07-13-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sırrı Çözülemeyen 36 Olay
Kolombiya , Bogota yakınlarında bulunmuş bir insan eli fosili Fosilleştiği kayanın yaşı 100 - 130 milyon yıldır Yani, fosil de o kadar sene önce meydana gelmiş demek Oysa iki ayağı üzerine kalkan ilk varlık bundan 1 8 milyon yıl önceye ait homo erectuslardır 
Bu cisim Kanada'nın Kuzey kutup bölgesindeki Axel Heiberg adası eski fosiller koleksiyonunda bulunmuştur İncelemeler bunun bir insan parmağı fosili olduğunu gösteriyor Bu fosil 100 ile 110 milyon yıl öncesine aittir (Creataceous jeolojik dönemi) Röngen ışınlarıyla yapılan inceleme sonucunda yukarıdaki resimdeki siyah kısımların parmak kemiklerine ait olduğu ortaya çıkmıştır Bu kadar eski zamanlarda insan yaşamış olabilir mi ?
Filippo Lippi tarafından 15 yüzyılda yapılan "La Madonna e san Giovannino" tablosu Tablonun arka planında havada görülen yuvarlak, ışık saçan cisim bir kişi tarafından izleniyor Yani Roma dönenimde de UFO fenomenleri konuşulmaktaymış 
Bu resimde Antikythera makanizmasını görmektesiniz Sağ tarafta ise teknik şeması yer alıyor Alet 1900 yılında Girit adasında bulundu M Ö 1 yüzyıla ait olduğu düşünülüyor Bu antik bronz mekanizma bize eski uygarlıkların düşündüğümüzün aksine daha ileri bir teknik bilgiye sahip olduğunu kanıtlıyor Astronomik takvim olduğu düşünülen bu makanizmanın içinde başka dişliler de bulunmakta 
1895 yılında İrlanda'da Dyer tarafından mineral araştırmaları sırasında bulunan bir dev fosili  Boyunun karşılaştırılması amacıyla bir tren vagonunun önüne koyulmuştur Yüksekliği 3 metre 70 santimetre ve ağırlığı 2050 kilogramdır (Taşlaşmış olduğu için daha ağır geliyor) Sağ ayağı 6 parmaklıdır Ancak daha sonra bu dev fosiline ve sahibine ne olduğunu kimse bilmiyor
Kafaları karıştıran bir şehir daha; Lübnan'daki Balbek şehri  20 metreden daha büyük taşların kullanıldığı bu antik şehir Roma İmparatorluğu'ndan da eski Hatta Sümerliler zamanında bile burası antik bir şehirdi o zamanlar Taşların büyüklüğünü göstermek amacyla 2 kişi yapıların arasında dikiliyor Bugün kimse burasını kimlerin yaptığını, nasıl yaptığını, ne amaçla ve ne zaman yaptığını bilemiyor
Yapımı bitirilmemiş bir Obelisk (dikilitaş) Şu anda dikili bulunan en büyük obeliskten 2 kat daha büyüktür Yapımında birçok Mısır tapınağının inşasında olduğu gibi kırmızı granit kullanılmıştır Yaklaşık 40 metre yüksekliğinde ve 1150 ton ağırlığındadır
1945 yılında Waldemar Julsrud adlı deneyimli bir arkeolog tarafından Meksika'nın El Toro Dağı'nda buluna kilden yapılmış bu heykeller M Ö 800'den 200'e kadarki dönemde yaşamış Chupicuaro'lara ait  Oysa bulunan heykelcikler , 65 milyon yıl önce yok oldukları düşünülen çeşitli türlerdeki dinozorları kusursuzca tasvir ediyordu Modern bilim döneminde, neye benzedikleri ancak çözümlenen tarih öncesi bu yaratıkları nasıl oldu da böyle eski bir uygarlık kusursuzca sanat eserlerine yansıtabilmişti? İnsan görmeden tasvir edemez değil mi?
1877 yılında Kaliforniya'da Montezuma tünel şirketinin bir tünel çalışması sırasında 50 milyon yıl eski olan bir lav akıntısının içinde bir tokmak ile bir kap bulundu Tokmak yaklaşık 30 cm uzunluğunda ve kap ise 10 cm çapındadır Bu buluntudan şu sonuç çıkıyor: 50 milyon yıl önce yanardağdan fışkıran lavlar sel olup akarken bu tokmak ile kap oradaydı ve ikisi de lavın içinde gömülü kaldılar 50 milyon yıl önce, yani daha insan yokken!
