|
|
Konu Araçları |
♣♣♣, almanyasının, farklı, nazi, sırlarıthule, teknolojik, versiyon, örgütüufolar |
♣♣♣ Nazi Almanyasının Teknolojik Sırları-Thule Örgütü-Ufo'lar (Farklı Bir Versiyon) |
07-13-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
♣♣♣ Nazi Almanyasının Teknolojik Sırları-Thule Örgütü-Ufo'lar (Farklı Bir Versiyon)Nazi Almanyasının Teknolojik Sırları, Thule Örgütü ve UFO'lar 7 haziran 1945 tarihli new york times gazetesindeki haber şöyleydi: "uçan daireler bir gizli silahtır Almanlar tarafından üretilmiş ve ülkenin batı sınırında ortaya çıkmıştır Amerikan hava kuvvetlerinin verdiği bilgiye göre , almanya göklerinde uçan gümüş balonlar görülmüştürHatta bunların bazıları neredeyse saydam yapıdadır" Haberi izleyen günlerde UFOların alman yapımı silahlar olduğu dedikodusu hızla yayıldıAlman silah endüstrisinin bu garip nesneleri ürettiğine inanılıyorduUFO gözlemleri hızla artarken,özellikle iskandinavya gökleri sık sık uçan gemiler tarafından ziyaret ediliyorduİskandinavyada alman garnizonları kurulmuş ve bunlar savaşın sonuna kadar bölgede kalmışlardıBu dönemde "SS" ideolojisi, yapılan bilimsel araştırmalar doğrultusunda insanlığın yararına ve çok sayıda kişi tarafından kullanılabilecek yeni enerji kaynakları aramaya yöneliktiAraştırma birimleri U-13 ve E-4, bu yeni teknolojiyi mükemmel hale getirmek için çalışıyorduBöylece Victor Schönberger 'in uçandaire taslakları ortaya çıktıCisimlere Haunebu-1 ve haunebu-2 isimleri verildi Hazırlanan plan ve çizimlerin, ünlü temascı George Adamski'nin 1952 yılında resmini çektiği ufolarıyla inanılmaz bir benzerliğe sahipti Almanlar 1941 ve 1942 yıllarında daire biçimli uçak üretimine çoktan girmişti bileAncak ilk denemelerde çok büyük yapım hataları ortaya çıktı V-1, V-2, V-4 den sonra,1942 yılında mühendis Richard Miethe, italyan bilim adamı Giuseppe Bellonzo ile V-7 nin yeni modeli üzerinde çalışmaya başladı Zaman geçerken Hitler'in de desteğini alan Miethe-bellonzo ekibi, Schriever-Habermohl ikilisiyle ortak araştırmaya girdilerBöylece inanılmaz efsanevi V-7 ortaya çıktı ilk uçuş denemesi 20813 metre, ikinci uçuşta ise 24200 metreye kadar yükseldi Diğer yandan Vril adıyla bilinen uçan diskler projeside devam ediyordu Bu projenin mimarı Schumann grubuydu ve mucize yaratan silahlar konusunda uzmanlaşmış SS E-4 bölümünden destek alıyordu Vril-1 serisinde tam17 cismin üretildiği biliniyor Disklerin çapı 1156 metre idi ve 2900 kilometre saat hızına ulaşabiliyorlardı garip bir biçimde Vril-1 ve Vril-9 un görünümleri, amerikalı astronot Edwin Aldrige'in ay yüzeyinde gördüğü nesnelere çok benziyordu! Almanlar savaşın sonuna kadar silahlarını mükemmel hale getirmek için çalışmayı sürdürdüler Yeni projelerine " ateş topu" adını wermişlerdi Radyo dalgalarıyla yönlendirilen ateş toplarının tek amacı vardı: yok etmek! Düşman uçaklarından çıkan gazı buluyor ve radarlarını işlemez hale getiriyordu Motorun yada elektrik sisteminin tümüyle çökmesini sağlayan ateş topları ürkütücüydü Bu özellik, bazı UFO gözlemlerinde, UFO'nun yakın teması sırasında araba motorlarını durdurması , elektrik kesilmesi yada elektrikle çalışan cihazlardaki geçici bozulmayı akla getiriyor O dönemde, bugün UFO adını verdiğimiz dairesel biçimli taşıt araçları inşaa edildi, kullanıldı we tanıklar tarafından sayısız gözlem yapıldı Şimdi bu tanıklardan birini orjinal almanca metinden yapılan çeviriyle yeniden gözden geçirelimÇok gizli askeri belge özelliği taşıyan gözlemde tanığın adı ve kimliği açıklanmamıştır: "Almanya'nın Bavyera bölgesindeydimCumartesi öğleden sonra, akşam olmak üzereydi Karşı taraftan yüksekliği pek de fazla olmayan uçan bir cismin yaklaştığını gördümÇapı 8 ila 20 metre arasındaydı Çevresine ıslık sesi yayıyordu ve cisim hafif bir titrreşim ile sarsılıyorduCismin alt kısmında üç yarım küre bir tanede mavi nokta