Prof. Dr. Sinsi
|
Kur'anı Kerim Ve Uzay

Çok sevdiğim, çalışmalarını merakla takip ettigim, izledigim Ömer Çelakıl'ın çalışmalarından uzay ile ilgili olanları sizlerle paylaşmak istedim Allaha ve Kur'anı Kerim'e olan ınancım ve hayranlıgım bu calısmalarla birlikte kat ve kat artmaktadır Asagıdakiler yorum degıldır Siteden alıntıdır
19:57 NUMARALI AYET VE 1957 YILI
Tarihteki ilk uzay aracı 1957 yılında uzay yolculuğuna çıkmıştır (Sputnik) Şaşırtıcı bir biçimde Kuran'daki 19:57 numaralı ayet de gökyüzüne çıkmaktan ve yükselmekten bahsetmektedir: "Onu yüksek bir yere (gökyüzüne) yükselttik" (19 sure 57 ayet) Farkettiyseniz ayetin numarası olan 19:57 ile 1957 yılı aynı sayılardır Dolayısıyla gelecekte bu olayın gerçekleşeceğine mucizevi bir biçimde işaret edilmektedir
Aynı yöntemi kullanarak daha önce de farklı örnekler sunmuştuk o nedenle tüm bu örnekler için tesadüf diyemeyiz (Dna örneği, Nötron-Proton örneği gibi) Bununla birlikte 1957 yılında ilk uzay aracının gönderilmesi ile Ay'a çıkış farklı olaylardır karıştırılmamalıdır Bu ayetten önceki ayetlerde peygamberlerden bahsedildiği için ayet farklı şekilde de yorumlanabilir Fakat ayeti tek başına bağımsız olarak düşünürsek bizim yorumladığımız anlama da işaret etmektedir
GÜNEŞ'İN HİDROJEN VE HELYUMDAN OLUŞU
Atomlar bölümünde elementlerin yani atom isimlerinin Kuran'da yer aldığını gösteren önemli kanıtlar sunmuştuk Bunu destekleyen kanıtlardan birisine de Şems(Güneş) Suresinde rastlıyoruz Bildiğiniz gibi Güneş ağırlıklı olarak Hidrojen(H) ve Helyum(He) atomlarından oluşmaktadır Güneş'in yüzde 90'dan fazlası H ve He simgeli atomlardan oluşur ve yaydığı ısı ile ışık da bu elementlerin termonükleer reaksiyonları sonucunda açığa çıkar  
Kısacası Güneş denildiğinde aklımıza ilk olarak H-HE atomları gelir Ve çok ilginçtir ki Kuran'daki Şems(Güneş) suresindeki onbeş ayetin hepsi istisnasız olarak H-E harfleriyle bitmektedir Özet olarak Güneş(Şems) suresindeki tüm ayetler hidrojen(H) ve helyum'un(HE) simgesiyle bitmektedir ve dolayısıyla Kur'an Güneş'in hidrojen ve helyum'dan oluştuğuna 14 asır öncesinden işaret etmektedir Örneğin Helyum 19 yüzyılda keşfedilmiştir yani Kuran'dan asırlar sonra  
Bunu bir rastlantı olarak değerlendiremeyiz çünkü Kuran'da Güneş(Şems) suresinden başka hiçbir sure baştan sona H-HE harfleriyle bitmiyor Aslında Güneş suresi'nin numarası yani 91 rakamı da dikkat çekicidir Güneşde yer alan H (hidrojen) elementi doğada geri kalan diğer 91 elementi de oluşturur İlginçtir ki H (hidrojene) dikkat çeken Şems(Güneş) sureside tam 91 suredir Laboratuarlarda atom numaraları arttırılabilmektedir fakat doğada hidrojenden sonra uranyum'a kadar 91 element vardır ve bunlar yine hidrojen çekirdeklerinin birleşmesiyle meydana gelir
KUM TEPELERİ MARS GEZEGENİNE Mİ İŞARET EDİYOR?
