Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Kişisel Gelişim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
başarının, doğru, düşünmenin, noktaları, püf

Doğru Düşünmenin Ve Başarının Püf Noktaları

Eski 07-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Doğru Düşünmenin Ve Başarının Püf Noktaları



Sebebi ne olursa olsun, sık sık düzeltilen sözlerin altında yatan gerçek sebep, DOĞRU DÜŞÜNMEMEK tir… Hatta hiç düşünmemek… Bunlar, ya iyice düşünülmeden konuşulmuş sözlerdir ya da duygusallığın aklı bastırdığı anlarda ağızlardan çıkanlardır…Özellikle son zamanlarda bu düşünme özürlülük çok yaygınlaştı
Öyleyse konuşmak için ağzımızdan önce beynimizi kullanmalıyız Yani, önce düşünmeli, sonra konuşmalıyız… Yetmiyorsa, bir daha, bir daha düşünmeli ve sonra söz söylemeliyiz
Aksi halde, yanlış anlaşılan sözler üzerine kurulan düşünce dünyası çürük temellere oturtuluyor demektir Böylece, “bilgi sahibi olmaktan fikir sahibi olmak” garabeti gerçekleşiyor
Başka bir ifadeyle, yanlış bilgi yanlış düşünmeyi üretiyor… Yanlış düşünce de başka yeni alışkanlıkları doğuruyor Yanlış düşünceden yanlış bilgi, yanlış bilgiden de yanlış düşünce ürüyor
Bugün ülkemizde yaşadığımız en üzüntü verici yanlışlık budur
***
Öce düşün, sonra konuş… Bu cümleyi en çok göreceğimiz bir yere asmalıyız… Düşünce üreten beynimiz de ağzımızdan yukarıda yaratılmıştır Bu yaratılış bile, beynin ağzı denetlemesi gerektiğini göstermiyor mu?
Sözü güzelleştiren düşüncedir
Pascal, “İnsana büyüklük veren şey, düşüncedir” diyor Aklımızın temel fonksiyonu olan düşünceyle başka varlıklardan ayrılıyoruz ve üstünleşiyoruz
Fakat, onu gereği gibi kullanıyor muyuz?
Doğru düşünebiliyor muyuz?
Doğru düşünebilmek için ne yapmalıyız?
Doğru düşünebilmek için, doğru bilgilenmek gerekir Doğru bilgilenmek konusunda samimi olmak gerekir
Samimiyetle öğrenmek isteyen insan, okur, araştırır, dinler, gözlem yapar, sorar…
Ancak bütün bunlardan önce, doğru düşünmenin çok mühim bir ön şartı vardır Doğru düşünmenin olmazsa olmaz ön şartı: ÖNYARGISIZ olmaktır…
İnsan eğer bir konuda doğru düşünceye ulaşmak istiyorsa, tarafsız bir biçimde ve hüküm vermeden işe başlamalıdır Daha önceki yargılarından kurtulamayan ve ancak verdiği hükmü onaylatmak için uğraşan insan, doğru düşünemez
Einstein’ın deyişiyle, “Önyargıyı ortadan kaldırmak, atomu parçalamaktan daha zordur
Bu zoru aşabilenler, cins kafalardır Bunlardan biri olan Schiller, bir mektubunda şöyle der:
“Bulunduğumuz yerler ayrı, gerçek dünya ilişkilerinin gerektirdiği ayrım da büyük olunca, DÜŞÜNCE ALANINDA ÖNYARGILARA SAPLANMAYAN düşüncelerinizle aynı sonuçta buluşmamız, benim için ne beklenmedik bir sevinç olacak!
***
Doğru düşünceyi, dolayısıyla başarıyı engelleyen önyargı niçin oluşur?
Önyargıyı oluşturan ya husumet, ya muhabbet, ya da çıkar düşünceleridir
Gereksiz ve gerçeksiz korku ve evham da, katı önyargılar oluşturur
Aşırı sevgi gözü kör eder Özellikle kusurlar, sevgiyle bakana görünmez Düşmanlık ve husumet ise, hep kötülükleri görür ve abartır
İhtirasla bir çıkar peşine düşmüş açgözlü, hedefe gidişini zorunlu kılar önyargılar oluşturmaya ihtiyaç duyar
***
Hain korkak olur Olmayacak konulardan korku üretir Evhamın esiri olan bu çeşit insanların da doğru düşünebilmesi imkansızdır Düşünebilmek için durmak gerek… İstikrar, huzur ve güven, doğru düşünme ortamının zaruri şartlarıdır
Ortaçağ’da Avrupa’da iki komşu kral yaşamış… Bu iki kral birbirleriyle hiç dost olamamış, hep kavga etmişler, savaşmışlar Birbirleri hakkında çevirmedikleri dolap, başvurmadıkları entrika kalmamış… Hep birbirlerini kollamışlar…