vardı Ortadaki gamalı haç resmi hemen dikkatimi çektiPencere benzer bir şey yoktu sadece delikler vardı Bu ıssız mekanda ve çevrede artık çalışmayan eski fabrikalardan başka bina yoktuGarip cisim alçaldı ve görebildiğim kadarıyla bir duvarın arkasında yere indi Az sonra ortaya çıkan kamyon cisme yaklaştı ve uzaktan pek de seçemediğim şeyler olmaya başladıSadece insan formunda iki silüet görebildim Biri uçan cismin alt tarafında diğeri ise üstündeydiUçan disk yüzeyi metal plakalarla kaplanmışa benziyordu Hem alttaki üç küre hemde üst tarafta çıkış borusuna benzeyen bölümler dikkatimi çekti Az sonra 'NSU 80 Solingen' plakalı bir araba geldi Bunu yeşil bir volkswagen izlediGidip yakından bakmaya karar verdiğimde ise, uçan cisim çoktan ortadan kaybolmuştuYaptığım gözlemden bir hafta sonra, bu bölgede pek çok kişinin UFO gördüğüne dair raporlar verildiBenimle aynı cismi yada benzerlerini görmüş olabileceklerini düşündümBenzincide çalışan bir adamla konuştuğumda onunda aynı cismi gördüğünü öğrendim" "UFO teknolojisi konusunda çalışmalar yapan ''Nazi Almanyası'' görünmezlik teknolojisi, zamanda yolculuk ve boyut atlaması konularıylada yakından ilgilenmişlerdirHatta bu ve benzeri teknolojilerin araştırılması için Tibet ve Hindistan taraflarına VİMANA adı verilen, destanlarda adı geçen uçan araçların tarih öncesi kayıtlarının incelenmesi yönünde bir ekip gönderildiği speküle edilmektedirBenim kanımca o dönemdeki NAZİ bilim adamları elektromanyetik gücün bir çok doğa üstü gibi görünen fenomenlere yol açabileceğini biliyorlardıVe bahsi geçen teknolojilerin elektromanyetizmin gizemli yapısı içinde çözülebileceğini her nasılsa bir şekilde biliyorlardıVe elektromanyetizmin prensiplerini kullanarak yerçekimine karşı gelebileceklerini düşünüyorlardı"(Çetin BAL) Hitler OKÜLT bilimlerlede ilgileniyorduAlman ırkının geçmişteki büyük bir uygarlığın (ATLANTİS'in) devamı olan üstün bir ırk olduğunu düşünüyorduAdolf Hitler spiritüel (ruhsal) bilgilerle ve bu kanaldan yapılan dünya dışı bağlantılarla da ilgilenmekteydiHer ne kadar da bilinen alışıldık tarih kayıtları içinde yer almasa da Hitler'in ufolar ile ilgili bir takım çalışmalar yaptığı ve hatta UFO'ları kullandığı doğrudur İnanması hayli güç bir spekülasyona göre O zamanlar Adolf Hitler'in sağ kolu Genaral Himmler'e bu görev verilmişti O da son derece negatif bir varlık olduğu için düşünce formu şeklinde negatif Orion'lu uzaylılardan yardım alarak çok gelişmemiş UFO araçları yaparak kullandıkları söylenebilir ama gelişmiş UFO'ları kullanmalarına ''Dünya Dışı Konfederasyon'' tarafından izin verilmemiştir Eğer dünyaya koruyucular ve Satürn Konseyi tarafından karantina uygulanmamış ve özgür irade yasası olmasaydı, Hitler gelişmiş Ufo'ları devreye alacak ve tüm dünyayı 1 hafta içinde denetim altına alabilecekti Almanya'da ortaya çıkan yeni tarihi kaynaklar Hitler'in savaşın son döneminde UFO'lara benzeyen uçaklar geliştirdiğini ortaya koydu Alman belgeseline göre 1943 yılında Naziler Avrupa'da üstünlüğünü korumaya devam ediyordu Ancak diğer bölgelerde orduları gerilemeye başlamıştı Bunun üzerine Hitler çareyi Pseudonym 7 adı verdiği kanatsız uçaklar üretmekte buldu Andreas Epp adlı bir mühendisten çalınan planlarla hazırlanan prototip uçaklar, radarlara yakalanmıyor ve kendi çevrelerinde dönerek hareket ediyordu Hazırlanan 15 prototip uçağın görünüşü UFO'lara benziyordu Mussolini'ye tanıttı Hitler test uçuşları başarıyla sonuçlanınca bunları dostu İtalya lideri Mussolini'ye de tanıttı Mussolini'nin silah danışmanlarından Luigi Romersa (84) Almanlar'ın UFO'sunu "Yuvarlaktı, ortasında çevresi tamamen camla kaplı bir kokpiti, kenarında jet motorları vardı" diyerek tarif ediyor Fabrika hataları nedeniyle uçaklar üretilemedi Savaşın son aylarında da Prag'da Skoda fabrikası ile beraber çizimleri ve prototipleri de yok edildi