Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Bayanlara Özel

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
antifosfolipid, sendromu

Antifosfolipid Sendromu

Eski 07-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Antifosfolipid Sendromu



Antifosfolipid Sendromu

İlk kez 1983 yılında Hughes ve ark tarafından tanımlanan antifosfolipid sendromu (APS) fosfolipidlere karşı antikorların (aPL) oluşması ile ortaya çıkan ve yaygın arteryel ve venöz trombozlarla seyreden bir klinik tablodur Hastalığa ait özellikler arasında iskemik serebral atak, livedo retikularis, pulmoner hipertansiyon ve habituel abortuslar bulunmaktadır Ayrıca labil hipertansiyon, migren, epilepsi, transvers miyelopati, trombositopeni ve oküler iskemiye de rastlanılmaktadır Antifosfolipid sendromun (APS) etiyolojisi halen araştırılmaktadır Trombozun etiolojik faktörleri olan oral kontraseptif, sigara kullanımı ve diyetteki lipidlerin aPL oluşumu ile ilgili olup olmadığı bilinmemektedir Antifosfolipid antikorları pozitif olan aileler bulunmaktadır ve HLA çalışmaları DR7, DR4, ve DOw7 + DRw53 alloantijenleri ve aPL arasında bir ilişki olduğu gösterilmiştir


KLİNİK TABLO


Klinik açıdan APS subakut ve akut olmak üzere, iki farklı şekilde seyretmektedir Subakut formu rekürran migren, vizüel bozukluklar, derin ven trombozu ve habituel abortuslar, akut formu ise ağır kalp-kapak yetersizliği, trombositopeni, ağır iskemik atak ve yaygın tromboz gibi klinik tabloları ile kendini göstermektedir Sendromun en önemli eşlik eden özelliği hem venöz, hem de arteriyel trombozun görülmesidir Arteriyel trombozun mevcudiyeti sendromun diğer hiperkoagulabilite hastalıklarından ayırt edilmesini sağlar Tromboz her çaptaki damarları etkileyebilir - bunların arasında aort kavsi, karotid arterler, pulmoner damarlar ve küçük cilt damarları bulunmaktadır Antikorların varlığı yıllar, belki de tüm yaşam boyunca devam eder Bu nedenle en önemli sorulardan biri akut tromboz gelişmesine hangi ek faktörlerin yol açtığıdır


Kadın - Doğum ve Üreme sistemi


APS�un en önemli özelliklerinden biri tekrarlayan spontan abortus ile aPL arasındaki ilişkidir Fosfolipidlere karşı antikor bulunan hastalarda abortus oranı yüksektir Habitüel abortus vakaları arasında antikor prevalansı 5 vakada 1 olacak kadar yüksektir Bu kadınlar arasında aPL testleri rutine girmeye başladıkça, bu oranın artacağına inanılmaktadır Sendromun düşüğe yol açma mekanizması, plasentanın ince damarlarının giderek tıkanmasıyla ilişkili olduğu Doppler akım çalışmalarıyla gösterilmiştir Yine gebeliğin ortalarını aşan döneme doğru fetal dolaşımın giderek azalması, düşüğün diğer sebebidir


SENDROMUN İMMÜNOLOJİSİ


Fosfolipidlere karşı oluşan antikorlar heterojen bir grup oluştururlar Bu antikorlar negatif yüklü fosfolipidlerle reaksiyon verirler aPL genellikle ya IgG, ya da IgM grubuna aittir Cowchock ve ark habituel abortusu olan hastalarla yaptığı bir çalışmada IgG grubu antikorlarının daha çok kardiyolipin (CL), fosfatidik asid (PA), fosfatidil inozitol (PI) gibi fosfolipidlere bağlandığını, IgM grubu antikorların ise daha çok fosfatidilkolin (PC), fosfatidiletanolamin (PE)�e bağlandığını tespit etmiştir Aynı çalışmada aPL pozitif hastalarda antinükleer antikorlarının (ANA) ve anti-DNA antikorlarının�da pozitif olduğu saptanmıştır Ayrıca yüksek aPL titreleri olan şahıslarda düşük C4 kompleman faktörü ile birlikte olduğunu, bu da APS�da kompleman sisteminin aktivasyonu klasik yolun aracılığı ile gerçekleştiği Unander ve ark tarafından bildirilmiştir


TROMBOZ GELİ?MESİNİN MEKANİZMASI


1990 yılında iki çalışma grubu birbirinden bağımsız olarak ELISA testi ile saptanan antikardiyolipinin (aCL) yalnızca kardiyolipine karşı olmadığını bildirmiştir Bu araştırmacılar aCL pozitif hastalardan elde edilen saf IgG�lerin bir plazma proteini olmadıkça kardiyolipine bağlanmadığını tespit etmiştir Bu plazma proteini beta2-glukoprotein I�dir beta2-glukoprotein I�in immünojenik önemi şu şekilde açıklanmıştır Bir grup normal sıçanı, kardiyolipin ve beta2-glukopotein I karışımı ile immünize ederken, ikinci grubu yalnız kardiyolipin ile sensitize etmişler Sonuçta antifosfolipid antikor titrelerinin birinci grupta çok yüksek seyrettiğini göstermişlerdir Böylece kardiyolipinin immünolojik etkisinin beta2-glukoproteine bağlı olduğu sonucuna varılmıştır Oluşan fosfolipid/aPL kompleksi protrombini aktive ederek hem intrinsig, hem de extrinsing pıhtılaşma yollarını etkilemektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.