Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gelinliğin, tarihcesi

Gelinliğin Tarihçesi

Eski 07-27-2007   #1
bukettt
Varsayılan

Gelinliğin Tarihçesi



GELİNLİK nedir, kadınlar neden gelinlik giyer, Gelinlik kim tarafından ve nasıl çıkarıldı? Gibi sorular insanın aklına gelir Gelinlik ilk olarak Türk toplumundan dünyaya yayılmış bir gelenektir Ortaçağ Avrupa'sında Katolik ve Hıristiyan olan toplumlarda kadınların geneli kapalıydı Çalışan kadınların bir bölümü açıktı Avrupa'da evlenecek genç kız veya kadın yeni aldığı kıyafetiyle birlikte, kiliseye gidip evlenirlerdi Bazen bu kız kapalı da olurdu açıkta olurdu Genelde dinlerine aşırı derecede bağlı olan Katolik ve Hıristiyan kadınlar kapalı olurlardı Türkler oba sistemiyle yaşayan bir topluluktu Sürekli gezgin oldukları için her türlü kültürü ve yeni gelişmeleri anında bünyesine alırdı Eski Türklerde din öğeleri hiçbir zaman baskı etkisi olmadığı için gelenekler ön plana çıkardı Oba sisteminde evlenecek gelin, güzelce giydirilir ve kırmızı bir tül (Kırmızı tül bakireliği, temizliği, namusu ve baba evinden çıkmayı simgeler) ile başı kapatıldıktan sonra damat tarafından at üstünde alınırdı Kızın başı düğün bitip evine gelene kadar açılmazdı
Türkler yerleşik hayata geçtikten ve Müslümanlığı kabul ettikten sonra, bu geleneği Arap topluluğu almıştır Daha sonraları İpek yoluyla tüccarlar Çin'den ipek türü kumaşlarla bu hat zenginlenmiştir Avrupa'dan gelen gezginler ve sanat adamları Türklerde ki bu geleneği kendi ülkelerine taşımıştır Avrupalı bu gezginler kendi ülkelerindeki avam kamarasında (zengin ve seçkin insanların bulunduğu topluluk) anlatırlar İlk başta saten ve ipek kumaşlarla yapılan gelinlik daha sonra da beyaz tülle yapılmaya başlanmıştır Avrupa beyaz gelinliği benimsedi ve gelinliğin evlenecek kadının düğün gününde onun temizliğine, masumluğuna ve yeni bir hayata güzel girmesini vurgu yapacak bir unsur olarak algılandı Türkiye’ye ilk gelinlik II Abdulhamid zamanında Avrupa’da bir düğünde ilk kez bir gelinin üzerinde bembeyaz giysiyi gören prensesin de bu kıyafetin aynısını kendi düğününde giymek istemesi ile olduBeyaz kumaştan gelinliği ilk kez 1898'de Kemalettin Paşa ile evlenen II Abdülhamid'in kızı Naime Sultan giydi (Türk toplumunda düğün kıyafetinde geleneksel olarak kırmızı kullanılırdı Medeniyetin beşiği Anadolu’da çok renkli ve nakışlarla işlemeli geleneklere bağlı gelinlikler hâlâ var) Daha sonra bu evlenme türü İstanbul'da yaşayan yabancı uyruklu vatandaşların uygulamasıyla birlikte kentlerde yaşayan Türklere kadar ulaştı Böylelikle gelinlik yaşantımıza kadar girdi