M-a-r-s kelimesine işaret eden Kuran'daki "Ahkaf" suresinin anlamı "KUM TEPELERİ"dir Astronomide Mars denildiğinde akla ilk gelenlerden birisi Mars'taki dev "KUM TEPELERİ" yani yüksek kum yığınlarıdır Mars bu yönüyle diğer gezegenlerden farklıdır Örneğin daha önce gönderilen Opportunity uzay aracı bir kum tepesine saplanmıştı ve haftalarca süren güçlü kum fırtınalarından dolayı büyük tehlike atlatmıştı
İlginçtir ki Ahkaf (Kum Tepeleri) suresi 23 ayetteki harf dizilimlerine baktığımızda M-A-R-S harfleri açıkça görünüyor (Arapça'da Mim-Elif-Ra-Sin harfleri) Yani bu harfler normal bir kelimeyi oluşturur gibi yanyana duruyorlar ve Mars kelimesi net bir biçimde görünüyor Sadece Mars değil aynı zamanda Mars'ın uydusu olan gökcismi "Deimos" kelimesi de bu şekilde geçiyor ( Deimos Mars'ın çevresinde döner, Ay'ın Dünya çevresinde döndüğü gibi) Üstelik D-E-İ-M-O-S ' a işaret eden ayetin numarası 30'dur ve 30 sayısı bu uyduyu temsil eden bir sayıdır çünkü Mars çevresindeki dolanım süresi 30 saattir Dolayısıyla ayet numarasının bu gökcisimlerinin dolanım süresiyle aynı olması da şaşırtıcıdır Mars kelimesini oluşturan harfler Deimos'tan birkaç ayet önce geçiyor yani tüm bu anlattıklarımız Kuran'da ard arda ve aynı surede geçiyor o nedenle tesadüf olarak değerlendiremeyiz Kısacası surenin ismi olan Ahkaf (Kum Tepeleri) de Mars'taki dev kum tepelerine işaret ediyor olabilir Fakat Kuran'ın indirildiği çağda teleskop henüz keşfedilmemişti ve kimse Mars'ta kum tepeleri olduğunu bilmiyordu ayrıca Deimos astronomide henüz keşfedilmemişti
ÖNEMLİ BİR MUCİZE: HALLEY YILDIZI VE 76 YIL
Modern astronomi alanındaki önemli gelişmelerden birisi de Halley kuyrukluyıldızı'nın 17 yüzyılda Edmund Halley isimli astronom tarafından keşfedilmesidir Dolayısıyla bu kuyrukluyıldıza verilen Halley ismi 17 yüzyılda yaşamış ünlü bir bilimadamının soyismidir çünkü yıldızı ve 76 yıllık dolanım süresini bu bilimadamı keşfetmiştir İşte bu noktada çok dikkat çekici bir mucizeyle karşılaşıyoruz Çünkü Kur'an indirildikten yüzyıllar sonra 17 yüzyılda keşfedilen ve ismi koyulan Halley Yıldızı ile 76 yıllık dolanım süresi asırlar öncesinden Kur'an-ı Kerim'de yazıyordu Yani yıldıza ismi verilen Halley isimli bilimadamı Kur'an indirildiği çağda henüz doğmamıştı ve Halley ismi bilinmiyordu Buna rağmen Kur'an-ı Kerim gelecek zamanı anlatırcasına Halley ismini ve 76 yıllık dolanım süresini bizlere yüzyıllar öncesinden haber vermiştir
H-A-L-L-E-Y harflerinin Kur'an'da ilk geçtiği yer Enam suresinin 76 ayetidir Bu ayette HALLEY kelimesinin hemen yanında YILDIZ kelimesi geçiyor (Arapça karşılığı: Kevkeba) Bu ayetin numarası olan 76 sayısı da yıldızın dönüş süresi olan 76 yıla işaret etmektedir Ayetin numarası olan 76 sayısı Halley yıldızını temsil eder çünkü her 76 yılda bir Dünya'dan görülür yani yörüngesini 76 yılda bir tamamlar
Nitekim Halley yıldızının keşfi de 76 yıllık dönüş süresinin bulunmasına dayanır Edmund Halley bu yıldızın 76 yıl sonra tekrar görüleceğini açıklayarak kuyrukluyıldızların astronomik yörüngelerini de açıklığa kavuşturmuştur Bu nedenle Halley yıldızının Kuran'da ilk olarak 76 ayette geçmesine mucize diyebiliriz çünkü Kur'an bu bilgiye yüzyıllar öncesinden işaret etmektedir
Bu örneğe benzer şekilde diğer bölümlerde yer verdiğimiz Sirius yıldızı da Kuran'da sadece 49 ayette geçmektedir ve Sirius B'nin Sirius A çevresindeki dolanım süresi de 49 yıldır (Necm suresi 49) Üstelik Sirius B yıldızı teleskop olmadan gözlenemez ve teleskop Kuran'dan yüzyıllar sonra keşfedilebilmiştir Dolayısıyla hem Halley hem de Sirius yıldızlarının ayet numaralarının dönüş yıllarıyla aynı olması rastlantı değildir
OZON TABAKASI KURAN'DA YAZIYOR MUYDU?