ADOLF HİTLER, EMELLERİNE ULAŞABİLMEK İÇİN BİLİMİN EN UÇ SINIRLARINA GİTMEYİ DE İHMAL ETMEDİ KUSURSUZ IRK İÇİN GENLERLE OYNADI, DÜNYAYI FETHETMEK İÇİN UFO İMAL ETTİRDİ” Haziran 1937”de, Hitler ve Goering”inde aralarında bulunduğu Nazi ordusunun başta gelenleri, birliklerinden özel olarak seçilmiş kuvvetleri ülke dışına yolladılar Bu birliklerin görevi, uzay ve uzaylılarla ilgili bilgi toplamaktı Araştırmalar sırasında Türkiye sınırları içinde Nuh”un Gemisinin bulunduğu farz edilen Ağrı Dağı”nda bazı hikayeler dinlediler Bu hikayelere göre 200 nesil önce, gökyüzünden büyük ve de çok gürültülü bir ev yeryüzünüze indi Ev olarak adlandırılan uçan nesnenin çıkardığı gürültü, köyde bulunan herkes tarafından duyulmuştu Daha sonraları köy halkından biri; bu nesneyle karşılaşmış İçinden çıkan insana benzeyen varlıklar adamı selamlamış Adama gemiye gelmesini söylemiş Adam köylülere geminin dışının dokunulmayacak kadar sıcak ve parlak olduğunu, ayrıca içeri girdikten sonrada geminin havalanıp bir kuş gibi uçtuğunu, adamların içeri girdikten sonra taştan yapılmış şapkalarını çıkarıp onunla konuştuğunu anlatmış Resimlerin çekildiği tarih: 1944 Anlatılan hikaye Almanya”ya bildirildi Bir ay sonra aynı bölgeye iki birlik daha gönderildi Birinci grupta, Hitlerin ünlü kimyasal ölüm silahlarını üreten bilim adamları vardı Bu grup, bahsedilen evi bulmak üzere görevlendirilmişti Bilim adamları, o günün bütün teknolojisini kullanarak bahsedilen evi aramaya başladılar Sonunda da bu amaçlarına ulaştılar Bir dağın tepesindeki mağaranın içinde bu gemiyi buldular UFO, 25 metre genişliğinde ve 8 metre yüksekliğindeydi Dünyada bulunmayan katı bir maddeden yapılmıştı Bilim adamları gemiyi çalıştırmayı denediyse de başarılı olamadı Aralık 1938 yılında, bulunan UFO, büyük bir gizlilik içinde Almanya”ya getirildi UFO araştırması için Almanya”da ki en ünlü bilim adamları Münih’in kuzeyinde kurulan bölgeleye getirildiler Araştırma laboratuarı, başka kuvvetler tarafından fark edilmemesi için eski tuz madenlerinin bulunduğu bir bölgeye konuşlandırıldı Fakat bu bölgenin Amerika Birleşik Devletleri ajanları tarafından fark edilmesi uzun sürmedi Nazi bilim adamları ise, UFO ve bileşenleri hakkında birçok bilgiye sahip olmuşlardı Temmuz 1941”de, Amerika Birleşik Devletleri, Oz kod adını verdikleri bir ajanını bu laboratuara sokmayı başardı Oz, buranın resimlerini çekmiş, burası hakkında birçok belge almıştı Fakat bunların Amerika”ya gönderilmesi sırasında, Almanya”da ki Nazi hazinesini toplayan Rus birlikleri tarafından bu belgelere ve resimlere el konulmuştu Büyük bir Rus birliği bu topraklara gönderilmiş, ondan sonraki zamanlarda da ne bu kurulan UFO üssünden ve ne de belgelerden hiçbiri bulunamamış Nazilerle UFO’ların yakınlığı hakkında birçok belge ve söylenti mevcut IIDünya Savaşı”nda Nazi”lerin bu UFO’ları kullandığı söylentisi varGerçekten bu teknoloji savaşta kullanılabilmişmiydi? Yada buna fırsat oldumu? Bunu kimse bilmiyor ama bir gerçek varki oda ortalığın bunca dumana boğulduğu bir yerde mutlaka bir gerçek payı olmalı! THULE örgütü -Nazi ideolojisi ve Gizli zaman yolculuğu deneyleri Çetin Bal : Aşağıda bahsi geçen Thule örgütüne dair resmi tarih kayıtlar içinde yer almayan ve sadece bir takım söylentilerden ibaret olan ilginç bazı bilgileri siz okurlarımın dikkatine sunmam gerektiğini düşündümÇünkü en az bir çok gizemli olay kadar Thlu örgütü ve Nazi teknolojisi ve Nazilerin ilginç araştırmacı yanları ve Nazi bilim adamlarının ilgi alanları hep bir sis perdesi altında kalmış ve bu noktada bir çok spekülasyon üretilmiştirBu spekülasyonlar NAZİ lerin Atom bombası yapma girişimlerinden, yerçekime karşı gelen uçan disk teknolojilerine ve zaman yolculuğu araştırmalarına kadar bir çok konuyu kapsamaktadırBunlar ne kadar gerçek yada ne kadarı doğru bunu bilmek yada bu konuda net