Kendini Aldatanın &Quot;İçtenliksiz İçtenliği&Quot; |
07-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kendini Aldatanın &Quot;İçtenliksiz İçtenliği&Quot;İçtenlik: Samimi, içten olma durumu, içten davranış, samimiyet (TDK sözlüğü) Kendini aldatma: Varoluşçu Sartre’ın felsefesinde, kişinin, öznenin seçme özgürlüğüne sahip olduğunu kabul etmemesi ya da kendisine seçme şansı, tercihte bulunma hakkı tanımaması ve böylelikle de karar vermenin, seçmenin kendisine yüklediği iç sıkıntısından, boğuntudan kaçınması durumu Kendini aldatmayı, kişinin, kendi kendisini öne sürememesi, kendisi hakkında doğru olanı kabul etmemesi ve böylelikle kendisine karşı dürüst olamaması hali olarak tanımlayan Sartre, kendini aldatan kişinin kendisine gereken değeri veremediğini, kendisine güvenemediğini, varoluşuna değer ve anlam yükleyemediği için, varolan şeyler arasında herhangi bir şey olup çıktığını öne sürer ( Ahmet Cevizci- Paradigma Felsefe Sözlüğü) Camus “Düşüş” isimli eserinde kendini aldatma temasını şöyle işliyor kendime dair uzun araştırmalardan sonra, insanoğlundaki temel iki yüzlülüğü ortaya çıkardım O zaman belleğimdeki derin araştırmanın bir sonucu olarak anladım ki, tevazu parlamama, alçakgönüllülük fethetmeme ve erdem bastırmama yardım ediyor(s84) örneğin sokakta körleri itip kakmayı düşündüm; ve bunun bana verdiği gizli, beklenmedik neşe, ruhumun bir parçasının onlardan ne kadar tiksindiğini bana gösterdi(s91) jacques Riviere ise “içimizdeki aldatıcı ilke” üzerine yaptığı gözleminde şöyle diyor Bu ilkenin varlığından ve faaliyetinden haberdar olmadan ve onun düzenlerine karşı hazırlanmadan insanın duyguları üzerine çalışmaya koyulmak, bir sondaj aleti olmadan, sadece suyun yüzeyine bakarak, denizin derinliklerinin yapısını anlamaya çalışmak gibidir (s 181) Bulwer-Lytton ise “ Kişi en kolay kendini kandırır” diyor Kendini aldatmaya ilişkin olarak karanlıkta kalan noktalar, bir kişi olmanın, kendini tanımanın ve sorumlu bir şekilde hareket etmenin ne olduğuna ilişkin anlayışımızı sakatlıyor İster kendimizi ya da başkalarını ahlaki olarak değerlendirirken, ister mahkemede, isterse gündelik yaşamda, söz konusu kişinin kendini aldattığını kabul ettiğimizde kafamız karışıyor Çünkü kişi aldatan olarak, içtenliksizdir, suçludur; öte yandan hakikaten aldatılan olarak, masum kurbandır Bu durumda hem fail hem de mağdur olan kendini aldatan kişiyi nasıl değerlendireceğiz? “içtenlik”i tanımladık, “kendini aldatma”yı tanımladık Üzerine başka tanımlar da yapılabilir kuşkusuz “Kendini aldatma kavramı” öylesine paradokslar içeriyor ki, bu zamana kadar bu kavramı açıklama girişimleri bir sonuç vermemiş gibi Burada bir sonuçtan ziyade tekrar “Kendi üzerimize, düşüncelerimiz üzerine düşünürken” bu kavrama da dikkat çekelim istedim Alıntılar, Herbert Fingarette’in “Kendini aldatma” isimli kitabından |
|