Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Bayanlara Özel

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
1897, atılan, hayatına, işçi, kadınlar

1897: İş Hayatına Atılan İşçi Kadınlar

Eski 07-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

1897: İş Hayatına Atılan İşçi Kadınlar



Giderek sosyal yaşamda daha çok yer almaya başlayan kadınlar, iş hayatına ilk olarak 1897 yılında 'ücretli işçi' olarak atıldı Kadınların devlet memuru olmak içinse bu tarihten itibaren 16 yıl beklemeleri gerekti


Kadınlar ilk kez 1913 yılında devlet memuru olarak çalışmaya başladı Bunun ardından bir yıl sonra kadınlar, tüccar ve esnaf olarak da iş hayatına girişti


Kızlar için ilk yüksek öğretim kurumu, 1914 yılında 'İnas Darülfünunu' adı altında açıldı Kadınlar bilim dünyasıyla ilk kez 1922 yılında tanıştı Bu tarihte yedi cesur kız öğrenci, Tıp Fakültesine kayıt yaptırarak eğitime başladı


1923: Türk Kadını siyasete atılıyor


Kadınlar siyasi hayatta da var olma mücadelesine ilk kez 1923 yılında başladı Kadınlar ilk kadın partisi 'Kadınlar Halk Fırkası'nı, Nezihe Muhittin'in başkanlığında 1923 yılında kurmak istedi


Ancak partinin kuruluşuna, kadınlara oy hakkı tanımayan 1909 tarihli Seçim Kanunu gereğince valilikçe izin verilmediği için parti girişimi dernekleşme ile sonuçlandı


'29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte kadınların kamusal alana girmesini sağlayan yasal ve yapısal reformlar hızlandı Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun 3 mart 1924'te çıkarılmasıyla tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanırken, kızlar da erkeklerle eşit haklarla eğitim görmeye başladı


Erkeğin çokeşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemelerin kaldırıldığı, kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı vemalları üzerinde tasarruf hakkı tanıyan Türk Medeni Kanunu, 17 şubat 1926'da kabul edildi


1930: Kadınlara seçme ve seçilme hakkı


Kadınlara siyasetin kapısını aralayan Belediye Yasası, 1930 yılında çıkarıldı Böylece artık kadınlar belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı kazandı


8 MART TARİHÇE

•1857 yılında, ABD'de dokuma işçisi kadınların daha insanca bir yaşam isteğiyle, eşitsizliğe ve ayrımcılığa, uzun ve insanlık dışı çalışma koşullarına karşı mücadeleye başladıkları 8 Mart, ilerleyen süreçte, tüm dünya kadınlarının kutladığı bir gün haline geldi

•1857’den beri dünyanın birçok ülkesinde kutlanan bu gün 1977 yılındaki Birleşmiş Milletler genel toplantısında Kadın Hakları ve Uluslararası Barış günü olarak kararlaştırılmış ve kadınların haklarının verilmesinin dünya barışını güçlendireceği kabul edildi

•Böylece 8 mart Birleşmiş Milletler'e üye ülkelerde 'Uluslararası Kadın Günü' olarak kutlanmaya başladı

•8 mart, 19'uncu yüzyılın sonlarından bu yana kadınların talep ve özlemlerini dile getirmedeki kararlılıklarını sergiledikleri ve bu güne dek hiç de küçümsenmeyecek haklar elde ettikleri bir gün oldu

•Kadınların daha eşit ve daha yaşanılır dünya için başlattığı mücadele, toplumların her kesiminde yankısını bulbuldu ve destek gördü

•Günümüzde uluslararası insan hakları belgelerinde her insanın eşit ve özgür doğduğu, herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine hiçbir ayrım gözetilmeksizin fırsat eşitliği çerçevesinde sahip olduğu ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın kabul edilemezliği ilkeleri benimsendi




Kadınların en önemli sorunlarından olan doğum izni, ilk kez 1930 yılında düzenlendi Kız çocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü 1933 yılında kuruldu