bir fikir beyan etmek oldukça güç ve hemen hemen imkansızdırResmi ve bilimsel anlamda tarihe baktığımızda tüm bunlar bir deli saçmasıdırAma ben Modern bilimin gelişen serüveni içinde bu NAZİler ve zaman yolculuğu hikayesini en tutarlı konsept içinde kalmaya çalışarak ve en uçlarda gezerek toplamaya çalıştımSonuç olarak sizler için biraz fantastik/ bilimkugusal gelebilecek aşağıdaki kısa makaleyi oluşturdum Bizim söz konusu edeceğimiz Thule ise, bir ezoterik öğreti ve örgüt Şurası hiç de ilginç değildir ki, Thule Örgütünün sembolü, çift boynuzlu Viking miğferidir Söylemsel kökleri, kayıp kıta Mu'ya dayanan bu öğretinin temel konusu, insan psikolojisinin derinlikleri ve zamandırKimileri bu çift boynuzlu migferin bir wormhole tünelini simgelediğini düşünmektedir (Yanınızdakilerle birlikte bir zamandan başka bir zamana sıçrayabilmektesiniz! Bu yanınızdaki, bir çakmak da bir uçak da bir uzay gemisi de bir fabrika da olabilir!) Thule örgütü'nün amaçlarına gelince ; bunlar özetle : · Zamanda gidip gelen üstün yaratıklarla ilişkiye geçmek, · Üstün bir Âri ırk oluşturmak : (Bunun için de saf bir Cermen ırkı oluşturup pan-Cermenik bir Alman Imparatorluğu'nu kurmak ve bu imparatorluğu Âri ırkın oluşturulmasında kullanmak) ve bu arada, · Hıristiyanlık öncesi antik Alman kültürünün yeniden uyandırmak, · Böylece dünyanın yazgısını değiştirmek ve · Mu uygarlığına ulaşmaktı Gizlici örgüt ve öğreti olarak Thule'un felsefesine gelince; Bunu Eckart, şöyle açıklıyordu: "Tule'un tüm sırları, eski bir kayıp uygarlığa dayanır İnsanoğlu ile dış zekalar arasında bazı varlıklar, bu sırlara erenlere büyük bir güç kaynağı oluşturmaktadır İşte bu güçtür ki, Almanya'yı dünyaya egemen kılacaktır" Bu sözler, Nazizmin de temelini oluşturuyordu Dikkat edilirse bu sıralamada adı geçen öğreti ve örgütlerin, aslında yeterince heterojen bir kök ve geçmişe sahip olmadıkları görülür Üyelerin çoğunluğunun Hristiyan görünmelerine karşın, Thule için bu bile gerek ve yeter bir koşul değildir Açıkçası, Thule'un üye ve öğreti olarak içeriğini netleştirmek oldukça zordur Bu içerik içinde Pagan, Cermen, Gnostik, Kabalacı yani yahudi mistizmi, Âri ırk ve bolca Katolik unsurlar vardı Yani, Thule'un oluşumu tek tip ve homojen değildi Bir kök Tötonlara giderken öbürü Cermenlere, bir başkası Mu'ya, bir başkası Hint ve Tibet Aryenlerine, bir başkası Tapınakçılara, bir başkası ise, doğrudan Masonlara gidiyordu Saydığım ve saymadığım bir çok öğe ve etken, kolayca Thule'da bir araya gelebiliyorlardı ; çünkü ortak ve temel bir konu vardı: Zaman gezmenliği! 19 yüzyılın başında, Almanya'da aşırı sağ eğilimleri ve birbirleriyle de yakın ilişkileri olan Tapınakçılığa bağlı üç örgüt kurulmuştu: Armanenschafft, Ordo Templi Orientis ve Ordo Novi Templi Her üçü de TapınakçıydıBu üç örgütün en önemli işlerinden biri, Germenorden (Alman Tarikatı) adlı örgütün kurulmasına katkıda bulunmalarıydı Bu Alman Tarikatı 1912'de kuruldu ve Âri ırkın varlığına ve üstünlüğüne inanıyordu 1 Dünya Savaşı sırasında ateşli Alman milliyetçilerini organize etmişti Onu önemli kılan asıl şey ise, Tuhule örgütünün oluşmasına önayak olmasıydı Thule Derneği ya da Almanca adıyla "Thule Gesselschaft" Thule Derneği’nin kurucusu "Baron Rudolf von Sebottendorff"tur Diğer adı, Rudolf GlauerYüksek öğrenimini yarım bırakıp, gemilerde üç yıl elektrikçi olarak çalıştı Böylece bir çok yer gezmiş oldu Uzak Doğuya, ezoterik öğreti ve gruplara da ilgisi bu sayede oluştu Bu gezileri sırasında simya, astroloji ve Kabala üzerinde çalışmış, Gül-Haç felsefesi üzerinde de uzun araştırmalar yapmıştı Türkiye'de onu "Gizli Müslüman Baron" olarak biliyorlardı Sufizmi ayrıntılı biçimde biliyordu Birçok tarikatla ilişkisi vardı Güçlü bir Mason kariyerine sahip olarak özellikle, Bektaşilikle ilgilenmişti Rudolf Hess: Bu topluluğa ilk katılanlardan biri kimdi