilgili şu sözleri yazılıdır:
'Kurtuluşumuzun genel kuralı olan ulusal andı tarih safhasına yazan ulusun demir elidir' (1923)
'Ulusal sınırlarımız içinde özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz' (1921)
'Ulusal benliği bulamayan uluslar başka ulusların avıdır' (1923)
Kulenin ortasında Anıtkabir'de icra edilen törenlere katılan heyetlerin özel defteri imzalamaları için imza kürsüsü yer almaktadır Müzenin girişi olan bu kulede bulunan aktüalite panolarında Anıtkabir'de yapılan önemli törenlere ait fotoğraflar da sergilenmektedir
ANITKABİR ATATÜRK MÜZESİ

Anıtkabir Proje Yarışması şartlarına uygun olarak, Misak-ı Milli ve İnkılâp kuleleri arasındaki bölüm müze olarak belirlenmiştir Bu amaçla 21 Haziran 1960'ta Anıtkabir Atatürk Müzesi açılmıştır Burada Atatürk'ün kullandığı eşyalar ve kendisine hediye edilen armağanlar ve giysileri teşhir edilmektedir
Müzede ayrıca Atatürk'ün madalya ve nişanları ile manevi evlatlarından A Afet İnan, Rukiye Erkin, Sabiha Gökçen'in müzeye armağan ettikleri Atatürk'e ait eşyalar sergilenmektedir
İNKILÂP KULESİ

Müzenin devamı olan bu kulede Atatürk'ün giydiği elbiseler sergilenmektedir Kulenin iç duvarında yer alan kabartmada zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek üzere olan bir meşale, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu'nu simgelemektedir Güçlü bir elin göklere doğru kaldırdığı ışıklar saçan diğer bir meşale ise, yeni Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk'ün Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için yaptığı inkılâpları simgelemektedir Kabartma Nusret Suman'ın eseridir
Kule duvarlarında Atatürk'ün inkılâplarla ilgili şu sözleri yazılıdır:
'Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse ilerlemesine, uygarlaşmasına teknik imkân ve bilimsel ihtimal yoktur'
'Biz ilhamlarımızı gökten ve bilinmeyen alemden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz'
Müzenin giysi bölümü olarak kullanılan bu kulede, Anadolu Üniversitesi eski rektörü Prof DrYılmaz Büyükerşen'in yaptığı Atatürk'ün gerçek boyutlarında balmumu heykeli bulunmaktadır
CUMHURİYET KULESİ

Sanat Galerisi'nin girişi olan bu kulenin duvarlarında Atatürk'ün Cumhuriyet ile ilgili şu özlü sözü bulunmaktadır
'En büyük gücümüz, en güvenilir dayanağımız, ulusal egemenliğimizi kavramış ve onu eylemli olarak halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur'
Kulenin içinde, Atatürk'ün öğrenim gördüğü Manastır Askeri İdadisi ile Sivas ve Erzurum Kongre binaları ve I TBMM binalarının maketleri ve o dönemlere ait fotoğraflar sergilenmektedir
SANAT GALERİSİ

Cumhuriyet Kulesi ve Müdafaa-i Hukuk Kuleleri arasında yer alan bu bölümde Atatürk'ün özel kitaplığı teşhir edilmektedir
Duvarlarda Atatürk'ü ziyaret etmiş olan yabancı devlet adamları ile Atatürk'ü birlikte tasvir eden yağlı boya tablolar bulunmaktadır Bu tablolar, ressam Rahmi Pehlivanlı'nın eseridir
Galeride ayrıca, Atatürk, Milli Mücadele ve Anıtkabir konulu belgesel filmlerin gösterildiği sinevizyon bölümü yer almaktadır
MÜDAFAA-İ HUKUK KULESİ

Bu kule duvarının dış yüzeyinde yer alan kabartmada, Kurtuluş Savaşımızda ulusal birliğimizin temeli olan Müdafaa-i Hukuk dile getirilmektedir Kabartmada, bir elinde kılıç tutarken diğer elini ileri uzatmış sınırlarımızı geçen düşmana 'Dur!' diyen bir erkek figür tasvir edilmiştir İleri uzatılan elin altında bulunan ulu ağaç yurdumuzu, onu koruyan erkek figürü ise kurtuluş amacıyla birleşmiş olan milletimizi temsil etmektedir Kabartma Nusret Suman'ın eseridir
Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği sözler yer almaktadır:
'Ulusal gücü etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır' (1919)
'Ulus bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına şahsen kendisi sahip çıkacaktır' (1923)
'Tarih, bir ulusun kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez' (1919)
'Türk ulusunun kalbinden, vicdanından doğan ve onu esinlendiren en esaslı, en belirgin istek ve iman belli olmuştu: Kurtuluş' (1927)
Kulenin içinde 'Atatürk ve Milli Mücadele' konulu periyodik sergiler düzenlenmektedir Ayrıca Atatürk'ün öğrenim gördüğü Harbiye Mektebi'nin maketi bulunmaktadır
SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ KONULU KABARTMA