Kadınlara köylerde muhtar olma ve ihtiyaç meclisine seçilme hakları ise 1933 yılında Köy Kanunu'nda değişiklik yapılarak verildi Kadınlara siyasetin kapısı 1934'te yapılan Anayasa değişikliği ile seçme ve seçilme hakkı tanınmasıyla tam olarak açıldı ve ilk kadın milletvekilleri TBMM'de yerlerini aldı


1935: 17 kadın milletvekili Meclis'te


8 şubat 1935'te TBMM Beşinci Dönem seçimleri sonucunda 17 kadın milletvekili, ilk kez Meclis'e girdi 1936'da yürürlüğe giren İş Kanunu ile kadınların çalışma hayatına düzenleme getirildi


Bir yıl sonra da kadınların yeraltında ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması, ILO sözleşmesi ile yasaklandı


1945: Doğum yardımı, yaşlılık sigortası


Kadınlara doğum yardımı ilk kez 1945 yılında 4772 sayılı yasa ile düzenlendi Yaşlılık sigortasının kadın ve erkekler için eşit esaslara göre düzenlenmesi ise 1949 yılında çıkarılan yasa ile gerçekleşti


1950 yılında ilk kadın belediye başkanı Müfide İlhan Mersin'den seçildi


Sağlık Bakanlığı bünyesinde ana çocuk sağlığı hizmetleri verilmesine 1952 yılında başlanırken, gebeliği önleyici araçların satış ve dağıtımının serbest bırakılmasını ve tıbbi zorunluluk halinde kürtaj hakkı tanınmasını düzenleyen 'Nüfus Planlaması Hakkında Kanun' 1965 yılında çıkarıldı


Eşit değerde iş için kadın ve erkek işçiler arasında ücret eşitliğini sağlayan ILO sözleşmesi 1966 yılında onaylandı


1971: İlk kadın bakan


İlk kadın bakan Türkan Akyol, 1971 yılında göreve atandı Yasal değişiklikle, 10 haftaya kadar olan gebeliklerin kürtajla sona erdirilmesi ve gönüllü cerrahi sterilizasyon yöntemlerine izin verilirken, kürtaj için evli kadınlara kocadan izin alma koşulu getirildi


Türkiye, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'ni 1985 yılında imzaladı Sözleşme bir yıl sonra yürürlüğe girdi 1985 yılında 'Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda kadın konusu, ilk kez bir sektör olarak yer aldı ve bu konuda politikalar belirlendi


İlk 'Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi', 1989 yılında İstanbul Üniversitesi'nde kuruldu Bugün üniversiteler bünyesinde kurulan bu merkezlerin sayısı 13'e ulaştı


1989: İlk kadın kaymakam


1989 yılında kadınlara da kaymakamlık yolu açıldı İçişleri Bakanlığı, kaymakamlık sınavlarına kadınların da alınacağını açıkladı Kadının çalışmasını kocanın iznine bağlayan Medeni Kanun'un 159'uncu maddesi, Anayasa Mahkemesi'nce 1990 tarihinde iptal edildi


Tecavüz mağdurunun hayat kadını olması halinde cezanın indirilmesini öngören Türk Ceza Kanunu'nun 438'inci maddesi, TBMM tarafından 1990 yılında yürürlükten kaldırıldı


Yerel yönetimler özellikle şiddete uğrayan kadınlara yönelik hizmet vermeye başlarken, Türkiye'de ilk kadın sığınma evi, Bakırköy Belediyesi tarafından 1990 yılında açıldı


1991: İlk kadın vali


Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kadın vali Lale Aytaman, 1991 yılında Muğla'ya atandı 1993'te İstanbul Üniversitesi'nde ilk Kadın Araştırmaları Ana Bilim Dalı açıldı ve yüksek lisans programı vermeye başladı Aynı yıl Kadın Dayanışma Vakfı, Altındağ Belediyesinin desteğiyle kadın danışma merkezi ve kadın sığınma evini açtı