dersiniz? Rudolf Hess; Hitler'in kötü yoldaşı! Antisemitik düşünceleriyle ünlü, "Oyuk Dünya Kuramı"nın babası, Aryan ırkının varlığına ve üstünlüğüne inanan, ezoterik ve inisiyatik tarikatlarla bağlantılı bir bilim adamıdır Barış görüşmeleri için İngiltere’ye gönderildi ama orada tutuklandı Spandau cezaevinde ömür boyu hapse mahkum edildi Haushoffer: Thule’un en önemli ve etkili üyelerinden biri 1869 doğumlu Bir bilim adamı, Münih üniversitesinde profesör Profesör ve general Hitlerle onu tanıştıran Rudolf Hess'ti Kavgam'ı Hess ve Haushoffer yazdırmıştı Hitler'e Nazi Partisi için Gamalı Haçı seçen de oydu Deitrich Eckart'tan sonra Hitleri en çok etkileyen ikinci insandı 1934'de genç bir general ve çok güvenilir bir kâhindi Düşmanın saldıracağı yeri, saati ve mermilerin düşeceği yerleri söylüyordu Hitlere de Parise ne zaman gireceğini, nerede ne kadar dirençle karşılaşabileceğini söylemişti Rooswelt'in ölüm tarihini de doğru olarak vermişti Uzak doğuda uzun yıllar resmi görevde bulundu Japonca biliyordu Ona göre Alman ırkının kökleri Orta Asya'da idi Aslında o da bir Gurdjief öğrencisiydi İkisi de Tibet Locası'na üyeydiler ve bu Tibet Loca'sının dünyanın altında yaşayan ve insandan daha üstün bir tür ile ilişkisinin olduğuna inanıyorlardı Hitler, Himmler, Goring, fizikçi Morell de aynı locanın üyeleri idiler Thule derneğinin özünü şöyle açıklıyordu: Thule'un tüm sırları eski kayıp bir uygarlığa dayanmaktadır İnsanoğlu ile dış zekaların arasında bulunan bazı aracı varlıklar bu sırlara erenlere büyük bir güç kaynağı oluşturmaktadırlar Bu güç Almanya'yı bütün dünyaya egemen kılacaktır Yine bu güç ve bu gücün kaynağı, geleceğin üstün insanının ortaya çıkması için imkan sağlarken, insan türünün de değişimine yol açacaktır İşte bu ifadeler özet olarak Thule’un da Nazizmin de temelini oluşturmaktadır Yaşlı bir okültist kadının kendisine yıllar önce anlattığı "Almanya'yı kurtaracak Mesih" prototipini Hitler'de görmüştü Bu nedenle bu genç adamın elinden tuttu, onu Thule'nin zengin ve etkili üyeleri ile tanıştırdı 1923 yılında kurulan Milliyetçi Sosyalist Parti’nin yedi kurucu üyesinden biriydi Aynı yıl öldüğünde, elindeki tüm bilgi birikimini Karl Haushofer’e bırakmıştı Vasiyetinde ise, şöyle diyordu: Hitler’i izleyiniz Dans edecektir; ancak müziği ben yazdım Onlarla temasa geçmesi için gerekli araçları kendisine verdik Bana da sakın acımayın Tarihi herhangi bir Alman’dan daha fazla etkilemiş olacağım Eckart ve Rosenberg 1920'de Hitler’le tanıştılar ve onu üç yıl sıkı bir eğitimden geçirdiler Hitler’e doğu ezoterizmini, gizli dilini ve bu dille konuşmayı öğreten Eckart'tı Öğretisini iki bölümde Hitlere aktarmıştı : Gizli öğreti ve propaganda Bu da gösteriyor ki, Hitler üzerinde birinci derecede etkili olan bir isimdir 1923'de Nazi partisi kurulduğunda Kurucu yedi üyeden biriydi Hiç kuşkusuz, Hitler’in ve Nazi Partisinin Thule’un bir ürünü olduğu söylenebilir Onun da Thule’a derin ilgi duyduğu, onayladığı, çalışmalarını yakından izlediği, zaman zaman derneği ziyaret ettiği doğrudur Hiç kuşkusuz, onun akıl hocaları ve yaratıcıları oradaydı Hitler’i tetikleyen, eğiten, ideolojisini, düşünce yapısını veren, hedeflerini belirleyen onlardı Eckart başta olmak üzere Alfred Rosenberg ve Karl Haushofer Hitlere çok zaman ayırmışlar, ilgi göstermişler ve onu eğiterek hazırlamışlardı Özelikle Eckart, Hitler’e mistik doğunun gizemlerini öğretmiş ve Thule’un temel değer ve öğretisini benimsetmişti Thule’de Güneş, Aryanların kutsal sembolü olarak bilinirdi Bir Tibet söylencesine göre, üç-dört bin yıl önce, Orta Asya’da, Gobi’de çok büyük bir uygarlık vardı Bu uygarlık yıkıldı ve Gobi de bir çöle dönüştü Buradan canını kurtarabilenler, Kuzey Avrupa’ya ve Kafkasya’ya göç ettiler Thule Örgütü’nün ermişleri, bu Gobi göçmenlerinin, insanlığın temel ırkını (Âri soyunu) oluşturduğuna