OSMANLI'DA GELİNLİK GELENEĞİ

TÜRK giyim ve kuşamın uzun geçmişi, yayıldığı geniş coğrafi alan, kültür etkileşimi ve inanç sistemlerinin etkisi ile oluştu Osmanlı İmparatorluğu'nda 19 yüzyıl başlarından itibaren üçetek ve dörtetek denilen elbiseler giyinilmeye başlanmıştır Bu entarilerin yanında torba şalvar ile sim işli cepkenler ve bellere bağlanan, iki ucu işlemeli kuşaklar zarif ve rahat bir kıyafet oluşturmuştur İçlerine kol ağızları ve yaka kenarları oyalı bürümcük veya ipekli kumaşlardan gömlekler giyinilmekteydi Kadife veya atlas üzerine dival işi tekniğinde sırma ve sim işlemeli bindallı elbiseler kına gecesi gibi özel günlerin vazgeçilmez giysileridir Avrupa ile gittikçe artan ilişkilere bağlı olarak 18 yüzyılda İstanbullu kadınların Avrupa'dan ithal edilen kumaşları yer yer geleneksel giysilerin yapımında kullandıkları ve 19 yüzyılda üçetek ve şalvar gibi geleneksel kesimi bırakarak, özellikle Paris modasının etkili olduğu kıyafetler giyindikleri görülmektedir Vücuda oturan korsajlı kesimler, kabarık uzun kollu bluzlar, uzun fırfırlı etekler geleneksel entarilerin yerini almıştır Eldiven, ipekli çorap, yelpaze, şemsiye gibi aksesuarlar bu giysileri tamamlamaktadır Bu değişim içerisinde tüm dönemlerde kadının en önemli tören giysisi hiç kuşkusuz gelinlik oldu

Gelinlik için seçilen model, renk, kumaş değişse de amaç hep aynı kaldı Osmanlı geleneği gereği, simli, pullu, işli giyinmeleri ayıp sayıldığından genç kızlar genellikle sade elbiseler giyerdi Kadınların süslü giyinebilmelerinin yolu evlilikle başladığından, ilk gösterişli elbise olan gelinlik her zaman önemli bir giysi oldu ve gelinin diğer kadınlardan farklılığını belirtmesi açısından da önemsendi Gelini diğer kadınlardan farklı kılan, gelinliğin yanı sıra gelinliği tamamlayıcı gelin başı, duvağı ve aksesuarlarıydı Dönem modasını yansıtan pahalı kumaşlardan yapılan gelinlikler gösterişli ve süslüydü Saray, hanedanlık rengi olarak kırmızı rengi benimserken, halk kırmızının yanı sıra mor, mavi, pembe gibi canlı renkleri tercih ediyordu Gelinin yüzünü örten duvak hep kırmızı oldu Daha önce de belirttiğimiz gibi, 1870'lerden sonra Batı etkisiyle daha açık renkte gelinlikler giyilmeye başlandı Beyaz kumaştan gelinliği ilk kez 1898'de Kemalettin Paşa ile evlenen II Abdülhamid'in kızı Naime Sultan giydi Sarayda başlayan ve zamanla yaygınlaşan beyaz gelinlik 20 yüzyılda artık vazgeçilmez oldu Osmanlı devrine ait kadın giyimi ve gelinliği, yaşanılan hayat tarzına paralel saray, şehir ve kırsal kesim gibi grupların kendilerine özgü kuralları, gelenek ve göreneklerine göre kullanılan değişik boya, dokuma, işleme ve modellerle zenginleşti

Osmanlılarda düğünün kaç gün süreceği, evlenenlerin sosyal statülerine göre değişim göstermekteydi Düğünün her gününde farklı bir kıyafet giyilirdi Kına gecesinde ve gerdek günü için farklı kıyafetler, gerdek ertesinde ise, 'paçalık' tabir edilen bir kıyafet giyilirdi Kadınların başlıca giyim eşyaları şalvar, hırka, gömlek, entari ve kaftanlardı Şalvarla giyilen entariler Türk kadın giyiminin en eski örneklerini teşkil eder Peşli entari, belden aşağı doğru etek kısımları genişletilerek biçimlenir 18 yüzyıl başlarından itibaren bu entarilerin yaka açıklığı, kol kesimi, etek boyu, elbisenin bedene oturması gibi model değişiklikleri, 19 yüzyıl ortalarına kadar etkili oldu 19 yüzyılın başlarında üç etek ve dört etek denilen modeller gözde oldu Üç etekler yanları yırtmaçlı, önü açık, belden birkaç adet düğmeli, boyu yere kadar entarilerdir Üç etek 1875'lere kadar etkiliydi ve kırsal kesimlerde 20 yüzyıla kadar kullanıldı

Alıntı Yaparak Cevapla

Eski 07-27-2007   #2
Ergenekon
Varsayılan


teşekkürler, güzel bir çalışma
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.