1993: Başbakan koltuğunda ilk kez bir kadın


Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Başbakan koltuğuna ilk kez bir kadın oturdu Türkiye'nin ilk kadın başbakanı Tansu Çiller, 25 haziran 1993 tarihinde hükümeti kurdu


Nüfusun yarısını oluşturan kadınların Meclis'teki temsil oranı ise yok denecek kadar az seviyede bulunuyor Kadın milletvekili sayısı erkek milletvekillerinin sadece yüzde 42'sinde kalıyor


1995: 'Mor Çatı' kapılarını kadınlara açtı


Açtığı kadın danışma merkezi ile şiddete uğrayan kadınlara danışmanlık hizmeti veren 'Mor Çatı' Kadın Sığınağı Vakfı, 1995 yılında kadın sığınağını açtı


Bu arada, DİE'nin projeksiyonlarına göre, bu yıl ortasında kadın nüfusunun 36 milyon 101 bini bulacağı, erkek nüfusunun ise 36 milyon 743 bin kişi olacağı tahmin ediliyor


Bu yıl için kadınların doğuşta yaşam beklentisi 713 yıl olarak hesaplanırken, 2030 yılında ortalama yaşam beklentisinin 76 yıla çıkacağı öngörülüyor Bu tarihte Türkiye'deki kadın sayısının erkek sayısının önüne geçmesi bekleniyor


2030 yılında Türkiye'deki kadın sayısının 46 milyon 854 bin, erkek sayısının da 46 milyon 841 bin olacağı tahmin ediliyor


1997: Kocasının soyadı yanında kendi soyadı


Kadının evlendikten sonra kocasının soyadını almakla birlikte, kendi soyadını da kullanabilmesi, 1997 yılında Medeni Kanun'da yapılan değişiklikle sağlandı


Zorunlu temel eğitimi beş yıldan sekiz yıla çıkaran kanun, 1997 yılında yürürlüğe girdi Aile içi şiddete uğrayan kişilerin korunması için gerekli tedbirlerin alınmasını düzenleyen 'Ailenin Korunmasına Dair Kanun', 1998'de yürürlüğe girdi


İstatistiklerle kadının eğitim düzeyi


Türkiye'de 1975-2000 döneminde üniversite mezunu kadın sayısı 56 binlerden 910 bine kadar yükselirken, okuma yazma bilmeyen kadın sayısı, hala yüksek seviyede bulunuyor


2000 yılı itibariyle Türkiye'de 25 yaşın üzerinde okuma yazma bilmeyen kadın sayısı 4 milyon 625 bini buluyor Bu rakam erkeklerde 1 milyon 176 bin kişide kalıyor


Buna karşılık, 1975-2000 döneminde kadınların eğitimde büyük mesafe kaydettikleri de görülüyor Nitekim dönem başında:


1 milyon 920 bin seviyesinde olan ilkokul mezunu kadınların sayısı 7 milyon 644 bine,

167 bin olan ortaokul mezunu sayısı 896 bine,

199 bin olan lise mezunu sayısı da 1 milyon 539 bine çıktı

Üniversite mezunu kadın sayısı da 56 binlerden 910 bine kadar yükseldi


Yıl 2000: Çalışma hayatında kadın


2000 yılı sayımında nüfusun 334 milyonluk bölümünü oluşturan kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 396 seviyesinde kalırken, 94 milyon kadın çalışıyor


Buna karşılık kadınlar işsizlik oranı açısından erkeklere göre daha şanslı görünüyor Erkeklerde 2000 yılı için yüzde 99 olan işsizlik oranı kadınlarda yüzde 72 seviyesinde kalıyor


Tarım dışı kadın çalışanların oranı da hızla artıyor 1997 yılındayüzde 177 olan bu oran 2003 yılına gelindiğinde yüzde 206'ya çıktı Tüm bunlara rağmen, kadın ve erkek çalışanların ücret dengesizliği ise devam ediyor

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.