![]() |
Yarı Şaka Yarı Ciddi.. |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yarı Şaka Yarı Ciddi..Yarı Şaka Yarı Ciddi Yarı şaka, yarı tıbbî! Ahmet Turan Alkan Yer, Gaziantep Çocuk Hastanesi Acil Polikliniği; aşağıdaki konuşmalar, âcil nöbeti tutan doktorla, ‘âcil’ hasta yakınları arasında geçiyor ![]() -Çocuk “R”leri söyleyemiyor! -Ben K’ları söyleyemeyenlere bakıyorum; R’lere bakan doktor saat 9’da gelecek! * İkinci vak’a şöyle: -Ne şikâyeti var çocuğun? -Beden dersinde dombalak (takla) aşamıyor; rapor almaya geldim! * Sonraki vak’aya geçiyoruz: -Çocuğun nesi var? -Altı parmağı! -İyi hoş da, bu bebek en az üç aylık; daha önce başka doktorlara, ortopedicilere göstermediniz mi? Gecenin bu saatinde bu ne iş? -Bir de sen gör hocam! -Hadi hadi iyi geceler, hatta sabahlar! * Sonraki vak’a: -Nesi var hanım kızın? -Kaşınıyor ![]() ![]() ![]() -Ne zamandan beri? -Üç aydır! -Bu çocuk uyuz olmuş, niçin daha önce gelmediniz? -Bu gece kaşıntısı fazla oldu da! * Son vak’a: -Çocuğun şikâyeti nedir? -Onun şikâyeti yoktur, benim şikâyetim vardır ![]() -Senin şikâyetin nedir? -Çocuğu kucağıma aldığım zaman döşümün kıllarını yoluyor; döşümde hiç kıl kalmamıştır! -Çocuğu bir süre kucağına almazsan, kıllar tekrar yerine gelir! -Sahi yahu, bak bu aklıma hiç gelmemiştir! ![]() ![]() ![]() Diyeceksiniz ki şimdi, “nereden biliyorsun, orada mıydın?” Elbette değildim fakat şahidim birinci elden, gayet güvenilir biri: Dr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kitapta sağlık meselemizle ilgili gayet ironik ama maalesef doğruluğundan şüphe duyamayacağımız örnek-olaylar yer alıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayaz diye bir köyden bahsediyor Dr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her çarşamba öğleden sonra belediyenin ambulansına doluşan sağlık ekibi, tarama seferi esnasında bu köye de uğruyor, hastaları muayene ediyor ![]() ![]() ![]() ![]() Muayeneye her defasında aynı adamlar gelmekte ve her gelen aynı dertten şikayetlenerek “k ![]() ![]() ![]() ![]() Doktor, nokta nokta ile geçiştirdiğimiz ve oturduğumuz esnada leğen kemiklerimizin zedelenmemesini sağlayan bu uzvun, gerçek anlamının ötesinde, resmen ve alenen “bacak” mânâsına geldiğini çok sonraları öğrenecektir ![]() Ne var ki doktor-yazarımız, daha sonraları nedense hep aynı “yeri” ağrıyan hastaları hakkında başka bir şey daha öğreniyor: Yazılan reçetelerin hiçbiri eczaneye gitmemekte, sağlık ekibi köyden ayrıldıktan sonra o’ssaat bir güzel çöplüğe atılmaktadır! Köyün yaşlıları, sağlık ekibinin haftalık tarama ziyaretlerini bir nevi sosyal faaliyet olarak kabul etmişlerdir; muayene faslı işin merasimidir ![]() ![]() ![]() ![]() Doktor bunu öğrenince biraz bozulmuş olmalı ki, ambulansın şoförünü kenara çekip sıkı sıkıya tembih veriyor: -Bak kaptan, yokuş yukarı doğru Ayaz köyüne tırmanırken motoru rölantiye alacaksın, siren çalmayacaksın ve köyün içine girince de tekerleklerin ucuna basa basa ilerleyeceksin; böylece hiç ses çıkmayacak! Ambulans şoförü, “tamam ama doktor bey” diyor, -Motor rölantide iken sadece yokuş aşağı gidilebilir; yokuş yukarı çıkılamaz ki? ![]() ![]() -İyi ya, diyor doktor, “Motor rölantide iken yokuş aşağı ben de araba sürerim; rölantide rampa çıkamazsan senin usta şoför olduğun nereden belli olacak?” -Anladım, diyor şoför ![]() O günden sonra işi rölantiye alıp köye yapılan mutad tarama ziyaretlerine son veriliyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tıbbiye’den ara sıra hekim çıktığının en bariz misâllerinden birini teşkil eden Osman Çelikoğlu’nu bu latif eseri kaleme aldığı için tebrik ederim ![]() ![]() alıntı |
![]() |
![]() |
|