inanıyorlardı Bu yüzden General Haushofer, kaynaklara dönmeyi istiyor, bunun için de Doğu Avrupa’yı, Türkistan’ı, Pamir’i, Gobi’yi ve Tibet’i ele geçirmeyi planlıyordu Ona göre, bu bölgeleri ele geçiren, Dünya’ya egemen olacaktı Hiç kuşkusuz, Hitler'i siyasete sokan, yükselten ve ona mali destek bulan da Gamalı haçı Nazi bayrağı yapan da Thule idi Tuhule, temelinde, o bir tür Zaman Gezmenleri Derneği idi! Hitler’i seçmesinin temel nedeni, Hitler’in bir çok özelliklerinin yanısıra onun zaman gezmenliğine duyduğu ilgi idi Bu durum Hitler’de Thule’a karşı direnilemez bir çekim oluşturuyordu Ayrıca Hitler sıkı bir ezoterikçi idi Öne çıkmağa, kahraman olmağa meraklıydı ve tipik bir medyumdu! Onun bu özellikleri de Thule’un ona çekilmesini sağlıyordu Şimdi Hitler’in biraz da medyumsal-parapsişik yönünden söz edelim: Zaten tamamı kırklara karışmış bir kasabada doğmuştu O kasabada ruhlardan, medyumlardan geçilmiyordu! Kendisinin de medyumik yeteneği vardı Bir çok vizyonlar gördüğü, bir çok bilgiler ifade ettiği bilinmektedir Hitler' in çevresindekilerin görmediği fakat kendisinin gördüğü, bir çok varlıktan söz ettiği kayıtlara geçirilmiştir Hatta bu yüzden şizofren olduğundan bile kuşkulanılmıştır Onun hitabeti ve kitleleri etkilemesi de bir çok kişilerce parapsişik bir yetenek olarak algılanır Keza yakın çevresi Hitler'in geceleri ''Büyük Ruh'' isimini verdiği bir bedensiz varlıktan geleceğe dair bilgi aldığı söylenir Bu bilgilerden sonra büyü, mitler, Büyük Ruh, Mu, Tuhule, zaman gezmenliği, Şamballa derken, Hitler’in nasıl bir zihinsel karmaşaya sürüklendiğini açıkça görüyoruz Hess, Oyuk Evren kuramı yanında bir de buzul kozmozdan ve bir Buz Çağı'ndan söz ediyordu Hitler kendi döneminde bu buz çağının ateş çağına dönüşeceğine inanmıştı Üstelik bu çağı başlatmak için de kendisi seçilmişti! Rusya buzuluna orduyu yazlık elbiseyle göndermesinin nedeni buydu! Hep bunlar, kara büyünün, Şamballa’nın, Büyük Ruh’un (aslında Einstein'lada bağlantılı olduğu düşünülen bir zaman yolculuğu grubuyla gelen, zaman Volf Messing'in telepati gücünün) marifetiydi Böylece süreç tapınakçılardan başlıyor, Masonlara bulaşıyor Germonerden’i (Alman Tarikatını) doğuruyor ve o da Thule’un doğuşunu hazırlıyordu Sonra Thule örgütü kendi etkisi altında zaman gezmenliği uğruna Hitler’i ve Nazi Partisini yaratıyor Âri Irk’la dünyanın kurtuluşu ve zaman gezmenliği uğruna Naziler, Doğu gizliciliğine bulaşıyor ve sonunda II Dünya Savaşı ortaya çıkıyordu Bir çok başka amaç ve ideallerle kuşatılmasına ya da zenginleştirilmesine karşın Thule’nin merkezî konusu yine de Zaman'dı ve bu durum Hitler’in onlarla daima ilişkide olması için için yeterliydi Hitler’in eski uygarlıklara, mitolojilere olan ilgisi de Thule ile örtüşüyordu Doğa yasalarının üstüne çıkmak istemesi ve bu yüzden büyü ile ilgilenmesi de öyle Bir farkla ki, Thule ileri gelenlerinin hiç biri kendini böyle ortaya atmamasına karşın Hitler, güç ve imperium uğruna kırklara karıştığına ve seçilmiş olduğuna inanıyor ve dünya egemenliği fikrine lâpinler gibi atlıyor ve öne çıkıyordu HİTLER NAZİLER VE SEKÜLERİZM Peki din ve dindarlık bakımından Hitler’in durumu neydi? O, sağın neresine düşmekteydi? Düz tarih bile, Hitler ve Naziler konusunda, din söz konusu olduğunda, bir garipliğin olduğunun farkındadır Ortaya konan fotoğraflarda bir tuhaflık vardır gerçekten de Marksizmle silahlı mücadele, yoğun bir Yahudi katliamı ve kiliseye çok soğuk bir yüz Sağın da solun da neresine düştüğü belirsiz bir kimlik bu Bence güce soyunmuş bir ezoterizmin tipik örneği Tapınakçıların da soğuk ve din dışı bulunmalarının nedeni sanırım buradadır Ne ki, sonuçta Hitler de tüm güce soyunan ezoterik öğreti yandaşları gibi, sekülerliğini korumaktadır Güç isteğinin girdiği yürekte Tanrı yada evrensel sevgi barınamamaktadır Açık olan budur Tanrının (evrensel