Tarih öncesine ait küçük japon heykelcikleri  Yakalarında civata taşıyan bu heykelcikler bir tür uzay başlığı ve elbisesi giymektedirler Hatta bunlardan biri çok büyük gözlük takmaktadır Sanki güneş ışığından korunmak ister gibi  
Ünlü " Kiev Astronotu "  Bu heykelcik Avrupa'da bulunan "uzay adamı" özelliklerini gösteren tek buluntudur Yaşı çok eskidir
Puru 'daki bronz dişliler Modern dişlilerden farkı yok gibi Tek farkı çok uzun zaman önce yapılmış olmaları
Lübnan ın Balbek şehri yakınlarındaki işlenmiş dev kaya blokları Bu taşlar binlerce yıl öncesinde buraya getirilmişti Resimde gördüğünüz parça 1050 ton ağırlıkta ve 25 metre uzunluğundadır Bu " momolit" takma adlı yekpare blok dünya üzerindeki işlenmiş en büyük taş bloktur Soru şu: Bu taşları kimler ve nasıl buraya getirebilmişti?
1932 yılında ABD'de Pedro Dağları'nda bulunmuş bir mumya Mumya koyu bronz renginde ve oldukça buruşmuş vaziyettedir Hayattayken boyu 35 cm'yi geçmiyordu! Röntgen ışınlarıyla yapılan incelemede bu canlının ağırlığının 5,5 kg olduğu ortaya çıkarıldı Cinsiyeti erkek ve bütün dişleri yerinde Öldüğünde aşağı yukarı 65 yaşında idi Mumya 350 gr ağırığındadır Alnı çok aşağıdadır Ezik bir burnu ile büyük ve geniş burun delikleri vardır Çok geniş ağzı ile incecik dudakları bulunmaktadır Bu yaratık bilinen insan türlerinden çok daha küçüktü Bazı araştırmacılara göre bu çok küçük boyutlarda olan bir ırkın üyesiydi
Arjantin'de tarih öncesi devirlerde yaşamış olan Toxodon'nun bir kalça kemiği bulundu Resimde ok ile gösterilen şey ise bir ok veya mızrak ucudur İnsanın yaşamadığını sandığımız devirde , biri onu avlamış anlaşılan
Alışıldık olmayan bu spiral cisimler 1991 - 1993 yılları arasında Rusya'daki Ural dağlarının doğusundaki Narada Deresi'nde bulunmuşlardır Boyları en fazla 3 cm olan bu cisimlerden 0,003 mm olanları da vardır Büyük olanları bakırdan , küçük ve çok küçük olanları ise çok ender rastlanan "tungsten" ve "molybdenum" maddelerinden yapılmıştır Mikroskopla yapılan incelemeler sonucunda spiraller kusursuz bir biçimde "altın oran" tekniğiyle yapılmıştı Daha da şaşırıcı olan şey ise; Bütün bilimsel incelemelerin gösterdiği gibi bu cisimlerin yaşlarının 20 000 ile 318 000 yıl arasında değiştiğidir Bu yaş farkı cisimlerin bulundukları derinliğe göre değişmektedir
Peru'daki Ica çölünde bulunan ve binlerce yıl öncesine ait olan Ica taşları akılları karıştırıyor Dr Javier Cabrera büyük bir sabırla bu taşları koleksiyonunda toplamış ve binlerce taştan oluşan bir müze açmıştır Bu taşlara kazınmış olarak, kalp naklini gösteren ameliyatlardan dinozorları avlayan insanlara kadar bir çok olay gösterilmektedir Hatta evcilleştirilmiş dinozorların üzerinde oturan insanlar bile tasvir edilmiştir
Buache Haritası 1737'de eski Yunan haritalarından kopyalanarak çizilmiştir Harita Antartika'nın buzla örtülü olmadan önceki halini de göstermektedir Şaşırtıcı olan ise şu: Eğer bugün Antartika buz ile örtülü olmasaydı Ross ve Weddell denizleri bu kara parçasının ortasından geçerek kıtayı 2 büyük parçaya ayırmış olacaktı Ancak modern jeoloji araştırmaları sonucunda 1968 yılında bu gerçeğin farkına varılmıştı
Bu altın maket Kolomb öncesi döneme ait bir mezarda bulunmuştur Yaklaşık 1800 yıllıktır Görünüşe göre bir uçağın doğru ölçekli maketi gibi duruyor (Delta kanatlı, motor yerine sahip, pilot kabini var, kuyruk kanatları bile doğru şekilde tasvir edilmiş) Güney Amerika 'da buna benzer bir çok eser bulunmuştur
Yukarıda Alban Dağına kazınmış pervaneli bir uçağı hatırlatan eski devirlere ait bir resim görüyorsunuz Olmek topluluğunun inanılmaz ve çözümlenemeyen örneklerinden birisidir
Kafatası Peru'da (Ica) bulunmuştur İlk bakışta günümüz insanının kafatasına benzemektedir, ancak soru işaretlerine yol açan bir kaç etken öne çıkmaktadır Göz boşlukları günümüz insanının göz boşluklarından %15 daha büyüktür Beynin yer aldığı boşluk ise 2600 ccm ile 3200 ccm arasında değişmektedir Şu andaki insanın kafatasındaki beyin beyin boşluğu kapasitesi 1450 ccm 'dir !