Ozon kelimesi Arapça'da, Türkçe'de ve diğer tüm yabancı dillerde hemen hemen aynı şekilde okunup yazılır Ozon kelimesini oluşturan O-Z-O-N harfleri 72:6 numaralı ayette geçmektedir Üstelik bu ayetten sonraki ayetlerde "Gökyüzünün koruyucusu (bekçisi)" ifadesi kullanılıyor Aslında bu ifade ozon tabakası için de çok yerinde ve doğru bir tanımlamadır Çünkü ozon gökyüzündeki koruyucu tabakadır ve dünyayı tehlikeli güneş ışınlarından korur
Halbuki Kuran'ın indirildiği 7 yüzyılda kimse ozon tabakasından haberdar değildi Bu ayetin dışında 18:90 numaralı ayetin de ayrıca ozona işaret ettiğini düşünüyoruz çünkü bu ayette de "Güneşe karşı bir siper (koruyucu)" ifadesi yer almaktadır Tüm bunlar için rastlantı diyemeyiz çünkü O-Z-O-N (Arapça'da Vav-Ze-Vav-Nun) harfleri çok nadir olarak binlerce ayette bir yan yana gelmektedir ve "Gökyüzünün koruyucusu (bekçisi)" ifadesiyle aynı bölümde geçmektedir
MODERN BİLİMDEN YÜZYILLAR ÖNCE KURAN'DA ATMOSFER KELİMESİNE İŞARET EDİLİYORDU
Modern bilimde Atmosfer kelimesi 17 yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır halbuki Kur'an zamanın ötesine geçerek bu kelimeye nerdeyse bin yıl öncesinden işaret ediyordu Yani henüz dünyada kullanılmayan bilimsel bir terim yüzyıllar öncesinden Kuran'da yazıyordu o nedenle Kur'an büyük bir mucize daha sergilemiştir (Atmosferin farklı dillerdeki yazılışı veya okunuşu hemen hemen aynıdır Türkçe,İngilizce,Arapça'da olduğu gibi)
Atmosfer kelimesi dünyayı çevreleyen Hava Küre anlamına gelir Dünya'nın küresel(sphere) yapısı anlaşıldıktan sonra bu kelime kullanılmaya başlanmıştır Halbuki Kuran'ın indirildiği dönemde Dünya'nın yuvarlak olduğu da bilinmiyordu ve bu da Kuran'ın ayrı bir mucizesidir
Kuran'ın başından sonuna kadar sadece iki yerde atmosfer kelimesini oluşturan harfler yanyana gelmektedir Bunlardan ilki 26:173 nolu ayettir (Atmosfer kelimesini oluşturan harfler soldan sağa yanyana geliyor, sağdan sola hiç yok) Üstelik bu ayette YAĞMUR dan bahsediliyor Dolayısıyla Kuran'da yağmurun atmosferden yağdığına da işaret ediliyor Yani hem atmosfer hem de yağmur kelimelerinin yanyana gelmesini matematiksel açıdan rastlantı olarak değerlendiremeyiz tüm bunlar tesadüf olamaz
AY İLE DÜNYA ARASINDAKİ MESAFE
Kamer(AY) suresinde yine bir mucize ile karşılaşıyoruz Bu surede Ay ile Dünya arasındaki harflerin uzunluk oranı Uzay'daki Ay-Dünya mesafesine işaret etmektedir Kamer(AY) suresinin içerisinde sadece bir yerde Dünya(Ard) kelimesi geçmektedir
Surenin başlığı olan "Ay" kelimesi ile "Dünya" kelimesi arasındaki harfler toplam 333 adettir ve araya tam olarak 111 adet Ay kelimesi sığmaktadır Çünkü Arapça'da Kamer(Ay) kelimesi 3 harften oluşur
Aynı şekilde gezegenimiz Dünya ile Ay arasına da ortalama 111 adet Ay sığmaktadır yani aradaki mesafe Ay çapının toplam 111 katıdır Bir uzay haritasını incelediğiniz zaman da bunu görebilirsiniz Ya da en temel astronomi kitaplarında da bu bilgiye rastlayabilirsiniz Bu hesaplama da kullanılan uzaklık mesafesi ortalama mesafedir çünkü Ay'ın eliptik bir yörüngesi vardır