birliğin) çıktığı gönle de genellikle güç isteği egemen olmakta ve bu da eski mısır'ın Tanrı-Kral misyonuna giden yolun kapısını aralamaktadırBu ne tapınakçıların ne başka misyonsal eğilimlerin ne de Nazilerin sorunudur Sekülerleşmenin gerçek kaynağı, ırkçılık değil, güç isteğidir ve bu güç isteği, zamanımızdaki bazı gizlici örgüt ve öğreti yandaşlarını bugün, dünya imparatorluğuna soyunma noktasına getirmiştir Oysaki demaokratik, katılımcı,daha hoşgörülü ve sevgi dolu bir dünya gerçeği için daha uzun ömürlü bir insan uygarlığı için çoğulcu bir yönetim söz konusu olmalıdır Bu anlamda Devletlerin kendi aralarında savaş kararı alamadıklarını, savaş kararını almada kapitalist dünyada sömürü üzerine dayanan kar ve çıkar hesaplarının tehlikeye girdiği bu güç efendilerinin yani uluslararası büyük finans şirketlerinin bunda etkili olduğunu belirtmek gerekir Demek ki, sanayileşmenin gündeme geldiği bu dünya arenasında savaş çıkaranlar, terörizmi bir şekilde destekleyenler işte bu güç efendileridir Rasyonel değil de güdüsel güç isteğinin sonuçları daima savaştır Bunun artık görülmesi gerekirBirey bu noktada kendi çıkarlarını toplumun çıkarlarının önüne almaktadır Gamalı Haç'ın NSDAP'a Thule Örgütü tarafından yerleştirildiği doğrudur Ama aslında o, arşetipik bir şeydir Onda paganik kökler de bulmak olanaklıdır, ama paganlığa mal etmek de yanlıştır O, yalnızca Kabalacılığın tekelinde de değildir Onun umulmadık kadar gerilere giden bir tarihi olduğu doğrudur Söylentiye göre, Thule bu sembolü Mu uygarlığından alıp Nazi Partisi’ne amblem yapmış Mu tabletlerinde gerçekten de bu sembol vardı ve Mu'ya özgü gizli bilgiler içeren çok önemli bir semboldü Bu sır, çok sıkı eğitimden geçmiş, eski Mısır ve Tibet rahiplerince de biliniyordu ve onlar tarafından korunuyordu Bu sembol bir de iki yeraltı uygarlığı olan Şamballa ve Agartha'da kullanılıyordu Nazilerin önde gelenleri de (yedi kurucu üye) bu sırrı öğrenmişlerdi ve bu bilgi de doğal olarak Tibet'le olan ilişkileri sayesinde ele geçirilmişti Onların gamalı haç hakkında edindikleri bilgi Şamballa'dan geliyordu ve Şamballa pek de hırlı bir uygarlık ve güç olarak bilinmiyordu Temeli şer ve karanlıktı Bu da bize Hitler'in haklı olarak, nereye yakalandığı ve nereye hizmet ettiği hakkında bir fikir vermektedir Gamalı Haç'ın, Thule'nin Tapınakçı kökenine uygun olduğu da doğrudur ama bu sembol Tapınakçıların da tekelinde değildir Ona eski Hint mandalalarında da Cengiz Han'ın yüzüğünde de rastlıyoruz! Öbür taraftan, Kabalistik ve Masonik kaynaklarda, Siyon yıldızı ile iç içe kullanıldığı da doğrudur Haushoffer'ın Hindistandaki çalışmaları sırasında bu sembolü görüp etkilenerek aldığı ve Nazi bayrağı yaptığı da söyleniyor Aslında Gamalı Haç şekil olarak başka bir şeymiş de o şekli ters çevirerek Gamalı Haç yapmış Hah! İşte burası ilginçtir Ters çevirdiği orijinal örnek acaba neydi dersiniz? UZAK DOĞU BAĞLANTILARI Thule ve onun bir uzantısı olan Nazi Partisi, aktüel ve siyasi alanda dünyayı ateşe vermişti ama bunlar başında da sonunda da ezoterik içerikli ve nitelikliydiler Hess Oyuk Dünya kuramı geliştirmişti 1930'larda tümüyle Atlantis gibi kayıp kıta ve toplumları araştırmaya adanmış dergiler çıkıyordu Otto Rahn 1938'de Güney Fransa'da "Kutsal Kâse"yi aramaya girişmişti Bu kâse son yemekte kullanılan şarap kabıydı ama olağanüstü bir sırrı da beraberinde taşıyordu Ahit Sandığı gibi bir güç yaydığına inanılıyordu Thule'un Tibetli rahiplerle de ilişkileri vardı ve Dalai Lama ile iyi ilişkileri olmuştu Bu uzak doğu ilişkilerinin temelindeki nedenler; · Âri ırk · Ezoterizm ve · Zaman gezmenliği idi Thule de Nazi ileri gelenleri de tarih öncesi Ariyan ırkının Hindistan ve Tibet'te hâlâ var olduğuna inanıyorlardı Önce Cermen ırkını saflaştırıp, bu ırkı Âri ırkın ortaya çıkması için hizmete koşacaklardı Yani doğu ezoterizmini