Lochness canavarını gösteren bu fotoğraf 70'li yıllarda çekildi Gerçek mi değil mi bilinmiyor
Mısır, Dendera'daki Hathor tapınağında göze çarpan ampuller Bu ampuller kıvrımlı kablolar ile bir jeneratöre veya açma kapama düğmesine bağlıdırlar Ampul şeklindeki cismin içine bir yılan tasviri konulmuş Bu da ampulün içindeki ince teli gösteriyor olabilir
Bazı Nazka (Nazca) çizgileri, yukarıdaki resmin orta kısmında görüldüğü gibi, birbirine paralel kilometrelerce ve hatta dağları, vadileri aşarak uzanmaktadırlar Bu çizgileri kim takip ediyordu ve ne amaçla?
Üzerinde oyularak yapılmış, tam gelişmemiş olsa da rahatlıkla farkedilen bir insan yüzü bulunan bir deniz kabuğu  Bu buluntu 1881 yılıında jeolog H Stopes tarafından rapor edilmiştir Yapılan testler sonucunda, oyma işleminin kabuklu henüz yaşarken yani fosilleşmeden önce yapıldığı ortaya çıkmıştır Bu deniz kabuğu Pliocene devrine ait ve 2 milyon yıllıktır
Yukarıdaki resimde gördüğünüz çekiç bir kum taşı içinde bulunmuştur Yani prensibe göre, bu kum taşı oluşurken çekiç oradaydı Keşif 1844 yılında Fizikçi David Brewster tarafından yapılmıştır İngiliz jeoloji arştırma merkezinden dr A W Med tarafından yapılan analizlerde bu kum taşının yaşının 360 ile 460 milyon yıl olduğu saptanmıştr Yani çekicin de o kadar eski olması gerekiyor Ama o zaman insan diye bir varlık yoktu ki!
"Geode of Coso" antik bir parçadır Bu kaya parçasının üzeri doğal kristallerle kaplanmıştır İçinde bir boşluk ve boşlukta, malzemesini metal ve porselenin oluşturduğu garip bir cisim bulunmuştur
Resim A : Kaya parçasının iki parçaya bölünmüş hali
Resim B : Taşın her iki yarısının iç kısmını görüyoruz
Resim C : Radiography tekniğiyle içindeki cismin resmi çekiliyor Cisim o kadar eski olmasına rağmen metal bir yapıdadır Bu cismin üzerinde meydana gelen ve onu kaplayan kristal oluşumlu kabuğun oluşabilmesi için 500 000 yıl (beş yüz bin yıl) geçmesi gerekiyor !