Fakat Kuran'ın indirildiği dönemde ne aradaki yüzbinlerce kilometrelik mesafe ne de Ay'ın çapı bilinmiyordu İşte bu açıdan bu bilgi büyük önem taşımaktadır Ayrıca Kuran'da Ay isminde sadece bir sure vardır ve bu surede sadece bir yerde Dünya kelimesi geçmektedir O nedenle bu önemli bulgu matematiksel açıdan tesadüfi değildir
VENÜS VE MARS'IN DÖNÜŞ SÜRELERİ
Sıralama bakımından Dünya'ya en yakın olan bu iki gezegenin isimlerine ve kendi çevrelerindeki dönüş sürelerine modern astronomiden yüzyıllar önce Kur'an işaret ediyordu Halbuki bu gezegenlerin kendi çevrelerindeki dönüş süreleri astronomlar tarafından Kuran'dan yüzyıllar sonra keşfedildi Mars ve Venüs isimlerinin Kuran'da gizli bir şekilde yer alması da mucize niteliğindedir çünkü Mars ve Venüs isimleri bugün modern Astronomide kullanılan genel isimlerdir halbuki Arapça'da Merih ve Zuhra olarak geçmekteydi Aynı şekilde Kur'an'ın indirildiği dönemde de farklı toplumlar bu gezegenler için farklı isimler kullanmaktaydı
Venüs kelimesini oluşturan harfler Kuran'da ilk olarak Enfal suresinin 72 ayetinde yan yana gelmektedir Bir sonraki Venüs harfleri ise Hud suresinin 3 ayetinde yan yana gelmektedir (Arapça'da Vav-Elif-Nun-Elif-Sin) Bu iki yerin arasında toplam 243 ayet geçmektedir Aynen burada olduğu gibi Uzay'da Venüs'ün kendi çevresindeki dolanım süresi de tam 243 gün sürer Yani 243 gün bitince dönüşünü tekrarlar Kuran da 243 ayet geçince Venüs kelimesini oluşturan harfler tekrarlanıyor
Aynı bulgu Mars için de geçerli Mars kelimesini oluşturan harfler Kuran'da ilk olarak Müminun suresinin 44 ayetinde yan yana gelmektedir Bir sonraki Mars harfleri ise yine Müminun suresinin 45 ayetinde yan yana gelmektedir (Arapça'da Mim-Elif-Ra-Sin) Yani hemen 1 ayet sonra tekrar geçmektedir Aynı şekilde Mars'ın kendi çevresindeki dolanım süresi de sadece 1 gün sürer Mars 1 günden sonra dönüşünü tekrarlar aynen Kuran'da 1 ayet sonra tekrarlandığı gibi  
Dünya'ya komşu olan iki gezegen Venüs ve Mars dışında diğer gezegenler hakkında da Kuran'da mucizevi bilgiler olduğunu ve bunların zamanla ortaya çıkacağını düşünüyoruz
SİRİUS YILDIZI VE 49 SAYISI
"Doğrusu Şi'ra (Sirius) yıldızının Rabbi O'dur " (Necm suresi, 49)
Arapça karşılığı Şi'ra olan Sirius yıldızının Kuran'da sadece 49 ayette geçmesi,gerçekten ilgi çekici bir durumdur Çünkü bilimadamları Sirius yıldızının hareketlerindeki düzensizliklerden yola çıkarak onun bir çift yıldız olduğunu keşfetti ve gözle görülemeyen diğer yıldıza Sirius B ismini verdi Teleskopsuz görülemeyen Sirius B yıldızının, Sirius A etrafındaki dolanım süresinin de 49 yıl olduğunu tespit etti
KURAN'DA 365 GÜN
Kur'an-ı Kerim'de "Bir Gün (yevm)" kelimesi 365 defa geçmektedir Bildiğiniz gibi Dünya'nın Güneş etrafında tam bir kez dönüşü 365 gün sürer
Kur'an'da 365 defa "bir gün (yevm)" kelimesinin geçiyor olması çok önemli bir bulgudur Çünkü Dünya yörüngesi hakkında bize yüzyıllar öncesinden bilgi vermektedir Kısacası Dünya ile Güneş arasındaki 365 günlük astronomik döngü Kuran'da açık bir şekilde belirtilmektedir
EVRENİN GENİŞLEMESİ