Günün birinde bu krallardan biri ölmüş… Ötekisi haber alınca, hemen şu emri vermiş:
“Araştırın bakalım, niçin öldü? Maksadı nedir? Ne yapmak istiyor?”
***
Doğru düşünmenin temel kurallarını gösteren ilim, mantıktır Mantık ilmi, düşünce yolunun doğru kurallarını gösteren trafik işaretleridir Mesela, iki kere iki dört eder Su 100 derecede kaynar, hükmü de tecrübenin sonucudur Binlerce deneyin sonucunda varılmış doğrular, düşüncemizin temelindeki önemli köşe taşlarıdır
***
Doğru düşünmek, aynı dili konuşan insanlar arasında gelişir Aynı kelimeden aynı manayı çıkaran insanlar, birbirinin düşüncesine katkıda bulunarak fikir üretebilirler
Kavramlara ayrı ve aykırı anlamlar yüklemek bugün de önemli düşünce kavgalarına sebep olmaktadır Bu bakımdan Sokrat’ın şu sözü hala geçerliliğini korumaktadır:
“KAVRAMLARIN ANLAMLARI ÜZERİNDE ANLAŞABİLSEYDİK, ASLA KAVGA ETMEZDİK
Özellikle de sloganlaşmış kavramlar, doğru düşüncenin yolunu kesen eşkıyalardır Bir isim, bir kelime, büyük gerçeklerin üzerini örten kara katranlar gibi olabilmektedir Bu gerçeği rahmetli Profesör Ülgener, “slogan putçuluğu” olarak tanımlamaktadır
Sloganların empoze ettiği putlara takılanlar, düşünmek külfetinden kurtulmaktadırlar
Düşünmek olmayınca da değişmek imkansızlaşıyor Böylesine hızlı değişen bir dünyada değişmemek insanı toplum dışına atıyor Geride bırakıyor, gerici yapıyor Oysa ki, “Düşüncelerini değiştirmeyenler, yalnız aptallarla, ölülerdir
***
Düşüncenin önünü kesen önemli bir aydın oyunu da, yeni ve anlaşılmaz kelimeler icat etmektir Dili bozma pahasına, yepyeni bir kuş dili uydurup, sanki çok önemli şeyler söylüyormuş havasını vermek… Ya da bir yabancı dili, özellikle de İngilizce’yi ana dili içine sokuşturmak ve bununla sığlığını, basitliğini, bilgisizliğini örtmek, gizlemek ve entel takılmaya çalışmak…
***
Düşünceyi idam sehpasında sallandıran bir üslup da, politikacılara aittir Bir çok laf edip hiçbir şey söylememek… Konuşup konuşup hiçbir şey dememek…
Gerçi şimdi birçok TV ve radyo programı da sadece gevezelikten ibaret hale gelmiş bulunmaktadır
İspanya’ya yıllarca hakim olmuş Franko ise, tebaasını düşündürtmemek için, yüzbinlik beşikler kullanmış… İnsanlar stadyumlarda, arenalarda çığlık çığlığa tezahüratlar yaparken düşünmemişler Haftanın diğer günlerinde de, seyrettiklerinin tartışmasını yapmaktan düşünmeye zamanları kalmamış…
İnsanımızı düşündürebilmek için, ezbercilikten kurtarmak gerekir Düşüncenin ifadesini suç olmaktan çıkarmak gerekir Bir başka gereklilik de, okuma alışkanlığı kazandırmaktır Hem kitapla barışmak, hem de kendisi de dahil olmak üzere bütün tabiatı, kainatı doğru okutmak elzemdir Aksi halde, üstünkörü, alelacele, yarım yamalak okumalarla YARI AYDINLAR, hatta ÇEYREK AYDINLAR yetişir
Bu tip insanlar ise, düşünceyi boğan, kendi fikri yeteneksizliklerini başkalarında görmek isteyen bir psikolojinin sahibidirler
***
Düşünce sormak ve sorgulamakla gelişir, oluşur, mükemmelleşir Bunun için de, insanın tam bir hürriyet içinde yaşaması şarttır
Düşünceyi geliştirecek ve doğrultacak bir önemli etken de, fikrin para etmesidir
Marifet iltifata tabidir Müşterisiz **** zayidir
Tarihimizde ilim, fikir ve sanat eserlerinin altınla tartıldığı dönemler olmuş… Her bakımdan altın devirler…
Bu bakımdan maddi ve manevi bir itibar makamı verilirse, doğru ve faydalı düşünce, kafaları yeniden aydınlatmaya ve bütün göz bağcıkları, sahtekarlıkları, aldatmacaları kovmaya başlayacaktır

VEHBİ VAKKASOĞLU



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.