Komposizyonun sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek bulunmaktadırBunlar, savaşın ilk döneminde düşman saldırıları karşısında evlerini bırakıp yurt savunması için yollara düşmüştür Sağdaki delikanlı arkaya dönmüş, sol elini kaldırıp yumruğunu sıkarak düşmanlara, 'Bir gün döneceğiz ve sizden öcümüzü alacağız' demektedir
Bu üçlü grubun önünde çamura batmış bir araba, çabalayan atlar, tekerleği döndürmeye çalışan bir erkek ve iki kadın ile ayakta bir yiğit ve ona bir kılıç sunan diz çökmüş bir kadın vardır Bu grup figürleri, Sakarya Muharebesi başlamadan önceki dönemi temsil etmektedir Bu grubun solunda, yere oturmuş iki kadın ve bir çocuk, düşman istilası altında, Türk ordusunu bekleyen halkımızı simgelemektedir Bu halkın üzerinden uçarak Başkomutan Mustafa Kemal'e çelenk sunan bir zafer meleği vardır
Komposizyonun sonunda yere oturan kadın vatan anayı, diz çöken genç Sakarya Meydan Muharebesi'ni kazanan Türk ordusunu, meşe ağacı ise zaferi simgelemektedir Vatan ana, Türk ordusunun zaferinin simgesi olan meşe ağacını göstermektedir Kabartma İlhan Koman'ın eseridir
BAŞKOMUTAN MEYDAN MUHAREBESİ KONULU KABARTMA

Komposizyonun solunda yer alan ve bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve bir attan oluşan grup milletçe savaşa hazırlık dönemini temsil etmektedir Sonraki bölümde, Atatürk bir elini ileri uzatmış ve 'Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!' diyerek ordularımıza hedefi göstermektedir Öndeki melek, Ata'nın emrini borusu ile uzak ufuklara iletmektedir Bundan sonraki bölümüde, Atatürk'ün emrini yerine getiren Türk ordusunun fedakarlıklarını ve kahramanlıklarını temsil eden kabartmada, vurulup düşen bir erin elindeki bayrağı kavrayan bir yiğit ile siperde ellerinde kalkan ve kılıçlı bir asker Türk ordusunun taarruzunu sembolize etmektedir Önde ise elinde Türk bayrağı ile Türk ordusunu çağıran zafer meleği bulunmaktadır Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir
MOZOLE

Anıtkabir'in en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin ortasında 'hitabet kürsüsü' yer almaktadır Mermer kürsünün tören meydanı cephesi dairesel geometrik motiflerle süslü olup, ortasında Atatürk'ün 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' sözü yazılıdır Kürsü Kenan Yontuç'un eseridir
Mozole 72x52x17 m boyutlarında uzunca dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş olup, ön ve arka sekiz, yan cepheler ise 1440 m yüksekliğinde ondört kolonatla çevrelenmiştir Mozole cephesinde, solda Atatürk'ün Türk gençliğine hitabı, sağda ise Cumhuriyet'in kuruluşunun 10 yıldönümünde söylediği nutku yer almaktadır Harfler taş kabartma üzerine altın yaldızlarla yazılmıştır
ŞEREF HOLÜ

Şeref holüne bronz kapılardan girilir Girişte sağda Atatürk'ün 29 Ekim 1938 tarihli Türk ordusuna son mesajı, solda ise 2 Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Atatürk'ün ölümü üzerine yayınladığı 21 Kasım 1938 tarihli Türk milletine taziye mesajı yer almaktadır Bu iki yazıt Atatürk'ün doğumunun 100 yılı olan 1981'de yazılmıştır
Girişin tam karşısında büyük pencerenin yer aldığı nişin içinde, Atatürk'ün sembolik lahdi bulunmaktadır Lahit taşı tek parça kırmızı mermer olup 40 ton ağırlığındadır Lahit taşının yer aldığı bölüm ise beyaz Afyon mermeri ile kaplıdır Şeref holünün zemini Adana ve Hatay'dan, yan duvarları ise Afyon ve Bilecik'ten getirilen kırmızı, siyah, yeşil ve kaplan postu mermerlerle kaplanmıştır
Şeref holünün 27 kirişten oluşan tavanı ile yan galeri tavanları mozaik ile süslenmiştir Şeref holünün yüksekliği 17 m olup, yan duvarlarında altışardan 12 adet bronz meşale bulunmaktadır Mozole yapısının üstü, düz kurşun çatı ile örtülüdür
MEZAR ODASI

Atatürk'ün aziz naaşı, mozolenin zemin katında doğrudan doğruya toprağa kazılmış bir mezarda bulunmaktadır Mozolenin birinci katı olan şeref holündeki sembolik lahit taşının tam altında bulunan mezar odası Selçuklu ve Osmanlı mimari stilinde sekizgen planlı olup, piramidal külahlı, tavanı geometrik motifli mozaiklerle süslenmiştir Zemin ve duvarlar siyah, beyaz, kırmızı mermerlerle kaplanmıştır Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı mermer sanduka yer almaktadır Mermer sandukanın çevresinde bütün illerden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gönderilen toprakların konulduğu pirinç vazolar bulunmaktadır
ALAGÖZ KARARGÂH MÜZESİ

Sakarya Savaşı'nda düşmanın Polatlı yakınlarına kadar ilerlemesi üzerine Batı Cephesi Komutanlığı, Ankara-Polatlı arasındaki Alagöz Köyü'nü Cephe Karargâhı olarak seçmiştir Bu köyün halkından, Türkoğlu Ali Ağa'ya ait çiftlik evi karargâh olarak kullanılmıştır
Sakarya Savaşı'nın bitiminde bina, sahipleri olan Ali Türkoğlu ve oğulları tarafından 1965 yılına kadar ev olarak kullanılmıştır 1965 yılında varisleri tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmiştir 1967 yılında, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan Anıtkabir Müze Müdürlüğü'ne devredilen binanın, restorasyonu yapılarak müze haline getirilmiştir
10 Kasım 1968 tarihinde sadece üst katı tanzim edilerek teşhire açılmış, alt kat odaları ise 1983 yılında yapılan yeni bir düzenlemeyle teşhire açılmıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.