Astronomi biliminin henüz gelişmemiş olduğu bir dönemde, 14 asır önce indirilen Kuran-ı Kerim'de evrenin genişlediğinden şöyle bahsedilir:
Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz (Zariyat Suresi, 47)
Yukarıdaki ayette geçen "sema (gök)" kelimesi Kuran'ın pek çok yerinde uzay ve evren anlamında kullanılır Nitekim burada da bu anlamda kullanılmıştır ve evrenin genişleyici olduğu bildirilmiştir
20 yüzyılın başlarına dek bilim dünyasında hakim olan tek görüş, "evrenin durağan bir yapıya sahip olduğu ve sonsuzdan beri süregeldiği" şeklindeydi Ancak, günümüz teknolojisi sayesinde gerçekleştirilen araştırma, gözlem ve hesaplamalar evrenin bir başlangıcı olduğunu ve sürekli olarak "genişlediğini" ortaya koydu
Rus fizikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı evren bilimci Georges Lemaitre, 20 yüzyılın başlarında evrenin sürekli hareket halinde olduğunu ve genişlediğini teorik olarak hesapladılar Bu gerçek, 1929 yılında gözlemsel olarak da ispatlandı Amerikalı astronom Edwin Hubble kullandığı dev teleskopla gökyüzünü incelerken, yıldızların ve galaksilerin sürekli olarak birbirlerinden uzaklaştıklarını keşfetti Bu buluş astronomi tarihinin en büyük keşiflerinden biri sayılmaktadır Hubble bu incelemeler sırasında yıldızların, uzaklıklarına bağlı olarak kızıl renge doğru yaklaşan bir ışık yaydıklarını saptadı Çünkü bilinen fizik kurallarına göre, gözlemin yapıldığı noktaya doğru hareket eden ışıkların tayfı mor yöne doğru, gözlemin yapıldığı noktadan uzaklaşan ışıkların tayfı da kızıl yöne doğru kayar Hubble'ın gözlemleri sırasında ise yıldızların ışıklarında kızıla doğru bir kayma fark edilmişti Kısacası yıldızlar sürekli olarak uzaklaşmaktaydılar Yıldızlar ve galaksiler sadece bizden değil, birbirlerinden de uzaklaşıyorlardı Herşeyin sürekli olarak birbirinden uzaklaştığı bir evren ise, sürekli "genişleyen" bir evren anlamına gelmekteydi Evrenin genişlemekte olduğu, ilerleyen yıllardaki gözlemlerle de kesinlik kazandı
SICAK DUMANDAN YARATILIŞ
Bugün bilim adamları yıldızların dumandan -sıcak bir gaz bulutundan- oluşumunu gözlemleyebilmektedirler Sıcak gaz kütlesinden oluşum, aynı zamanda evrenin yaratılışı için de geçerlidir Kuran'da da evrenin yaratılışı, bu bilimsel bulguları tasdik edecek şekilde tarif edilmiştir:
  Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: "İsteyerek veya istemeyerek gelin " İkisi de: "İsteyerek (İtaat ederek) geldik" dediler (Fussilet Suresi, 10-11)
Yukarıdaki ayette geçen "duman" ifadesi, Arapçada "duhanun" kelimesidir Ve bu kelime söz konusu kozmik ve sıcak bir dumanı tarif etmektedir Katı maddelere bağlı uçan parçacıklar içeren, sıcak gaz halinde bir kütle olan bu duman şekli, ayette geçen kelimeyle tam olarak tarif edilmektedir Görüldüğü gibi Kuran'da evrenin bu aşamadaki görünümünü tarif eden en uygun kelime kullanılmıştır Bilim adamları ise evrenin, duman halindeki sıcak bir gaz kütlesinden oluştuğunu 20 yüzyılda keşfetmişlerdir
EVRENİN VAROLUŞU
20 yüzyılın ortalarına dek hakim olan görüş, evrenin sonsuz boyutlara sahip olduğu, sonsuzdan beri var olduğu ve sonsuza kadar da var olacağı şeklindeydi "Statik (durağan) evren modeli" adı verilen bu anlayışa göre, evren için herhangi bir başlangıç veya son söz konusu değildi