Resim D : Yan taraftan çekilen radiography resminde metal cismi daha ayrıntılı bir şekilde görüyoruz
Sonuç olarak bu garip cisim 500 000 yıl yaşındadır Günümüzde bir şeye ait bir parça olsaydı,çoktan ne olduğu tespit edilirdi
Bu metal kürecikler Güney Afrika, Klerksdorp'tan Birinin üzerinde kürenin çevresini dolaşacak şekilde birbirine paralel 3 çizgi oyulmuştur Bu küreler Cambrian devri öncesine ait pek çok mineral arasında bulunmuştur (2,8 milyar yıl öncesi) Bu kürelerden bazıları 6 milimetre kalınlığında, ince bir kabuğa sahiptirler Bu ince kabuk kırıldığı zaman kürenin içinden süngerimsi garip bir şey çıkıyor Bu süngerimsi şey havayla temas edince parçalanıp toz haline geliyor Bu kürelerin ne oldukları ,ne amaçla yapıldıkları bilinmiyor
Japonya'nın Yonaguni adasının yakınında, denizin 23 metre altında insan yapısı olduğu apaçık belli olan piramitler bulunmaktadır 183 metre genişliğinde ve 27 metre yüksekliğindeki bu piramitler yaklaşık, 8000 - 10 000 yıllıktırlar
Peru Sacsahuaman'daki bu duvarlar, Bimini Adası'ndaki esrarengiz su altı yapıları ile kesin bir benzerlik göstermektedir Bu arkeolojik duvarlar bir gizem taşımaktadırlar çünkü antik çağlarda yapılmalarına rağmen bu kadar kusursuz bir şekilde işlenip yerlerine koyulana kadarki aşamalar için yüksek bir teknoloji ve bilgi gerektirmektedirler İnsanın açıklayamadığı, garip iç ve dış açılara sahip bu duvar taşları hakkında cevabını bilmediği sorular ise şunlar: Nasıl taşındılar? Nasıl ölçülüp nasıl kesildiler? Nasıl bu kadar doğrulukla yerleştirildiler? Hem de ilkel insanlar tarafından
Mısır'daki Abydos tapınağındaki hiyerogliflerde, helikopteri, tankı, kargo uçağını ve planörü çağrıştıran şekiller vardır Bu hiyeroglifler başka hiyerogliflerin altına gizlenmişlerdi İlk tabaka hiyerogliflerin yerinden kopup düşmesiyle bu esrarengiz şekiller gün yüzüne çıkmıştır
1900'lü yılların başlarında 250 civarında hiyeroglif Sydney'in 100 km kuzeyindeki Hunter Valley ulusal parkında keşfedilmiştir Bunlar antik Mısır hiyeroglifleridir Kuşkuya yer bırakmayacak olan Eski Mısır Tanrısı "Anubis" çizimi ile birlikte hiyeroglifler şu soruyu akla getiriyor: Acaba Eski Mısırlılar Avustralya'ya mı gitmişlerdi ?
Bu 120 milyon yıllık taş parçasının yüzeyi,Ural Bölgesini gösteren bir haritayla kaplıdır Görünüşe göre bu kadar eski bir haritanın olması imkansızdır Bashkir State Üniversitesindeki bilim adamları, çok eski zamanlarda, gelişmiş uygarlıkların olduğuna dair kanıtlardan biri olarak yorumluyorlar eseri Bu gerçekten de insan eliyle yapılmış bir rölyeftir Günümüz askeri haritaları ile neredeyse aynı karakterik özellikleri sergilemektedir Harita sivil çalışmaları göstermekte yani uzunluğu 12 000 Km 'yi bulan kanallar, nehirlere çekilen çitler, güçlü barajlar  Kanallardan çok da uzakta olmayan yerde elmas biçimindeki yerler gösterilmiştir Ayrıca harita bazı yazıları da içermektedir Hatta sayılar bile vardır Bilim adamları önce bunun eski çince olduğunu düşündüler Daha sonra bu düşünce bilinmeyen bir kaynağa ait hiyeroglif - syllabic türü yazıya dönmüştür Bilim adamları bu yazıları şimdiye kadar çözemedilier
Rudolf Gantenbrink tarafından Büyük Piramitte keşfedilen bakır kulplu kapı Hangi amaca hizmet ettiği bilinmeyen gizemli kapı, kraliçe odasından başlayan güney kanallarında yer almaktadır Bu kapının arkasında başka bir kapı daha bulunmuştur Yapılan bazı araştrmalar sonucunda içinde ne olduğunu bilmediğimiz bir oda veya odalar bu ikinci kapının arkasında bulunmaktadır Aynı kapıdan kral odasından başlayan kuzey kanallarında da bulunmuştur Burada sorulan en önemli soru şu : Görünüşte hiçbir amaca hizmet etmeyen bu kapılar neden buralara kondu?
Bu daire şeklindeki taş oluşumları 30 metre çapındadır ve Loch Ness gölünün dibinde görüntülenmiştir
Yeni Zellanda 'da bulunan çok eski bir uygarlığa ait kusursuzca yerleştirilmiş taşlardanoluşan duvarlar bulundu Bu duvarları yapan uygarlık hakkında en ufak bir bilgi yoktur
|
|
|