Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kitap Dünyası

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
geçidi, güvercin

Güvercin Geçidi

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Güvercin Geçidi






"Muhasır Vadisi'ni geçen Âdem'in şanslı çocukları, gene kutlu bir vadi olan Mina'da ölüyorlardı Firdevs Cenneti'ne talip olanlar için aşılması gereken son bir geçit vardı:
Güvercin Geçidi

Muaysım Tüneli artık bir geçitti
Güvercin Geçidi'ydi?

Üzeri hâlâ küllenmemiş bir acımız: 1990 Yılı Hac Faciası Olay, bir bayram kuşluğunda, Mina Vadisi'ndeki Muaysım Tüneli'nde meydana gelmişti

İbadet sırasında yaşanan bu büyük facianın tanığı olan yazar, anlamlı bir hayatı ve onun ardından gelen güzel bir sonu bu romanda ölümsüzleştirdi

Hayat ve ölüm güzellemesi olan Güvercin Geçidi'ni severek okuyacaksınız

Yıllar Önce okumuştum bu kitabı kardeşler Merhum Şerif Benekçi'nin etkileyici eserlerinden birisi

Alıntı Yaparak Cevapla

Güvercin Geçidi

Eski 07-16-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Güvercin Geçidi






Mehmet Nuri YARDIM • 44 Sayı / EDEBİYAT GÜNDEMİ




Şerif Benekçi’yi kaç kişi tanır edebiyat dünyamızda? Kaç meraklının ilgi alanına girmiştir? Onun romanları üzerinde kaç öğrenci tez hazırlamış, kaç yazar eserlerine dâir yazı kaleme almıştır? Bunlar hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değilim, yalnız şundan eminim ki, o hak ettiği ilgiyi görememiş bir romancı olarak yaşarken de yitiklerimiz arasındaydı Bilmiyorum, bundan dolayı kaç edebiyat tenkitçisi vicdan azabı çekecek?


Şerif Benekçi 1952’de Kütahya Gediz’in Muhipler Köyü’nde doğmuştu Ankara İmam Hatip Okulu orta kısmında okumuş, Kütahya Lisesi’ni tamamlamıştı 1973’te Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyal Bilimler Bölümü’nden 1995 yılında mezun olmuştu Federal Almanya’da Goethe Enstitüsü’nde, Türkiye’ye döndükten sonra ODTÜ İdari Bilimler Fakültesi ve Erzurum Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde de bir süre okumuştu 1976-77 yılları arasında Devlet İstatistik Enstitüsü’nde tercüman ve anketör, 1978’de Gümrük ve Tekel Bakanlığı’nda Daire Müdürü olarak çalıştıktan sonra Gediz’de serbest ticaretle uğraşmıştı 1983-85 yılları arasında Kütahya’da tercüman olmuş, İstanbul’da ise İmam Hatip olarak görev yapmıştı


İlk hikâyesi “Toprağın Türküsü” (1970) ve ilk romanı “Dikenli Topraklar” Kütahya’da yayımlanan Dumlupınar Gazetesi’nde neşredilmişti Daha sonraki yıllarda deneme ve hikâyeleri Yağmur (Erzurum), Türk Edebiyatı, Devlet ve Töre dergilerinde çıktı Yabancı Açlıklar adlı roman dosyasıyla 1977 Dündar Taşer Roman Armağanı özendirme ödülünü kazandı Türkiye Yazarlar Birliği üyesiydi


Yayımlanmış altı romanı vardı: “Şimdi Ağlamak Vakti” (1986), “Emin ile Selim” (1987), “Bir Şafak Yürüyüşü” (1988), “Kumsalı Olmayan Ada” (1990), “Güvercin Geçidi” (1991), “Kırlangıçlar Erken Göçtü” (Emin ile Selim’in ikinci yazılışı, 1996) Benekçi, Mehmet Doğru ile 2000 yılında “Peygamber Efendimiz’in Hayatı”nı kaleme almıştı Ayrıca Damla Yayınları’na birçok okul sözlüğü ve dil kitabı hazırlamıştı Bir ara görüştüğümüzde bu kitapları hazırlamanın kendisine çok şey kattığını, Türkçe’sinin zenginleşmesinde bu çalışmaların önemli bir rol oynadıklarını söylemişti


Benekçi ile 1985 yılında tanışmıştık Daha sonraki yıllarda bu dostluk devam etti Tatlı bir sohbeti vardı İstanbul’da Beyazıt’ta Saraç İshak Camii’nin imam ve hatibiydi Bazen gazeteden arkadaşlarla birlikte onu ziyaret ederdik Namazdan sonra caminin küçük bahçesinde derin felsefî, edebî sohbetlere dalardık Bu mini gezilere Olcay Yazıcı, Ahmet Tüzün ve Şaban Petek’le birlikte katılırdım


Ben o yıllarda Türkiye Gazetesi’nde sanat röportajları yapıyordum Şerif Bey’in kendisini edebiyat dünyasına tanıtan ilk romanı “Şimdi Ağlamak Vakti” henüz yayımlanmıştı İdealist bir öğretmenin, yani Orhan Ardıçlı’nın köydeki mücadele dolu hayatını ve başarısını anlatan bu roman çok hoşuma gitmişti… Orhan Ardıçlı aslında Şerif Benekçi’ydi Yani birçok romancı gibi ilk romanında kendisini, çevresini, fikirlerini ve ideallerini anlatmıştı


Karşılaştığımızda “İlk romanım hakkında benimle ilk mülâkatı yaparak bana cesaret vermiştin” demiş ve teşekkür etmişti Ama ben bunun bir vazife olduğunu söyledim Bu uzun konuşma daha sonra “Romancılar Konuşuyor” da kitabına girdi


Şerif Bey İstanbul’da ikamet ettiği yıllarda görüşürdük Son olarak 1996 veya 97 yıllarıydı sanırım İki edebiyatçı arkadaşla Fındıkzade’de kurduğumuz ve bir sene sonra kapattığımız İstanbul Yayıncılık isimli şirketimizin idarehanesine, bizi kutlamak için gelmişti Kızı da yanındaydı Uzun uzadıya sohbet ettik Sonra İstanbul’dan koptu, Anadolu’ya yerleşti Son olarak Gediz’e yerleştiğini öğrendim Ama bir türlü görüşmek nasip olmamıştı


“Gediz’in efsunlu şırıltısını” romanlarında hissettiğimiz Şerif Benekçi’yi Kütahyalılar, Gedizliler çok seviyordu Ama İstanbul’da da, Türkiye’nin muhtelif şehirlerinde de tanıyanları, sevenleri var


Şerif Benekçi vefat etti Ardından iyi bir aile, hüzünlü bir eş, akıllı çocuklar, bir çok hikâye, roman, ders kitabı, unutulmaz hâtıralar ve yüreklerde sevgisini bıraktı Bir de sevgili Peygamberimiz hakkında bir eser, siyer-i nebi Romanında “Şimdi Ağlamak Vakti” diyordu Biz de şimdi Benekçi’ye dua vaktidir diyoruz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.