Materyalist felsefenin de temelini oluşturan bu görüş, evreni sabit, durağan ve değişmez bir maddeler bütünü olarak kabul ederken, bir Yaratıcının varlığını da reddediyordu Oysa 20 yüzyılda gelişen bilim ve teknoloji, materyalistlere zemin sağlayan durağan evren modeli gibi ilkel anlayışları kökünden yıkmıştır
21 yüzyılın başlarında olduğumuz şu dönemde, evrenin bir başlangıcı olduğu, yok iken bir anda büyük bir patlamayla var olduğu modern fizik tarafından pek çok deney, gözlem ve hesapla ispatlanmış durumdadır Ayrıca, evrenin, materyalistlerin iddia ettikleri gibi sabit ve durağan olmadığı, tam tersine sürekli bir hareket ve değişim içinde olduğu, genişlediği de saptanmıştır Bugün bu gerçekler bütün bilim dünyası tarafından kabul edilmektedir
Kuran-ı Kerim'de evrenin ortaya çıkışı şöyle açıklanır:
O gökleri ve yeri yoktan var edendir  (Enam Suresi, 101)
Kuran'da verilen bu bilgi, çağdaş bilimin bulgularıyla tam bir uyum içindedir Başta da belirttiğimiz gibi astrofiziğin ulaştığı kesin sonuç, tüm evrenin madde ve zaman boyutlarıyla birlikte, bir sıfır anında, büyük bir patlamayla var olduğudur "Büyük Patlama", orijinal adıyla "Big Bang" teorisi, tüm evrenin yaklaşık 15 milyar yıl önce tek bir noktanın patlamasıyla yokluktan meydana geldiğini kanıtlamıştır
Big Bang'den önce madde diye bir şey yoktur Maddenin, enerjinin, hatta zamanın dahi bulunmadığı, tamamen metafizik olarak tanımlanabilecek bir yokluk ortamında, madde, enerji ve zaman bir anda yaratılmıştır Modern fiziğin ortaya koyduğu bu büyük gerçek, Kuran'da bize 1400 yıl önceden haber verilmektedir
EVRENİN SONU VE BIG CRUNCH
Evrenin yaratılışı, önceki konuda da belirttiğimiz gibi Big Bang denilen büyük bir patlama ile başlamıştır ve o zamandan beri evren genişlemektedir Bilim adamları evrenin kütlesi yeterli miktara ulaştığında, çekim kuvvetleri nedeni ile bu genişlemenin duracağını ve bunun evrenin kendi içine çökmeye, büzülmeye başlamasına sebep olacağını bildirmektedirler
Büzülen evrenin de, sonunda "Big Crunch" (Büyük Çöküş) denilen çok yüksek bir ısı ve sıkışma ile sonuçlanacağını ifade etmektedirler Bu ise, bildiğimiz tüm yaşam şekillerinin yok olması anlamına gelmektedir Stanford Üniversitesi'nde fizik profesörü olan Renata Kallosh ve Andrei Linde'nin bu konu ile ilgili yaptığı açıklamalar ise şöyledir:
Evrenin akıbeti küçülmeye ve yok olmaya doğru gidiyor Gördüğümüz ve daha uzaklardaki göremediğimiz herşey bir protondan bile küçük bir nokta şeklinde küçülecek Sanki kara delik içindeymişsiniz gibi   Kara enerjinin en iyi tarifinin şu açıklama olduğunu bulduk: Aşama aşama negatif hale gelen bu kara enerji, evrenin dengesinin değişmesine sebep olacak ve büzülüp çökecek  Fizikçiler kara enerjinin, negatif enerjiye dönüşeceğini ve evrenin yakın bir gelecekte büzüleceğini biliyorlar  Fakat bugün görüyoruz ki, biz bu olayın başlangıcında değiliz, ama evrenimizin hayat sirkülasyonunun ortasında olabiliriz
