07-14-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Evlilik Terapisi
Evlilik terapisi
Kişilerin evlilik içinde kendi cephelerinde yaşadıkları sorunları bir çift olarak konuşabilmeleri, tartışabilmeleri ve anlaşamadıkları konusunda bile anlaşabilmeleri aslında o evliliğin hala yaşadığının ve nabzının hala vurduğunun göstergesidir Bünyede can vardır, sadece belirli konularda bünye hassaslaşmış ve düğüm olmuştur
Kişiler kendilerini kendi pencerelerinden dışarıya çıkaramadıkları için veya herkes kendi temelindeki kişilik problemlerini evliliğinin içine farkında bile olmadan döküp saçtığı için evlilik bünyesi çalışmaz hale gelmiştir
Evlilik sorunları genelde ya evlilikleriyle ilgili kişilerin kişisel beklenti sorununa, ya kişinin gözünün önünde cereyan eden önceki aile modelinin bugünkü evlilikte yaptığı tahribata, ya evlilik yaşam modelini bilmeme sorununa, ya kişilik problemi hastalığına ya da evlilik virüsleri dediğimiz belirli virüsleri evliliğin kapmasına bağlı olarak doğmaktadır
Eşler genellikle yanlış partnerle evlendikleri için sorun çıktığını düşünürler Zannederler ki, mesele daha iyi bir partner bulmaktadır Oysa, mutlu evlilikle mutsuz evlilik arasındaki fark, ne sorunların sayısı ne da doğru partner Mesele evlilik oyununun kurallarını bilme ve buna göre oynayabilme yeteneğindedir Nitekim, “benden pas” deyip boş******rın tekrar evlendiklerindende boşanma oranları %90’ı bulmaktadır
Her şekilde de evlilik eğer çift olarak tedaviye geliyorsa bu iyi bir temelin varolduğunu göstermektedir Belki bu temelin üstüne bina yanlış çıkılmıştır, belirli tuğlaların hatta duvarların yerlerinin değişmesi gerekiyordur İşte evlilik terapisti kişilerle beraber her tuğlanın yerini tek tek tartışır ve aslında evliliğin asıl su alan yerini kişilere çoğunlukla sürpriz bir şekilde fark ettirir Bir sonraki adımda ise yol haritası çizilir, herkesin kendi dairesinde yapacağı ödevler belirlenir ve herkes evliliği adına kendi rolünü adım adım yeniden düzenler Bütün bu süreç ve süreç içindeki tıkanma noktalarının aşılması terapistin yargılamayıcı ama "aynalayıcı" eşliğinde yürütülür Ve bir noktadan sonra kişiler öyle bir tedavi hızı alırlar ki terapist desteği olmadan "iç terapi" dediğimiz kendi başlarına yürüttükleri tedaviyle yola devam ederler Ve çiftlere evliliklerine dair öyle bir özgüven gelmiştir ki artık, ne sorun karşılarına çıkarsa çıksın yine bir çift olarak çözebileceklerine dair eşsiz bir evlilik yeteneği kazanmışlardır Bu yetenek çiftlere sorun çıkmasından korkmama cesareti ve bir adım ötesinde de sarsılmaz bir huzur sağlayacaktır
Dünyada bunu Londra’da Prof Dr John Gottman’ın başkanlığını yaptığı Evlilik Araştırmaları Enstitüsü; Türkiye’de ise Sağduyu Psikolojik Danışmanlık Merkezi tarafından bilimsel araştırmaların güdümünde kalmanın yanında Türk aile yapısını, kültürel değerlerini ve "kimseye benzememezliği"ni de denklemin içine katarak yürütmektedir
Bireysel Evlilik Terapisi
Evlilik terapisi sanıldığı gibi her zaman çiftlerin birlikte terapiye getirebildikleri bir kurum değildir Aslında birlikte terapiye gelmek bile sağlıklı bir evliliğin göstergesidir Ancak bu çoğunlukla gerçekleşmez Evlilikten şikayeti olan taraf evliliğini masaya yatırma sorumluluğunu genelde tek başına alır Bu biraz cesaret ve biraz da sağduyu yeteneğine dayanır
Çiftlerin evlilikleri adına yaşadıkları mutsuzluk ve tatminsizlik hissi genellikle çift taraflı olur Ancak taraflardan biri bunu çözmek yerine kendisini başka bir alana kanalize ederek bir şekilde evliliğinin olumsuzluklarını kendinden uzak tutmaya çalışıyor olabilir Buna karşın diğer taraf evliliğinin hastalığını teşhis etmek ve tamir etmek konusunda profesyonel destek almak gibi iki taraf adına da sağlıklı olan bir süreci tek başına başlatabilir
Kişilerin tek başlarına dahi evlilikleri için yapabilecekleri çok şey vardır Evliliklerindeki hastalığı tanımlamak, tedavi yönteminin ne olduğunu öğrenmek ve bunu bireysel olarak uygulamak çoğunlukla öyle ciddi sonuçlar verir ki terapiye gelen bireyin eşi de bir noktadan sonra bu değişim rüzgarının içinde yer almak ister ve kendisini terapiye davet ettirir
Evliliği herkes kendi çapında, kendince yaşar ve tadar Dolayısıyla her ne kadar iki kişilik bir yol olsa bile bireysel duygu ve düşünceler onun nasıl şekilleneceğinde başrol oynar Adeta çift kişilik bir filmdir Herkes kendi rolünü kendince iyi veya kötü bir performansla sergiler ve bu da filmi iyi veya kötü kılar Film ortaktır ama roller bireyseldir Bu paralelde zaman zaman filmin senaryosuna müdahale etmek (çift terapisi) zaman zaman da herkesin kendi rolünü masaya yatırmak ve revize etmek (bireysel evlilik terapisi) gerekir Nihayetinde bireyin evlilik içindeki rolünün en güzel performansı sergilediği noktaya gelinirse kişi ama o film ama hayatın karşısına çıkaracağı yepyeni başka filmlerde kendini gösterebilecektir
Uzm Psk Erhan Özden
|
|
|