tanımak, oraya bağlanmak ve orayla ilişkide olmak zorundaydılar İşte o nedenle,Thule Örgütü 1943 yılına kadar Tibet'le yakın ilişkisini sürdürmüş, birbirlerine karşılıklı heyetler göndermişlerdir Bu ilişki çok derin, anlamlı ve yoğundu; çünkü temelinde Âri ırk, uçandaireler ve zaman gezmenliği vardı! Bu Thule’yi de Hitleri de çok yakından ilgilendiriyordu Bu ilişki konusunda ümitlenip heyecanlanmamaları olanaklı değildi Çünkü uzak doğu yalnızca ezoterizm yönünden değil, uçandaireler ve zaman gezmenliği bakımından da görmezden gelinemez bir kaynaktı Hint-Tibet mitlerinde, zaman yolculuğu yapan Dhurakhapalama, Vaidor; UFO benzeri uçan disklere de Vimana denilmekteydi Hint mitlerinde, Vaidor’ların, Turan Dağı’nda olduğu; Vimana’ların ise, Tor Dağı’ında bulunduğu, daha doğrusu inip, kalktıkları yazılıydı Hatta, Çinliler’in, Fransızlar’ın (Kont Sédir) ve Ruslar’ın (Çar Nikola) büyük paralar harcayarak kurdukları ekiplerle Dhurakhapalam’ı arattırdıkları söylenir General Haushofer da Tibet’te bu konuda araştırmalar yapmıştı Onu Gurdjief bulmuştu ve Kamensky diye birini iki yıl ileri yani zamanda iki yıl geleceğe göndermişti Şu da var, Thule ve Nazi partisinin bu uzakdoğu ilişkisi pek tekin bir şey değildi ve Hitler’e de Almanlara da pahalıya patladı Çünkü birçok araştırmacı, Nazilerin, aslında çok daha karanlık bir örgütün görünen yüzü olduğuna inanmıştır Bunun için nedenler yok da değildir Çünkü bir çok toplantıda, Nazi Partisi'nin ileri gelenlerinin yanında doğulu, şeytani, ucube tipler görülmüştür Bunların Nazilerin iplerini ellerinde tutan Tibetli rahipler olduğuna inanılıyordu 1840'larda Almanya'da "Agarta"dan söz ediliyordu Bu söylenceye göre, yer altında bir krallık vardı Buranın kralı, dünyadaki birçok kralı denetiminde tutuyordu O, dünyanın efendisiydi ve çok yakında da Dünya krallığını gerçekleştirecekti Yaygın kanıya göre, büyük bir olasılıkla Hitler onun bir numaralı adamıydı Doğrusu Hitler de buna hiç hayır diyecek gibi görünmüyordu; çünkü elinde Amerika'nın bile işgali ile ilgili planlar vardı İtalyanlar Afrika'yı, Japonlar Asya'yı yöneteceklerdi 1926'da Berlin ve Münih'e küçük bir Hintli kolonisi yerleştirilmişti Ruslar Berlin'e girdiklerinde ölüler arasında bin kadar alman üniformalı ama kimlikleri olmayan Tibetlili ile karşılaşmışlardı Nazilerin "Odessa" adlı bilim örgütünde, üst rütbeli Tibetliler de bulunuyordu Thule'nin, Tibet kökenli "Yeşil Ejjder" örgütü ile de bağlantıları bilinmektedir II Dünya Savaşı'nın sonunda yıkılan Nazi karargahında 12 Tibetli rahibin ne işi vardı? Önceleri buna bir anlam verilmemişti Çünkü eylem zamanıydı; kimsenin soru soracak yorum yapacak durumu yoktu THULE örgütünün temel amacı zamanı saptırıp gelecekteki dünyada NAZİ egemenliğini sağlamaktıThule Örgütü’nün Hitler tarafından Nazi’leştirilmesinden sonra, Nazi’lerin, zaman yolculuğu teknolojisini siyasi amaçlarla kullanmak istemişlerdir Örneğin satır aralarında, zaman gezmenliğinin fazla uzak olmayan bir zamanda başlayacağı Bunun için ışık quantlarının bulunması daha doğrusu anlaşılması gerektiği, bu konuda her şeyin Thule’un yapacağı deneylere bağlı olduğu filan gibi ilginç bilgilerin varlığındanda bahsedilmektedirBu ne demek? Thule’un var ve devam ettiği demek Zaman üzerine deneyler yaptığı demek!Thulu örgütüne dahil olan bilim adamları magnetizmal alanlar içinde cisimleri geçmişe ve geleceğe doğru yürütebileceklerini düşünüyor ve iç içe dünyalar ve boyutlar gerçeğinden söz ediyorlardı Kitap kurdu olan çok yönlü araştırmacılar NAZİ bilim adamlarının bu konudaki çalışmalarının Amerika'daki Philadelphia deneyine, Montauk projesine ve ordan da 51inci UFO araştırma üssüne doğru uzanan ilginç bir bağlantı ağını içerdiğini sezecektirlerBelki bu bağlantı doğrudan planlı bir bağlantı değil ama sonuçta bir şekilde bu bilgiler bir yerlerde kesişiyor Çok uzun |
|