Big Crunch olarak ifade edilen bu bilimsel varsayıma, Kuran'da şöyle işaret edilmektedir:
Bizim, göğü kitabın sahifelerini katlar gibi katlayacağımız gün, ilk yaratmaya başladığımız gibi, yine onu (eski durumuna) iade edeceğiz Bu, Bizim üzerimizde bir vaiddir Elbette, Biz yapıcılarız (Enbiya Suresi, 104)
Bir başka ayette ise göklerin bu durumu şöyle tarif edilmektedir:
Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O'nun avucu (kabzası)ndadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür O, şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir (Zümer Suresi, 67)
Big Crunch teorisine göre başlangıçta olduğu gibi önce yavaşça, fakat gittikçe hız kazanarak evren çökmeye başlayacaktır Tüm bunların devamında ise, evren sonsuz yoğunluk ve sonsuz ısıda, sonsuz küçüklükte bir nokta haline gelecektir Tarif edilen bu bilimsel teori, Kuran ayetleri ile paralellik içindedir (En doğrusunu Allah bilir )
GÜNEŞ'İN GİDİŞ İSTİKAMETİ
Kuran'da Güneş ve Ay'dan bahsedilirken her birinin belli bir yörüngesi olduğu vurgulanır:
Geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yaratan O'dur; her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor (Enbiya Suresi, 33)
Yukarıdaki ayette geçen "yüzme" kelimesi Arapçada "sabaha" olarak ifade edilir ve Güneş'in uzaydaki hareketini anlatmak üzere kullanılmaktadır Bu kelime Güneş'in uzayda hareket ederken kontrolsüz olmadığı, ekseni üzerinde döndüğü ve dönerken bir rota izlediği manasındadır Güneş'in sabit olmadığı belli bir yörüngede yol almakta olduğu, bir başka ayette de şöyle bildirilmektedir:
Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir karar yerine doğru akıp gitmektedir Bu üstün ve güçlü olan, bilenin takdiridir (Yasin Suresi, 38)
Kuran'da bildirilen bu gerçekler, ancak çağımızdaki astronomik gözlemlerle anlaşılmıştır Astronomi uzmanlarının hesaplarına göre Güneş, Solar Apex adı verilen bir yörünge boyunca Vega Yıldızı doğrultusunda saatte 720 000 km'lik muazzam bir hızla hareket etmektedir Bu, kabaca bir hesapla, Güneş'in günde 17 milyon 280 bin km yol katettiğini gösterir Güneş'le birlikte onun çekim sistemi içindeki tüm gezegenler ve uyduları da aynı mesafeyi katederler
AY'A ÇIKIŞ TARİHİ KUR'AN'DA YAZIYOR MUYDU?
Kur'an-ı Kerim'de yer alan Kamer(Ay) suresinde gelecekte Ay'a gidileceğine dair işaretler yer almaktadır Kamer kelimesinin Türkçe'deki karşılığı Ay'dır
"Ay" isimli bu sureden Kur'an'ın sonuna kadar tam 1389 ayet geçer Hicri takvimde 1389 yılı, Miladi takvime göre 1969 yılına denk gelmektedir, bu da Ay'a çıkış tarihidir (Hicri 1389=Miladi 1969)Kısacası Ay (Kamer) suresi, insanlık tarihinin en önemli gelişmelerinden birisi olan bu olaya önceden işaret etmektedir Bununla birlikte Ay kelimesinin yanında kullanılan "Şakka (yarıldı)" kelimesi aynı zamanda "toprağın yarılması, kazılması  " anlamlarında da kullanılmaktadır Benzer şekilde Ay'a giden Apollo 11 uzay aracı da Ay toprağından birçok parça alarak Dünya'ya dönmüştür Bu açıdan da ayrı bir paralellik bulunuyor Bunların dışında bu ayetteki bazı kelimelerin Arapça'daki matematiksel değerleri de yine Ay'a çıkış tarihini vermektedir
|